Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/391 E. 2023/666 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/391 Esas
KARAR NO : 2023/666

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2023
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkiline ait … plakalı araçta kaza sebebiyle oluşan zarar için 100,000.00 TL maddi tazminat tutarının dava tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücretleriyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın görev yönünden reddi gerektiğini, dava şartı aktif husumet yokluğu itirazlarının olduğunu, davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiğini, esasa ilişkin ise davacının iddialarının yersiz olduğunu, davasında haksız olduğunu, hasar değerlendirmesi neticesinde ödenen tazminat ile müvekkil şirketin sorumluluğunun yerine getirildiğini, bu nedenle davacının davasında haksız olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanı TTK m.4 ve m.5 hükümlerinde tanımlanmıştır. Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur. Ayrıca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davaları ile TTK m.4/1-b,c,d,e,f bentlerinde belirtilen hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. Maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı … adına kayıtlı … plakalı araç 28.11.2022-28.11.2023 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından Maksimum kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış.
Davaya konu … plakalı aracın otomobil vasfında olduğu, uyap sorgusunda davacı … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Sigortalı aracın, 29.03.2023 tarihinde maddi hasarlı tek taraflı trafik kazası neticesinde aracın perte çıktığı, davalı şirket tarafından davaya konu aracın değeri 1.500.000,00 TL tespit edilmiş ve sovtaj alıcısının ödediği 960.000,00 TL ile tespit edilen bedel arasındaki 540.000,00 TL davacıya ödenmiştir. Davacı, aracın rayiç bedelinin daha yüksek olduğu iddiası ile aradaki fark için dava açmıştır.
İstanbul BAM 8 HD. 18/05/2022 T. 2022/762 E. 2022/676 K. Sayılı ilamı; “Elde ki dava; ZMMS kapsamında dava dışı zarar görenlere tazminat ödeyen davacı sigorta şirketinin kendi akiti aleyhine açtığı tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı sigorta şirketi dava dışı 3. şahıs için ödediği tazminatı davalı sigortalıdan rücuen istemekte olup, sigortalı araç hususi araç olduğu gibi maliki de gerçek kişidir. Dolayısıyla sigortacı ile sigortalı arasında ki ilişki bir tüketici ilişkisidir. Dava 28/09/2020 tarihinde, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu nedenle açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, yerel mahkemece davaya devamla toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken, somut olayla ilgisi bulunmayan ve zarar gören üçüncü şahısların ZMM sigortacısına karşı açtığı davalara ilişkin bulunan bir takım yargısal kararlar emsal kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde (ve uyuşmazlığın ZMMS kapsamında olduğu, ZMMS’nin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğu bu suretle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle-) görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.” şeklindedir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı sigorta şirketinine tek taraflı kaza neticesinde davacıya ait aracın perte çıkması neticesinde aracın rayiç bedelinin düşük tespit edilmesi sebebiyle sovtaş bedeli olarak davacıya ödenen 960.000,00 TL’ye ek olarak davacı tarafça ödenen 540.000,00 TL’nin az olduğu iddiası ile dava açılmış olup sigortalı araç hususi araç olup maliki de gerçek kişidir. Dolayısıyla sigortacı ile sigortalı arasındaki ilişki bir tüketici ilişkisidir. Dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu nedenle açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

TAVZİH ŞERHİ
Hükmün 4. Bendi “Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.” şeklinde tavzih edilmiştir.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır