Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/818 E. 2023/127 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/818 Esas
KARAR NO : 2023/127

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/06/2015 tarihli Yüklenici Sözleşmesi ile “…” ile ilgili tüm imalatlarının malzemesi dahil müvekkili şirket tarafından yapım esaslarını tayin ve tespit konusunda anlaştıklarını, imzalanan sözleşme ve eklerine göre müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ancak davalı cari hesap ekstresine göre yapılan işlere ilişkin fatura bedellerinin bir kısmını ödediğini ancak bakiye kalan 45.361,13 TL’yi ödemekten kaçındıklarını, bakiye borcun ödenmesi hususunda davalı şirket ile defalarca konuşulduğunu ancak görüşmelerin sonuçsuz kaldığınca davalı şirket aleyhine … 1. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu bildirerek davanın kabulünü, itirazın iptali ve takibin devamını, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle, davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; davaya konu imalatların işçilik hataları ve uygunsuz işler ile tamamlandığını, davacının sözleşmeye aykırılıklarına rağmen sözleşmenin teminatın iadesi başlıklı madde hükümlerinin henüz gerçekleşmemiş olmasına rağmen nakdi teminatın cebri ile tahsil edilme yoluna gidildiğini, davacının işin yapımının devam ettiği sürece hak ettiği alacakların tamamını aldığını, müvekkili şirketin ödemede temerrüte düşmediğini bildirerek davanın reddine, davacıya %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilemesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde davacı/alacaklının 45.361,13 TL asıl alacak, 36,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.397,48 TL alacağın tahsili için davalı/borçlu adına ilamsız icra takibine geçildiği, borçlu/davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2018/794 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda 18/09/2019 tarih 2018/794 esas 2019/832 karar sayılı ilamı gereğince davanın kısmen kabulüne, takibin 45.361,13 TL üzerinden devamına, 45.361,13 TL’ye takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 9.072,22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, gerekçeli karara karşı davalı …A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna gidildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 20/10/2022 tarih 2019/2253 esas 2022/1751 karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkememiz 18/09/2019 tarih, 2018/794 Esas, 2019/832 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın yukarıdaki esasa kaydının yapıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Taraflar arasında 01/06/2015 tarihli yüklenici sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı yüklenici sözleşme kapsamında üstlendiği işi malzeme ve işçilik dahil yapmayı taahhüt etmiştir. Sözleşmenin 12. maddesinde işin süresi 16/09/2015 – 12/10/2015 arası olup, 14. maddede, yüklenici kesin teminat olarak bu sözleşmenin imzalanmasını takip eden 7 gün içerisinde 130.000,00 TL tutarında ve geçerlilik tarihi ana sözleşme kesin kabul tarihinden 28 gün sonrasına tekabül eden bir teminat mektubu vereceği düzenlenmiştir. İşin tamamlanmasında gecikme olması halinde bu durumun yükleniciye iş veren tarafından yazılı olarak bildirilmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 35. maddesinde geçici kabul düzenlenmiş ve geçici kabulün işin sözleşmeye uygun şekilde tamamlanmasından sonra yapılacağı, 39. maddesinde kesin kabul işleminin ise, geçici kabulün yapılması ve kesin hesap hakedişi işleminden 12 ay sonra yapılacağı, 40. maddesinde de kesin kabul işleminden sonra teminatın iade edileceği kararlaştırılmıştır.
“Davalı iş sahibi işin ayıplı yapıldığını iddia etmiştir. Eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu tanık dahil her türlü yasal delille ispat edilebilir. Davalının tanık deliline de dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı konusunda gerekli araştırma yapılmadan ve ayıp süresinde ise işin ayıplı olup olmadığı hususunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınması gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Davalı vekiline tanıklarını bildirmesi için ihtaratlı tebligat yapılmış olup verilen kesin süreye rağmen tanık listesini dosyaya sunmamıştır. Davalı taraf açıkça delil listesinde yemin deliline de dayanmamıştır.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir.
Somut olayda, davalı tarafça eser sözleşmesinin varlığı ve işin teslim alındığı kabul edilmekle birlikte yapılan işlerin bir kısmının ayıplı ifa edildiği ve davacıdan bu yönden alacak doğduğu ileri sürülerek bedelde indirim yapılması talep edilmiştir. Ancak davalı tarafça ayıbın varlığına dair bir tespit yapılıp ayıp iddiasına ilişkin olarak süresinde ve usulüne uygun olarak davacıya bir bildirim yapılmamıştır. Dolayısıyla ayıp varsa dahi süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı ispatlanamadığından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Bilirkişi incelemesinde, davalının yasal defterlerine göre, 21/09/2017 takip tarihi itibariyle davacı asıl alacağının 45.361,13 TL olduğu, davalının ticari defterlerinin davacı lehine delil teşkil ettiği, davacının son hakediş faturasının 24/12/2015 tarihli olduğu, son hakediş ödemesinin de 05/01/2016 tarihinde yapıldığı, dolayısı ile davacının teslimlerinin geçici kabulünün üzerinden 12 aylık sürenin geçtiği, kesin kabulün yapıldığı, bu doğrultuda davalının davacıdan yapılan hakediş teminat kesintilerinin davalı tarafça davacıya ödenmesinin gerektiği, takip öncesi temerrüt olmadığından faiz talep edilemeyeceği tespit edilmekle mahkememizce davacının davasının kısmen kabulüne, 45.361,13 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, işlemiş faiz talebinin reddine, takibin 45.361,13 TL üzerinden devamına, asıl alacak 45.361,13 TL’ye takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılama neticesinde tespit edilmekle likit olmadığından davacının % 20 icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı tarafın yargılama neticesinde alacaklı olduğu tespit edilmekle davacının takipte haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşılmakla davalı taraf lehine kötüniyet tazminatı takdirine yer olmadığına kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 45.361,13 TL üzerinden devamına, asıl alacak 45.361,13 TL’ye takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.098,61 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 548,29 TL + 226,99 TL icra dosyasına yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 2.323,33 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 548,29 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.695,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.693,64 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 153,25 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 0,12 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 36,35 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır