Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/22 E. 2023/273 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/22 Esas
KARAR NO : 2023/273

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/01/2023
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile 31/10/2020 tarihinde sürücü faili meçhul sevk ve idaresindeki plakası tespit edilemeyen araç seyir halinde iken yaya …’a çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında Plakası tespit edilemeyen aracın Güvence Hesabı’nın sorumluluğunda olduğunu, müvekkili tarafından davalıya başvuru yapıldığını, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili …’ın söz konusu trafik kazası nedeniyle, …Üniversitesi Hastanesi’nden 26/05/2021 tarihinde alınan maluliyet raporuna göre %8,1 oranında malul kaldığını beyan ile fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 6.000 TL sürekli iş göremezlik, 1.000 TL geçici iş göremezlik, 500 TL bakıcı gideri ve 500 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 8.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafça daha önce aynı kazaya ilişkin olarak, STK 2021.E.174490 sayılı dosyası ile sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı için başvuru yapıldığı ve 2022.İ.12874 sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı ile başvurunun kesin olarak sonuçlandığı açık olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili kuruma başvuru yapılırken yetkili sağlık kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporu sunulmadığından usule uygun bir başvurudan bahsedilemeyeceğini, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiği kaza sonucunda maluliyetin oluştuğunu ispatlamaya yeterli olmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın cinsinin tespit edilmesi, müvekkili Güvence Hesabı’na husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığının tespiti için gerekli olduğunu, davacının, meydana geldiğini iddia ettiği kazaya ilişkin iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığını, kaza sonrasındaki 3.5 aylık süreçte kolluk kuvvetlerine veya savcılığa ihbarda bulunmayan davacının plakası ve cinsi tespit edilemeyen, trafik sigortası yaptırması zorunlu motorlu araçlardan olup olmadığı bilinmeyen bir aracın varlığını ve başvuru konusu maluliyetin bu aracın sebebiyet verdiği kaza sonucuna meydana geldiğini ispatlayamaması sebebiyle Güvence Hesabı aleyhine hüküm kurulamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili kurumun, kaza tarihinde yürülükte olan ZMM sigortası teminat limiti ile ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın davacıya çarpması sonucu oluşan maluliyet nedeniyle kalıcı ve geçici maluliyet zararı, bakıcı ve tedavi masraflarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davadan önce Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğu, başvurunun… sayılı dosya üzerinden değerlendirildiği anlaşılmakla, dosyanın bir örneği celp edilerek incelenmiş, başvuru konusunun davacının davamıza konu kazada yaralanması nedeniyle uğradığı geçici ve daimi iş göremezlik zararı ile bakıcı giderlerinin Güvence Hesabından tazmini istemine ilişkin olduğu, 28/02/2022 tarihinde ” başvuran tarafından soruşturma dosyasının tamamının ibraz edilemediği, bu durumda sadece verilen evraklar üzerinden karar verileceği, kazaya ilişkin tanık ifadesi, kaza tespit tutanağı, CD kaydı vb olmadığı, hastane evraklarına göre davacının yumuşak doku bozukluğu tanısı konulduğu ve ameliyat edildiği, hastane başvurusunda trafik kazasından bahsedilmediği, adli muayene raporunun düzenlenmemiş olduğu, dosyada mevcut deliller ile başvuranın 31/10/2020 tarihindeki yaralanması ile trafik kazası arasında illiyet bağının kurulamadığının anlaşıldığı; somut olayda başvuranın yaralanmasının başvuruya konu sigorta poliçesi bulunmayan aracın karıştığı kaza sonucu gerçekleştiğini ispat edemediği” gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, başvuru sahibi davacının karara itiraz ettiği ve Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından 25/05/2022 tarih 2022/İHK-21496 K. Sayılı kararı ile itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 303. maddesinde “bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması” gerekeceğinin düzenlendiği, bu yönü ile bakıldığından Sigorta Tahkim Komisyonu dosyası ile mahkememiz dosyasının taraflarının aynı olduğu, başvuru ve davanın aynı trafik kazasında oluşan maluliyet zararından kaynaklandığı, komisyon tarafından verilen kararın, davamıza konu geçici ve daimi iş göremezlik zararları ile bakıcı gideri taleplerine ilişkin olduğu, önceden hükme bağlanmış olan komisyon kararının HMK 114/ 1/i maddesine göre biçimsel anlamda kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından; davacının davasının kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden tahsiline yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan gider avansının davacıya iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT ve dava değeri itibariyle tayin ve takdir olunan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.10/04/2023

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”