Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/521 Esas
KARAR NO : 2023/888
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/08/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 01/08/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle, 30.01.2021 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı ticari otobüs … karayolu km 7+700. Metrede inşaat halinde bulunan ekiz petrol önünden yolcu almak için bankete yanaştığı esnada aynı istikametten gelen müvekkil sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetinin ön sağ kısımları ile çarpışması sonucu iki araçlı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan … (T.C NO:…) yaralandığını, kazazede … kazadan kaynaklı bir süre işe gidemediği için kendisine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş göremezlik ödeneği bağlandığını, daha sonra kurum yaptığı ödemelere karşılık olarak davalı sigorta şirketine ve müvekkile karşı geçici iş göremezlik rücu ödemesi için … İcra Dairesi’nin …E. Sayılı icra takibini başlattığını, gelinen aşamada davalı taraf borca itiraz ettiğini, borcun müvekkil tarafından haksız bir şekilde ödemek durumunda kaldığını, kazaya karışmış olan … plakalı araç … sigorta poliçe no’su ile davalı şirket tarafından sigortalı olduğunu, icra aracılığıyla müvekkilim tarafından ödemesi yapıldığını, bu tutar kazanç kaybı ödemesi olduğundan söz konusu alacak sigorta poliçesi kapsamında davalı sorumluluğunda olduğundan davalıya rücu etme zorunluluğumuz doğduğunu, davalı tarafa haksız yapılan ödemenin taraflarına rücu yoluyla ödemesi hususunda 26.04.2023 tarihinde başvurulduğunu, davalı tarafça herhangi bir cevap alınamadığını, bu nedenle söz konusu husus zorunlu arabuluculuğa tabi olduğundan dava açmazdan evvel arabuluculuğa başvuru yapıldığını, … Arabuluculuk Bürosu’nun… dosya numarasında yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varılamadığından dava açma zorunluluğu doğduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri arasında “kazanç kaybına” ve/veya “efor kaybına” bağlı geçici iş göremezlik zararının yer almadığını, bu nedenlerle davalı şirket ile yapılmış sigorta poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunda ödenmesi gerekli tutarın davacı tarafça ödenmesi nedeniyle , … İcra Dairesi’nin…E. Sayılı icra dosyasına 19.03.2023 tarihinde ödenen asıl borç ve ferileri olan toplam 39.881,58 TL’nin ödeme yapılan tarih itibariyle avans faizi ile davalı taraftan tahsili ve davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 23/08/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkil … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 30.12.2020/2021 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereğince 3. kişilerin uğramış olduğu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, Poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, Poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, Poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, Zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığını, sigortacı ise, KTK ve Genel Şartlar Mucibince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işleten düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin ettiğini, böyle bir halde zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararlar, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının geçici iş göremezlik giderinden müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkil sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve tedavi giderine ilişkin sorumluluğu sona erdiğini, Trafik sigortası poliçe genel şartlarında da öncelikle sağlık gideri teminatının tanımı yapılmış, sonrasında ise bu teminattan sosyal güvenlik kurumunun sorumlu olduğu belirtildiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi ve Yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketimize müracaat tarihinden öncesinde şirketimizin temerrüdü söz konusu olmamaktadır. Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren 15 gün içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihler öncesinde müvekkil sigorta şirketi açısından faiz sorumluluğu da bulunmadığını, faize hükmedilmesi halinde, faiz başlangıç tarihi dava tarihi olması gerektiğini, bu nedenlerle davacının avans faizi talep etmesi hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edildiği görüldü.
Mahkememizce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına müzekkere yazıldığı, … Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen müzekkere cevabında, müzekkerenin konusu olan, … T.C. Kimlik numaralı …’ye ait … tahsis numaralı dosyasının Merkeziniz bünyesinde olduğu tespit edildiği, müzekkere gereği yapılmak üzere mahkememize gönderildiği görüldü. Kartal sosyal güvenlik kurumunca verilen müzekkere cevabında, … T.C. kimlik numaralı …’ nin 30.01.2021 tarihli geçirdiği trafik kazası iddiası ile ilgili olarak, dosya muhteviyatının mahkememize gönderildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda,
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanı TTK m.4 ve m.5 hükümlerinde tanımlanmıştır. Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur. Ayrıca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davaları ile TTK m.4/1-b,c,d,e,f bentlerinde belirtilen hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. Maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Davacı … adına kayıtlı … plakalı aracın 30/12/2020-30/12/2021 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalanmış.
Davacı, … plakalı araç ile kendi aracının çarpışması neticesinde … plakalı araçta bulunan yolcu …’nin yaralanması sebebiyle dava dışı …’ye SGK tarafından iş göremezlik ödeneği bağlandığını, SGK tarafından davalı sigorta şirketine ve kendisine rücu için … icra dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını belirtmiştir.
Bu takip neticesinde söz konusu dosyanın davacı tarafından kapatıldığını belirterek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İstanbul BAM 8 HD. 18/05/2022 T. 2022/762 E. 2022/676 K. Sayılı ilamı; “Elde ki dava; ZMMS kapsamında dava dışı zarar görenlere tazminat ödeyen davacı sigorta şirketinin kendi akiti aleyhine açtığı tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı sigorta şirketi dava dışı 3. şahıs için ödediği tazminatı davalı sigortalıdan rücuen istemekte olup, sigortalı araç hususi araç olduğu gibi maliki de gerçek kişidir. Dolayısıyla sigortacı ile sigortalı arasında ki ilişki bir tüketici ilişkisidir. Dava 28/09/2020 tarihinde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu nedenle açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, yerel mahkemece davaya devamla toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken, somut olayla ilgisi bulunmayan ve zarar gören üçüncü şahısların ZMM sigortacısına karşı açtığı davalara ilişkin bulunan bir takım yargısal kararlar emsal kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde (ve uyuşmazlığın ZMMS kapsamında olduğu, ZMMS’nin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğu bu suretle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle-) görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.” şeklindedir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı dışı şahsa ödenen tutarın davalı sigorta şirketinden tahsili istenilmekte olup, davacının gerçek kişi olduğu anlaşıldığından, dolayısıyla sigortacı ile sigortalı arasındaki ilişki bir tüketici ilişkisidir. Dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu nedenle açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi 22/11/2023
Katip
E-imzalıdır.
Hakim
E-imzalıdır.