Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/895 E. 2023/809 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/895 Esas
KARAR NO : 2023/809

DAVA TARİHİ : 18/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirket tarafından dava dışı … A.Ş.’nin … numaralı poliçede belirtilen riziko adresindeki elektronik cihazlar 30.06.2020-30.06.2021 başlangıç ve bitiş tarihli Elektronik Cihaz Poliçesi ile sigortalandığını, 04.06.2021 tarihinde riziko adresi olan işyerinde meydana gelen voltaj dalgalanması nedeniyle … marka klimanın elektronik kart, sensör, swichler ve kumanda panelinde arıza meydana gelmiştir. Arıza akabinde doğrudan dava dışı sigortalı şirket tarafından …Tic. Ltd. Şti. İle irtibata geçilerek servis yetkilileri tarafından inceleme gerçekleştirildiğini, servis yetkililerince gerçekleştirilen incelemelerde;”Cihazın Elektronik kartının, sensörlerinin, swichlerinin arızalı olduğu ve cihazın çalışmadığı tespit edilmiştir. Arızanın ani voltaj dalgalanmaları ve elektriksel sorunlardan kaynaklandığı arızalı parçaların değiştirilmesi gerekmektedir.” şeklinde tespitlere yer verilerek hasar nedeni ortaya konulduğunu, söz konusu hasar nedeniyle dava dışı sigortalı tarafından müvekkil sigorta şirketine aralarındaki poliçe kapsamında başvuru gerçekleştirilerek, hasarın niteliği ve miktarının tespiti için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper atandığını, ekpser tarafından gerçekleştirilen incelemeler doğrultusunda tanzim edilen rapor ile tenzili muafiyet hesaplaması sonucunda tespit edilen 12.520,80.-TL hasar tazminatı müvekkil şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, teknik servis raporu ve bağımsız uzman eksper tarafından hazırlanan rapordan açıkça anlaşılacağı üzere söz konusu hasarın; riziko adresine gelen düzensiz elektrik nedeniyle ani voltaj dalgalanmaları sebebi ile meydana gelmiştir. Voltaj dalgalanması sebebiyle sigortalı cihaz arızalandığını, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin m.33/2.j uyarınca davalı …A.Ş. ‘nin dağıtım lisansı sahibi sıfatını haiz olması ile ilgili mevzuat çerçevesinde kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirmemesi nedeni ile dava konusu yüksek voltaj dalgalanmasından ileri gelen hasardan sorumlu olduğu tarafımızdan tespit edildiğini, bu çerçevede elektrik dağıtım şirketi, dağıtım lisansında belirlenen bölgede bulunan kullanıcılara sunduğu hizmetin kalitesinden (tedarik sürekliliği kalitesi, ticari kalite ve teknik kalite) ve satış faaliyetine ilişkin ticari kaliteden sorumlu olacağını, …’a karşı müvekkil şirket tarafından … 19. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine borçlu haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, dava şartı olarak Arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak davalı tarafla anlaşmaya varılamamış olduğundan işbu davanın açılması gerekliliği hasıl olduğunu, haksız ve kötü niyetli bir şekilde likit bir alacağa karşı yapılan itiraz sonucu %20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğmasını engellemek ve Müvekkil şirketin alacağının yargılama sonucu ödenmesinin güvence altına alınması adına, davalının mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davamızın kabulü ile icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borca yetecek tutarda davalı/borçlunun taşınır , taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 21/12/2012 tarihli EPDK Elektrik Dağıtım ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin 26/1. maddesi, ”Kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 (on) iş günü içerisinde talepte bulunulabilir.” şeklindeki hükmü ile hasarın tazmini için özel bir süre öngörüldüğünü, ihtilaf konusu olayda ise davacı sigorta şirketi ve/veya dava dışı sigortalısı tarafından, öngürülen yasal süre içinde, davalı müvekkil şirkete başvuruda bulunulmadığını, 21/12/2012 tarihli EPDK Elektrik Dağıtım ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin 26/2. maddesi, ”Zararın tazmin edilebilmesi için hasarın niteliği, kullanıcı tesisinin durumu, dağıtım şebekesinde meydana gelen kesinti, arıza, dalgalanma gibi hususlarda dağıtım şirketi tarafından yapılacak/yaptırılacak inceleme ve değerlendirme neticesinde söz konusu hasarın dağıtım şebekesinden kaynaklandığının tespit edilmesi gereklidir.” şeklindeki hükmü ile hasarın tazmini için özel bir usul öngörüldüğünü, ihtilaf konusu olayda ise davacı yanca, iddia olunan hasarın, davalı müvekkil şirketin dağıtım tesisinden kaynaklandığının ispatına elverişli herhangi bir bilgi ve belge de sunulamamıştır. İddia olunan hasarın, davalı müvekkil şirketin dağıtım tesisinden kaynaklı olması için aynı koldan enerji alan diğer abonelerde de yangın ve/veya hasar oluşması ve diğer aboneler tarafından davalı müvekkil şirkete bu hususta başvuru ve/veya ihbarda bulunulması gerektiğini, fakat ihtilaf konusu hasar tarihi itibariyle davalı müvekkil şirkete, diğer aboneler veya davacı sigorta şirketi ya da dava dışı sigortalısı tarafından yapılmış bir başvuru ve/veya ihbar mevcut olmadığı gibi trafo merkezinde, hasar tarihi itibariyle cihaz hasarına neden olabilecek bir kesinti veya arızanın bulunmadığı ve herhangi bir çalışma yapılmadığını, müvekkil şirket cevabi yazıları ile anlaşılacağı üzere, trafo merkezinin işletme bakım sorumluluğu şirkete ait olmadığını, zira AVM’nin müvekkil şirketin yüksek gerilim seviyesinden abonesi olduğunu, yüksek gerilim ölçü hücresinden sonraki yüksek ve alçak gerilim tesislerinin işletme, bakım ve onarım sorumluluğu AVM yönetimine ait olduğunu, dava konusu hasarlı cihaz, sorumluluğu AVM yönetimine ait olan yüksek gerilim hücreleri, trafo ve trafonun alçak gerilim panosuna bağlı iç tesisattan enerji almaktadır. Bu nedenle bu tesislerin işletme bakım sorumlusu AVM enerji kalitesinden de sorumlu olduğunu, yine … numaralı …’ ye 34 kv gerilim seviyesinde enerji veren, … nolu enerji nakil hattımız yüzlerce aboneye hizmet veren 4 farklı trafoya ve… içinde bulunan Pandemi Hastanesine elektrik verdiğini, yüksek gerilim enerji nakil hattamızda enerji kalitesi ile ilgili bir sorun olması durumunda bu aboneler ve hassas cihazların olduğu Pandemi hastanesinin de etkilenmesi gerekeceğini, fakat böyle bir durum gerçekleşmediğini, bu sebeple davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ait taşınmazda meydana gelen hasar ile davalı müvekkil şirketin dağıtım faaliyeti arasında illiyet bağı kurmaya çalışması abesle iştigal olduğunu, ilgili mevzuatta öngörülen koşullar sağlanmadığından davacı sigorta şirketinin usul ve yasaya uyarlı olmayan talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 15/1-b maddesi, ”Dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat tüketicinin mülkiyetinde olduğunu, bağlantı noktası dahil olmak üzere bağlantı noktasından itibaren hattın geri kalan kısmı dağıtım tesisi olduğunu, ölçü tesisi ve sayaçlar; trafolu tüketiciler için tüketim trafosu 630 kVA altında olan trafoların sekonder ana barasının giriş tarafında, trafo gücü 630 kVA ve üzerinde olan tüketiciler için tüketici tesislerindeki indirici trafonun giriş tarafında, alçak gerilim tüketicileri için tüketimin başladığı anahtarlama teçhizatının giriş kısmında (kofre ve benzeri) yer alır.” şeklindeki ve Elektrik İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Yönetmeliğinin 13/1-b maddesi, ”Dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat (bağlantı hattı) tüketicinin mülkiyetindedir.” şeklindeki ve de Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 4/34. Maddesi, ”Branşman (İrtibat) hattı: Müşterinin dağıtım sistemine bağlandığı bağlantı noktasına kadar müşteri tarafından tesis edilen, müşterinin mülkiyetinde olan ve münhasıran müşterinin bağlantı talebinin karşılanması amacı ile kullanılan tüm teçhizatı (hat, kablo, direk, kesici ve ölçü sistemi v.b.), ifade eder.” şeklindeki