Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/118 E. 2023/835 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/118 Esas
KARAR NO : 2023/835

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/02/2023
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili tarafından ibraz edilen 17/02/2023 tarihli dava dilekçesinden özetle; Davalı şirkette azınlığı oluşturan müvekkillerinin, çoğunluğu oluşturan pay sahiplerinin tahakkümüne karşı korunmak üzere 17.11.2022 tarihli … toplantısında alınan 2, 3, 4 ve 7. maddelerin iptalini yada butlan veya yoklukla malul olduklarına karar verilmesini talep ederek, Davalı şirkette pay sahipleri ile birlikte ortak olunan, davalı şirketin bağlı şirket konumunda olan diğer şirketlerinde yaşanan uyuşmazlıklar sebebi ile şirketin iki gruba ayrıldığını, çoğunluk grubunun toplam … hisseye sahip, …, …, … ve …’tan, azınlık pay sahiplerinin de müvekkillerinden oluştuğunu, Şirket …’nun çoğunluk grubunda yer alan …, … ve …’tan oluştuğunu, davalı şirketin hukuka aykırı olarak hazırlamış olduğu 2020 ve 2021 faaliyet raporlarının 26.02.2021 ve 28.02.2022 tarihli kararlar ile onaylandığını, iptali istenilen 17.11.2022 tarihli …’ya ait toplantı merasimi ve nisap konusunda üsüle aykırılık bulunmadığını, … toplantısında çoğunluk hisselerinin, müvekkillerinin muhalefetine rağmen dürüstlük kuralına aykırı şekilde oy çokluğuyla kararlar aldırdıklarını, 2 no.lu 2020 ve 2021 yılı … faaliyet raporlarının, Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporlarının Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak birçok bilgiyi içermeyen şekilde hazırlanmış olduğunu ve 09.12.2020’ye kadar görev yapan müvekkilleri … ve …’in imzalarının bulunmadığını,3 no.lu 2020 ve 2021 yıllarına ait finansal tabloların açık ve anlaşılır olmadığını ve grup şirketleri ile ilgili borç ilişkilerini ve bunlara ilişkin dipnotları içermediğini, 4 nolu karardaki … üyelerinin davalı şirketin finansallarını pay sahiplerinden gizlediklerinden şirketin zarar etmesine ve kar dağıtılmamasına sebep olduklarından, içerisinde müvekkilleri de bulunan … üyelerinin 2020 yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmelerinin hukuka aykırı olduğunu, 7 no.lu kararda … üyelerine TTK 395 ve 396’daki şirket ile işlem yapma, borçlanma, rekabet etme ile ilgili izinlerin verilmesinin azınlık hisse sahibi müvekkillerinin zarara uğramasına kapı açtığını, oylamada … üyelerinin de oy kullanmış olmasının TTK 436/1’e aykırı olduğunu belirterek … kararlarının iptali ya da butlanla malul olduğunu, bunun tespiti için davalı şirketin hangi bağlı şirketlerin parçası olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek, TTK 199 gereği …’nun diğer bağlı şirketlerle ilgili bağlılık raporu hazırlamak ve onlarla ilişkili finansal raporları hazırlayacağı faaliyet raporuna eklemek zorunda olduğunu, bu kapsamda … teşebbüsünün, topluluğa ait 13 şirketin doğrudan ya da dolaylı kontrolünü elinde bulundurduğunu, … teşebbüsünü oluşturan aileye mensup davalı şirkette çoğunluk hisse sahibi olan … üyeleri …, …, … ve … arasında TMK 17 uyarınca kan hısımlığının mevcut olduğunu, … teşebbüsünün tüm … ‘larda tüm grup şirketlerinin … üyeleri olan …, …, …’ın aynı yönde oy kullandıklarını, bunlarla ilgili müvekkili adına açılan davalarda aynı vekillerle temsil edildiklerini, grup firmaları arasında örtülü sermaye işlemleri yapıldığını, bunlardan dolayı müvekkillerinin zarara uğradığını, dolayısı ile aynı zamanda birbirleri ile hısım olan …, …, … ve … arasında ortak kişisel menfaat ve yönlendirme