Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/722 E. 2023/716 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/722 Esas
KARAR NO : 2023/716

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2023
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 01/01/2005 tarihli Taahhüt Sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme ile … 50 Pafta 1840 Ada’da bulunan ve … adı ile bilinen inşaat projesinde, satış vaadi yapılmış ve kat karşılğı anlaşılmış arsalar üzerine yapılan inşaat, imalat, pazarlama ve satış işi ile ilgili faaliyetlerin ortaklaşa yapılmasının kararlaştırıldığını, davalının sözleşme kapsamındaki işlerini tamamlayarak teslim ettiğini, ancak satıştan sonra alıcılardan bazılarının satın aldıkları dairelerde ve sitenin ortak alanlarında muhtelif ayıplar olduğu iddiası ile uğradıkları zararların tazmini bakımından müvekkili aleyhinde dava açtıklarını, mahkeme kararları gereği müvekkilince toplamda 67.679,00 TL nin daire maliklerine ödendiğini, buna müteakip bu meblağın tahsili bakımından davalı aleyhinde … 25.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın huzurdaki davaya mesnet teşkil ettirerek talebinin tek dayanağı haline getirdiği taahhüt sözleşmesinin ihtilafların halli başlıklı 12.maddesi uyarınca İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan davanın reddi ile dosyanın İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki taahhüt sözleşmesi kapsamında davalı tarafından yapılan dairelerdeki eksik ve ayıp nedeni ile davacının ödediği tazminatın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerince davalıdan tahsili amacı ile yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce davaya esas …. 25. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhinde 67.679,00 TL asıl alacak, 1.784,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 69.463,69 TL nın tahsili bakımından 19/07/2013 tarihinde takibe geçtiği, ödeme emrinin davalıya 30/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 02/08/2013 tarihinde yapıldığı, itirazın ve davanın yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 33. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; alacaklı olarak …’un borçlular … A.Ş ile … Tic A.Ş aleyhine, toplam 73.613,33 TL alacak için … 4. Tüketicisi Mahkemesinin … Esas …sayılı ilamına dayanılarak, takip başlattığı, ödeme nedeni ile takibin kapanmış olduğu görüldü.
Mahkememize … 4. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş,incelenmesinde; dava dışı … tarafından dosyamız davacısı ve davalısı şirket aleyhinde açılmış ayıplı mal davası olduğu, davacının davalılardan ( dosyamız davacısı ve davalısından) satın aldığı … nolu bağımsız bölümün satış vaadi sözleşmesinde taahhüt edildiği şekilde teslim edilmediğinden bahisle, davanın kabulü ile 28.881,00 TL nın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın yargıtay incelemesinden geçtiği ve onanmak sureti ile kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce … 4. Tüketici Mahkemesinin … Esassayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; dava dışı … tarafından dosyamız davacısı ve davalısı şirket aleyhinde açılmış ayıplı mal davası olduğu, davacının davalılardan ( dosyamız davacısı ve davalısından) satın aldığı … İlçesi, … Mahallesi 246 nolu Parselde kayıtlı … bağımsız bölümü satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, ancak taşınmazın sözleşmede taahhüt edildiği şekilde teslim edilmediğinden bahisle, 27/04/2012 tarihinde davacının davasının kabulüne ve 57.750,00 TL nın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın yargıtay incelemesinden geçtiği ve onanmak sureti ile kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 2019/666 Esas 2021/629 Karar sayısı ile 21/09/2021 tarihinde, davacının davasının reddine karar verilmiş, mahkememiz kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığınca yapılan temyiz incelemesi neticesinde, 2022/2149 Esas 2022/3207 Karar sayısı ile 06/04/2022 tarihli karar ile “adi ortaklığın sona ermesine müteakip tasfiyenin tamamlandığı, tarafların, dava konusu zarar dışında daha önceden yapılan tasfiye nedeniyle birbirlerine karşı talepleri bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesine göre inşaatın yapımı ve projelendirilmesinin davalının yükümlülüğünde olduğu, ayrıca inşaatın yapımından dolayı üçüncü kişilere verilecek zarar ve ziyandan, toprak sahibi, müşteri ve sair tüm üçüncü şahısların maddi ve manevi taleplerinden hukuki ve cezai yönden davalının sorumlu olduğu belirlendiğinden; müşteriler tarafından açılan davalarda hükmedilen bedelden, her ne kadar eksik ifa olarak tanımlanmış ise de, davalının sorumlu olacağı ortadadır. Mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi hükümleri kapsamında, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığın tasfiyesinden sonra ortaklığa konu iş nedeniyle açılan davalar sonucunda ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğu göz önüne alınarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde verilen karar ile mahkememiz kararının bozulmuştur.
Dava dosyası mahkememizin 2022/722 Esas sırasına kaydedilmekle yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası önceki Tasfiye Memuru Bilirkişi …’e verilerek, Yargıtay bozma ilamında belirtilen kabul ve hususlar doğrultusunda, takip tarihi itibariyle alacağa ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan raporda; davacı tarafından icra dosyalarına toplam 67.779,00 TL ödeme yapıldığı, davacının talebine konu bu tutaraı davalıdan sözleşme hükümleri kapsamında talep edilebileceğine, bozma kapsamında davalının sorumluluğu olduğuna ilişkin ve davacının ödemeden kaynaklı adi ortaklık sebebiyle sorumlu tutulamayacağına ilişkin hususların mahkemeye ait olacağı, davacının takip tarih itibariyle 67.779,00 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, davacı tarafından takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de bu davada 67.679,00 TL üzerinden talepte bulunulduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın 01/01/2005 tarihli Taahhüt Sözleşmesinden ve sözleşme kapsamında yapılan işte, iş bitiminden sonra ortaya çıkan eksik ve ayıplı işlere istinaden hak sahiplerine yapılan ödemelerden kaynaklandığı, davacının bu sözleşme kapsamında yapılan Selvice adlı inşaat projesinde meydana gelen ayıplar nedeniyle daire maliklerine ödenen meblağın, sözleşme hükümlerine dayanarak davalıdan tahsili bakımından davalı aleyhinde icra takibine geçtiği, davalının davacının yaptığı ödemenin sözleşme kapsamında olmayan, eksik ifasından kaynaklandığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinden, 3. kişilere verilen zararlarda sözleşme taraflarının sorumluluğunun sözleşmenin 8. Maddesinde düzenlendiği, tarafların sözleme kapsamında yapılan işte % 50 gelir paylaşımı kararlaştırdıkları görülmüştür.
Davacının talebine konu ödemeyi … 4. Tüketici Mahkemesi’nce verilen … Esas …Karar sayılı ilama istinaden dava dışı …tarafından dosyamız davacısı ve davalısı aleyhinde … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı, davacı tarafça 08/03/2015 tarihli ihtar ile ödenen 67.679 TL nın taraflarına ödenmesinin davalıya ihtar edildiği ve 19/07/2013 tarihinde … 25. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibine geçtiği görülmüştür.
Davada uyuşmazlık; inşaat yapım ve satışına yönelik adi ortaklık sözleşmesi hükümlerine göre, üçüncü kişiler tarafından açılan davalar neticesince ortaya çıkan zarardan, davacının muaf olup olmadığına ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 623. maddesinde; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi hükümleri incelendiğinde; sözleşmenin 4. maddesine göre, işin başından sonuna kadar yapımı, maliyeti, projelendirilmesi, proje masrafı, işçilik, şantiye giderleri, sigorta primleri, vergi, resim ve cezalarının davalı tarafından karşılanacağı, 8. maddesinde ise; inşaatın yapımından dolayı üçüncü kişilere verilecek zarar ve ziyandan, toprak sahibi, müşteri ve sair tüm üçüncü şahısların maddi ve manevi taleplerinden hukuki ve cezai yönden davalının sorumlu olduğu, ayrıca işin ayıba karşı tekeffülünün davalıya ait olduğu, davacının ise sorumluluğunun olmadığı kararlaştırılmıştır. Dava konusu zarara sebebiyet veren üçüncü kişiler tarafından ortaklara karşı açılan davalarda ise; site alanı içerisinde yer alan tenis kortu, basketbol sahası, açık yüzme havuzu, çocuk bahçesi, satranç tahtası görünümündeki alan ve çardak alanının tanıtım materyallerinde sitenin alanı içerisinde kaldığı izleniminin verilmiş olmasına rağmen, başka parsellerde bulunduğu belirtilerek eksik ifadan kaynaklı tazminata hükmedilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; adi ortaklığın sona ermesine müteakip tasfiyenin tamamlandığı, tarafların, dava konusu zarar dışında daha önceden yapılan tasfiye nedeniyle birbirlerine karşı talepleri bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesine göre inşaatın yapımı ve projelendirilmesinin davalının yükümlülüğünde olduğu, ayrıca inşaatın yapımından dolayı üçüncü kişilere verilecek zarar ve ziyandan, toprak sahibi, müşteri ve sair tüm üçüncü şahısların maddi ve manevi taleplerinden hukuki ve cezai yönden davalının sorumlu olduğu belirlendiğinden; müşteriler tarafından açılan davalarda hükmedilen bedelden, her ne kadar eksik ifa olarak tanımlanmış ise de, davalı sorumlu olacaktır. Taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi hükümleri kapsamında, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığın tasfiyesinden sonra ortaklığa konu iş nedeniyle açılan davalar sonucunda ortaya çıkan zarardan davalının sorumlu olduğu, verilmiş mahkeme kararları, icra takip dosyası ve yaptırılan denetime açık bilirkişi raporundan anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının … 25 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki takibe itirazının iptaline,
Takibin 67.679,00 TL asıl ve toplam alacak üzerinden devamına,
Alacak miktarına takip tarihinden itibaren % 13,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacak miktarı yargılama sonucunda tespit edilmiş olduğundan, icra inkar tazminatı isteminin reddine
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.623,15 TL karar harcından peşin olarak alınan 808,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.814,65 TL’nin davalıdan tahsilde tekerrür olmamak şartıyla tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 808,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı vekiline takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 5.499,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilesine,
6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY YOLU açık olmak üzere karar verildi. 17/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır