Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/585 E. 2023/930 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/585 Esas
KARAR NO : 2023/930

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/09/2023
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 05/09/2023 tarihli dava dilekçesinde, Davalı/borçlu … aleyhine, kaçak elektrik kullanımın bedelinin tahsili için … 7. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise iş bu icra takibi açısından borca ve tüm ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, Müvekkil şirket yetkililerince 01.06.2023 tarihinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullandığı tespit edildiğini, bu hususun … numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, davalı/borçlunun “epdk Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42.maddesine Göre Şirketimizle İkili Anlaşma Olmaksızın Sözleşmesiz Bir Şekilde Dağıtım Sistemine Müdahale Ederek Sayaçsız Elektrik Enerjisi ” kullandığı tespit edildiğini, davalı/borçlunun bu güne kadar davaya konu borcunu ödemediği gibi hakkında başlatılan icra takibine itiraz ettiğini evvelce yapılan tüm sulh görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ve söz konusu başvuru görüşme yapılamadan anlaşamama ile sonuçlandığını, borçlunun mal kaçırma ihtimaline karşın, alacaklarının sürüncemede kalmaması ve yapacakları icra takibinin sonuçsuz kalmaması açısından borçlunun menkul, gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İİK’da ihtiyati haciz için aranan koşullar bulunduğundan ihtiyati haciz kararı verilmesini, müvekkil şirket görevlilerince yapılan incelemede; hem Perakende satış sözleşmesi yapmadan hem de sayaçsız enerji kullanıldığına ilişkin kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenildiğinin belirtildiğini, bu tutanağa istinaden müvekkil şirket tarafından davalı adına faturalandırma yapıldığı ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. Maddesi uyarınca icra takibimize konu borç tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlunun, icra takibine bulunduğu itirazda, asıl alacağa işletilen faize itirazlarında da haksız olduğunu, bu nedenlerle borçlunun borcunu karşılayabilecek derece de taşınır,taşınmaz malları ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları, maaşları üzerine öncelikle teminatsız olarak veya mahkemenin takdir edileceği teminatın yatırılması karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, … 7.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı-borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %30 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizi tutarına işleyecek %18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ,yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/09/2023 tarihli cevap dilekçesinde, … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkil aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına yetki itirazlarının bulunduğunu, müvekkilin adresinin ödeme emrinde de belirtildiği üzere ”…” olduğunu, bu durumda müvekkil aleyhine İstanbul mahkemelerinde açılan davanın … Mahkemeleri’nde açılması gerektiğini, müvekkil aleyhine açılan davanın yetkisiz olan … Mahkemelerinde başlatıldığı için bu bakımdan öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi, söz konusu dosyada taraflar arasında herhangi bir abonelik sözleşmesi bulunmadığını, söz konusu iş yerinde müvekkil ile bağlantısı bulunmadığını, dolayısıyla müvekkili tacir olarak veya ticari işi olarak değerlendirilmesi uygun olmadığını, bu nedenle dava dosyasına bakmakla görevli mahkeme “Asliye Hukuk Mahkemeleri” olduğunu, bu davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, görevsiz mahkemede açılan iş bu davanın usulen reddi gerektiğini, söz konusu iş yerinin Müvekkil ile bağlantısı bulunmadığını, iş yerinde çalışan olarak görevli olduğunu, herhangi iş ortaklığı ve müdürlüğünün olmadığını, belirtilen adreste faaliyet gösteren … Tic. Ltd. Şti. Olduğunu, iş yerinde elektrik abonesi de şirket adına yapıldığını, dolayısıyla söz konusu kaçak kullanımdan Müvekkili sorumlu tutulmasının hukuka uygun olmadığını, bu nedenle müvekkil bakımında dosyanın usulden reddi gerektiğini, müvekkillin kaçak elektrik kullanmadığı halde hakkında kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlendiğini ve bu tutanaklara istinaden L kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, Müvekkil söz konusu adreste elektrik kullanmak için davacı kuruma başvuru yapmamış herhangi bir abonelik talebi olmadığını, davacı kurum tarafından söz konusu adres için hem …Tic. Ltd. Şirketine hemde şirket yetkilisine birden fazla kaçak tutunak tutulduğunu, icra takipleri yapılarak işlemlere başlanıldığını, daha sonra davacı kurum tarafından birden fazla işyerine fiili haciz işlemi yapılması için gelindiğini ve bu fiili hacizlere çalışan olarak orda bulunan Müvekillin ismi ve bilgilerini elde edildiğini, müvekkilin bilgileri elde edilerek kötüniyetli olarak işlem yapılmaya çalışıldığını, davacı kurum tarafından da çok net bir şekilde Müvekkilin orada sadece çalışan olduğu bilindiğini, haksız davanın öncelikle görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış olması ve görevli mahkemenin “asliye mahkemeleri”, yetkili mahkemenin de “… Mahkemeleri” olması nedeniyle usulen reddine, müvekkil ile söz konusu adreste ve iş yerinde ilgisi olmadığından husumetten reddine, aksi kanaatte olması halinde haksız davanın esastan reddine, kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacının %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 7. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edildiği görüldü.
Mahkememizce … Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevabi yazıda, …’nin gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği görüldü.
Mahkememizce … Vergi Dairesine yazılan müzekkereye cevabi yazıda, …’nin potansiyel mükellefiyet rastlanılmadığının bildirildiği görüldü.
Mahkememizce İstanbul esnaf ve sanatkarlar odasına müzekkereye cevabi yazıda, …’nin esnaf kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda,
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TTK 4.maddesinde, nispi ve mutlak ticari davalar açıklanmıştır. Anılan maddede mutlak ticari davalar tek tek sayılmış, nispi ticari davanın ise tanımı yapılmıştır. Bir davanın nispi ticari dava olduğunun kabulu için her iki tarafın tacir olması ve ihtilafın da yine her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Bu iki koşuldan biri olmadığında nispi ticari davanın varlığından söz edilemeyecektir.
Somut olayda, davanın, mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme TTK 4. maddesinde sayılan sözleşmeler arasında bulunmamaktadır. Davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari dava olup olmadığının da tespitinin gerektiği anlaşılmıştır.
Gerçek kişi tacir 6102 sayılı TTK’nın 12. maddesinde tanımlanmıştır. Anılan maddede, “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. ….” denilmiştir.
Esnafın tanımı ise, TTK’nin 15. maddesinde yapılmış ve maddede “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde açıklanmıştır.
TTK 11. maddesinde de “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanınca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesinde de ,esnafın, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kuruluncu belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesiyle birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilen ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olduğu belirtilmiştir.
Ancak Yargıtay 11. ve 19. Hukuk Dairelerinin yerleşik kararlarında, bir kimsenin sicilde veya odada kayıtlı olup olmaması yahut vergi yükümlüsü bulunup bulunmaması TTK yönünden tacir sıfatını taşımasında önem arzetmediği, ayrıca Vergi Usul kanunu’ na göre bir kimsenin esnaf kabul edilmiş olmasının da TTK yönünden geçerli bir kriter olamayacağı, tacir ve esnaf ayırımındaki kriterin TTK 11/2. maddesinde tanımlanan kararnamedeki sınır olduğu vurgulanmaktadır. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/115 15E- 2018/1718 K sayılı 06/03/2018 tarihli, 2017/2898 E- 5384 K. 16/10/2017 tarihli, 2016/4614 E. 2017/6953 K. Sayılı 06/12/2011 tarihli kararı.)
Buna göre 5362 sayılı yasanın 3. Maddesinde esnaf tanımına esas olan, esnaf ve tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulunca tespit edilen esnaf ve sanatkarlar meslek kollarına dahil olma kriterinin TTK anlamında esnaf-tacir ayrımında dikkate alınamayacağı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Dosyada mevcut … Ticaret Sicil Müdürlüğü, … Vergi Dairesi, … Esnaf Ve Sanatkarlar Odası’nın yazı cevaplarında davalının tacir olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğuna dair davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.. 06/12/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.