Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/132 E. 2023/545 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/132 Esas
KARAR NO : 2023/545

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/02/2023
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 22/02/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murisi … (T.C Kimlik No: …) 23.02.2015 günü, komşusu … ile birlikte olay günü kurulan semt pazarında alışveriş yaptıktan sonra evine dönerken, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … karşısına geldiği sırada cadde üzerinden geçen, iş yerlerine ve park halindeki araçlara çarparak ilerleyen davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu otobüsünün çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini, söz konusu trafik kazası sonucu davalı sürücünün cezalandırılması istemiyle … 4. Ağır ceza Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, yargılama sonucunda …’ın tam kusurlu bulunduğunu, mezkur dosya yargılama …’ın 09.02.2016 tarihinde cezalandırılması yönünde karar verildiğini, taraflarca temyiz edilen kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/4536 Esas, 2016/9124 Karar sayılı 31.05.2016 tarihli kararı ile onandığını, kazaya sebep olan … plakalı aracın sürücüsü …, maliki ve işleteninin … olduğunu, sigorta şirketinin ise kazaya karışan aracı sigorta eden şirket olduğunu, bu durumun sigorta poliçeleri ile sabit olduğunu, tüm davalıların müvekkillerin uğradığı maddi ve manevi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, dava konusu olayda müvekkillerin murisi … ile birlikte komşusu …’nın da hayatını kaybettiğini, bunun yanı sıra olayda …, …, …, .., ….., …., …, …,…’ün muhtelif şekillerde yaralandığını, …, …, …, …, …’ın araçlarında hasar meydana geldiğini, …, …, …, …’ün de ev ve iş yerlerinde hasar meydana meydana geldiğini, … 4 Ağır Ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; kazaya sebep olan sürücünün kazanın oluşumunda tamamen asli kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüleri ile müteveffaların ve mağdurların ise kusursuz olduklarının tespit edildiğini, yine ceza dosyası kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuyla da Davalı sürücü … idaresindeki otobüs ile seyir halindeyken, seyrine yeterli özeni göstermediği, olay mahalline gelindiğinde sevk-idare hatası neticesi hızlanarak aracının kontrolünü kaybettiği ve sonrasında da kazaları önlemek adına alabileceği gerekli tedbirleri de almayıp, ardı ardına birçok araca ve yayalara çarptığı, olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede tamamen kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücüleri ve yayalar, cadde üzerinde kontrolden çıkmış biçimde hareket eden davalı sürücü idaresindeki otobüsün birçok araç ve yaya çarpması hususunda kazaları önlemek adına alabilecekleri yeterli önlem bulunmadığından olayda atfı kabil bir kusurları bulunmadığı tespit edildiğini, davalı sürücü kaza anında gösterilecek en basit dikkat ve özeni göstermemiş olduğu için ağır kusurlu olduğunu, murisin ölümü sebebiyle müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldığını, murisin ölümü sebebiyle müvekkillerinin büyük bir yıkım, üzüntü ve acı duyduklarını bildirerek; öncelikle davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini, Mahkemece uygun görülmemesi takdirde kazaya karışan … plakalı aracın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, trafik kazası sonucu murisin hayatını kaybetmesi nedeniyle müvekkillerinin bu olaydan sonra çektiği sıkıntı ve üzüntüler için murisin oğlu …için 100.000 TL, oğlu … için 100.000 TL, kızı … için 100.000 TL, kızı … için 100.000 TL ve eşi … için 200.000 TL’den az olmamak üzere hükmedilecek manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, HMK 107. maddesi gereği (belirsiz alacak davası, alacak miktarı tam ve kesin olarak toplanacak delillerle tespit ve belirlendiği zaman artırılmak üzere, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla) müvekkillerin 1000 TL maddi tazminat ve destek yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı …Sigorta Şirketi vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazası için 14/06/2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacılara 159.481,61 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkili şirketi söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davacılar tarafından dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını, kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, davacıların talep ettiği manevi tazminat talebinin ZMMS genel şartları ve KTK’ya göre teminat dışında tutulduğunu, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının 23/02/2015 tarihide meydana geldiğini, davacı yanın dava dilekçesinde araç sürücüsü …’ın ceza davasında alınan bilirkişi raporuna atıfla %100 kusurlu olduğu iddia edilmiş ise de, kazanın oluş biçimine bakıldığında sürücü hatasını aşan anormal bir kazanın meydana geldiğini, kazanın oluş biçimine göre bu kazanın tamamen sürücü hatasından kaynaklandığını söylemek hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araç sürücüsü …’ın …’den emekli olduğunu, 18 yılı … de olmak üzere 25 yıllık tecrübeli bir şoför olduğunu, müvekkilinin maliki olduğu … plakalı vasıtanın diğer davalı …Sigorta şirketi tarafından 27/05/2014-27/05/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigortası poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin maliki olduğu aracın kaza tarihi itibariyle manevi tazminatı da kapsar şekilde birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıların talep ettiği manevi tazminat miktarının abartılı olduğunu, davacıların ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların ancak yasal faiz talebinde bulunabileceği, davacıların faiz oranına ilişkin talebinin yerinde olmadığını bildirerek; öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, zamanaşımı def’i ve davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı … dosyaya cevap sunmamıştır.
… 4 Ağır Ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyası uyap üzerinden istenilmiş, yapılan incelemesinde; dosyamız davacıları tarafından davalı … aleyhine taksirler birden fazla insanın ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalı … hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2.fıkrasının 4.cümlesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Davacılar, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazminini müştereken ve müteselsilen sürücü, işleten ve sigorta şirketinden talep etmektedirler. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve aleyhlerine açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan, dava şartlarının (-arabuluculuk vb-) her bir davalı açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekmektedir. TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hükümlerden doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası aynı yasanın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, zarar gören üçüncü kişi tarafından, zarar verenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine açtığı davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava kapsamında kalmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Davalı sigorta şirketi aleyhine açılan dava bakımından 6102 sayılı TTK’nın 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası aynı yasanın 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, zarar gören üçüncü kişiler tarafından, zarar verenin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine açıtığı davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava ise de, davalı sigorta şirketi ile diğer davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, davalı araç sürücüsü … aleyhine haksız fiil sorumlusu olması nedeniyle, diğer davalı … aleyhine ise KTK’nın 85. maddesi uyarınca araç işleteni ve maliki olmaları nedeniyle kanundan doğan sorumluluklarına dayanılarak açılan eldeki davada, uyuşmazlığın esasen haksız fiilden kaynaklanıp TTK’da düzenlenen bir hususa ilişkin olmaması nedeniyle, davalı araç sürücüsü ve davalı araç maliki yönünden nispi yada mutlak ticari davanın varlığından söz edilemeyeceğinden; davalı sigorta şirketi haricindeki davalılar hakkında, davacının TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığından (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi’nin 2020/1422 esas, 2020/3561 karar sayılı ve 22/10/2020 tarihli kararı-) bu davalılar hakkındaki davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına, yargılamaya bu esas üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketine yönelik olarak açılan davada, arabuluculuk dava koşulunun gerçekleştirilmediği anlaşıldığından davalı sigorta şirketine karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş’ye karşı açılmış bulunan davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Diğer davalılar … ve …’a açılmış olan davaların bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, tefrik işlemlerinin davacı vekilince karşılanmasına, yargılamaya yeni esas üzerinden devamına,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90 TL’nin, peşin alınan 2.052,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.872,82 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …Sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2023

Başkan
E-İMZALI
Üye
E-İMZALI
Üye
E-İMZALI
Katip
E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.