Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/822 E. 2023/512 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/822 Esas
KARAR NO : 2023/512

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 18/11/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirketin alacağının tahsili amacıyla … 5. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden borçlu hakkında cari hesaba dayanarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu, itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olduğunu, 19.12.2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7155 sayılı kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklendiğini, buna göre ticari davalarda, konusu belli bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartı haline getirildiğini, cari hesaptan kaynaklı icra takibine karşı itirazın kaldırılması amacıyla … Arabuluculık Bürosu’na başvuruda bulunularak … arabuluculuk numaralı dosya ile arabuluculuk sürecinin anlaşılamama ile sonuçlandığını, Müvekkil Şirketin yurt çapında, kargo taşımacılığı yapan ve alanında haklı bir unvana sahip köklü bir kuruluş olduğunu, davalının da kargo taşımacılığı hizmeti aldığını, hizmet karşlığında Müvekkil Şirketçe herhangi bir ödeme alınamadığını, edimini ifa etmeyen davalı borçlunun bilinçli olarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştığını, ortada likit bir alacağın mevcut olmasına karşın icra takibine itiraz ettiğini, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilin alacağının haklılığı ortaya çıkacağını, Müvekkil şirketin huzurdaki davaya ve icra takibine konu alacağı, davalı borçlu ile arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, müvekkil şirketin haklı alacağına kavuşması daha da güçleşecek ve neredeyse imkansız hale geleceğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkımız saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafın talebinin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı ve böylece davayı inkar etmiş sayıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 2.953,31-TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalının 09/06/2021 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, davacı tarafça İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 28/02/2023 tarihli celse ara kararı gereği, taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılıp, taraf iddia ve savunmaları da değerlendirilerek icra takibine konu faturalardan kaynaklı alacağın mevcut olup olmadığı, mevcut ise miktarının takip tarihi itibari ile ne kadar olduğu, icra takibinden sonra yapılan ödeme var ise TBK m. 100 uyarınca tenzil edilmesi ve dava tarihi itibari ile mevcut alacak miktarının tespit edilmesine dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …’in 20/04/2023 tarihli raporunda özetle, Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda; davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu; İnceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmayan davalı tarafın, yerinde inceleme yapılmasına ilişkin bir talebi de dosyada bulunmadığından davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı; Yapılan ihtara rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının incelemeye sunulmamış olması nedeniyle usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olan davacı şirket ticari defter kayıtları, sahibi lehine delil olarak kabul edilerek 06.05.2021 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 2.953,31 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Fatura konusu alacağını varlığını ispat külfeti davacıya aittir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas – 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Davacının, yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın ticari ilişki içindeki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığı, 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değişiklik yapılan 6100 sayılı HMK m. 222/3 “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir” hükmünü havi olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilerek bilirkişi incelemesi için gün tayin edilerek taraflara meşruhatlı bir şekilde ihtarda bulunulduğu, mahkememizce belirlenen günde davacı tarafın ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunduğu ancak davalı tarafça defterlerin ibraz edilmediği, davacı ticari defterleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda ibraz edilen raporda davacının ticari defterlerinden davalıdan 2.953,31 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 6100 sayılı HMK m. 222/3 maddesi gereğince, yapılan ihtara rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının incelemeye sunulmamış olması nedeniyle usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş olan davacı şirket ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre incelenen davacı defterleri uyarınca davacı tarafça ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu kanaatine varılarak takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 2.953,31 TL alacaklı olduğunu kabul etmek gerekmiş olup, bu itibarla davanın kabulüne, davalının …. 5. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın kabulüne,
Davalının … 5. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 201,74-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 80,70-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 121,04-TL nispi karar ve ilam harcının davalı tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç ile 80,70-TL başvurma harcı toplamı olan 161,40-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 234,00-TL posta ve tebligat gideri ile 1.800,00-TL bilirkişi gideri toplamı olan 2.034‬,00‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.953,31-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine,
Dair,Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.13/06/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.