Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/25 E. 2023/3 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1303 Esas
KARAR NO : 2022/806

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :04/11/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin sunmuş olduğu 04/11/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının, davacı şirketin ortağı ve münferit vetkilisi, 2 nolu davacının oğlu, 3 ve 4 nolu davacının ağabeyi olduğu;Taraflar arasındaki ihtilafın, bir aile şirketi olan davacı şirketin davalı tarafından emniyeti sulistimal suretiyle, hesapların boşatılması ve şirkete ait gelirle kendisine ve eşine (ve hatta haricen öğrendikleri kadarıyla kayınpederi, kayınvalidesi ve kayın biraderine) haksız kazanç sağlamasından kaynaklandığı, şirketin %28 hissesinin anne …’a, kalan %72 lik hissesinin ise %24’er oranda 3 kardeşe ait olduğu, davalının kardeşlerinden 10 yaş büyük olması sebebiyle şirketin tüm hesapları, gelir-giderleri ve yönetiminin davalı tarafından takip edildiği, kardeşler ve annenin ise, tasarımdan müşteri ilişkilerine kadar diğer tüm işleri takip edip davalıya karşı en küçük bir güvensizlik duymadan görevlerini yerine getirdikleri, davalının kendisine olan güvenden yararlanarak şirketin hesaplarını ve çeklerini şahsi işleri için harcadığı, şirketin parasıyla ve müşterilerden alınan çeklerle satın alınan taşınmazları kendi üzerine tescil ettirdiği, şirket adına çekilen kredileri yine şahsi çıkarları doğrultusunda kullandığı, davalının, davacı ve aynı zamanda da kardeşi …’ın düğün günü tüm ailenin ve şirket çalışanlarının düğünde olmasından istifade ederek, şirkete ait depoda bulunan yaklaşık 9.000,000 TL değerindeki şirket mallarını 60 hamal ve 4-5 TIR ile kendisi düğüne katılmavarak çaldığı; müvekkillerin durumu polise haber vermesi üzerine yapılan inceleme ve araştırmayla söz konusu ticari malların davalı tarafından boşaltıldığı ve eşine ait işyerine kaldırıldığı tespitinin yapıldığı ve ticari malların önemli bir kısmının polis tarafından şirkete teslim edildiği, müvekkilleri tarafından malların bulunduğu işyeri ile ilgili araştırma yapılınca, işyerinin davalının eşi Elif Yapar tarafından kiralandığı ve 10 aylık kira bedelinin yine müvekkil şirketin keşideci olduğu çeklerle ödendiğinin tespit edildiği, söz konusu 10 aylık bedelin toplam 165.000 TL’ye tekabül ettiği, şirketin münferit yetkilisi olması sebebiyle, şirket müdürü olarak davalı tarafından keşide edilen bu çeklerin eşinin kira bedeli olarak ödendiği, bu çeklerden Ekim tarihli olan 165.000 TL değerindeki bir çekin müvekkillere ödendiği, bütün ticari kayıtların ve banka hesaplarının şirket müdürü sıfatıyla … üzerinde bulunması ve şirkete iade etmemesi sebebiyle, şirket hesaplarından çektiği tutarlar halen kesin olarak saptanamamakla birlikte, Sayın Mahkemece müvekkili şirketin çalıştığı bankalardan celbedilmesi halinde en azından banka hesaplarına intikal eden kısmının tespitinin mümkün olacağı, müvekkil şirket dışında başkaca gelir kaynağı olmayan davalının, müvekkil şirket kaynaklarıyla elde ettiği taşınmazların bir kısmını kendi adına bir kısmını ise yakınları adına (muhtemelen) kayınpederi …, kayınvalidesi …, Kayınbiraderi …ve ortağı …adına tescil ettirildiği, böylelikle şirket kaynaklarıyla elde ettiği taşınmazları aleyhine açılacak muhtemel dava veya takiplerden korumaya çalıştığı, davacı şirket hesabından çekilen paralar ile davacı şirket adına çekilen krediler sorulup davalı ya da davalı yakınları adına satın alınan taşınmazlar ve araçlar ile davalı ve davalı yakınlarının banka hesaplarına aktarılan tutarlar celp edilip tarihleri ve tutarları karşılaştırıldığında, muhatapların aktiflerindeki artışların davacı şirketin boşatılması sebebiyle olduğunun anlaşılacağı, ekte sunulan 2014 Ocak ayı bankalara ait hesap dökümleri ile … Bankasının 2010-2014 arası hesap dökümleri sunulu olup diğer deliller de celbedildiğinde haklı olduklarının görüleceği, davalının açık bir şekilde özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kasten şirketteki nüfuzunu kötüye kullandığı, şirket karı azaldığından dolayı gerçek kişi müvekkillerimin de dolaylı olarak zararının doğduğunu bildirerek; fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL tazminatin davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı … tarafından sunulan 04/12/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; …Tic Ltd Şti’nin bir aile şirketi olduğunu, bu şirkette müvekkilinin %24 payı bulunduğunu, müvekkilinin davacı …’ın ilk evliliğinden doğduğunu, …’ın 2.kez evlendiğini, bu evlilikten … ve …’ın doğduğunu, üvey babasının devamlı olarak borçlu ve evine icra getirmesi sebebi ile zor bir çocukluk geçirdiğini, bu sebeple annesine ve üvey kardeşlerini sahiplendiğini, davacı şirkette … ve … ile birlikte 13 yıl boyunca sorunsuz olarak çalıştığını, ancak …’ın sorumsuz davranışları nedeniyle dava konusu ihtilafın ortaya çıktığını, … Tic Ltd Şti’nin stok listesinden de görüleceği üzere 2250 m² deponun tamamen dolu olduğunu, şirketin faaliyetlerine devam edebilecek durumda olduğunu, ortalama yıllık 6.000.000 TL kar elde ettiğini, davacılar tarafından emniyeti suistimal suretiyle şirket hesaplarının tarafımca boşaltıldığı iddiasının asılsız olduğunu, banka hesap hareketlerinin incelenmesi sonucunda bu durumun tespit edileceğini, kendisinin … ve …’dan habersiz hareket etme ve şirketi yönetme şansının olmadığını, üvey kardeşleri … ve …’ın annesi …’ı da yanlarına alarak kendisine ağır itham ve hakaretlerde bulunduklarını, davacıların …Tic Ltd Şti’ni boşaltmak ve şirketteki malları kaçırmak maksadıyla aynı adreste …Tic Ltd Şti’ni kurduklarını bildirerek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce … C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden istenilmiş olup, dosyanın yapılan incelemesinde; davacılar … ve … tarafından davalı … ve dava dışı … aleyhine Paydaş ile Malik Olunan Mal Üzerinde Hırsızlık, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçu nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce … 14 Asliye Ceza Mahkemesinin müzekkere yazılarak …E.sayılı dosyası uyap üzerinden istenilmiş olup, yapılan incelemesinde; davalı … ve dava dışı … hakkında güveni kötüye kullanmak, hırsızlık suçlarından iddianame düzenlendiği, yapılan yargılama sonucunda davalı … ve dava dışı …’ın üzerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce … 3 Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak … E.sayılı dosyasından verilen karar örneği istenmiş, yapılan incelemesinde; davacı şirket tarafından davalı … aleyhine tapu iptali ve tescili davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ve soruşturma dosyaları da incelenmek suretiyle davacının kötü yönetimi olup olmadığı, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, uğrattı ise miktarının en olduğu konusunda bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından sunulan ön raporda bir kısım belgenin ibrazı halinde raporlarını hazırlayabileceklerini bildirdikleri görülmüştür.
Mahkememizce … 3 Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, … 3 Asliye Hukuk Mahkemesince … E.sayılı dosyasının kesinleşmesi sebebiyle davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların davacı vekili Av. …’a teslim edildiğinin bildirildiği, davacı vekili Av …’a müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtları Mahkememize ibraz etmesi konusunda tebligat çıkarıldığı, davacı vekili Av. … tarafından ticari defter ve kayıtların posta yolu ile Mahkememize gönderildiği anlaşıldığından dosya celse arası bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 08/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dava dosyası ve ekleri kapsamındaki belgeler ile davacı şirket ile ilgili olarak sunulan ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde ; Dava dışı “…Bankası” tarafından davacı şirket adına kullandırılan “ipotekli kredi” ile alındıkları anlaşılan … İli … ilçesindeki taşınmazlar nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar iddiası kapsamında olmak üzere; dava tarihi (04.11.2014) tarihi itibarıyla oluştuğu hesaplanan zarar miktarının toplam 932.752,41 TL olarak bulunduğu ve bu zararın, davalı eylemlerinden kaynaklanmış durumda göründüğü, davalının şirket imkanlarını kullanarak Sakarya İlinde satın aldığı arsa ve üzerindeki inşaat yapım sözleşmesine dayalı olarak yapılan ödemeler nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar kapsamında olmak üzere; 2010 yılına kadar uzandığı ve toplam tutarının 888.020,00 TL tutarında olduğu tespit edilen ödemeler nedeniyle davacı şirketin, davalı eylemleri nedeniyle bu miktarda zarara uğratıldığı yönünde net bir sonuca varılmasının güç göründüğü, davalının …’da dava dışı Karataş İnşaat adlı firma ile davacı şirket adına akdettiği sözleşme kapsamında uğrandığı ileri sürülen zarar kapsamında; davacı şirketin. 210.000,00 TL’lik daire alımı nedeniyle davalı tarafından zarara uğratıldığı yönünde net ve makul bir sonucu ulaşabilmenin de olanaklı görünmediği, davalının … ‘da ayrıca satın aldığı bir diğer gayrimenkul kapsamında davacı Şirketin 295.000,00 TL kadar zarara uğratıldığı iddiası kapsamında olmak üzere; iddia konusu taşınmazın konumu, ne zaman ve nasıl alındığı ile yapılan ödemelere ilişkin verilere rastlanmadığı gibi bu bağlamda sunulu belge örneklerine de rastlanmadığı; dolayısıyla da böyle bir zararın varlığından söz edebilmenin olanaklı görünmediği, davalının dava dışı … adlı müteahhit ile davacı şirket adına akdettiği inşaat sözleşmesi sonrasında yapılan işlemlerden kaynaklandığı ileri sürülen zarar kapsamında; davacı şirketin davalı tarafından zarara uğratıldığı yönünde finansal yönden net bir sonuca ulaşılabilmesinin olanaklı görünmediği, davalının, daha önce şirket gelirleri ile alarak adına tescil ettirdiği taşınmazları dava dışı …’e tescil ettirmesi ve yine dava dışı …’ın kullanacağı krediye teminat olarak vermesi nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar iddiası kapsamında da iddia konusu taşınmazların ne zaman ve nasıl alındığına, davacı şirket tarafından geçmiş yıllarda nasıl raporlandığına ilişkin ayrıntılara rastlanmamakla, finansal yönden sayısal tespit, analiz ve değerlendirme yapmaya olanak bulunmadığı, davalının şirketin … Şb. hesabı üzerinden, eşi adına şirket kurduğu gün kullandığı ticari krediyi kendi hesabına aktarması nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar iddiası kapsamında; 278.000,00 TL tutarında olduğu tarafımızca da tespit edilen krediden sağlanan kaynağın, davalı hesaplarına transfer edilen bölümünün 147.500,00 TL ile sınırlı bulunduğu tespit edilmiş olup, şirketin “Ortaklardan Alacaklar” defterikebir hesabı altında davalı … adına açılmış alt hesaba borç-alacak kaydının yapıldığı ve şirket aktifinde de raporlandığı anlaşılmakla, dava tarihi itibarıyla bu bağlamda doğmuş bir zararın varlığından söz edilemeyeceği, savcılık soruşturma dosyasına, takiben de ceza davasına da konu olan ve davacı şirket deposunda bulunan ticari malların davalı tarafından çalınmasından kaynaklandığı ileri sürülen zarar iddiası kapsamında; bu bağlamda tazmini talep edilebilecek bir zarar tutarının varlığı ve miktarı ile ilgili olarak net ve makul bir değerlendirmeye ulaşılabilmesinin finansal yönden olanaklı görünmediği, davalı tarafından keşide edilen davacı şirket çekleri ile Eşinin kiraladığı işyerinin kira bedellerinin ödenmesi nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar iddiası kapsamında olmak üzerc, zarar doğma ihtimalinin bulunduğu, ancak dava tarihi itibarıyla talep edilebilecek bir zarar miktarının ise söz konusu olmadığı, dava konusu zararların daha da yüksek miktarda olduğu yönündeki davacı iddialarının ise, dayanaklarıyla kanıtlanmaya muhtaç durumda göründüğü bildirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesinin yollamasıyla TTK’nın 553.maddesine dayanan sorumluluk davasıdır.