hükümleri uyarınca, davalı müvekkil şirketin sorumluluk alanı, trafo ile bina bağlantı noktası kofra arasındaki hat olduğunu, kofra sonrasındaki elektrik hattı ise bina içi tesisattır ve sorumluluk mal sahibine ait olduğunu, somut olay bakımından, mahallinde keşif icrası ile tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti akabinde, sorumluluk noktasında değerlendirme yapılması gerektiğini, keşif icra edilmeksizin dosya üzerinden yapılan incelemeye dayalı rapor tanziminin hatalı olduğunu, Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği gereğince, binanın sayaç girişinde tesisatı besleyen hatta ve daire içine ya da sayaç girişine Kaçak Akım Rölesi (KAR) koyulması ve görevini ifa edecek şekilde bulundurulması zorunlu olduğunu, genellikle bu önlemin alınmadığı durumlarda cihaz hasarı ve yangınla karşılaşılmaktadır ki; Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği bu sorumluluğu abonelere yüklediğinden kaçak akım rölesinin bulunmadığı veya olması gerektiği şekilde çalışmadığı durumlarda da oluşan hasardan davalı müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, Kaçak Akım Rölesinin koyulmasından davacı sigorta şirketinin sigortalısı sorumlu olduğu için meydana gelen hasardan da kendisi sorumlu olacağını, fakat dosya kapsamında, olay tarihi itibari ile ihtilaf konusu zararlı neticeyi önleyecek çalışır vaziyette kaçak akım rölesi veya voltaj düzenleyici bulundurulduğunu ispata elverişli bir delil de mevcut olmadığını, dolayısıyla davacı yanca, kaçak akım rölesi veya voltaj düzenleyici bulundurulduğu ispat edilemediğini, durumun müterafik kusur olarak değerlendirilmesi hatta bu kusurun da ağır kusur mertebesinde olduğunun ve illiyet bağını kestiğinin kabulü ile davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının ihtilaf konusu zarardan sorumlu olduğuna ve haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olayda müvekkil şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağı mevcut değildir. İlliyet bağı sorumluluğun temel öğesi olduğunu, zararla eylem arasında illiyet bağının mevcut olması, zararın eylemin bir neticesi olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın meydana gelmeyeceğinin kesin olarak bilinmesi olduğunu, hiçbir hukuk düzeni mantık yasalarına göre mevcut olmayan illiyeti yaratamayacağını, mantık bakımından bu illete sonsuz zincir halinde neticeler bağlanabildiğini, hukuki netice olarak zararın tazmin sorumluluğunun kabulü için, bir sebebe illi olarak bağlanan neticeler silsilesinin içinde hangi kesimin gerekli ve yeter olacağını belirlemek yine hukuk düzeninin görevi olduğunu, kusur sorumluluğunda 3 halde illiyet bağı kesilebilir. Bunlar, mücbir neden, zarar görenin ve 3. kişinin ağır kusuru olduğunu, öretide illiyet bağını kesen nedenlerin bütün sorumluluk halleri için (kusursuz sorumluluk da dahil) geçerli olduğu vurgulandığını, illiyet bağı ve illiyet bağını kesen nedenlerin dava konusu olayda var olup olmadığının tetkiki gerektiğini, somut olayda, zarar gören sıfatını haiz davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının kusurunun araştırılması ve ağır kusurunun tespit edilmesi halinde illiyet bağının kesildiğinin ve davalı müvekkil şirkete kusuru ve sorumluluk izafe edilemeyeceğinin kabulü ciheti ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Davacı tarafın delil olarak dayandığı eksper raporunun yeterliliği ve neye istinaden hazılandığı da belirli değildir. Sayın Mahkemeniz huzurunda, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve buna ilişkin beyan ve itirazlarımız alınmadan yalnızca tek taraflı düzenlenmiş olan rapora dayanılması da hukuken mümkün olmadığını, bu kapsamda sigorta poliçesinin genel ve özel şartları göz önünde bulundurularak bu şartlara uyar şekilde meydana gelen bir rizikonun varlığının araştırılması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan poliçe genel ve özel şartları ihtiva eder şekilde sunulmadığını, davacıya kesin süre verilerek poliçenin tamamının dosyaya kazandırılması ve değerlendirilmesi gerektiğini, zira bilindiği üzere cihaz hasarları bakımından sigorta şirketler sigortalılarına özel şartlar bağlamında herhangi bir hasarın meydana gelmemesi için pek çok yükümlülük yüklediğini, bu kapsamda söz konusu şartların da göz önünde bulundurulması sureti ile davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin poliçeye uyar bir ödeme olup olmadığı veyahut jest ödemesi mahiyetinde olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacının talep konusu ettiği meblağ fahiş olup, davacı tarafça talep edilen değerin tespitinin hangi kriterlere göre yapıldığı belli olmadığını, meydana gelen hasardan dolayı fatura edilen hasar bedelini davacı sigorta şirketi yeterince titizlikle inceleyip araştırmadan ödediğini, davacı sigorta şirketi sigortalısının kusuru ile meydana gelen hasardan kaynaklanan sigorta tazminatını öderken basiretli tacirin göstermesi gereken dikkati ve özeni göstermediği(TTK madde 18/2) için malvarlığındaki eksilmeyi müvekkil şirkete fatura etmeye çalıştığını, davacı sigorta şirketinin bu davranışı Türk Medeni Kanununun 2.maddesine göre dürüstlüğe aykırı bir davranıştır,” herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” davacı sigorta şirketinin müvekkil şirketten, dava dışı sigortalısına ödediği sigorta tazminatının karşılığı olarak talep ettiği rücuen tazminatı talep etmeye hakkı olmamakla birlikte miktar olarak da belirtilen tazminat, hukuka aykırı ve zenginleşmeye yönelik bir talep olduğunu, davacı tarafın, dava dışı … a.ş. ‘ne ödemiş olduğu sigorta bedelini davalıdan rücuen tahsili için icra takibi başlatmış ve yapılan icra takibine davalı taraf itiraz ettiğini, davacı tarafın, davasında dava dışı sigortalısı olan … a.ş. Nin iş yerindeki elektronik cihazları sigortaladığını 04/06/2021 tarihinde rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigortalısının klimasında arıza meydana gelmesi sebebiyle 12.520,80 TL hasarı sigortalısı olan dava dışı şirkete ödediğini belirterek, bu zararın davalı … a.ş. Nin kusurundan kaynaklandığını belirterek, sigortalısına ödemiş olduğu bu tutarın davalıdan tahsiline yönelik yapmış olduğu icra takibinde davalının itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını talep ettiğini bu nedenlerle öncelikle usulden ve yapılacak yargılama neticesinde huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 29/03/2023 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek, varsa davacının rücuen tahsil edebileceği bedelin belirlenerek, takip tarihi itibariyle varsa davacı alacağının tespitine, hasarın kadri marufunda olup olmadığının tespitine, tarafların kusur oranlarının tespiti ile varsa davacının ortak kusur oranının tespit edilmesi için rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi raporunda özetle, Sigortalı …A.Ş. nin 30/06/2020-30/06/2021 tarihleri arasında davacı … SİGORTA A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile “…” kapsamında sigortalı olduğunu, davacının sigortalı işyerinde meydana geldiği tespit olunan, dava konusu hasar onarım bedelinin olay tarihi itibariyle rayiç piyasa değerine denk ve dolayısı ile gerçek zarar olduğu, Hasarın varlığı fotoğraf, eksper raporu ve teknik servis kayıtları ile belgelendiğini, dosyada davacı sigorta şirketince ödeme yapıldığını gösterir 27.07.2021 tarih, 12.521,00-TL bedelli banka makbuz örneği olduğunu, sigortalı işletme, … içerisindedir. Yukarıda detayı verilen … ın 09/09/2022 tarihli yazı içeriği ve mahallinde yapmış olduğumuz incelemelerde; sigortalı … A.Ş. firması …’ye ait … no.lu Trafo Merkezinden enerji tedarik ettiğini, sigortalı … ye ait trafoyu kullandığını, Trafonun işletme ve bakım sorumluluğu AVM yönetimine aittir. Buradan çıkartılacak husus davalı …, … ye orta gerilimden elektrik tedarik etmekte, … ya ait trafodan alçak gerilim seviyesine düşürülen gerilim sigortalı işletmede kullanıldığını, davalı … sorumluluğunda bulunan orta gerilim düzeyinde bir arıza olsa … yazı içeriğinde proje açıklamasına yer verildiği üzere … ve AVM civarındaki mesken / ticari abonelerin de elektriksel hasar alması beklendiğini, … yazı içeriği, heyetimizin AVM bünyesinde yapmış olduğu tespitler ile örtüştüğünü, davalı dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi …, ilgili mevzuat uyarınca bölgesinde bulunan tüm müşterilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin yeterli, kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet vermekle yükümlü ise de; voltaj dalgalanma sebebinin davalı sorumluluk alanı dışında AVM tesisat içi olma ihtimali olduğunu, özellikle eksper tarafından bu hususta net tespitlerin yapılmadığı anlaşıldığını, dava konusu hasara sebep elektriksel voltaj dalgalanmasının davalı … sorumluluk bölgesi olan trafo öncesinde meydana geldiğine ilişkin, davalı kuruma kusur atfedilebilecek yeter delil bulunmadığı kanaatine varıldığını, voltaj dalgalanmasının sigortalı iş yeri iç tesisatı veya AVM ye ait trafo ile sigortalı iç tesisatı arasındaki kablolarda herhangi bir gevşek bağlantı veya kısa devre gerekçeli de gerçekleşme ihtimali olduğunu, hasarın, voltaj dalgalanması gerekçelidir (klima elektronik aksam kompresör tespitleri) ancak davalı kurum ile illiyet bağı kurulabilmesi için dalgalanma sebebi ve yerinin davalı kurum sorumluluk bölgesi olan trafo öncesinde olduğu ispat edilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
… 19. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edildiği görüldü.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamında bulunan tüm bilgi belgelerle birlikte, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda, dava dışı sigortalı … a.ş.’nin davacının sigortalısı olduğu, davacının sigortalısı olan iş yerinde meydana gelen hasarın onarım bedelinin rayiç piyasa değerine denk ve gerçek olduğu, sigortalı işletmenin … içerisinde yer alıp, mahallinde yaptıkları incelemede, … aş nin , … ye ait 1921 nolu trafo merkezinden enerji tedarik ettiği, trafonun işletme ve bakım sorumluluğunun avm ye ait olduğu, davalı …’ın avm ye, orta gerilimden elektrik tedarik edip,… ait trafoda alçak gerilim seviyesine düşürülen gerilimin sigortalı dava dışı …a.ş. Kulllanıldığı, davalı şirketin sorumluluğunda bulunan orta gerilim düzeyinde bir arıza olması halinde … içerisinde bulunan pandemi hastanesi ve avm çevresinde bulunan mesken ve ticari abonelerinde hasar almasının beklenmesi gerektiğine ilişkin …’ın 09/09/2022 tarihli yazısı ile bilirkişi heyetinin yapmış olduğu tespitlerin örtüştüğü, dava konusu hasar sebep elektriksel voltaj dalgalanmasının davalının sorumluluk bölgesi olan trafo öncesinde meydana geldiğine ilişkin davalı kuruma kusur atfedilecek yeterli delilin bulunmadığı, voltaj dalgalanmasının sigortalı iş yerinin iç tesisatı veya Avm ye ait trafo ile sigortalı tesisası arasındaki kablolarda herhangi bir gevşek bağlantı ve kısa devre gerekçesi ile de gerçekleşme ihtimalinin mevcut olduğuna ilişkin rapor ibraz edilmesi karşısında davacı tarafın sigortalısı olan … a.ş.’de meydana gelen hasarın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığı tespit edilemediğinden ve davalının zararın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine, karar verilmiş, davalının %20 kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE ,
2-Davalının %20 kötü niyet tazminatının reddine,
3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 159,39 TL harcın ve peşin harç yatırılırken mahsup edilen 65,99 TL icra takibi peşin harcının mahsubu ile bakiye 44,47 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 13.197,13 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde HMK 333 Maddesi gereğince taraflara iadesine,
8- Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 01/11/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.