Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/862 E. 2023/357 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/862 Esas
KARAR NO : 2023/357

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 06/12/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 06/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, 10.09.2011 tarihinde müvekkil şirkete … sayılı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonet …’ye geçişi sırasında bisiklet sürücüsü …’a çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarına istinaden müvekkil şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın %20, plakası tespit edilemeyen aracın %30 ve bisiklet sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu belirtildiğini, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın müştereken ve müteselsilen açıldığı dikkate alınarak müvekkil şirketin, bisiklet sürücüsünün %50 kusurunun haricindeki kalan %50 kusur oranında sorumlu tutulması gerektiği kararı verildiğini, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporuna göre bisiklet sürücüsünün meydana gelen trafik kazası neticesinde vücut genel çalışma gücünden %12,1 nispetinde kaybettiği ve 4 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığı belirtildiğini, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı 29.11.2018 tarihli kararı doğrultusunda … 20. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 12.12.2021 tarihinde 63.733,68-TL ödeme gerçekleştirildiğini, … hesabı, sigortalının kimliğinin tespit edilemediği kazalarda sigorta kapsamının kaybolmasını önlemek ve bedensel yaralanmaları tazmin etmek amacıyla oluşturulduğunu, söz konusu yaralamalı trafik kazasında, plakası tespit edilemeyen aracın sorumlu olduğu %30’luk kısım da müvekkil şirket tarafından ödendiğini, kazada plakası tespit edilemeyen bir araç olması nedeniyle hakkaniyet gereğince sigortalının kimliğinin tespit edilemediği bu kazada ödenmesi gereken %30’luk kısmı … Hesabı’nın ödemesi gerektiğini, dava şartı kapsamında … Arabuluculuk Bürosu … nolu dosyadan arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da süreç anlaşmama şeklinde sonuçlandığını, müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulan müvekkil şirketin ödediği 63.733,68-TL tutarındaki maddi tazminatın plakası tespit edilemeyen aracın %30 kusur oranının karşılığı olan 19.120,10-TL’nin, … Hesabı’ndan rücuen tazminini, davanın kabulü ile ödenen 19.120,10-TL tazminatın davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 20/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısının kusuru nedeniyle zarar gören 3. kişiye ödeme yapılmasına neden gösterilen kaza 10.09.2011 tarihli, sigorta şirketine karşı açılan tazminat davası ise 19.12.2011 tarihlidir. Kaza tarihi dikkate alındığında dava her halukarda zamanaşımına uğradığını, bununla birlikte TBK madde 73 uyarınca rücu isteminin, birilikte sorumlu olduğu kişinin öğrenildiği tarihten itibaren başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, davacı sigorta şirketi, aleyhine … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı davasının açıldığı 19.12.2011 tarihinde, kazanın aynı zamanda tespit edilemeyen bir aracın karıştığı kaza olduğunu bildiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tespit edilemeyen aracın kusuru oranında, bedensel zararların Güvence Hesabı teminatı altında olduğu davacı tarafından bilindiğini, Karayolu Trafik Kanunu’nun 109/2 maddesinde dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş bulunması halinde, bu sürenin tazminat talepleri içinde de geçerli olacağı açıklanmıştır.Kaza tarihi itibari ile geçerli olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1 maddesi için öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi, 10.09.2019 tarihinde sona erdiğini, o halde zarar ve sorumlusunun öğrenildiği, 8 ve 10 yıl geçtiğini, davanın her yönüyle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Plakası tespit edilemeyen aracın varlığı ve kazaya neden olduğu ispatlanamadığından davanın pasif husumet yokluğundan da reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kendi kusur sorumluluğunu ve oranını düşürmek için beyan ettiği subjektif ifadelere dayanılarak tespit edilmeyen bir araca kusur verilmesini kabul etmediklerini, tespit edilemediği belirtilen aracın herhangi bir çarpma fiili olmadığını, davacı sigorta şirketinin ZMSS poliçesini düzenlediği aracın sürücüsü, bisiklet sürücüsünün ani bir manevra ile bisikletini sola kırdığını ve kendi sevk ve idaresindeki araç ile çarpması neticesinde kazanın gerçekleştiğini beyan ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsü ile bisiklet sürücüsücü kusurlu olduğu plakası tespit edilemeyen aracın kazaya müdahalesi/karışmasının söz konusu olmadığını, kazaya neden olan aracın müvekkil Güvence Hesabı’nın sorumluluk kapsamında bulunan araçlardan olmasının şart olduğunu, bu nedenle anılan şartın da tespiti gerektiğini, tespit edilemeyen aracın varlığı, daha sonra kusuru ve son olarak da aracın türü yönünden inceleme yapılması gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, ödediği tazminatın kusura oranı ile müvekkilden talep ettiği belirtilen sigorta şirketinin müvekkile usulune uygun bir başvuru yapması gerektiğini, bu başvuruda, tespit edilemediği iddia edilen aracın kusurunu ispatlar somut deliller sunulması gerektiğini, kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun ispatlanamadığını, davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu, olayda müvekkil kurumun sorumluluğunu gerektirir somut bir olgu olmadığını, dava konusu kazaya, tespit edilemeyen aracın neden olduğunun ispatlanamadığını, tespit edilemeyen aracın kazaya neden olduğu, tespit edilemeyen araca atfı kabil bir kusur mevcut ise, müvekkil kurum kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olarak, kusuru oranında sorumlu olduğunu, ilgili dosyada, yalnızca davacı tarafından sigorta poliçesi ile sigortalanmış araç sürücüsünün soyut iddialarına göre tespit edilemeyen bir araç için kusur takdirinde bulunulduğunu, bu raporun ve kararın müvekkilden tazminat talep etmeye yeterli olmadığı ve itibar edilemeyeceğinin açık olduğunu, davacı sigorta şirketinin sürekli iş göremezlik ödemesi yaptığı İsmail Tosun’un maluliyet oranının, kaza ile illiyetinin Adli Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, Müvekkilden tazminat talep edilmesine dayanak olan mahkeme kararından anlaşıldığı üzere ATK ihtisas dairesinden değil, bir üniversite hastanesinden alınan rapora göre tazminat hesaplandığını, ilgili raporun kabulünün mümkün olmadığını, eğer … Hesabı’na ZMSS Genel Şartları’na uygun bir başvuru yapılsa, müvekkil kurum tarafından Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması için Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınan sağlık kuruluşunda sevk edilerek sürekli sakatlık raporu alınması sağlanacağını, aynı yükümlülüğün davacı sigorta şirketinde de bulunduğunu, Tazminat hesaplamasının PMF Yaşam tablosu dikkate alınarak, rücuya konu dava tarihindeki verilere göre sicile kayıtlı aktüer bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, Müterafik kusur indirimi uygulanması gerekirken uygulanmamış olmasının davacı şirketin katlanması gereken bir külfet olduğunu, davacı sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasının davacısı …, bisiklet sürdüğü sırada kaza meydana geldiğini, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyasında tespit edilemeyen bir aracın kusurlu olduğu iddiası ile bilirkişi raporları alınmış ve ilgili davanın davalısı şirket olan …Sigorta Şirketi tarafından bu kez rücuen müvekkile kuruma dava açıldığını, söz konusu davanın müvekkile ihbar edilmediğini, tespit edilemeyen bir aracın kusurunun bulunup bulunmadığına dair denetime elverişli bir adli trafik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, davanın müvekkile ihbar edilmemiş olmasından kaynaklanan sorumluluğun müvekkile yükletilemeyeceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz talebi haksız olduğu gibi, aleyhte karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumluluklarının bulunmadığını, Müvekkilden talep edilen tazminatın, ödeme tarihinden itibaren faiziyle istenebilmesi için, daha öncesinde aleyhteki davanın tarafımıza ihbar edilmesi ve müvekkilin davaya katılmasının sağlanması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, müvekkilden talep edilebilecek faizin türünün avans faiz olmadığını, Müvekkilin ticaret şirketi olmadığını, davacı ile müvekkil arasında ticari bir ilişki , sözleşmesel ilişki bulunmadığını, bu nedenlerle zamanaşımı, dava şartı yokluğu ve cevap dilekçesinde yer alan usul ve esasa ilişkin diğer nedenler ile re’sen nazara alınacak nedenlerle reddine, ispatlanamayan ve haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. dosyasına konu dava sonucu ödenen tazminat bakımından açılan rücuen tahsil istemine ilişkindir.
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyasının Uyap ortamından celp edilip incelenmesinde, 10.09.2011 günü saat 08.00 sıralarında 12. Cadde (…) üzerinde, … istikametine doğru seyreden…’nün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Caddelerinin kesişerek oluşturduğu 4 kollu kavşakta seyir istikametine göre yolu sağından(…), soluna (…) doğru geçmeye çalışan bisikletli, …’a çarpması ve yaralaması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler …, …, … 30/11/2017 tarihli raporuna göre; plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü olayda %30 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nün olayda %20 oranında kusurlu olduğu, davacı … olayda %50 oranında kusurlu olduğu, işbu dosyamız davacı şirketin anılan dosyadaki davalı sürücü …’ye ait aracın sigortacısı olduğu, davanın müştereken ve müteselsilen açıldığı dikkate alınarak davacının kusuru haricindeki %50 kusur oranından davalıların sorumlu tutulması gerektiği, … Ünv. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 23/06/2014 tarihli raporuna göre; davacı …’un vücut genel çalışma gücünden %12,1 nispetinde kaybettiği, 4 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığı anlaşılmakla, davacınn maddi tazminat davasının kabulüne, 25.374,96 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ( davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmak suretiyle ) davacıya verilmesine karar verildiği, anılan kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 2019/984 esas, 2021/1830 karar ve 21/10/2021 tarihli ilamı ile temyiz yolu kapalı (kesin) olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olmakla hükmün, 21/10/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… 20. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasının Uyap ortamından celp edilip incelenmesinde, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. …K. Sayılı dosyasından verilen ilamın, ilamlı icraya konu edildiği ve işbu dosyamız davacısı tarafından mahkeme kararında hükmedilen maddi tazminat bedelinin ferileri birlikte 12.12.2021 tarihinde 63.733,68-TL olarak ödendiği görülmüştür.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur. KTK’nın 109/4 maddesinde “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” düzenlemesine yer verilmiş olup, davacı tarafça 12.12.2021 tarihinde yapılan ödemeden sonra iki yıllık zamanaşımı süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf, talebini müteselsil sorumluluk ilişkisine dayandırmakta olup, öncelikle müteselsil sorumluluğa dair düzenlemelere bakmak gerekmektedir.
Müteselsil sorumluluk TBK’nın 61 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, 61. Maddede “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesine, 62. Maddede “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve irdelenen delillerin incelenmesi sonucunda; …1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E…. K. Sayılı dosyasında davacı sigorta şirketinin sigortalısının %20, plakası belli olmayan aracın %30 oranında meydana gelen kazada sorumlu olduklarının tespit edildiği, davacı sigorta şirketi tarafından mahkeme ilamının icraya konu edilmesi üzerine maddi tazminat bedelinin ferileri ile birlikte 12.12.2021 tarihinde 63.733,68-TL olarak ödendiği, plakası belli olmayan araç yönünden davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunduğu, TBK’nın 62 maddesi uyarınca tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olacağı düzenlemesi karşısında, davalı … Hesabının, yapılan ödemenin %30’undan sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, davanın kabulüne, 19.120,10 TL’nin 14/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın kabulüne, 19.120,10 TL’nin 14/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.306,09-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 326,53-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 979,56‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 326,53-TL peşin harç ile 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere 407,23‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 32,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/05/2023

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır