Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/376 E. 2023/841 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/376 Esas
KARAR NO : 2023/841

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2023
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 31/05/2023 tarihli dava dilekçesinden özetle; Davalı banka ile müvekkili Şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve ileride kullanılacak kredilerin teminatı olarak 03.05.2019 keşide tarihli 3.000.000,00 bedeli vadesi açık bononun imzalanıp bankaya verildiğini, davalı bankanın vade kısmına 01.02.2023 yazarak bu tarihteki şirketin Cari hesap borcunu yazıp bileşik faiz uygulanabilir şekilde %65 yıllık faizle 1.412.863,75 TL ana para ve 2.516,06 TL işlemiş faiz olmak üzere 1.415.379,81 TL tutarında müvekkilleri aleyhine … 17. İcra Dairesi … E sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, 1.412.863,75 TL ana para olarak belirtilen ve üzerinden faiz istenen kısım içinde zaten başka işlemiş faizlerin de bulunduğunu, bononun düzenlendiği tarihteki borcu ihtiva ettiğini, keşide tarihi itibariyle müvekkillerinin bankaya borcunun bulunmadığını, bankanın, keşide tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra doğmuş borçları da bu bonoyla tahsil etmek istediğini, bu durum bononun teminat amacı taşıdığı ve kayıtsız şartsız borç ikrarından çok bir ticari ilişkideki sebeplere dayandığı anlamına geldiğini, bankaların güven kurumu olması sebebiyle bankanın gerçeğe aykırı beyan veremeyeceğinden bu konuyla ilgili isticvap edilmelerinin de gerektiğini, teminat olarak kabul edilmese bile bir bononun kapsayabileceği borç keşide tarihindeki borç olduğunu, örnek vermek gerekirse ileri keşide tarihli bir bonoya o tarihte doğma ihtimali olan miktar yazılsa fakat o tarihte bu borcun ancak yarısı doğsa, keşideci lehtara karşı senetteki yazan miktar kadar borcu olmadığını iddia edebileceğini, bu tarihten sonraki borçların da senetle tahsilinin kötü niyetli ve borçlunun ilamsız takipteki haklarını bertaraf etme amaçlı olacağını, eğer müvekkilinin keşide tarihinden sonra bir borcu doğmuşsa senet nedeniyle doğan borçla sonradan doğan borcun ayrılması gerektiğini ve ayrı ayrı takip konusu yapılması gerektiğini, bunun yerine kötü niyetli tavırla itiraz haklarının kısıtlanmasının haksız ve kötü niyetli olduğundan kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının aynı borç için iki ayrı takip yaparak birinden hızlıca hacizleri gerçekleştirmek amacı güttüğünü, bu uğurda aynı borç için …. 17. İcra Dairesi … E sayılı dosya ile ilamsız takip de yapılarak mükerrer takip başlatıldığını, bu dosyadan da anlaşılmakta olduğunu, keşide tarihinden sonraki bir borcun tahsil edilmek istendiğini, nitekim tahsilde tekerrür olmamak üzere açılmış bir dosya olduğunu, senet keşide edildikten sonra yapılan ödemelerin de eğer varsa keşide tarihindeki borçtan mahsubu gerektiğini, bu konuda borçlu lehine yorum yapmak gerektiğini, senet nedeniyle borcu olan müvekkili ile arasındaki doldurma sözleşmeye aykırı bir doldurma yapılarak vade alacaklının keyfince belirlendiğini, bankanın bir borca karşılık 4 yıl vadeli senet almasının bankacılık mevzuatına aykırı olduğunu ve BDDK tarafından da kabul edilebilir bir durum olmadığını, müvekkilinin davalıya bir borcu olmadığını, senet teminat senedi olarak verildiğinden hükümsüz olduğunu, senedin teminat senedi olarak verildiği kabul edilmese bile müvekkillerinin keşide tarihinde borcu olmadığını, borç varsa bile sonradan yapılan ödemelerin öncelikle senet borcundan mahsubu gerekeceğinden yine borcun ödeme nedeniyle olmadığının tespitini, takibe konu senedin iptalini ve müvekkillerine iadesini, takibin iptalini veya müvekkilleri yönünden durdurulmasına karar verilmesini, terditli olarak, … 17’inci İcra Müdürlüğü … E dosyasına konu edilen senedin teminat senedi olduğundan kambiyo hükmünde olmadığının tespitiyle iptalini, eğer mahkeme kambiyo senedi olduğu kanaatindeyse, keşide tarihinde borç olmadığından varsa bile sonraki tarihlerdeki ödemelerin bu senet borcuna mahsup edilmesiyle borç ödenmiş olacağından menfi tespit taleplerinin kabulüyle senedin iptalini, iptal edilen senedin müvekkillerine iadesini, senede dayanan … 17’inci İcra Müdürlüğü … E sayılı takip nedeniyle borç olmadığının tespitiyle takibin iptalini, eğer dava reddedilecekse faize faiz yürütmek caiz olmadığından ve %65 faiz fahiş olduğundan faiz yönünden borcumuz olmadığının tespitini, ilamsız takibe konu olabilecek bir borç isnadını sırf itiraz haklarını engellemek ve diğer nedenlerle kötü niyetli olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibine başvuran davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usule uygun dava dilekçesi, tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından ibraz edilen 22/06/2023 tarihli cevap dilekçesinden özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğunu, 03.05.2019 düzenleme tarihli 3.000.000,00-TL bedelli senette tarafların yetki sözleşmesi yaptığını, çıkacak hukuki ihtilaflarda Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığını, her iki tarafın tacir olduğu nazara alındığında yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacı tarafından … 17. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında da yetkiye itiraz edilmediğini, bu sebeple yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Ankara Mahkemelerine gönderilmesini, bononun, belli bir borç ikrarını içeren illetten mücerret bir kambiyo senedi olup senedin teminat senedi olduğunu iddia eden kişinin ise bunu ispatla yükümlü olduğunu, senede karşı senetle ispat yükümlülüğü çerçevesinde bu iddianın ispatlanması gerektiğini, davacının senedin teminat senedi olduğunu ispatlayamadığını, bu hususla ilgili dosyaya yazılı bir delil sunamadığını, müvekkili banka ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde işbu genel kredi sözleşmesinde … 17. İcra Müdürlüğü … esas sayılı takibine dayanak senedin teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, su sebeple taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinin dayanak olarak gösterilmesi isabetsiz olduğunu, davaya ve takibe konu senet tüm unsurları tam bir şekilde düzenlenmiş olup borçlu tarafından da takibe, borca yahut imzaya herhangi bir itirazda bulunulmadığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Ankara Mahkemesine gönderilmesini, haksız açılan işbu davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı ile davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davacı tarafından genel kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere dava konusu edilen senedin bankaya verildiğinin iddia edildiği, uyuşmazlığın temelinin bankacılık işleminden kaynaklandığı, Hakim ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 25/11/2021 tarihli 1232 numaralı kararı ile 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca;
1)13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2)22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969. Maddelerinden,
3)19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142.maddesinde düzenlenenler hariç),
4)23/02/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5)21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6)06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7)20/06/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, kaynaklanan ve Asliye ticaret Mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; İstanbul Adliyesi için 6,7,8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkur mahkemelere gönderilmemesine, 15/12/2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine karar verildiği, ilke kararı kararı gereğince davaya bakmakla Mahkememizin görevli bulunmadığı, görev incelemesinin yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen yapılması gerektiği anlaşıldığından HMK 114/1-c maddesi gereğince Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın reddine dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul 6,7,8,9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere gönderilmesine,
2-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.