Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/688 E. 2023/492 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/688 Esas
KARAR NO : 2023/492

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Müvekkil davacı şirket, davalının … adresinde…Şti. isimli bayiden yani davalı şirketten 15/05/2022 tarihinde çeşitli mobilya siparişi verdiği ve bu siparişlerin 24/06/2022 tarihinde teslim edileceği müvekkile … evrak numaralı satış sözleşmesi ile davalı tarafça garanti edildiği, işbu sözleşme ve sipariş gereğince 12 parça muhtelif mobilya siparişi verildiği ve bu sözleşme kapsamında sipariş toplamı olan 172.000,90 TL’yi davalı tarafa ödediği, davacı müvekkilin, davalı tarafa hiçbir borcu olmaması ve tüm ödemeyi yapmış olmasına rağmen, davalı tarafça sözleşme gereğince kararlaştırılan sürede sipariş konusu mobilya ürünlerin teslim edilmediği, belirtildiği üzere davalı tarafından siparişin ödemesi alınmış (tahsil edilmiş) olmasına rağmen taahhüt edilen24.06.2022 tarihi çoktan gelip geçmesine rağmen verilen sözler ve taahhütler defalarca sözlü ikaz ve taleplere rağmen yerine getirilmediği, müvekkilin şirketinin aile şirketi olduğu, köylerinde yaptırmış oldukları evlerine bu nedenle gerekli olan tüm mobilyaları davalı tarafa sipariş verdiği ve sipariş teslim edilmediğinden mağdur olduğunu ve siparişlerini zamanında alamadığından dolayı köydeki tüm çevresine ve ailesine karşı büyük bir mahcubiyet ve mağduriyet yaşadığını, manevi olarak ciddi derecede sıkıntıya düşüp ailesini ve yakın akraba ve çevresini bu nedenle evlerine ağırlayamadıklarını ve evi de bu nedenle belirttiği sipariş tarihi itibariyle mobilya eşyaları olmadığından kullanamadığını, yapacağı ve planladığı davetleri de bu nedenle yapamadığını, sürekli ilgili mağazayı aramış ise de sonuç alamadıklarını, müvekkil şirket yetkilisi, davalı tarafın piyasada tanınan kurumsal bir kimliğe sahip kuruluş olması nedeniyle büyük güven duyarak bu siparişleri vermiş ise de güveninin karşılığını bulamadığı için bu nedenle de derin bir manevi üzüntü ve çöküntü yaşadıklarını, belirtilen nedenlerle davalı tarafa … 20. Noterliğinin … tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderildiği ve ihtar tarihi olan 06/07/2022 itibariyle ve halen dahi sözleşme gereğini yerine getirmeyen ve teslimatı yapmayan – ve aldığı bedeli de iade etmeyen davalıya karşı 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki kanun ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu gereğince davalı tarafça alınmış ve tahsil edilmiş olan bedelin en yüksek ticari faiziyle birlikte davacı müvekkile iadesini ve yaşatılan bu büyük mağduriyet nedeniyle her türlü yasal haklarımız saklı olmak kaydı ile 50.000 TL manevi tazminatın da müvekkile ödenmesini talep edilmiş ise de, davalı tarafa çekilen işbu ihtarname de sonuçsuz kalındığını, belirtmiş olduğumuz nedenle müvekkil davacı ödemiş olduğu 172.000, 90 TL bedelin iadesini, davalının müvekkil şirket yetkilisini çevresine, köylülerine ve akrabalarına ve ailesine karşı mahcup ve mağdur etmiş olması nedeniyle yaşadığı derin üzüntü ve manevi elem ve çöküntü nedeniyle de 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesinin talep edildiğini, zorunlu Arabuluculuğa gidilmiş ve buna dair görüşmeler yapılmış ise de buradan da bir sonuç elde edilememiş ve arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlanmış olup tutanağı ekte sunulduğu, sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı olmak kaydı; davacı müvekkilin, davalı tarafa ödemiş olduğu 172.000,90 TL bedelin 15/05/2022 ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı müvekkile iadesine müvekkile yaşatılan manevi elem, üzüntü ile ailesine ve köylülerine ve akrabalarına karşı yaşatılan mahcubiyet nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın faiziyle müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı müvekkil şirket yetkilisine ödenmesine, yargılama giderleri ile ücretin vekaletin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı müvekkil şirkete ödenmesine ve tüm yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı Firma Olan …Tic.A.Ş Cevap Dilekçesinde Özetle:Öncelikle görevli ve yetkili mahkemenin “İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri” olduğu gözetilerek görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, husumet hususunda yaptığımız haklı itirazlarımızın dikkate alınarak müvekkil Şirket açısından davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesine, şayet bu taleplerimiz reddedilecekse, esasa dair haklı itirazlarımız gözetilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebimizi vekaleten talep etmiştir.
Davalı Firma …Ltd.Şti. Cevap Dilekçesinde Özetle:
Davacı taraf, müvekkil şirket ile aralarında imzalanan 15.05.2022 tarihli sözleşmede yer alan ürünlerin, teslim tarihi olan 24.06.2022 tarihinde teslim edilmediği gerekçesiyle huzurdaki davayı ikame ederek, sözleşme bedelinin iadesini ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, davacı taraf, sözleşmede kararlaştırılan ürünler dışında dava dışı-sözleşme dışı bazı isteklerde bulunduğu, sözleşmeyle kararlaştırılan ürünler teslim tarihinde hazır edilmiş; ancak sözleşmede dışı özel istekleri karşılanmayan davacı ürünleri almaktan imtina ettiği, davacı, 2022 yılı kurban bayramında memleketinde olacağını ve ürünlerin o tarihte teslim edilmesini istediğini ancak daha sonra teslim almaktan kaçındığını, şirket içi yazışmalarda da davacının ürünler almaktan imtina ettiğinin görüleceği, bu süreçte davacı şirket yetkilisi ve oğlu ile defalarca görüşülüp ürünlerin teslime hazır olduğu belirtilmesine rağmen, karşı taraf teslimden imtina ettiğini, müvekkil şirket mail yazışmaları ve davacı şirket yetkilisinin oğlu …’a yapılan arama kayıtlarını gösterir ekran görüntülerinin ekte olduğunu, davacı huzurdaki davada, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme talebinde bulunduğunu, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme talebi ancak ürünlerin ayıplı olması halinde ileri sürebilecekse de dava dilekçesinde ürünlerde maddi, hukuki veya ekonomik bir ayıp iddiası bulunmamakta olup davacının temerrüdü sebebiyle ürünlerin teslim edilemediği, zira davacı ürünleri teslimden imtina ettiği ve dolayısıyla 6502 sayılı Kanunun 11.maddesinde belirtilen, ürünlerde ayıp olması halinde tüketicilere sunulan seçimlik haklardan yararlanması mümkünün olmadığın, davacı tarafından satın alınan ürünlerin seri üretim ürünler olması nedeni ile taraflar arasındaki uyuşmazlığa 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenleme bulan eser sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanamayacağı, her ne kadar davacının, cayma hakkını kullandığına ilişkin bir beyanı bulunmasa da dava konusu olayı cayma hakkı kapsamında değerlendirmek gerektiği, davacının davaya konu ürünleri kredi kartı ile satın almış olması nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmenin “Taksitle Satış Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik’te belirtildiği üzere taksitli satış sözleşmesi olamayacağı ve Yönetmeliğin 2/4 maddesi uyarınca taksitli satışa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağının açık olduğu, dolayısıyla davacı, 6502 sayılı Kanun un 18. maddesinde belirtilen cayma hakkından yararlanamayacağı, davacı ürünleri, müvekkil şirketin … mağazasından, bizzat görerek ve beğenerek satın aldığını, sözleşmenin işyeri dışında kurulan sözleşmelerden olmaması sebebi ile 6502 sayılı Kanun’un 47/5 maddesinde tüketicilere sağlanana 14 günlük cayma süresinden de yararlanmayacağının açık olduğu, aynı zamanda, dava konusu ürünlerin mesafeli satış sözleşmesi olarak satın alınmadığı dikkate alındığında davacının Kanunun mesafeli sözleşmelerde cayma hakkını düzenleyen 48/4. maddesinden de faydalanması mümkünün olmadığı, kısaca davacı yasal süresi içerisinde geçerli bir cayma bildiriminde bulunmadığı gibi Kanun ve Yönetmelikte belirtilen cayma hakkına ilişkin maddelerin dava konusu olayda uygulanması yasa gereği zaten mümkünün oluşmadığı, davacının ancak ürünlerin ayıplı olması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi hakkını satıcıya karşı ileri sürebilecekse de dava dilekçesinde ürünlerde maddi, hukuki veya ekonomik bir ayıp bulunmadığının, dolayısıyla bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme hakkının kullanılması da mümkün olmadığı, davacının manevi tazminat talebinin yasal şartlarının mevcut olmadığı, tüzel kişiler manevi tazminat talebinde bulunabilecek ise de bu ancak tüzel kişilerin ticari itibarı, ekonomik saygınlığı, tüzel kişiliğin adı, gizliliği vs. gibi durumlarda mümkün olduğu, davacı ise manevi tazminat talebini siparişlerin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle, ailesi ve akrabalarını evinde ağırlayamadığı, sıkıntıya düştüğü, mahcubiyet duyduğu gibi gerekçelere dayandırdığı, huzurdaki davanın davacısının şirket olduğu dikkate alınması gerektiği, tüzel kişiliğe sahip şirketin, bahsi geçen iddialarla manevi çöküntüye uğraması mümkün olmadığı gibi şirketin tüzel kişiliğine dair bir hak ihlali olmaması sebebiyle manevi tazminat talebinin de kabulünün mümkün olmadı, açıklanan nedenlerle, yasal şartları oluşmadığından davacının bedel iadesi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılması talep edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı incelenerek rapor alınması için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişinin sunduğu 12/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusunun davacı ile davalı arasında yapılan satım sözleşmesinden kaynaklı teslimin gerçekleşmemesinden kaynaklı iade alacağı talebinden ibaret olduğu, davacının 2022 yılı ticari defterlerinin lehine delil vasfının bulunduğu, davalının 2022 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi olan 02.10.2022 tarihi itibariyle davalıya 172.000 TL ödeme yaptığı ve yasal defterlerinde yapılan ödemelerin muhasebe kayıtlarının olduğu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi olan 02.10.2022 tarihi itibariyle davalıya 50.000,00 TL olduğu, yapılan bu ödemenin davacı firma tarafından yapılan 16/05/2022 tarihli ” ödemin olduğu, suretleri dava dosyasında bulunan diğer ödemelere ait sabit ödeme dekontlarının davalıya ait ticaret defterinde kayıtlarının olmadığı, davalının 02.10.2022 dava tarihi itibariyle davacı tarafından yapılan ödemeler ile ilgili olarak herhangi bir iadenin olmadığı, … Tarihli … Yevmiye numaralı … 20.Noterliği aracılığıyla, keşide edenin davacı firma olan …Ltd.Şti, muhatap kısmında davalı …Şti. Olan ihtar konusu kısmında “Muhatabın satın alınan mobilya ve malzemelerin teslim etmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ve tazminat taleplerini havi ihtarnamedir.” şekilde ihtarname düzenlediği, davalı firma tarafından ihtar edilen konu ile alakalı olarak cevap vermediği, nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere dosyaya mübrez belge, bilgi, davacı ve davalı defterler ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava tarihi itibari ile davacı firmanın sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirip 172.000 TL ödeme yaptığı ve yasal defterlerinde mevcut olduğu, davalı firma tarafından alınan tutar olan 50.000 TL ‘nin yasal defterinde olduğu ve iade edilmediği, davaya konu olan ürünlerin tesliminin yapılmadığı, davalının davacıya 172.000 TL borcunun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı şirket ile davalı … şirketi arasındaki ticari satım sözleşmesi gereğince davalı … şirketinin satın alınan mobilya ve malzemeleri teslim etmemesi ve diğer davalı … A.Ş. nin ana bayi olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı …vekili, cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunmuş ve davacının, dava konusu ürünleri diğer davalı …şirketinden aldığını, müvekkili ile diğer davalı arasında bayilik ilişkisi olduğunu beyan etmiştir. Davacı ile davalı ..şirketi arasındaki sözleşmenin diğer davalı …’ya ait “…” isimli işletme adı altında tanzim edildiği, davalılar arasında bayilik anlaşması bulunduğu bu hali ile doğacak uyuşmazlıktan kaynaklı olarak husumet yöneltilebileceği kanaatine varılarak husumet itirazına itibar edilmemiştir.
Davacı ile davalı …şirketi arasında 15/05/2022 tarihinde çeşitli mobilya siparişi verildiği ve bu siparişlerin 24/06/2022 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırılarak, davacı tarafça bu sözleşme kapsamında sipariş toplamı olan 172.000,90 TL’nin davalı tarafa ödediği ve ürünlerin teslim edilmediği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı …şirketi vekilinin cevap dilekçesi ile davacının, sözleşmede kararlaştırılan ürünler dışında dava dışı-sözleşme dışı bazı isteklerde bulunduğu, sözleşmeyle kararlaştırılan ürünler teslim tarihinde hazır edilmiş ise de, davacının sözleşmede dışı özel istekleri karşılanmayan ürünleri almaktan imtina ettiği savunmasında bulunduğu, buna ilişkin olarak, şirket içi yazışmaları delil olarak ileri sürdüğü, ancak sunulan yazışma içeriklerinin şirketin kendi çalışanları arasındaki yazışmalardan ibaret olduğu, davacıdan sadır olan herhangi bir yazışmanın mevcut olmadığı, bu hali ile davalının savunmasının ispatına yarar olmadığı kanaatine varılmış olup, davacı tarafça … 20. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamenin gönderilerek ödenen paranın iadesinin üç gün içinde yapılmasının talep edildiği, ihtarnamenin davalı … ‘ya 06/07/2023 tarihinde elektronik yolla tebliğ edildiği, 3 günlük süreyi izleyen 15 Temmuz 2022 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği anlaşılmakla maddi tazminat isteminin kabulü ile 172.000,00 TL nin 15/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; manevi tazminat için ise kişisel hakların zarara uğramasının gerektiği, geçerli olsa bile sözleşmenin ifa edilmemesi halinde dahi manevi tazminatın şartlarının oluşmayacağı ve bu itibarla istemin sübut bulmadığı kanaatine varılarak manevi tazminat isteminin reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 172.000,00 TL nin 15/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
3-Davacının maddi tazminat talebi yönünden Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 11.749,32 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.937,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.881,98 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
4-Davacının manevi tazminat talebi yönünden Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 2.937,35 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 4.840,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 3.750,04 TL’ sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, bakiye gider avansının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 4,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının maddi tazminat talebi yönünden davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen davanın niteliği itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 26.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
9-Davacının manevi tazminat talebi yönünden davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen davanın niteliği itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır