Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/384 Esas
KARAR NO : 2023/981
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/12/2015
KARAR TARİHİ : 20/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/12/2012 tarihinde İstanbul’da meydana gelen tek taraflı trafik kazasında kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan … ağır yaralandığını, kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün … olduğu belirtilmiş ise de kaza esnasında aracı kullanan kişinin … olduğunu, kaza esnasında ehliyetsiz olduğu için …’ın kaza tutanağı düzenlenirken araç sürücüsü olmadığını beyan ettiğini, kaza tarihinde aracın geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortasının olmaması sebebiyle davalı güvence hesabının tazminat bedelinden sorumlu olduğunu, davalı kuruma başvuru yapıldığını ancak olumsuz cevap alındığını, müvekkilinin maluliyetinin oluştuğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 500 TL kalıcı ve geçici tazminat ile 500 TL tedavi gideri olmak üzere 1.000 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/03/2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava değerini 226.957,00 TL bedele yükselterek harcını yatırdığı tespit edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün davacı olduğunu, kaza tespit tutanağının resmi belge niteliğinde olduğundan aksi bir beyanın kabul edilemeyeceğini, hak sahibinin kusuru sebebiyle talep edilen tazminatın teminat dışında kaldığını, davacının kusur ve maluliyet oranının tespiti gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan 06/06/2018 tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin kusur durumunun tespiti amacıyla İstanbul ATK Trafik İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan 15/04/2019 tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında tespiti amacıyla aktüer bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 15/01/2020 tarihinde tanzim olunan rapor mahkememiz dosyasına alınmıştır.
Dava; davacının 31/12/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında tutulan kaza tespit tutanağında kendisinin sürücü olarak belirtilmesine rağmen, sürücüsünün … olduğu, davacının ise araçta yolcu olarak bulunduğu iddiasına dayanılarak kaza neticesinde yaralanmasına bağlı olarak meydana gelen maluliyet ve bakıcı giderlerinin tazmini talepli tazminat davasıdır.
HMK’nın 190/1. Maddesi ispat yükünü düzenlemiştir. Buna göre; ‘‘İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraftır.’’ hükmü mevcuttur.
Resmi belgelerin ispat gücüne ilişkin düzenleme ise HMK. m. 204/2 de düzenlenmiştir. Buna göre; ‘‘İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar’’ hükmü mevcuttur.
Davaya konu olan trafik kazasına ilişkin davacı tarafın sunduğu tanıklar … ve …’ın tanık beyanlarında kaza anında kazayı görmedikleri, sonradan olay yerine geldikleri, savcılık dosyasındaki araçta bulunan diğer kişinin ifadesinde aracı davacının kullandığını beyan etmesi gözetilerek kaza tespit tutanağı incelendiğinde sürücünün davacı … olduğu, resmi belgelerin HMK 204/2 kapsamında kesin delil olduğu aksini ispat yükünün davacı tarafından ancak resmi bir belge ile mümkün olacağı ve somut olayda davacının kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya ilişkin ispat yükümlülüğünü HMK. m. 190/1 kapsamında yerine getiremediği ve Adli Tıp Raporuna göre davacı sürücünün %100 kusurlu olduğu belirtildiğinden davacının kendi kusuruna dayanarak tazminat talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından mahkememiz hükmü istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 11/05/2023 tarihli kararı ile “.. Mahkememiz hükmünün kaldırılmasına ..” karar verildiği görülmekle, dosyanın mahkememizin 2023/384 Esasına kayıt edildiği ve açık yargılamaya devam olundu.
