Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/98 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/825 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 20/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazın eski malikleri … ve …’in mülkiyetinde bulunan … ili, … ilçesi, … Mahallesi adresinde kain ve tapu sicilinde 4429 Ada, 17 Parseld’e kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerinde müvekkil şirket lehine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere 10 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin tamamının müvekkil şirket tarafından peşin olarak ödendiğini, Davacı tarafın 29.07.2011 tarihinde dava konusu taşınmazı üzerindeki intifa ve ipotekler ile yükümlü olarak satın aldığını, söz konusu satış işlemi ile birlikte intifa sözleşmesinin tarafı davalı taraf olduğunu, Müvekkil lehine tanınan intifa hakkı, taşınmaz davalı şirkete terkin edildiğini, İntifanın kalan süreye isabet eden bedeli davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ödenmediğini, Müvekkil lehine tesis edilen intifa hakkının süresinden önce sonlandırılması nedeniyle davalı taraf kalan süreye isabet eden intifa bedelinin denkleştirici adalet ilkesi kapsamında belirlenecek güncel değerini müvekkil şirkete ödemekle yüküm olduğunu, Müvekkilin söz konusu alacağının davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle davacı aleyhine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak görüşmeler neticesinde uzlaşma sağlanamadığını ve anlaşmama tutanağı tutulduğunu bildirerek; davanın kabulüne, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; peşin olarak ödenmiş intifa bedelinden kaynaklı alacaklarının şimdilik 625.095,00-TL’lik kısmının 02.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle davacının taleplerini müvekkilimiz şirkete yöneltmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, Zira müvekkili şirketin, 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında finansal kiralama faaliyetinde bulunmakta olduğunu, davacı ile de herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, davaya konu tapuda … İli. … İlçesi. … Mah. 4429 Ada. 17 Parsel’de kayıtlı taşınmaz da bu faaliyet konusu kapsamında üçüncü kişi kiracı …Tic. A.Ş. nin seçimi ve talebi üzerine … 24. Noterliğinin … tarih ve … sayılı finansal kiralama sözleşmesi gereğince 29.07.2011 tarihinde müvekkil şirket tarafından dava dışı üçüncü kişiler … ve…’den satın alındığını, anılan gayrimenkul üzerindeki intifa hakkı. 13.02.2006-31.01.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 902.002,50 TL bedel için ve davacı ile dava dışı eski malikler “… ve …’in ortağı olduğu …Şti, ile davacı arasında imzalanan 21.12.2005 tarihli işleticilik anlaşmasındaki şartlarla kurulduğunu, anılan intifa hakkı ve işleticilik sözleşmesi akaryakıt sektörüne ilişkin olup. davacı da akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2009 yılında akaryakıt sektöründe yapılan uygulama ve mevzuat değişikliği, Rekabet Kurulu kararı ve duyuruları ile dağıtıcı ve bayi arasında imzalanan işleticilik sözleşmesi ve intifa sözleşmelerinin birlikte değerlendirilmesi, her ikisinin de 3 yıllık süre ile sınırlandırılması, Rekabet Kurulunun 12.3.2009 tarihli Duyurusunda belirtildiği üzere, 18.09.2005 öncesi yapılan sözleşmelerin beş yıllık süresinin 18.09.2010 tarihinde sona ereceği, sonraki tarihli sözleşmelerin ise imza tarihinden itibaren beş yılın cklenmesiyle bulunacak tarihte sona ereceğinin düzenlendiğini, bu düzenlemeler kapsamında davacı ile dava dışı Kepezler Koll. Şti, arasında akdedilen işleticilik anlaşması 21.12.2005 tarihli olduğundan Rekabet Kurulunun belirlediği beş yıllık süre 21.12.2010 tarihinde sona erdiğini, dolayısıyla hem intifa hakkı, hem de işleticilik sözleşmesinin sona erme tarihi 21.12.2010 dur.Tapu kayıtlarında da açıkça görüldüğü gibi müvekkil şirket gayrimenkulü, sözleşmenin ve intifa hakkının sona erdiği tarihten sonra 29.07.2011 tarihinde aldığını, müvekkil şirket işleticilik sözleşmesine taraf olmadığı gibi, ödendiği iddia edilen intifa bedeli de müvekkil şirkete ödenmediğinden, müvekkil şirket davacı ile dava dışı bayi … Şti. Arasındaki ticari ilişkiye hiç bir şekilde taraf olmadığında iş bu davada müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca, davacının işleticilik sözleşmesi ve intifa hakkı da dahil olmak üzere tüm talep haklarının zamanaşımına uğradığını bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…14 Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … Karar sayılı dosyası uyap üzerinden istenilmiş, yapılan incelemesinde; dosyamız davacısı …A.Ş. Tarafından davalılar … Şti, …, … aleyhine 19/06/2018 tarihinde … ve …’in maliki olduğu taşınmaz üzerine 13/02/2006 tarihinden, 31/01/2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere 10 yıllık intifa hakkı kurulduğu, rekabet kurulunca 18/09/2010 tarihi itibariyle sözleşmenin bakiye süresinin geçersiz kaldığı, geçersiz kalan süreye ilişkin olarak … ve …’e ödenmiş olan intifa hakkı bedeli ile davalı şirkete ödenmiş olan yatırım bedellerinin tahsilini talep etmiş, yapılan yargılama sonucunda 12/02/2006 tarihinde intifanın tesis edildiği, intifa hakkının tapudan 02/05/2012 tarihinde terkin edildiği, davanın 25/11/2011 tarihinde açıldığı, intifa ivaz bedelinin terkin tarihinden itibaren istenebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; dava dışı … ve …’in maliki bulunduğu, … İli, … İlçesi, 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13/02/2006 tarihinden 31/01/2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere 10 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, intifa bedelinin ise tapu malikleri … ve …’e davacı tarafından ödendiği, taşınmazın … 24.Noterliğinin … tarih