amacıyla TTK 620 kapsamında adi ortaklık ilişkisi mevcut olduğunu, …’nun, davalı şirketin de … şirketler topluluğuna dahil şirket olduğunu faaliyet raporlarında gizlediğini, finansal tablolarda dikkate almadığını, bu hususun HMK 163 gereği ön sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini, faaliyet raporlarının müzakeresinin yapılmadığını ve müvekkillerinin sorularının yanıtsız. bırakıldığını, muhalefetleri hiçe sayıldığından 2 no.lu … kararının butlanla malul olduğunun tespiti veya iptali gerektiğini, faaliyet raporlarında bağlılık raporuna yer verilmediğini, müvekkillerinin görev yaptıkları döneme ilişkin … faaliyet raporuna itiraz ve imzalarının yer almadığını, … şirketler grubu ile davalı şirket arasında gerçekleşen işlemlere, nakit akış risklerine ve geri ödeme şartları gibi detaylar ile şirketin faaliyetleri hakkındaki bilgilere tam ve ayrıntılı yer verilmediğini, bu hususların TTK 199 ve 516. maddeler ile Faaliyet Raporu Yönetmeliğine aykırılık teşkil ettiğini, azınlık pay sahibi ortakların bilmesi gereken bilgileri içermediğini, TTK 409/1 gereği faaliyet raporunun müzakeresinin zorunlu olduğunu, müvekkillerinin sorduğu sorulara ayrıntılı bilgi verilmediğini, tek cümlelik cevaplarla geçiştirildiğini, dolayısıyla usule ve hukuka uygun faaliyet raporu müzakeresi yapılmadığından gündemin 2.maddesinde yer alan faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı, TTK 447 uyarınca butlanla malul olduğunun tespiti ve TTK 445 uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin gerçek finansal durumunu ve … şirketler grubundaki 12 şirket ile arasındaki borç ilişkisini yansıtmayan davalı şirket faaliyet raporunun tasdikine ilişkin alınan 3 no.lu … kararının butlanla malul olduğu ve iptalinin gerektiğini, …’nun finansal raporları ve faaliyet sonuçlarını anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir, şeffaf ve dürüst olarak yansıtması gerekir iken … onayına sunulan finansal tabloların öngörülen nitelikleri taşımadığından … faaliyet raporunda dipnotlara yer verilmeyen raporun usule ve hukuka aykırı hazırlanıp onaylandığını, davalının, … şirketler grubuna dahil 12 şirketle olan ilişkileri, borç verme ve alma işlemlerine faaliyet raporunda yer verilmediğinden dürüst resim ilkesine uygun hazırlanmadığından 3 nollu … maddesinin çoğunluk pay sahiplerince oy çokluğu ile onaylandığı ve müvekkillerinin pay sahipliğinden doğan haklarının ihlal edilmesi nedeni TTK 445 uyarınca 3 no.lu kararın iptalinin ve butlanla malul olduğunun tespitinin gerektiğini, 2020-2021 – yılları faaliyet raporları usule aykırı hazırlanmasına rağmen … üyeleri …, … ve …’ın ibra edilmelerinin hukuka aykırı olduğunu, …’nda olan müvekkilleri … ve …’ın çoğunluk pay sahibi … üyelerinin engellemeleri sebebi ile karar mekanizmalarında yer almadıkları ve faaliyet raporunun hazırlanması ve davalı şirketin kötü yönetiminde bulunmamalarına rağmen 2020 yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemeleri hukuka aykırı olduğundan gündemin 4. maddesinin TTK 445 uyarınca iptali yada TTK 447 uyarınca butlanla malul olduğunun tespit edilmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin çoğunluk pay sahiplerinin grup şirketlerle olan ilişkilerinin ve faaliyetlerinin 2020 ve 2021 yılları faaliyet raporlarında gizlenmiş olduğunu, hakim pay sahiplerinin maddi çıkarlarını davalı şirketin menfaatlerinin önüne koyan … hakkında TTK 395 ve 396’daki yasakların … teşebbüsünün oydan yoksun … üyelerinin oyları ile kaldırılmış olması hukuka ve dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğundan, genel