Mahkememizce 11/07/2023 tarihli talimat yazımız ile, …’ün isticvabına karar verildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasında ilgili kişinin davete uyduğu, hazır bulunan tarafın ” Ben 2013 yılına kadar İstanbulda trafik polisi olarak görev yaptım. Bana göstermiş olduğunuz kaza tespit tutanağında benim imzam yok ancak tutanak ekip olarak birlikte çalıştığım … tarafından tutulmuştur. Ben imza atmamış olabilirim ancak bu kazayı hatırlamıyorum. Benim hatırladığım sadece trenin arabaya çarptığı bir olay olmuştu ancak oda bu yılbaşı gecesimiydi emin değilim. Bana sormuş olduğunuz .., … veya … isimli şahısları hiçbir şekilde tanımıyorum. ” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Mahkememizce 11/07/2023 tarihli talimat yazımız ile, …’ın isticvabına karar verildiği, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasında ilgili kişinin davete uyduğu, hazır bulunan tarafın ” kaza tespit tutanağını gördüm, olay tarihinde ne tespit ettiysem o kanaatteyim, Olay tarihinden itibaren her ne kadar uzun süre geçmiş ise de olay anında sürücü olarak neyi gördüysem kimi tespit ettiysem onu tutanağa geçirdik” şeklinde beyanda bulunduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda,
Dava; davacının 31/12/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında tutulan kaza tespit tutanağında kendisinin sürücü olarak belirtilmesine rağmen, sürücüsünün … olduğu, davacının ise araçta yolcu olarak bulunduğu iddiasına dayanılarak kaza neticesinde yaralanmasına bağlı olarak meydana gelen maluliyet ve bakıcı giderlerinin tazmini talepli tazminat davasıdır.
HMK’nın 190/1. Maddesi ispat yükünü düzenlemiştir. Buna göre; ‘‘İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraftır.’’ hükmü mevcuttur.
Resmi belgelerin ispat gücüne ilişkin düzenleme ise HMK. m. 204/2 de düzenlenmiştir. Buna göre; ‘‘İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar’’ hükmü mevcuttur.
Davaya konu olan trafik kazasına ilişkin davacı tarafın sunduğu tanıklar…ve…’ın tanık beyanlarında kaza anında kazayı görmedikleri, sonradan olay yerine geldikleri, savcılık dosyasındaki araçta bulunan diğer kişinin ifadesinde aracı davacının kullandığını beyan etmesi, kaza tespit tutanağı düzenleyen zabıt mümzisi polislerden TANIK …’ın beyanında kaza tespit tutanağını gördüğünü, olay tarihinde ne tespit ettiyse o kanaatte olduğunu, olay tarihinden itibaren her ne kadar uzun süre geçmiş ise de olay anında sürücü olarak neyi gördüyse, kimi tespit ettiyse onu tutanağa geçirdiğini beyan etmesi, Tanık … beyanında, 2013 yılına kadar İstanbulda trafik polisi olarak görev yaptığını, kendisine gösterilen kaza tespit tutanağında imzasının olmadığını, ancak tutanağın ekip olarak birlikte çalıştığı … tarafından tutulduğunu, kendisinin imza atmamış olabileceğini, ancak bu kazayı hatırlamadığını, hatırladığının sadece trenin arabaya çarptığı bir olay olduğunu, ancak onun da yılbaşı gecesi olup olmadığından emin olmadığını, kendisine sorulan …, … veya … isimli şahısları hiçbirini tanımadığını beyan etmesi karşısında ve BAM kaldırma kararı doğrultusunda davacı tarafa delil sunma hakkı tanınmasına rağmen delillerini sunmaması birlikte gözetildiğinde kaza tespit tutanağı incelendiğinde sürücünün davacı … olduğu, resmi belgelerin HMK 204/2 kapsamında kesin delil olduğu aksini ispat yükünün davacı tarafından ancak resmi bir belge ile mümkün olacağı ve somut olayda davacının kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya ilişkin ispat yükümlülüğünü HMK. m. 190/1 kapsamında yerine getiremediği ve Adli Tıp Raporuna göre davacı sürücünün %100 kusurlu olduğu belirtildiğinden davacının kendi kusuruna dayanarak tazminat talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın Reddine,
Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harç ve 772,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 799,70-TL harcın mahsubu ile fazla yatan 529,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 36.043,55-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2023
Katip
E-imzalıdır.
Hakim
E-imzalıdır.