TTK. 553/1 Maddesinde;” (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./28.md.) kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 555/1.maddesine göre şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
Davacı gerçek kişiler şirket pay sahibi olması sebebi ile TTK nun 644. Maddesinin yollaması ile TTK 553-555 maddeleri uyarınca yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın şirkete ödenmesi koşuluyla bu davayı açma hakkına sahipdir.
TTK’nın 553(1). maddesi uyarınca, şirket yöneticileri yasadan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. TTK’nun 553-555 maddeleri gereğince, şirket alacaklıları ve pay sahiplerinin şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açmaları imkanı mevcuttur. Yöneticinin, ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da zarar görmesine yol açar.
Limited şirket müdürlerinin hukuki sorumluluklarına gidebilmesi için gerçekleşen zararın Kanuna, esas sözleşmeye aykırı olması yöneticinin kusuru ile gerçekleşen zarar arasında illiyet bağının kurulmuş olması gerekmektedir. Zarar gerçekleşmemiş ise yönetici hukuka aykırı davranmış olsa dahi aleyhine sorumluluk davası açılamaz.
Davacılardan …Şti ‘nin 30.01.2003 tarihinde tescili ile ve … sicil numarasıyla kurulduğu,şirketin %24 payının …,%24 payının …,%28 Payının …,%24 Payının …’a ait olduğu ,24.03.2006 tarihli ortaklar kurulu toplantısında “.. Şirket müdürlerinin görev süreleri sona ermiş olduğundan on yıl için yeniden …, … ve … müdür seçilmiş olup şirketi şirket unvanı üzerine vazedecekleri münferit imzaları ile temsil etmesine…” karar verildiği,Davacı şirketin 13.10.2014 tarihli davacıların katılımı ile gerçekleştirelen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında,”.. Toplantıya, katılanların oybirliği ile dava dosyamızda davacı konumunda bulunan davacı ortakların 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak seçildikleri ve şirket kaşesi altında atacakları münferit imzaları ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmeye yetkili kılınmalarına ..” ilişkin karar oluşturulduğu, davalı …’ın katılmadığı 11.11.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında da …’ın müdürlük görevinin ve şirketi temsil ve ilzam etme yetkisinin toplantı gününden itibaren sona erdirilmesine karar verildiği,davalı …’ ın davacı şirkette 27.03.2006-14.11.2014 tarihleri arasında münferiden yetkili müdür olarak görev yaptığı anlaşılmıştır.
Davacılar, davalının şirket adına çekilen krediler ile kendi şahsi çıkarları doğrultusunda kullanması ve davacı şirket kaynaklarıyla elde ettiği taşınmazların bir kısmını kendi adına, bir kısmını ise yakınları adına tescil ettirerek şirketi zarar uğrattığını iddia etmişlerdir, … İli … İlçesinde kain iki adet taşınmaz, … Bankası A.Ş. den kredi kullanılmak suretiyle davacı şirket için 25.07.2014 tapu tescil tarihi itibarıyla satın alındığı,taşınmazların 04.08.2014 tarihinde dava dışı …’a satıldığı tapu sicil müdürlüğünden gelen cevabi yazılardan anlaşılmıştır.
Finans katılım bankasından kullanılan kredi ile alınan taşınmazlar üzerine dava dışı banka lehine 1.500.000TL bedelle limit ipoteği konulmuştur.Davacılar tarafından … 5.ATM nin … Esas sayılı dosyasıyla … ve … aleyhine muvaaza nedeniyle tapu iptali ve tescil ve davacı şirket adına çekilen ve şirket tarafından ödenmek zorunda olan 900.000TL sının tahsili için dava açılmıştır…. 5.Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda muvazza idiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle red kararı verilmiştir…. 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. … sayılı kararına karşı yapılan istinaf incelemesi sonucunda İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 2018/169 Esas ve 2018/1092 karar sayılı ilamı ile “… Somut olayda, şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının öncelikle davalı şirket adına tapuya tescil edilmesi talep edildiğine göre, dava TTK’nun 553-555.maddesi gereğince açılmış bir dava olup, şirket ve şirket ortağı olan davacıların bu davayı açmasında anılan maddeler gereğince bir engel bulunmamaktadır. Açılan dava da şirket yöneticisinin vekalet görevini kötüye kullanarak muvazaalı olarak şirket taşınmazlarını elden çıkardığı ,taşınmazı satın alan …’ın muvazayı bilerek işleme taraf olduğu iddia edildiğine göre olayda taraf muvazaasından söz etmek mümkün değildir(Yargıtay 11.HD.’nin 04/03/2013 tarihli 2012/17254 E. 2013/3953 K. sayılı emsal kararı). Muvazaalı bir muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Haksız eylem sözkonusu olunca da iddialarını her türlü delille ispat edebilirler.Davacı tarafın gösterdiği tüm delillerin toplanıp incelenmesi gerekmektedir.Davacı taraf yapılan satış bedelinin şirket kasasına girmediğini de ileri sürdüğünden , davacı şirket kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılması , toplanacak tüm deliller sonucunda satışın muvazaalı olup olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde satış nedeniyle uğranılan zarar için yöneticinin sorumluluğu davası açılabileceğine de yer vermiş ise de tüm anlatılanlara göre davanın aynı zaman da zarar tazmini istemini içerdiği gözetilmeden hüküm verilmesi doğru olmamış; davanın taraf muvazası hukuksal sebebine dayalı olduğunun kabulü nedeniyle hükme tesir edecek deliller toplanıp değerlendirilmediği” gerekçesiyle hükmün kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir…. 5.ATM tarafından yargılamaya devam edilirken davacıların davayı takip etmemesi üzerine …E,… sayılı 18.08.2021 tarihli ilam ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
… Bankası A.Ş’den davacı şirketin kullanmış olduğu kredilere ilişkin sözleşme ve hesap özetleri getirtilmiş, yapılan incelemesinde; …bankasının …. Şubesi nezdinde davacı şirketin … numaralı hesabının bulunduğu, 15/11/2005 tarihi ile 22/06/2016 tarihleri arasını içerir sunulan hesap ekstresinin incelemesinde, 28/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin davalı şirketin müdürü olan üç ortağın talep yazıları ile kurulduğu, 25/07/2014 tarihli iki adet arsa ile ilgili kredi kullanımına ilişkin tahsilat planına göre … numaralı kredi kapsamında 24 taksit halinde ödenmesi planlanan toplan 535.346,52 TL ‘lik kredi kullandırıldığı, ilk taksit tarihinin 05/12/2014 olarak belirlendiği, yine … numaralı kredi kapsamında 538.102,05 TL’lik kredi kullandırıldığı, ilk taksit tarihinin 19/12/2014 olarak belirlendiği, davacı şirketin 2014 yılı yasal ticari defterlerinde de, … Bankası A.Ş nezdinde açılmış 2 adet mevduat hesabı ile 5 kredi hesabının işlem gördüğü, bu kredilerin zarar iddiasına konu kredi kullanım türü ile ve kullanım tutarı ile ilgisi bulunmayan kredi hesapları olduğu, zarar iddiasına konu iki arsa ile ilgili kredi kullanımı, şirket hesaplarına nakit girişi ve transferi gibi herhangi bir işlem kaydına konu olmadığı, davacıların … kredi çekilmek suretiyle iki adet arsa alınarak şirketin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin olarak 14/03/2016 tarihli dilekçe ekinde sunmuş oldukları 1.052.019,62 TL ana para tutarlı krediye ilişkin belgelerin 25/07/2014 kullanım tarihli iddia konusu arsalar için kullanılmış kredi hesabı ile ilgili olmadığı, davacı şirketin kullanmış olduğu bazı kredilere ilişkin geri ödemeleri gerçekleştirmemesi sebebiyle yeniden yapılandırma kredisi olduğu, zarar iddiasına konu 450.000 TL’lik kredinin de taksitlerinin 05/12/2014 ve 19/12/2014 tarihleri itibariyle ödenmemiş durumda olduğu, davalı … ile ilgili ticari defterlere kaydedilen ortaklardan alacaklar hesabında 31/12/2014 tarihi itibariyle bilançoya yansıyan borç bakiyesinin 517.450,66 TL’ye ulaştığı, bu borç bakiyesini oluşturan kayıtların içerisinde şirketin zarara uğradığını iddia ettiği iki krediye rastlanmadığı, zarar iddiasına konu iki arsanın davacı şirket akreditifinde yer almadığı, satımına ilişkin paranın da davacı şirketin kasasında yer almadığı tespit edildiği, dava konusu edilen arsaların alındığı 25/07/2014 tarihi itibariyle davacı şirkette münferit imza yetkisi ile müdür olarak davalı … dışında … ve …’ın da bulunduğu, … ile davacı şirket arasında muhtelif tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, bu sözleşmeler kapsamında çekilen kredilerin davacı şirket tarafından kullanıldığı, genel kredi sözleşmelerine davacılar …, …, …’ın müşterek ve müteselsil kefil oldukları, kredilerin teminatını da teşkil etmek üzere dava konusu edilen … İlçesi, … Mah. 232 ada , 12 parselde, 596 ada, 2 parselde kain taşınmazlar üzerine … tarihinde … yevmiye numaralı resmi senet ile dava dışı … Bankası A.Ş. Lehine 1.500.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği, bu taşınmazların dava dışı …’a üzerindeki ipotek ile birlikte 04/08/2014 tarihinde satıldığı tespit edilmiştir. Şirket müdürü …’ın yetkili imzası ile alınan taşınmazlar teminat gösterilmek suretiyle dava dışı bankadan kredi kullandırıldığı, çekilen kredinin davacı şirket hesaplarında yer aldığı, davacıların da bu kredi sözleşmelerine müşterek ve müteselsil kefil oldukları dikkate alındığında, davalı …’ın kredi kullanmak suretiyle taşınmaz satın almasından davacıların haberdar olmamasının mümkün bulunmadığı, alınan taşınmazların kullanılan kredilerin teminatı olarak kullanıldığı gibi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesinin 2022/1171 E, 2022/905 Karar sayılı ilamına da yansıdığı şekilde davacılardan …’ın 1.500.000 TL’lik ipotek limitini ödediği, böylece dava dışı bankadan alacağı temlik aldığı, davacı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı da dikkate alındığında, davalı …’ın diğer ortakların ve şirket müdürlerinin haberi olmaksızın gayrimenkul alım satımı yapması ve şirketi zarara uğratmasının mümkün olmadığı, şirket adına çekilen kredileri şahsi çıkarları doğrultusunda kullandığının ispat edilemediği, oluşan zarar ile …’ın eylemi arasında illiyet bağının gerçekleşmediği sonucuna varılmış, bilirkişilerin … taşınmazların satışına ilişkin zarar oluştuğuna yönelik sunmuş oldukları görüşten Mahkememizce ayrılarak hüküm kurulmuştur.
Davalının şirket imkanlarını kullanarak … ilinde satın aldığı arsa ve üzerinde inşaat yapım sözleşmesine dayalı olarak yapılan ödemeler sebebiyle davacı şirketin zarara uğradığı iddiasının değerlendirilmesi sonucunda; zarar iddiasına konu dava dışı müteahhitle yapılan ödemeler toplamının 888.020,00 TL olduğu, davacı tarafından bu işlemlerden davacı şirket müdürü olarak görev yapan diğer ortakların habersiz olduğu ileri sürülmekte ise de; arsa satış işleminin yapıldığı ve müteahhitle inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle davacı … ile …’ın da davacı şirkette müdür olarak görev aldığı, bu düzeydeki bir ödeme kaleminin ödeme tarihinden dava tarihine kadar geçen yaklaşık 3 yıllık süre içerisinde diğer müdür olarak görev yapan ortakların bilgisi dışında kalabilmesinin mümkün olmadığı, bu durumun şirketin finansal yönetim süreçlerine ve işletme ekonomisine aykırı olduğu, davacı şirketin zarara uğradığı iddiasının ispat edilemediği sonucuna varılmıştır.
