Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/754 E. 2023/958 K. 18.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/754 Esas
KARAR NO : 2023/958

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/11/2023
KARAR TARİHİ : 18/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 16/11/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, borçlular … A.Ş. … ŞTİ. hakkında … 11. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz kararı alınarak kambiyo takibi başlattığını, alacağını tahsil edemeyince müvekkilin adresi kapalı olduğu dönemlerde muhtara bırakılmak üzere İİK 89.madde uyarınca 1., 2. ve de 06.11.2023 tarihinde 3. haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, müvekkile gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz ve de mesnetsiz olup müvekkilin dosya borçlusu şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin borçlu şirketleri tanımadığını ve herhangi bir ticari ilişkisi dahi bulunmadığını, Müvekkilin ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi iş yerinin ilgili dönemlerde şirket sahibinin şehir dışında olması ve kapalı olmasına denk gelmesi ve 1. Haciz ihbarı, 2. Haciz ihbarından bu sebeple haberdar olamadıklarını, ihmalen itiraz edilmemiş olması nedeniyle dosya borçlusu şirketin müvekkilden bir alacağı bulunduğu anlamına gelmediğini, müvekkili şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğunu, … 11.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında dosya borçlularına karşı müvekkilinin herhangi bir borç veya yükümlülüğünün bulunmadığını bildirerek; müvekkilinin …. 11. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının borçlusu …ŞTİ.,…TİC. A.Ş., …ŞTİ. Şirketlerine borcunun ve de bu kapsamda dosya alacaklısına 89/3 ihbarnamesi nedeniyle bir yükümlülüğünün bulunmaması nedeniyle; müvekkilinin … 11. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası üzerinden İİK 89.madde uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır.
Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. Maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava; İİK.nun 89/3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, TTK’nın 4. ve 5. maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 1. maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c. bendi gereğince dava şarti olan bu husus, HMK’nın 115/1. Maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır, göreve ilişkin dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün değildir. Dava konusu talebin temelinin İİK m.89/3’e dayanan menfi tespit istemine dayandırıldığı, TTK nun 4/1ve 5. Maddeleri uyarınca Mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve görevin dava şartı olduğu anlaşıldığından; Mahkememizin görevsizliğine, Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/12/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI
Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.