Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/643 E. 2023/564 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/643 Esas
KARAR NO : 2023/564

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı sunmuş olduğu 23/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin … A.Ş.’nin hakimi durumda olduğunu, TTK md. 208’de hakim şirketin azlığın paylarını satın alabilmesi için iki şart öngörüldüğünü, bu şartların payların ve oy haklarının %90’ına sahip olması ve azlığın şirket çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması, fark edilir sıkıntı yaratması veya pervasızca hareket etmesi şeklinde olduğunu, müvekkil şirketin, bağlı şirketin %99,99 hissesine sahip olduğunu, şirkete ait toplam 1.679.118 pay müvekkiline aitken davalıların yalnızca birer adet payı bulunduğunu, belirtilen şartın kesin olarak sağlandığını, davalılardan …’nın daha önce …’in çalışanı olduğunu, alacak / tazminat talepleri ile şirkete karşı dava açtığını, şirketin genel kurullarına katılmadığını, şirketle iletişime geçmediğini, dava açtığı ve halihazırda ortağı bulunduğu şirketle aynı sektörde faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin çalışmalarını engellediğini, dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, diğer davalı … ile bağlı şirket arasında da hukuki ihtilafların bulunduğunu, bağlı şirket …’in, davalı …’ın sahibi olduğu … adlı şirketten olan alacağını … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile dava konusu ettiğini, davanın lehine sonuçlandığını, sonrasında da alacağın icra takibine konu edildiğini, davalı …’ın işbu tarihlerden sonra da hiçbir çağrıya tebligata cevap vermediğini, genel kurullara katılmadığını bildirmiş, azlık pay sahibi olan davalıların sahibi olduğu paylarının değerinin belirlenmesine ve azlık paylarının bu değer üzerinden hakim şirket olan müvekkili tarafından satın alınmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesinin usule uygun olarak tebliğ edildiği, davalıların dosyaya cevap dilekçesi ibraz etmediği, duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.
Yargılama sırasında … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı ve … 7. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyaları celp edilmiş,, mahkememizin 16/02/2023 tarihli duruşma tutanağının 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek TTK.nun 208.maddesi uyarınca davalıların hisse değerinin tespiti ve davalıların hisselerinin davacı tarafından satın alınması koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi …, … ve …’ya tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişiler …, … ve …’nın 18/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle “TTK m. 208 uyarınca “Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.”. Görüldüğü üzere bu hüküm, hakim şirkete, %10 ve altındaki azınlığı şirketten çıkarma imkanı vermektedir. Madde gerekçesinde hükmün amacı, bir şirketin sermayesinin ve oy haklarının yüzde doksanbeşinin uygun gördüğü bir kararın alınıp uygulanmasına çoğu kişisel çeşitli sebeplerle karşı çıkan ortakların/paysahiplerinin şirketi bunaltan ve engelleyen davranışlarına son verip şirket içi barışın sağlanması olarak belirtilmiştir. Kanun koyucu hâkim pay sahibinin ortaklıktan çıkarma hakkını kullanmasını bir süre şartına bağlamamıştır. Hâkim ortak dilediği zaman ortaklıktan çıkarma hakkını kullanarak, şirketteki azınlık pay sahiplerini, paylarını satın almak suretiyle şirketten çıkarabilir (İrfan Akın, “TTK m. 208 Kapsamında Anonim Şirketlerde Azınlığın Ortaklıktan Çıkarılması”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XVII, Y.2013, S. 1-2, s. 14-15). Davalı … ’nın davranışlarının haklı sebep sayılabilmesi için örneğin Şirket’e karşı yersiz birçok dava açmış olması ya da gündeme madde eklenmesi hakkına dayanarak genel kurul toplantılarını bloke etmesi ya da finansal tabloların görüşülmesini erteleme talebinde bulunmak suretiyle kar dağıtımı ve buna bağlı kararların alınmasını geciktirmesi, bilgi alma ve inceleme hakkını kötüye kullanarak şirketi sürekli olarak meşgul etmesi gerekirdi. Oysa dosya kapsamından, ….’nın Şirket’e karşı sadece bir alacak davası açmış olduğu, … 7. İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında görülen bu davada …’nın, iş akdinin haksız feshi iddiasıyla … A.Ş.’den (eski ünvanı …A.Ş.) tazminat talep etmiş olduğu, anılan mahkemenin 03.06.2008 tarihli gerekçeli kararıyla …’nın iş akdinin feshinin haksız olduğuna, dolayısıyla kendisine kıdem ve ihbar tazminatları ile bakiye 7 günlük izin alacağı, ikramiye alacağı ve prim alacağı ödenmesine karar verildiği ve bu kararın 10.09.2008 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Davalılar’ın 30.05.2022 tarihli 2021 yılına ait olağan genel kurul toplantısına, 28.05.2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ait olağan genel kurul toplantısına, 15.06.2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısına vs katılmadıkları anlaşılmaktadır. Ancak Şirket’te %1’den az paya sahip olan Davalı … ’nın Şirket genel kurullarına katılmamasının, hakim pay sahibi tarafından genel kurullarda karar alınmasını engellediğinden bahsetmek mümkün değildir. Zira Davalı …’nın, %1’den az pay oranı ile engelleyebileceği kararlar sadece bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar ile şirketin merkezinin yurt dışına taşınmasına ilişkin kararlardır (TTK m. 421/2) ki, somut uyuşmazlıkta Şirket genel kurulu bu yönde kararlar almamıştır. Davalı …’ın davranışlarının haklı sebep sayılabilmesi için örneğin Şirket’e karşı yersiz birçok dava açmış olması ya da gündeme madde eklenmesi hakkına dayanarak genel kurul toplantılarını bloke etmesi ya da finansal tabloların görüşülmesini erteleme talebinde bulunmak suretiyle kar dağıtımı ve buna bağlı kararların alınmasını geciktirmesi, bilgi alma ve inceleme hakkını kötüye kullanarak şirketi sürekli olarak meşgul etmesi gerekirdi. Oysa dosya kapsamından, …’ın … A.Ş.’ne (eski ünvanı …A.Ş.) karşı, sahibi olduğu … adlı şirket ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı bir dava açmış olduğu, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında görülen bu davada, mahkemenin, 25.06.2008 tarihli gerekçeli kararıyla asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verildiği ve bu kararın 25.11.2008 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. …’ın asıl davayı (ve kısmen de birleşen davayı) kaybetmiş olmasının onun …A.Ş.’den çıkarılması için haklı sebep oluşturmadığı kanaatine varılmıştır. Zira yukarıda ifade edildiği üzere Davalı …’ın Şirket’ten çıkarılması için örneğin Şirket’e karşı yersiz birçok dava açmış olması ya da gündeme madde eklenmesi hakkına dayanarak genel kurul toplantılarını bloke etmesi ya da finansal tabloların görüşülmesini erteleme talebinde bulunmak suretiyle kar dağıtımı ve buna bağlı kararların alınmasını geciktirmesi, bilgi alma ve inceleme hakkını kötüye kullanarak şirketi sürekli olarak meşgul etmesi gerekirdi. Oysa burada bu hallerden hiçbirinin meydana gelmediği görülmektedir. Davalılar’ın 30.05.2022 tarihli 2021 yılına ait olağan genel kurul toplantısına, 28.05.2021 tarihinde yapılan 2020 yılına ait olağan genel kurul toplantısına, 15.06.2020 tarihinde yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısına vs katılmadıkları anlaşılmaktadır. Ancak Şirket’te %1’den az paya sahip olan Davalı …’ın Şirket genel kurul toplantılarına iştirak etmemesinin, hakim pay sahibi tarafından genel kurullarda karar alınmasını engellediğinden bahsetmek mümkün değildir. Zira Davalı …’ın, %1’den az pay oranı ile engelleyebileceği kararlar sadece bilanço zararlarının kapatılması için yükümlülük ve ikincil yükümlülük koyan kararlar ile şirketin merkezinin yurt dışına taşınmasına ilişkin kararlardır (TTK m. 421/2) ki, somut uyuşmazlıkta Şirket genel kurulu bu yönde kararlar almamıştır. Davacı vekili, (bağlı şirket) … A.Ş. düzenli olarak kamu ihalelerine iştirak ettiğinden dolayı Davalı ortaklarla ilgili bildirimde bulunmanın iş yüküne neden olduğunu ve ayrıca yasaklılık gibi durumların ortaya çıkması ihtimallerinin de endişelere sebebiyet verdiğini iddia etmektedir. Bağlı şirket … A.Ş. düzenli olarak kamu ihalelerine iştirak ettiğinden dolayı Davalılar’a bildirimde bulunmanın iş yüküne neden olduğu yönündeki Davacı iddiasının hukuken bir karşılığı bulunmamaktadır. Öte yandan Davacı vekilinin, ‘yasaklılık gibi durumların ortaya çıkması ihtimali’ ile neyi kastettiği anlaşılamamış olup, dosya içeriğinde de bu iddiaya ilişkin herhangi bir delile rastlanılmamıştır. Davalılar’ın paylarının TTK m. 208 kapsamında hakim şirket tarafından satın alınabilmesi için gerekli koşullardan ‘haklı sebep’ koşulunun somut uyuşmazlıkta mevcut olmadığı, ancak nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Nitekim Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması ihtimalinde; 31/12/2022 tarihli indirgenmiş nakit akımları yöntemine göre hesaplanan davalı … ’nın hisse değerinin 95,83 TL, …’ın hisse değerinin 95,83 TL olduğu, 31/12/2022 tarihli kaydi bilanço verilerine göre hesaplanan davalı … ’nın hisse değerinin 66,17 TL, …’ın hisse değerinin 66,17 TL olduğu, Yukarıda da görüldüğü üzere tespit edilen hisse değer tutarları semboliktir. Her iki yöntemin (indirgenmiş nakit akım yöntemi ile kaydi özvarlık verileri) ortalama değeri alınarak davalı … ’nın hisse değerinin [(95,83 TL + 66,17)/2] = 81 TL, davalı …’ın hisse değerinin [(95,83 + 66,17)/2] = 81 TL olduğu” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Davacı ve davalıların dava dışı … A.Ş’nin hissedarı oldukları, davacı şirketin hisse oranının %99, davalı … ve …’ın hisse oranının %1 den az olduğu, davacı şirketin hakim şirket konumunda bulunduğu ticaret sicil özetinden anlaşılmıştır.
TTK.nun 208.maddesinde; hakim şirketin doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az %90ına sahip olması durumunda azlığın şirketin çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması fark edilir sıkıntı yaratması veya pervasızca hareket etmesi durumunda hakim şirketin azlığın paylarını varsa borsa değeri , yoksa 202.maddenin 2.fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
TTK.nun 208.maddesindeki satın alma hakkının kullanılabilmesi için hakim şirketin paylarının en az %90 oranında olması, azlığın şirketten çıkarılmasını gerektiren haklı bir sebebin ortaya çıkması gerekmektedir.
Dava dışı şirkette azlığı oluşturan davalıların şirkete karşı dava açmaları dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olarak değerlendirilemeyeceği gibi açmış oldukları davaların yapılan incelemesinde de; meşru menfaatlerini koruma amacı dışında haklarını kötüye kullandıklarına dair herhangi bir ibarenin olmadığı, azlığın genel kurul toplantılarını bloke etmek, finansal tabloların görüşülmesini ertelemek, kar dağıtımı ve buna bağlı kararların alınmasını geciktirmek, bilgi alma ve inceleme hakkını kötüye kullanarak şirketi sürekli olarak meşgul etmek, genel kurul kararlarına karşı yersiz iptal davaları açmak, şirketin menfaatine olabilecek yeniden yapılandırma kararlarına karşı iptal davası açmak, şirketin feshini istemek gibi haklı neden oluşturacak davranışlarının bulunmadığı, %1 den az pay oranına sahip davalıların genel kurullara katılmamasının oy oranı bakımından genel kurulda karar alınmasına engel teşkil etmediği, dava dışı bağlı şirket … A.Ş’nin düzenli olarak kamu ihalelerine iştirak etmesi, davalı ortaklarla ilgili bildirimde bulunma yükümlülüğünün iş yüküne neden olduğuna ilişkin somut bir verinin dosyada mevcut olmadığı, ayrıca bu durumun hukuken de bir karşılığının olmadığı, TTK.nun 208.maddesi kapsamında hakim şirket tarafından azlığı oluşturan davalıların paylarının satın alınabilmesi için gerekli olan haklı sebep koşulunun gerçekleşmediği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 59,30 TL’den mahsubu ile eksik olan 120,6‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafında belgelendirilen yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayacak olan avansın ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.