Davalının … da dava dışı … adlı firma ile akdettiği sözleşme, yine davalının …’da satın aldığı gayrimenkul kapsamında şirketin 295.000 TL kadar zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin yapılan incelemeler sonucunda; taşınmazların ne zaman nasıl alındığı, yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir veriye rastlanmadığı, davalının dava dışı … adlı müteahhit ile davacı şirket adına akdettiği inşaat sözleşmesi kapsamında davacının zarara uğradığına ilişkin ticari defter kayıtlarından herhangi bir finansal bilginin yer almadığı, davalının şirket gelirleri ile aldığı ve adına tescil ettirdiği taşınmazları dava dışı … adına tescil ettirdiği ve dava dışı …’ın kullandığı krediye teminat olarak verdiği iddiasına yönelik olarak, finansal kayıtlarda herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, taşınmazların ne zaman nasıl aldığına ilişkin davacı şirket kayıtlarında herhangi bilgi ve belgenin bulunmadığı, davalının, şirketin …bank … Şubesi hesabı üzerinden eşi adına şirket kurduğu gün kullandığı ticari krediyi kendi hesabına aktarması nedeniyle uğrandığı ileri sürülen zarar iddiasına yönelik 278.000 TL tutarında olan krediden sağlanan kaynağın davalı hesaplarına transfer edilen bölümünün 147.500 TL ile sınırlı bulunduğu, bu miktarın davalı … adına borç olarak davacı şirketin aktifinde yer aldığı, davacı şirket aleyhine bir zararın oluşmadığı, davacı şirkete ait ticari malların davalı tarafından çalınarak eşinin deposuna götürüldüğü iddiasına yönelik C.Başsavcılığınca yapılan soruşturma ve açılan ceza davası sonucunda; … 14.Asliye ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda; davalı …’ın beraatine karar verildiği, götürülen malların davacı şirket tarafından geri alındığı, ticari mal ve malzemelere ile ilgili tazmini talep edilebilecek herhangi bir zararın gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, davalının eşinin kiraladığı iş yerinin kira bedellerinin davacı şirketçe ödendiğine ilişkin iddianın ispat edilemediği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde … İli, … İlçesi, … Mahallesindeki taşınmazların ve … Mahallesi ile … İlçesindeki taşınmazların davalının şirket müdürü olarak görev aldığı tarihlerde şirketin parası kullanılarak satın alındığı ve davalı … adına tescil edildiği, bu işlemin iptali ile taşınmazların şirket adına tesciline yönelik tapu iptali tescili davası açıldığı, … 3 Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 2017/833 E, 2018/162 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; “… Uyuşmazlık, 12.11.2014 tarihine kadar davacı şirketin temsilciliğini yapan davalı …’ın şirket imkanlarını kullanarak şahsi taşınmaz edindiği iddiası ile açılan tapu iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davalının taşınmazları edinirken şirket kaynaklarını usulsüz kullandığını ileri sürdüğünü ve taşınmazların ödemelerinin tartışmalı olduğunu belirttiğini, bu iddia tapu iptal ve tescil talebine dayanak oluşturabilecek bir hukuki sebep olarak değerlendirilemeyeceğini, davalı adına yapılan tescil işlemlerini sakatlayan ve yolsuz kılan ve iptali gerektirecek somut bir olgunun söz konusu olmadığını, şirket kaynaklarının usulsüz kullanıldığı ve taşınmazların bu suretle alındığı iddiasından doğan uyuşmazlığın çözüm yolunun tapu iptal ve tescil davası olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. İlk Derece Mahkemesi tapu iptali tescil davasına sebeb olamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiş ise de ; davacı şirketin eski müdürünün yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle şirket taşınmazını adına kaydettirdiği iddiası ile dava açılmış olduğu ,bu sebeble tapu iptali -tescil davasının açılabileceği , ancak davacı şirketin tüm ortakların annesi ve çocuklardan ibaret bir aile şirketi olduğu ,depremden sonra … … gelerek kurdukları ve finansmanı faizsiz olarak elde edilen bir taşınmazdan sonra şirketten elde edilen gelirlerle yine taşınmaz satın alınarak şirketin finansman ihtiyacının