kurulda 7. Gündem maddesinde alınan kararın yoklukla malul olduğu, iptali ya da butlanla malul olduğunun inin gerektiği, kanun koyucunun koyduğu yasakların kaldırılmasının müvekkillerinin haklarının korunması adına tehlike arz ettiğini, müvekkillerinin ve 3.kişilerin zarara uğramasına yol açabileceğinden 7 no.lu … kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ya da butlanla malul olduğunun tespiti ve iptalinin gerektiğini beyan ederek, 17.11.2022 tarihli … toplantısında alınmış 2, 3 ve 4 no.lu kararların butlanla malul olduğunun tespiti ve TTK 445 Uyarınca iptaline, 7 no.lu kararın yoklukla malul olduğunun tespiti ya da TTK 447 uyarınca butlanla malul olduğunun tespiti veya TTK 445 uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından ibraz edilen 23.03.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, tek varlığı olan arazinin kiraya verilmesinden başka faaliyeti bulunmadığını, bu hususun davacılar tarafından da ikrar edildiğini, huzurda açılan davanın davalı şirkete açılmış 3. dava olduğunu, davalı şirketin hiçbir şirketler topluluğuna dahil olmadığını, 2019 yılı faaliyet dönemine ilişkin … toplantısında alınan kararların bir kısmının iptali talepli davanın da …. 2. ATM’nin 09.02.2023 tarih, …E., … K. no.lu kararı ile reddedildiğini, 2 nolu gündem maddesi ile ilgili faaliyet raporu hakkında karar alınmadığından, iptal edilebilecek veya butlanla malul olduğu tespit edilebilecek bir hukuki işlem olmadığını, 3 no.lu karar açısından davacıların da yıllardır tasdik ettiği finansal tabloların VUK ve TDHP’ye uygun hazırlandığını, …’nun ibrası ile ilgili 4. maddeye ilişkin …’nın iptali ya da butlanına ilişkin hiçbir delil konmadığını, Yokluğu, butlanı veya iptali talep edilen 7. maddenin esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı hiçbir yönü bulunmadığını, İptali istenilen 07.11.2022 tarihli …’ya ilişkin olarak … tarihine kadar 16 gün boyunca ilgili evrakların pay sahiplerinin incelemesine sunulduğunu, toplantıya pay sahiplerinin 9496,59’unun iştirak ettiğini, davacıların toplantıda bilgi alma haklarını kullandıklarını, davalı şirketin pay sahiplerinin tamamının gerçek kişi olduğunu, davalı şirketin hiçbir iştirak veya bağlı şirketi bulunmadığını, davacıların davalı şirketi topluluk şirketi olarak göstermesinin TTK 195 vd. hükümlerinde düzenlenen şirketler topluluğu kurgusu ile uyuşmadığını, davacıların “hakim teşebbüs” olarak nitelediği gerçek kişi pay sahiplerinin davalı şirkete yabancı herhangi bir iktisadi faaliyeti bulunmadığından bu kişilerin “hakim teşebbüs” olarak nitelendirilemeyeceğini, bu hususta … 3. ATM…E. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da davacıların … ailesi olarak adlandırdıkları kişilerin hakim teşebbüs olmadıkları sonucuna varıldığını, davalı şirketin davacılarla birlikte oluşturulmuş yönetim politikasına göre yönetildiğini, alınan … kararlarında davacı temsilcilerinin de imzasının yer aldığını, davacı temsilcileri … ve …’ın düzenlenen çeşitli ihbarname ve tutanaklarda temsil yetkisini kullandıklarını, cari faaliyeti olmayan şirketin faaliyet raporu ve finansal tablolarının onaylanması ve ibra kararlarında herhangi bir eksiklik bulunmadığını, davacıların bilgi alma ve inceleme haklarına eksiksiz riayet edildiğini, 2020 yılına kadar davacıların tüm genel kurul toplantılarına katılıp finansal tabloları tasdik ettiklerini ve tüm … üyelerinin ibra edildiklerini, davacı olan eski … üyelerinin TTK 392 uyarınca hiçbir bilgi alma ve inceleme talebinde bulunmadıklarını, davacıların 