Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/644 E. 2022/576 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/644 Esas
KARAR NO : 2022/576
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kazanın olduğu tarihte araç kiralama işi ile iştigal eden bir şirket olup kazaya karışan … plakalı aracın da maliki olduğunu, davalı … Genel Müdürlüğü’nün maliki olduğu diğer davalının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 04/12/2019 tarihinde davalı sürücü müvekkili şirketin aracına çarptığını ve neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün tramer kaydına ve trafik raporuna göre asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkili şirketin aracının hasar gördüğünü ve neticesinde de şirket nezdinde kazanç kaybı olduğunu, bununla ilgili davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, iş bu kaza nedeni ile zarar gören müvekkili şirketin aracı ile ilgili olarak sigorta şirket işlemleri, eksper atanma süreci, atanan eksperin araç üzerindeki incelemeleri, sigorta şirketi tarafından karşılıklı olarak tramere kaza tutanaklarının yüklenmesi, kusur durumunun işlenmesi, belirlenmesi, kaza tutanağı ile ilgili kişilerin itirazlarının beklenmesi ve nihayetinde kaza tutanağının kesinleşmesi ile birlikte geçen tamirat süresi dahil olmak üzere aracın uzun bir süre kullanım dışında kalmakta olduğunu, bu durumda da kullanılmayan aracın kiraya verilemediği için müvekkili şirket nezdinde kazanç kaybının meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeni ile oluşan zararın gerçek bir zarar olup iş bu zarardan davalıların sorumlu olduklarını, gerçek zararın delil niteliğinde olan detaylı bir araştırma sonucu tanzim edilen ekspertiz raporu ile net bir şekilde belirlendiğini, iş bu kaza nedeni ile zararı karşılamakla yükümlü olan davalının yapmış olduğu itirazda bu sebeple haksız ve yersiz olduğunu, bu sebeple davalılar hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalılar tarafından yapılan takibe itirazın iptali ile takibin kazak tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, davalıların %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu olayda müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığı gibi kazanın davacının kusuru ile meydana geldiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın oluşumuna bakıldığında kazaya davacının tedbirsiz ve özensiz davranışlarının sebebiyet verdiğinin anlaşılacağını, kaza anına ilişkin görüntülerin …’ye müzekkere yazılarak dosya kapsamına alınmasını talep ettiklerini, gelen görüntülerden görüleceği üzere davacının mevzuat ile belirlenen yükümlülüklerinine riayet etmediği için kazanın gerçekleştiğinin anlaşılacağını, kaza tespit tutanağında yazılan beyanların mahkeme için bağlayıcı olmadığını, kusur bilirkişisinden alınacak rapor ile kaza durumunun açıklığa kavuşacağını, ayrıca davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iddiasının ispatla mükellef olduğunu, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığının bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşacağını, tüm bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış bulunduğu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle usul ve esastan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davada davacı tarafın TTK hükümleri uyarınca tacir olup haksız fiilden kaynaklı somut uyuşmazlıkta davacının ticari işletmesini ilgilendirmekte olduğunu, dolayısı ile huzurdaki davada Mahkemenizin görevsiz olup, görevli mahkemesinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu doğrultuda dava şartlarından olan görev itirazlarının öncelikle incelenerek davanın usulden reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde ileri sürülen kusur iddialarının gerçeği yansıtmadığını, sigorta şirketleri kaza tespit tutanağından yola çıkarak resen belirledikleri kusur oranı üzerinden sigortalısına ödeme yaptıklarını, ancak resen belirlenen kusur oranın üçüncü şahıslar açısından bağlayıcılığının bulunmadığının izahtan vareste olduğunu, bu nedenle mahkemece bilirkişi raporu alınarak kusur durumunun tespitinin belirlenmesi gerektiğini, kazanın bir an için dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde gerçekleştiği düşünülse dahi, bu durumda da aracını yol ve trafik durumunun gereklerine göre hızının gerektirdiği şeritte sürmesi gereken ve durağa yanaşmak için belli bir mesafeden sonra en sağ şeritten seyretmek zorunda kalan otobüsleri dikkate alarak en sağ şeritten seyretmek zorunda kalan otobüsleri dikkate alarak en sağ şeridi terk edip hızına uygun şeride geçmesi gereken kazaya sebebiyet veren aracın tüm bu hususlara riayet etmemesi nedeni ile olayın meydana gelmesinde yadsımasız kusurunun bulunduğunun açık olduğunu, davacının hukuka aykırı faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ancak yasal alacak talebinde bulunulabileceğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız ve hukuka aykırı olup reddinin gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit, belirli, kesin ve çekişmeli olmamasının gerektiğini, somut olayda uluşmazlıkta davaya konu alacağın varlığı ve miktarı çekişmeli olup, alacağın varlığı yada miktarı hususunun bilirkişi incelemesi yaptırılarak Mahkeme tarafından verilecek nihai karar ile kesinlik kazanacağını, olay yerinde keşif yapılmasını ve ayrıca varsa tanık beyanlarına başvurulmasını talep ettiklerini, Yargıtay kararları uyarınca olayla ilgili olarak davacılara sigorta şirketi tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasının gerekmekte olduğunu, bu miktarda hasar bedelini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle, öncelikle davanın görev ve yetki yönünden reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili idare aleyhine ikame olunan davanın reddine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas, 2022/… Karar sayılı, 01/07/2022 tarihli görevsizlik kararı nedeniyle mahkememize tevzii edilmekle, yargılamaya mahkememiz 2022/644 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle kazanç kaybı zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dosyanın görevsiz mahkemede dava açılmasından sonra, görevli mahkemeye gönderilmesi aşamasında da arabuculuğa başvurulmadığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.23/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik harç olan 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanan 1.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Talep halinde kullanılmayacak avansın iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 21/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”