karşılandığı ,taşınmazların ipotek ettirildiği ve taşınmazların davalı adına olduğu kadar diğer ortaklar adına da alındığı savunularak tapu kayıtları dosya içine getirtilmiştir. Getirtilen tapu kayıtlarının incelenmesinde ihtilaflı dönemde davacının annesi … adına, … Mah. 732 ada 3 parsel 4 nolu bağımsız bölüm,24.06.2010 tarihinde, …. Mah. 1625 ada 1 parsel sayılı 16 bağımsız nolu taşınmazın 04.03.2010 tarihinde, …Mah. 2347 parsel 16 bağımsız bölüm 066.07.2012 tarihinde, … parsel 2 bağımsız bölüm 07.01.2010 tarihinde, … Mah. 1233 ada 7 parsel 2 bağımsız bölüm taşınmazın 11.05.2010 tarihinde,1300 ada 10 parsel 2 bağımsız bölümün 31.07.2015 tarihinde,1404 ada 10 parselin 12.08.2010 tarihinde,1342 ada 6 parsel 2 bağımsız bölümün 12.08.2010 tarihinde,1404 ada 9 parsel 1 nolu bağımsız bölümün 12.08.2010 tarihinde,1233 ada 7 parsel 1 nolu bağımsız bölümün 11.05.2010 tarihinde,. 546 ada 1 parsel 2 nolu bağımsız bölümün 17.07.20102 tarihinde, … Mah., 1061 ada 110 parsel 7 nolu bağımsız bölümün 14.03.2014 tarihinde, tescil edildiği, yine …Cad. 1061 ada 110 parsel 8 bağımsız bölümün 14.03.2014 tarihinde, … Köyü 1230 ada 4 parsel 1 nolu bağımsız bölümün 09.12.2013 tarihinde, davalının kardeşi … adına tescil edildiği, gerek davadışı şirket ortakları gerekse davalı adına tescil edilen gerekse …ve … adına tescil edilen gayrimenkullerin şirkete kaynak oluşturmak amacıyla şirket lehine bankalara ipotek teminatı olarak gösterildiği, taşınmazların ortaklar arasında dengeli olarak tescil işlemine tabi tutulması göz önüne alındığında şirkette gelir paylaşımının bu şekilde yapılmasının uygulama haline geldiği,tüm ortaklarını rızasıyla bu işlemin yapıldığı kanaatına varılmıştır. Davalının tüm taşınmazların şirket ortaklarına alındığı yönündeki savunmasına davacı şirket tarafından hiçbir cevap verilmemiş olup davalı ile birlikte ,anne ,kızkardeş ortağında münferit yetkili müdür olduğu gözetildiğinde ; inşaat sözleşmesine konu olan … Mah. 7359 ada zemin kat 2 nolu bağımsız bölüm olan dört katlı betonarme bina ve arsasının ve tapusunun iptali talep edilen taşınmazların davalı adına tescilinin yapılmasınında bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği diğer ortaklar adına yapılan tesciller ile ilgili bir talepte bulunmadan yalnızca şirket müdürlüğünden ayrılan davalı hakkında dava açılması MK 2.Ye aykırı bulunduğundan gerekçe düzeltilerek sonuç itibariyle doğru olan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 2017/833 E, 2018/162 Karar sayılı ilamında, dava konusu edilen … İlçesi, … Mah, … Mah ve … İlçesinde kain taşınmazlara yönelik Mahkememizde de davacı şirketin parası kullanılarak taşınmazların satın aldığı ve davalı adına tapuya kaydedildiği, bu şekilde davacı şirketin zarara uğratıldığına ilişkin iddiada bulunulmuş, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; zararın gerçekleştiği yönünde bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, davacı şirketin kazanımlarından elde edilen gelirin ortaklar adına taşınmaz alınmak suretiyle paylaştırıldığı, bu taşınmazların da şirkete kaynak oluşturmak amacı ile bankalara ipotek teminatı olarak gösterildiği, taşınmazların ortaklar arasında dengeli olarak tescil işlemine tabi tutulduğu, davalı ile birlikte anne …, kız kardeş …’ın münferit yetkili müdür olarak görev aldığı gözetildiğinde taşınmaz alımlarından, yapılan inşaat sözleşmelerinden haberdar olunmamasının mümkün bulunmadığı, TTK.nun 553.maddesindeki müdürün sorumluluğunu doğuracak zarar iddiasının gerçekleştiğinin davacılar tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 853,90 TL mahsubu ile fazla harç olan 773,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 175,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı asil ve davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2022

Başkan … Üye … Üye… Katip …
E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI
HARÇ BEYANI
K.H: 80,70 TL
P.H: 853,90 TL
İ.H: 773,20 TL
Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.