Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/69 E. 2022/314 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/69 Esas
KARAR NO : 2022/314

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 28/01/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının sigortalısı olan …’a ait … plakalı araç tarafından 02/06/2020 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, temlik eden … aracında oluşan hasar onarım bedeli alacağını 02/07/2020 tarihinde temlik belgesi ile müvekkiline temlik ettiğini, müvekkilinin temlik alan sıfatıyla hasar onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiğini, bağımsız eksper tarafından araçta hasar bedelinin tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketinin kaza sebebiyle her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğunu, hasar onarım bedelinin tazmininin gerektiğini, müvekkil şirket tarafından 10/03/2021 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ve 12/03/2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini ancak 15 günlük yasal süresi içerisinde davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, ihtarnameye cevap verilmediği gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirerek kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedelinin şimdilik 100,00 TL’sinin faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu hasar onarım bedelinin tespiti ile eksper ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, mahkeme yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 23/02/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafın hasar onarım bedeli talebinde bulunduğunu ancak davacı tarafın daha önce aynı kazaya ilişkin olarak hasar onarım bedeli talebi için STK … sayılı dosyasından da komisyona başvurduğunu, STK tarafından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne hükmedildiğini, dosyaların taraf vekillerinin aynı olması sebebiyle işbu karardan haberdar olduğunu, davacı vekili, davacı şirketin eski ortağı olduğunu ve dürüstlük kuralı çerçevesinde yapılmış bir temlik olmadığını, uyuşmazlık hakemi tarafından verilmiş olan kararın kesin olduğunu, hasar danışmanlık şirketlerinin 20/07/2020 tarihi itibariyle yasaklandığını, bu yasaklamanın kapsamının yalnızca alacağın temliki değil hasar şirketlerinin iş takibini de kapsadığını, davacı hasar şirketinin dava açma hakkının olmadığını bildirerek kesin hüküm itirazımızın kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı taraf, 02/06/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında 30.185,54 TL maddi hasar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin sigortalısı …’a ait … plakalı aracın …’a ait … plakalı araca çarptığını ve davalı sigorta şirketinin ZMMS kapsamında sorumlu olduğunu, … plakalı araçta meydana gelen zarara ilişkin talep ve dava hakkınının 02/07/2020 tarihinde temlik alındığını, temlik alan sıfatıyla hasar onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerektiğini beyan ederek hasar onarım bedelinin davalıdan tazminini talep etmiştir. Davalı taraf, davacının sigorta tahkim komisyonuna başvurduğunu ve bu konuda karar verildiğini, bunun üzerine ödeme yapıldığını iddia ederek davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, davacıya ödeme yapmış olduğu için sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur.
Dosya kapsamından; … plakalı aracın sahibi …’ın 02/06/2020 tarihli trafik kazası sebebiyle araçta meydana gelen maddi hasarın onarım bedelinin tazmini istemiyle 11/09/2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun başvuruya ilişkin olarak … E. … K. Sayılı kararını verdiği, başvurunun ve kararın incelenmesinde; başvuru sahibinin kaza nedeniyle … plakalı aracın 30.185,54 TL tutarında maddi hasara uğradığını ileri sürerek zararının karşılanmasını talep ettiği, tahkim yargılamasında alınan bilirkişi raporunda başvurucunun zararının KDV dahil 2.360,00 TL olduğunun tespit edildiği, rapora karşı başvurucunun itirazda bulunduğu ancak raporun gerekçeli olması ve denetime elverişli olması sebepleriyle itirazın reddedildiği, başvurunun kısmen kabulü ile 2.360,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verildiği ve kararın itiraz yolu açık olmak üzere verildiği, davacı vekilinin 02/02/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile uyuşmazlık hakem kararının bozulmasının talep edildiği, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin … İHK Sayılı kararında; hakem aşamasında davacı tarafın talebi üzerine görevlendirilen bilirkişi Hayrullah Kara’nın, araçtaki hasar tutarının KDV dahil 2.360,00 TL olduğunu belirlediği, bilirkişi raporunda, “İlgili dosyada konu aracın 24.11.2018 tarihinde sistemde anlaşmalı tutanağı ve fotoğrafları incelendiği üzere; SAĞ ÖN KÖŞE KISIMLARINDAN ESKİ HASARI mevcut olduğu ile konu aracın ön tampon sağ bağlantı kısımlarının ESKİ HASARI SEBEPLİ_ TAMİR GÖRDÜĞÜ, İlgili dosyada konu aracın kaza esnasında GEÇERLİ KASKO POLİÇESİ olmasına rağmen kasko poliçesine herhangi bir BAŞVURU YAPILMADIĞI tespit edilmiş olup, onarımın sağlanması öncesi/sonrasında davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş, davacı vekilinin temin ettiği hasar bedeli eksper raporuna uygun herhangi bir FATURA ve/veya ONARIM AŞAMA FOTOĞRAFI ile olası onarım sağlandı ise servis iletişim bilgisi ve/veya onarılmış hal fotoğrafları tarafımıza iletilememiş olduğu, ilgili dosyada konu aracın sağ ön kapısı parçasının emek yoğun onarımı (göçük düzeltme yöntemiyle emek yoğun ısıl işlem olmaksızın) ve rötuş veya kısmen boyası sağlanmış olabilmesi; hasar kaydı çıkmaması ve bağlı 2.el değeri düşmemesi adına araç maliklerinin son yıllarda sıklıkla başvurduğu yöntem olduğunu, ihtimaline rağmen sağ ön kapının komple onarım ve boyasının değerlendirildiği” açıklamasıyla hesaplamanın ne şekilde yapıldığı açıklandığı, hükme dayanak yapılan raporda; başvurana ait aracın markası, modeli, donanımı, kilometresi dikkate alınmak suretiyle ve piyasa ve emsal araştırılması yapılarak, araçta oluşan hasar miktarı, aracın hasar aldığı bölgeler, kullanım şekli ve değişen parçaların neler olduğu da göz önünde tutulmak suretiyle ayrıntılı değerlendirme yapılmış olup, söz konusu raporun Yargıtay kararlarında tanımlanan ilke ve esaslara göre hazırlandığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu ve uyuşmazlığın bu rapor hükme esas alınmak suretiyle giderilmesi gerektiği ve buna göre Uyuşmazlık Hakemince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından itiraz başvurusunun reddine karar verildiği ve kararın kesin olarak verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından dava konusu olayla ilgili olarak verilen kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı veya kesin delil teşkil edip etmediği noktasındadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesinde; “…Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı karara Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir.….” hükmü düzenlenmiştir. Yine 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. Fıkrasında; “…Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir (Ek cümle: 3/4/2013-6456/45 md.). Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir 3/4/2013-6456/45 md.). Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinde; sigorta tahkim komisyonuna başvuran ve başvurusu üzerine olumlu ya da olumsuz karar verilen talep için aynı husustan kaynaklı ilk derece mahkemesinden talepte bulunamayacağı sonucuna varılmıştır. Sigorta tahkim komisyon kararı kesin ise sonucuna katlanır. Kesin değil ise kanun yoluna başvurulur. Ancak ilk derece mahkemesinde artık sigorta tahkim komisyonu tarafından reddedilen talep için dava konusu edilemez.
Somut olayda; dava açılmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak temlik eden …’ın hasar onarım bedeli hakkındaki talebine ilişkin karar verildiği, dava konusu kaza nedeniyle hasar miktarının 2.360,00 TL olarak tespit edildiği, Sigorta Tahkim Komisyonunun…E. … K. Sayılı Ve …. …İHK Sayılı ilgili kararının incelenmesinde dava konusunun aynı olduğu ancak tarafların farklı olduğu, aynı kazaya ilişkin Tahkim Komisyonuna temlik edenin başvuruda bulunduğu, temlik alanın ise işbu davayı açtığı, tahkimde verilen hükmün, sadece hükmün tarafları için kesin hüküm ifade edeceği, temlik alan açısından kesin hüküm oluşturmayacağı, ancak şartları varsa kesin delil olarak değerlendirilebileceği, davacının aynı vakıaya dayalı olarak zarar iddiası ile başvuruda bulunduğu, hakem yargılamasındaki bilirkişi raporunun denetime imkan veren gerekçeler içerdiği, tespitin mevcut delillere uygun olduğu, gelişen bir durum, artan bir zarar ve yeni bir delil söz konusu olmadığı anlaşılmakla tahkim yargılamasındaki kararın kesin delil teşkil ettiği sonucuna varılmakla kaza nedeniyle zararın 2.360,00 TL olduğunun kesin olarak belirlendiği ve davalı tarafından zararın karşılandığı dikkate alınarak kesin delil nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yararına AÜTT gereği tayin ve takdir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip
¸¸

Hakim
¸¸