2021 ve 2022 yıllarında pay sahibi oldukları benzer pay sahipliği yapısına sahip farklı şirketlerin aleyhine Mesnetsiz birçok dava açtıklarını, huzurdaki davanın davalı şirketi zarara uğratmasının muhtemel olduğu gerekçesi ile, davacıların teminat göstermelerinin gerektiğini belirterek, huzurdaki davaya ilişkin davacı tarafça konu edilen kararların hiçbiri TTK 447 hükmünde sayılan hallerle örtüşmediğinden, söz konusu kararların hiçbirinin butlanla malul olmadığını, gündemin 2. maddesinde oylama yapılmadığı ve karar alınmadığından malul ya da iptal edilebilecek bir hukuki işlemin bulunmadığını, davalı şirketin yıllar önce kiraya vermiş olduğu arazisinden başka faaliyeti bulunmadığını, aynı içerikte hazırlanan faaliyet raporlarına geçmişte itiraz etmeyip imzaladıklarını, … ailesinin 13 şirket üzerinde hakimiyeti olduğu hususunun faaliyet raporunda yer almamasının hukuken hatalı olduğu gibi huzurdaki dava açısından da önemi olmadığını, faaliyet raporundaki eksikliklerin dava dilekçesinde belirtilmediğini, davalı şirketin, davacıların grup şirketi olarak nitelendirdiği ilişkili taraflarla alacak borç ilişkisi bulunmadığını, faaliyet raporunun bu hususta hazırlanmış olan yönetmelik hükümlerine uygun hazırlandığını, finansal tabloların onaylanmasına dair 3 no.lu kararın iptali ya da butlanına sebep verecek hiçbir koşulun mevcut olmadığını, … ailesinin 13 şirket üzerinde hakimiyeti olduğu hususunun faaliyet raporunda yer almamasının hukuken hatalı olduğu gibi, huzurdaki dava açısından da önemi olmadığını, davacıların iddiasının aksine finansal tabloların dipnot içermemesinin eksiklik olarak nitelenemeyeceğini, davalı şirketin kurumlar vergi beyannamesinde tüm dipnotlara yer verdiğini, … üyeleri …, … ve …’ın ibra edilmelerine yönelik gündemin 4 no.lu maddesinde herhangi bir butlan veya iptal sebebinin mevcut olmadığını, genel kurulda davacıların sorduğu tüm soruların yanıtlandığını, TTK 445 ve 447. Maddeye aykırılığın söz konusu olmadığını, … ve …’ın 2020 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemelerine dair 4 no.lu karar bakımından iptal/butlan sebebi bulunmadığını, …’nun özen ve sadakat sorumluluğunun TTK 369 gereği şirkete karşı olduğunu, ibranın reddi kararının iptalini talep etmekte davacıların menfaati bulunmadığını, ibra konusunun sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygunluğunun … üyelerine açılacak sorumluluk davası ile gündeme gelebileceğini, davacı … üyeleri … ve … davalı şirkete karşı özen ve sadakat yükümlülüklerini yerine getirmek yerine davacıların menfaatlerini önceleyen ve temsil eden … üyesi olarak hareket ettiklerinden, bunları ibra etmeme kararının iptal ya da butlanını gerektirir hiçbir hukuki neden bulunmadığını, gündemin 7. maddesinde … üyelerine TTK 395 ve 396 hükümlerine göre izin verilmesi kararı bakımından herhangi bir yokluk, butlan veya iptal sebebi bulunmadığını, TTK 436’da “kişisel nitelikte bir iş ve işlem” ifadesi ile oydan yoksun kişi ile şirket arasında gerçekleştirilmiş somut bir iş veya işlem hakkında yapılacak oylamalarda ilgili kişinin oydan yoksun olması bahsedilemeyeceğinden davacı taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davacıların haksız talepleri nedeni ile şirketin uğraması muhtemel zararlarını karşılayacak tutarda, davacı başına 100.000.-er TL’den toplamda 600.000.-TL’den az olmamak üzere nakdi teminata hükmedilmesini, uygun görülmemesi halinde davacıların, davalı şirket sermayesindeki tüm paylarına rehin kurulmak sureti ile teminata alınmasını talep etmiştir.
Birleşen 20. Asliye Ticaret Mahkemesine davacı vekili tarafından sunulan 17/02/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; 2, 3 ve 4 numaralı Davacılar’ı Davalı Şirket’in genel kurulunda haksız yere ve tamamen keyfi olarak ibra edilmemelerine karar verilen yönetim kurulu üyeleri olduklarını, davacıların keyfen ibra edilmemiş olmaları kabul edilemeyeceğini, davacılardan … … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve ticari merkezi … No: … adresinde bulunan davalı şirketinin 159.500 adet payını elinde bulunduran %29 oranında pay sahibi olduğunu, davacılar …, … ve … ise ibra edilmemiş Yönetim Kurulu üyeleri olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin her biri yine Davalı Şirket’te %10 oranında pay sahibi olduklarını, söz konusu ibra etmeme kararları, tümüyle şahsi husumet ve özel çıkar gözetilerek alındığını, zarar verme amacına yönelen bu kötüniyetli kararların iptali ile ibra edilmemiş yönetim kurulu üyelerinin mahkemece ibrasına hükmedilmesi talep etiklerini, …, … ve …’nu 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahipleri, bu kararlarını, Şirket’in “… Ailesi”nin şahsi menfaatleri önceleyen yönetimi nedeniyle bilgi alma haklarının ve diğer pay sahipliği haklarının ihlal ediliyor olması gibi gerçeği yansıtmayan ve tutarsız gerekçelere dayandırdıklarını, bu kapsamda, mahkemeden kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı (4) numaralı kararın 2021 yılına ilişkin kısmının iptalini ve yönetim kurulu üyesi davacılar …, … ve …’nun 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibralarına hükmedilmesini ve (2), (3) ve (4) Numaralı davacılar …, … ve …’nun 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibralarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Birleşen 20. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına davalı vekili tarafından sunulan 07/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İbranın reddini içeren bu kararın iptalinin ve ilgili kişilerin ibrasının talep edilmesinde Davacılar’ın herhangi bir hukuki menfaati bulunmadığını, ibranın reddi kararı tek başına uygulanabilir nitelik taşımadığını, İbra konusunda esas inceleme ve tartışmalar, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak bir sorumluluk davasında yapılacağını, davaya konu genel kurul kararı incelendiğinde, Şirket’in 550.000,00 TL’lik sermayesine tekabül eden toplam 550.000 adet paydan 531.300 adet payı temsil eden pay sahiplerinin toplantıda hazır bulunduğu ve böylece toplantı nisabının sağlandığını, (4) no.lu ibra etmeme kararının 2021 yılına ilişkin kısmının 159.500 adet paya ilişkin olumlu oya karşılık 206.800adet paya ilişkin olumsuz oy ile oy çokluğuyla alındığı ve oydan yoksun olanların oylamaya katılmadığı görüldüğünü, esas sözleşmede ve buna bağlı olarak TTK’da öngörülen nisaplara uygun karar alındığını, nisaplara ve TTK m. 436’da öngörülen sınırlamalara uyulan ve pay sahiplerinin iradesini yansıtan bu kararın Davalı Şirket açısından iptal edilmesini gerektirecek herhangi bir husus bulunmadığını, bu sebeplerden dolayı davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 07/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda; gerek asıl dava dilekçesi gerekse birleşen dava dilekçesi 17.02.2023 tarihli olduğundan her iki davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dava konusu genel kurul kararları bakımından dava şartının mevcut olduğu, asıl dava Bakımından; (2) nolu gündem maddesi ile ilgili olarak ortada iptali talep edilebilecek bir genel kurul kararı bulunmadığı, bulunduğu kanaatine varılması ihtimalinde, bu defa davacıların -dava şartı eksikliğinden bu karar aleyhine iptal davası açamayacakları, bununla birlikte Sayın Mahkemece (2) nolu gündem maddesine ilişkin ortada bir genel kurul kararının bulunduğu ve yukarıda (b) başlığı altında açıklanan her iki dava şartının da mevcut olduğu kanaatine varılması ihtimalinde; Davalı Şirket’in pay sahipleri …, …, … ve …’ın hakim teşebbüs olarak kabul edilemeyeceği, diğer yandan dosyaya mübrez 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri … ve …’ın imzasının bulunmadığının görüldüğü, bu durumda 2020 yılı faaliyet raporu kanuna aykırı olarak alındığından, (2) nolu gündem maddesine ilişkin kararın (kısmen) iptal edilebileceği; buna karşın 2021 yılı faaliyet raporunun hazırlandığı dönemde … ve …’ın … üyeliği görevi bulunmadığından, 2021 yılı faaliyet raporunda adı geçen kişilerin imzalarının bulunmamasında kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, davacılar vekilinin iddiasının yerinde görülmediği, ancak; finansal tabloların açık ve anlaşılır olmadığı, 1-a başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; (3) nolu genel kurul kararının iptal edilemeyeceği, 1-b başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; bu durumun tek başına finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (3)nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği, 1-c başlığı altında vardığımız sonucun kabul edilmesi halinde ise; Dava konusu 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri … ve …’ın imzalarının bulunmamasının yani 2020 yılı faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına finansal tabloların onaylanmasına ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (3) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği, taraflarınca varılan görüşün aksine, Mahkemece davalı Şirket’in bağlı şirket niteliğinde olduğunun kabul edilmesi halinde ise, Faaliyet Raporu Yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin 2020-2021 yılı faaliyet raporlarında yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (3) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebileceği, Dosya içeriğinde, (4) nolu gündem maddesine ilişkin alınan ibra kararının TTK m. 436/2 hükmüne aykırı olduğuna dair herhangi bir bilgi/belgeye rastlanmadığı, somut uyuşmazlıkta …, … ve …’ın aksine … ve …’ın 2020 faaliyet yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemiş olmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, zira sorunsuz finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporu ile faaliyet dönemine ilişkin işlemlerin hesabı verilmesine rağmen ibranın reddi kararı verilmesinin dürüstlük kurallarına aykırılık gerekçesiyle iptal edilebileceği, ancak, 1-a başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; (4) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği, 1-b başlığı altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde; bu durumun tek başına ibra kararını sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi âlma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (4) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği, 1-c başlık altında vardıkları sonucun kabul edilmesi halinde ise; Dava konusu 2020 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyeleri … ve …’ın imzalarının bulunmamasının yani faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına ibra kararını sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (4) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği, taraflarınca varılan görüşün aksine, Mahkemece davalı Şirket’in bağlı şirket niteliğinde olduğunun kabul edilmesi halinde ise, Faaliyet Raporu Yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin 2020-2021 yılı faaliyet raporlarında yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (4) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebileceği, dosyaya mübrez genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinden, hakkında izin verilen yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’ın oy kullanmış olduklarının görüldüğü, bu halde (7) nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebilir olduğu, Birleşen dava açısından da; …, … ve …’ın 2021 faaliyet yılına ilişkin faaliyetlerinden dolayı ibra edilmemiş olmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, zira sorunsuz finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporu ile faaliyet dönemine ilişkin işlemlerin hesabı verilmesine rağmen ibranın reddi kararı verilmesinin dürüstlük kurallarına aykırılık gerekçesiyle iptal edilebileceği yönündeki görüşlerini bildirmişlerdir.
TTK ‘nun 445. Maddesinde “…TTK nun 446/ ncı maddede belirtilen kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilcekleri, TTK nun 446. Maddesinde de “… Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, Yönetim kurulu, Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin…” iptal davası açabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
TTK.’nun 446. maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olarak genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilecekleri, butlanı düzenleyen 447. maddesinde ise; (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararların batıl olduğuna yer verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere TTK’nın 447. maddesindeki butlan şartlarının resen gözetilmesi, butlan halinin bulunmadığı sonucuna varılması halinde de TTK’nın 445. maddesindeki iptal edilebilirlik şartlarının incelenmesi gerektiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında TTK’nın 447. maddesindeki butlan hallerinin dar yorumlanması gerektiği, her kanuna aykırılık halinin butlan yaptırımına tabi olmadığı açıkca belirtilmiştir.
Hükümsüzlük halleri, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ele alınabilir. Kavram olarak yokluk, bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi yokluk ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir. Hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan arasında sonuçları değil, sebepleri bakımından farklılık bulunmaktadır (Fatih Bilgili, Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku, 2012, 2.Baskı, Ş.190; YHGK’nun 2013/1048 Esas- 2014/430 Karar sayılı kararı).
Somut olayda; butlan ve yokluk koşullarının gerçekleşmediği, iptali talep edilen genel kurul kararlarının 17/11/2022 tarihinde alındığı, asıl ve birleşen davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı, genel kurula katılan pay sahiplerinin iptal davası açabilmeleri için ayrıca muhalefetlerini tutanağa işletmeleri gerektiği, asıl ve birleşen davalarda davacıların alınan kararlara karşı olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhlerini tutanağa işlettikleri, iptal davası açma şartlarının gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılmıştır.
Asıl davada; iptali talep edilen 2 nolu gündem maddesinde; şirket yönetim kurulunca hazırlanan 2020 ve 2021 yılına ait faaliyet raporunun okunduğu, ve müzakereye açıldığının ifadelerinin yer aldığı, 2 nolu gündem maddesi hakkında herhangi bir oylama yapılmadığı, iptali talep edilebilecek bir genel kurul kararı bulunmadığı anlaşıldığından 2 nolu gündem maddesinin iptali şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
İptali talep edilen 3 nolu gündem maddesinde; davalı şirketin 2020 ve 2021 yılına ait finansal tablolarının 206.800 adet paya ilişkin olumsuz oya karşılık 324.500 adet paya ilişkin olumlu oy ile kabul edildiği, faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına bilançonun onaylanmasına ilişkin kararın veya ibra kararını sakat hale getirmeyeceği gereği gibi düzenlenmeyen faaliyet raporuna dayanarak bilançonun onaylandığı, ve ibra kararı alındığı, irade sakatlığına uğranılmış olduğu ileri sürülebiliyorsa bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilerek bilançonun onaylanmasına ve ibrasına ilişkin kararların iptalini sağlayabileceğinin doktrinde yer aldığı, faaliyet raporunun okunmasına ilişkin 2 nolu gündem maddesinin iptali koşullarının oluşmadığı sonucuna varıldığından 3 nolu gündem maddesinin de iptal edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
İptali istenen 4 nolu gündem maddesi ile ilgili olarak, 2020 faaliyet yılına özgü olarak yönetim kurulu üyeleri … , … …’ın ibra edilmelerinin buna karşılık 2020 yılı faaliyet yılında yönetim kurulu üyesi olan … ve …’ın ibra edilmemelerinin kanun ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun iddia edildiği, TTK nun 436/2. Maddesinde; Yönetimde yer almış kişilerin sadece kendilerinin ibralarında değil diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında da oy kullanamayacaklarının düzenleme konusu yapılmış olup, ibra kararında TTK nun 436/2 hükmüne aykırı her hangi bir yön bulunmadığı, genel kurulun yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin hepsini kapsayacak şekilde tek bir ibra kararı ile yöneticilerin ibra edebileceği gibi bazılarının ibra kapsamı dışında bırakabileceği, somut olayda ; faaliyet raporunun yönetim kurulu üyelerinin ibrası bakımından önem arz ettiği, ibranın kapsamını belirleyen genel kurulun bilgisine ulaşma ölçüsü bilançonun yanı sıra yıllık faaliyet raporunun da dikkate alınmasının gerektirdiği, faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının tek başına bilançonun onaylanmasına ilişkin veya ibra kararını sakat hale getirmeyeceği, 2 nolu gündem maddesi ile ilgili olarak ortada iptali talep edebilecek bir genel kurul kararı bulunmadığı sonucuna varıldığından 4 nolu genel kurul kararının da kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
İptali talep edilen 7 nolu gündem maddesine ilişkin yönetim kurulu üyelerini TTK 395-396 maddeleri uyarınca izin verildiği, TTK nun 395. Maddesine göre yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan izin almadan şirket ile kendisi veya başkası adına her hangi bir işlem yapamayacağı aksi halde şirketin yapılan işlerin batıl olduğunu ileri sürebileceği, yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yapabilmesi için genel kurula bu yönde bir izin alınması gerektiği, genel kurulda yapılacak oylamada hakkında izin verilen yönetim kurulu üyelerinin ve TTK nun 436. Maddesinde sayılan yakınlarının oydan mahrum olduğu, hakkında TTK 395-396 maddeleri uyarınca izin verilen yönetim kurulu üyeleri … , … …’ın bu oylamada oy kullandıkları anlaşıldığından 7 nolu genel kurul kararının kanuna aykırı olması sebebi ile iptal edilebileceği sonucuna varılmıştır.
Birleşen davada davacılar 4 nolu genel kurul kararının iptalini talep etmişlerdir. İptali istenen 4 nolu genel kurul kararı ile … , … …’ın 2021 faaliyet yılına ilişkin olarak ibra edilmemelerine karar verilmiştir. Genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin bir kısmının ibrasına , bir kısmının ise ibra edilmemesine karar verilebilir. İbra edilmemeleri dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. 2021 yılına ilişkin sorunsuz finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporu ile faaliyet dönemine ilişkin işlemlerin hesabının verilmesine rağmen ibranın reddi kararı verilmesi dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceğinden … , … …’ın 2021 faaliyet yılına ilişkin eylemlerinden dolayı ibra edilmemeleri kararını dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle iptali gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu doğrultusunda; Asıl davada; davanın kısmen kabulüne, 17/11/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2-3 nolu kararların iptali talebinin reddine, yönetim kurulu üyelerinin 2020 yılı faaliyetlerine ilişkin alınan 4 nolu kararın iptali talebinin reddine, 7 nolu kararın iptaline, Birleşen davada; yönetim kurulu üyelerinin 2021 yılı faaliyet dönemine ilişkin …, …, …’ın ibra edilmemesine yönelik 4 nolu kararın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada; davanın kısmen kabulüne, 17/11/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2-3 nolu kararların iptali talebinin reddine, yönetim kurulu üyelerinin 2020 yılı faaliyetlerine ilişkin alınan 4 nolu kararın iptali talebinin reddine, 7 nolu kararın iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca belirlenen karar harcı olan 269,85- TL maktu harçtan peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile eksik harç olan 89,95 -TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 8.206,25-TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 4.103-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap edilen 17.900- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın red edilen kısmı üzerinden hesap edelin 17.900-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Birleşen davada;
1-Birleşen davada; yönetim kurulu üyelerinin 2021 yılı faaliyet dönemine ilişkin …, …, …’ın ibra edilmemesine yönelik 4 nolu kararın iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca belirlenen karar harcı olan 269,85- TL maktu harçtan peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile eksik harç olan 89,95 -TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 48,25-TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesap edilen 17.900- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair asıl davada davacı vekili ve birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalı vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2023

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.