Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/686 E. 2023/732 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/686 Esas
KARAR NO : 2023/732

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili … hediyelik eşya, teraryum üretip dağıtımını yapan … Şirketi ve cam üretimi ile çiçek dağıtımı yapan … Şirketi yetkilisi olduğunu, şirketlerin faaliyet alanlarının ayrı olduğu, hesapların da ayrı tutulduğu, … Şirketinin faaliyetlerine devam etmekle birlikte … Şirketi Türkiye’de geçen dönem alınan organize sanayi bölgelerinde doğalgaz kullanımının %60 seviyesine çekilmesi ile birlikte cam fırınının kapatılmak zorunda bırakılması ve artan doğalgaz elektrik maliyetleri sebepleriyle büyük bir borç batağına düşüldüğünü, fabrikanın kapatılmasının gerektiğini, alacaklıların alacağını ödemekte zorlanan müvekkilinin bir şekilde şirketini tekrar kaldırmaya çalıştığını, … Şirketinin alacaklılarından birinin de … olduğunu, … Şirketinden senet alacaklısı olduğunu, bu kapsamda … 2. İcra Müdürlüğünün …Esas, … 5. İcra Müdürlüğünün … Esas, …. 12 İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası kapsamında takip başlatıldığı, haciz işlemlerine devam edildiği, ancak bu kapsamda alacağın tahsilinin sağlanamadığı, müvekkili şirket yetkilisi … ile borca ilişkin iletişime geçildiği, müvekkilinin bir kısım borcunu …’a ödediğini ve belirli aralıklarla ödemek için anlaştıkları bu ödemeler devam ederken bir takım gecikmelerin yaşandığını, bunların çözüleceği toparlanmaya çalışıldığı davalıya bildirildiği, bunun üzerine …’ın oğlunun diğer şikayet edilen …’ın müvekkili ile iletişime geçtiği, müvekkilinin biraz süre istediği, ödeme çıkacağını belirttiği, …’ın müvekkili şirketin şubesinin fotoğraflarını atarak şirketin şubesindeyim, seni bekliyorum şeklinde mesajlar attığını, tehdit ettiğini, müvekkilimiz ile görüşmek için … adresine gittiklerini, …’ın … yanına girip yanındaki polis arkadaşlarını kapıda bıraktığı ve kendisine senet imzalattığını, müvekkilinin tüm iyi niyetine rağmen tehditvari konuşmalarını sürdüren karşı taraf polis olduğunu, öyle kolay kurtulayamayacağını belirterek müvekkilinin üzerinde kamu görevinin kendisine yüklediği gücü kötüye kullandığını, bununla da kalmayarak bir senet çıkararak buna imza atacaksın dediğini, … Şirketi adına imza atacaksın, şirketi bize borçlu göstereceksin diyerek müvekkilininde korkup senede imza atmak zorunda kaldığını, baskıcı tavırları sebebiyle tedirgin olması sebebiyle … Şirketi adına hiç olmamış bir borç için senet verildiği, bu durumun tarafların ticari defterlerinin incelenmesi akabinde ortaya çıkacağını, bu senedin 180.0000-TL değerinde olup senet bedeli … şirketinin borcundan dahi fazla olduğu, sonrasında bu senede ilişkin … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin… D.İş dosyası kapsamına ihtiyati haciz kararı alındığını, … 31. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası kapsamında icra takibine girişildiği, akabinde tüm bankalara, iş yaptığı kurumlara, diğer şirketlere haciz müzekkeresi yazılarak müvekkilinink tüm ticari faaliyetlerini durdurduğunu, haksız ve kötüniyetli olarak açılan icra takibine menfi tespit davası açılacağını, … ve diğer suç ortakları hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı kapsamında suç duyurusunda bulunulduğunu, takibin bir borca ilişkin olmadığının açık olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, takibin iptali ile dava sonuna kadar icra takibinin durdurulması yönünde teminatsız veya mahkemenin belirleyeceği bir teminat karşılığında olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve alacaklı görünen davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Senet nedeniyle açılan menfi tespit davasında davacı tarafın ticari defter kayıtlarında davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığına ilişkin tespitin, davacının iddiasının ispatı için yeterli olmadığını, yürütülmekte olan takibe konu bir senet nedeniyle açılan bir menfi tespit davası olduğundan davada ispat yükünün davaya konusu senedin teminat olarak verildiğini ve senedin bazı kısımlarının sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri süren davacıya ait olduğunu, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlamasının gerektiğini, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığına dair bir tespit yapılmadığını, davacının iddiasının ispatı için yeterli olmadığını, davacının kendi kişisel yorumlarını kuvvetlendirmek adına sunduğu bir takım beyanlar ve bu beyanlar doğrultusunda ticari kayıt ve carilerin incelenmesi talepleri işbu dava da haklılıklarını ortaya koymayacağını, davanın suçlayıcı ve iftira niteliğindeki beyan ve hitamlardan uzak şekilde hukuki dayanaklar ile ispatlanmasının gerektiği, davanın temeli kambiyo senedi olan 180.000,00 TL bedelli bir bonoya dayandığını, davacı her ne kadar taraflar arasında herhangi bir ilişkinin doğmadığını iddia etmiş olsa da dava konusu bononun soyut borç ilişkisini ve kayıtsız ve koşulsuz borç ikrarını gösterdiğini, davacının bono metnindeki imzayı inkâr etmeyip davada bononun hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıran borçlu olmadığına yönelik iddialar da bulunduğunu, iddialarını ancak kesin delil ile ispat edebileceğini, davacının dava dilekçesinde ki mübrez delillerinin bu aşamada incelediğinde kayıtsız ve koşulsuz borç ikrarını içeren bononun aksini ispatların kesin delil niteliğinde herhangi bir delil bulunmadığını, davacının sadece kendi kişisel yorumlarını kuvvetlendirmek adına sunduğu bir takım evraklarla davayı ikame ettiğini, davacının hukuki mesnetten yoksun dayanaklarla haksız yere borçtan kurtulmak adına davayı ikame ettiği ve davanın reddinin gerektiğini, haksız mesnetsiz ve ispatlanamayan davanın reddini, davacı yan tarafından talep edilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddini, müvekkili aleyhine talep edilen asıl alacağın %20’si oranında tazminat taleplerinin reddini, alacağa haksız ve mesnetsiz iddialar ile geç ulaşılması sonucu oluşacak zararlar için davacının en az %20 oranında tazminata mahkûm edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa ikmalini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, icra takibine konu senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı konusunda açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememiz 17/01/2023 tarihli duruşma ara kararı gereğince taraflara tanıklarının isimleri, adresleri ve hangi konuda dinlenecekleri hususunda dilekçe sunması için HMK 94. Maddesi gereğince 2 hafta kesin süre verilmesine karar verildiği,
Mahkememiz 25/04/2023 tarihli duruşmada hazır olan davalı tanığı … beyanında; “Davalının oğlu … benim meslekten arkadaşım olur. Biz polis memuru olarak görev yapıyoruz. 2022 yılının Haziran ayında …, babasının birinden alacağı olduğunu, bu alacağı için alacaklı olduğu şahıs ile yüz yüze görüşmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu alacağına yönelik olarak herhangi bir detay vermedi. Babasının alacaklı olduğu şahıs İzmirdeymiş. Ben ve arkadaşımız … o dönemde izinli olduğumuzdan … ile birlikte hem uzun bir yolculuk yapmak hemde tatil amaçlı … gitmeye karar verdik. Gittiğimiz esnada davacı şirket yetkilisini tanımıyorduk. Bize … gittiğimizde davalının oğlu …’ın telefonuna davacı şirket yetkilisi … tarafından konum gönderildi. Sonrasında şirket yetkilisi olduğunu öğrendiğimiz şahsın ofisine gittik. Ben ve … dışarıda kaldık. … tek başıma bu şahıs ile görüşmeye gitti. Sonrasında yalçın’ın elemanlarından birisi dışarıya çıktı. Bu şahıs ile … bizi içeriye davet etti. Bizlerin üzerinde gündelik kıyafetlerimiz vardı. Benim üzerimde meslek icabı kullandığım silah vardı ancak bu silah görünür vaziyette değildi. Diğer arkadaşlarımın üzerinde silah olup olmadığını bilmiyorum. Zaten ben onlarında üzerinde silah görmedim. İçeriye girdiğimizde bize kahve ikram ettiler. … ile … aralarındaki alacak ilişkisine dair konuştular. Ödeme planı oluşturdular. Davaya konu senede ilişkin herhangi bir konuşma geçmedi. Bizim yanımızda senette imzalanmadı. Sadece hangi dönem ne kadar para ödeneceğine dair konuşmalar yapıldı. Bu konuşmalar tamamen dostane bir şekilde yapıldı. Hatta ben … çalışanı, gürbüz isimli şahıs ile arkadaş oldum. Birbirimize telefon numaralarımızı verdik, bize orada kendi sattıkları hediyelik eşyalardan hediye ettiler. Gayet güzel bir şekilde ayrıldık. Zorla senet alınması gibi bir durum yaşanmadı. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” diyerek yeminli olarak beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce celp edilen … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacının borçlu, davalının alacaklı olduğu, 11/06/2021 düzenleme tarihli, 16/12/2021 ödeme tarihli, 180.000 TL bedelli kambiyo senedine dayalı olarak, Asıl alacak miktarı olarak 180.000 TL, 1.140,00 TL ilam ve ilam vekalet ücreti, 20.812,19 TL İşlemiş faiz, 540,00 TL %0,3 komisyon alacağı olmak üzere toplam 202.492,19 TL alacak bedeline ilişkin olarak … tarafından takip başlatıldığı, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
… CBS’nin … Esas, …Karar sayılı dosyasında, şikayetçinin davacı şirket yetkilisi, şüphelinin davalı olduğu, davaya konu edilen kambiyo senedinin yağma ile alındığı iddiası ile yapılan soruşturma neticesinde, müştekinin alınan ifadesinde, ortada cebir ve tehdit olayının olmadığını, suça konu seneti kendi rızasıyla imzalayarak …’a verdiğini ancak …’ın tarih kısmını doldurarak hakkında icra takibi başlattığını ifade ettiği, …’ın beyanında, müştekinin rızasıyla senetteki tarih kısmını doldurduğunu belirttiği, bu bağlamda şüpheli …’ın tehdit yoluyla müştekiye zorla senet imzalatmadığı müştekinin beyanıyla sabit olduğu, şüpheli …’ın senetteki tarihi müştekinin rızasıyla attığı, aksini kanıtlayan bir delilin olmadığı, zira müştekinin kendisini borç altına sokan bir seneti rızaen imzalayarak şüpheli …’a verdiği, dolayısıyla şüpheli … ve …’in müştekiye zorla senet imzalattıklarına dair dosyada bir delil bulunmadığı, ortada kısmen ya da boş bir kağıt da olmadığından TCK’nın 209 md. Belirtilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, şüpheliler hakkında yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça, takibe konu edilen 11/06/2021 düzenleme tarihli, 16/12/2021 ödeme tarihli, 180.000 TL bedelli kambiyo senedinin irade sakatlığına uğratılmak suretiyle kendisinden alındığının iddia edildiği, davacı tarafça bu hususta tanık bildirilmediği, davalı tanığının da beyanlarından senedin alınmasına herhangi bir irade sakatlığı halinin mevcut olmadığının bildirildiği, bunun yanı sıra dava konusu kambiyo senedinin cebren alındığına dair davacı şirket yetkilisi tarafından yapılan suç duyurusuna ilişkin olarak yukarıda detaylıca belirtildiği üzere bizzat davacı şirket yetkilisinin beyanı ile senedin cebren alınmadığının beyan edilmesi dikkate alınarak kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, senetteki tarihlerin sonradan doldurulduğu yönünde de işbu dosyamızda herhangi bir iddianın olmadığı, bu hali ile senedin davacı şirket yetkilisinin iradesi sakatlanarak alındığı iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Tensip ara kararı ile “davacı tarafın, takibin durdurulması talebinin reddine, icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine yönelik İ.İ.K.’nın 72/3 maddesi gözetildiğinde “çoğun içinde az da vardır” ilkesi uyarınca icra takibine konu alacak miktarının %15’i oranında teminatın yatırılması halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir uygulanmasına, teminatın yatırılması halinde icra müdürlüğüne bu yönde müzekkere yazılmasına,” karar verilmiş ise de, davacı tarafça teminatın ikmal edilmemesi nedeniyle tedbir kararı yerine getirilmemiş olup, İİK 72/4 gereğince şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.073,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.804,10 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 28.800,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-HMK 333 maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/10/2023

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”