ve … sayılı finansal kiralama sözleşmesi gereğince 29/07/2011 tarihinde taşınmaz malikleri … ve …’den davalı tarafından satın alındığı, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının da … tarihinde … yevmiye numaralı işlem ile terkin edildiği, terkin akit tablosunda dosyamız davacısı intifa hakkının tamamından kaynaklanan 625.095,00 TL bedeli aldıklarını beyan ettiği, intifa hakkı bedeli olarak 625.095,00 TL’nın taşınmazın ilk malikleri … ve …’e davacı tarafından ödendiği, taşınmazı sonradan satın alan finansal kiralama şirketine intifa bedeli ödemesi yapılmadığı, bu sebeple davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği, kaldı ki davacı tarafından da intifa hakkı bedelinin tamamının alındığı belirtilerek intifa hakkı tapudan terkin edildiğinden davacının intifa hakkı bedelini de talep edemeyeceği, öncelikli olarak husumetin değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2022/1685 Esas, 2022/1371 Karar sayılı 20/10/2022 tarihli ilamında;
“Dava dışı … ve …’in maliki olduğu … İli, … İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli tapu malikleri … ve …’e davacı tarafından ödenmiştir. Taşınmazın … 24. Noterliğinin … tarih ve … sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri … ve …’den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır.
İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur. Taşınmaz üzerinde 13.02.2016 tarihinden itibaren on yıl geçerli olmak üzere 902.002,50 TL bedelle davacı ile eski malikler arasında intifa hakkına ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğu ve ayni hakkın tapu siciline tescil edilerek geçerlilik kazandığı anlaşılmıştır. İntifa, taşınmaza bağlı bir hak olup intifa konusu gayrimenkulün sicilin aleniliği ilkesi gereğince davalı tarafından satın alınması ile taşınmazın intifa yükü ile birlikte satın alındığı anlaşılmıştır. Taşınmazın davalı tarafından intifa yükü ile satın alınmış olması nedeniyle, intifanın terkini işlemi, yeni malikin mal varlığı değerinde artış meydana getirecektir. Diğer bir deyişle, intifa hakkının terkini sonucu, tapu maliki olan davalının taşınmazında değer artışı olacağından, davalının bu dava yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Diğer taraftan, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde, davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu gerekçe yapıldıktan sonra, terditli ve birden fazla esasa ilişkin gerekçeler daha yazılarak, sonuçta davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HMK’nın 297. maddesinde de mahkeme kararlarında bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, yukarıda belirtildiği üzere, birden fazla ve terditli gerekçe yazılmak suretiyle, sonuç olarak davanın pasif husumet yokluğundan reddi yönünde kurulan hükmün, istinaf incelemesine ve denetime elverişli bir hüküm olduğundan da söz edilemez.
Açıklanan bu gerekçelerle, kararın istinaf incelemesine uygun bir karar olmadığı kanaatine varıldığından, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına..”karar verilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2022/1685 Esas, 2022/1371 Karar sayılı 20/10/2022 tarihli ilamına uyularak yargılamaya Mahkememizin 2022/825 E.sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Dava dışı … ve …’in maliki olduğu … İli, … İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği İntifa bedelinin tapu malikleri … ve …’e davacı tarafından ödendiği. taşınmazın …. 24. Noterliğinin … tarih ve … sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri … ve …’den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alındığı, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının da … tarihinde … yevmiye numaralı işlem ile terkin edildiği, terkin akit tablosunda dosyamız davacısı vekili olarak katılan …’ün “.. Taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından 625.095,00 TL olan bedeli aldığımızdan bedelli olarak çıplak mülkiyet malikleri lehine BP Petrolleri A.Ş’yi temsilen terkinini talep ederim..” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1478 Esas, 2022/1615 Karar No.lu ilamında “..Davacı tarafın istinaf başvurusunun incelenmesinde; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tapuda davacı kooperatif adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 3882 parsel sayılı taşınmaz üzerine 25/04/2008 tarihinde davacı lehine 15 yıl, 6 ay süre ile intifa hakkı tescil edildiği, 16.08.2013 tarihinde intifa hakkının terkini sırasında davacı şirket temsilcisinin, intifa hakkı bedelini aldığından çıplak mülkiyet malikleri lehine hakkın terkinini talep ettiği, bu beyana göre intifa bedel karşılığı yapılmış olup, güncellenmiş bedel talep edilebileceği yönünde hakların saklı tutulmadığı, bu nedenle davacının artık intifa terkininden sonra kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamayacağı, davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı..” şeklinde hüküm oluşturmuştur.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı şirket temsilcisinin intifa hakkı bedelinin tamamını aldığı, bu nedenle çıplak mülkiyet malikleri lehine intifanın terkinini talep ettiği, intifanın bedel karşılığı yapıldığı, 02/05/2012 tarihli intifa hakkının terkini sırasında güncellenmiş bedeli talep edebileceği yönündeki haklarını saklı tutmadığı, davacının intifa terkininden sonra kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamayacağı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 10.675,06 TL peşin harçtan mahsubu ile 10.495,16 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 86.760,45 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde , taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan Üye Üye Katip
E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.