Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/593 Esas
KARAR NO : 2023/948
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18/08/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil … ‘nun maliki bulunduğu … plakalı … marka Çekici tipi müvekkil aracın 09.01.2021 tarihinde … üzerinden … istikametine seyrederken, …üzerinden … istikametine seyreden … plakalı aracın kontrolünü kaybederek müvekkile ait araca çarparak ağır hasar görmesine sebebiyet verdiğini, olay sonrası kazanın taraflarınca kaza tutanağı tanzim edildiğini, hadisenin meydana gelmesi akabinde derhal karşı taraf sigorta şirketi ile irtibata geçildiği ve hasar ihbarında bulunulduğunu, yapılacak prosedür işlemler koordineli olarak yerine getirildiğini, kazanın oluşumunda … tescil plaka nolu araç sürücüsü … 2918 Sayılı K.T.K. 52/1-b aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak hükümlerini ihlal ettiği ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkilce yönlendirilen eksper ile hasar gören kıymetlerin inceleme ve değerlendirmeleri yapıldığını, yine karşı taraf sigorta şirketi tarafından yetkili kılınan araç onarım firmaları nezdinde gerekli onarım için teklif temin edildiği ve karşı taraf sigorta şirketine tebliğ edildiğini, söz konusu işlemler sonrasında karşı taraf sigorta şirketi tarafından 43.000 TL miktarında ödeme yapılmış olduğunu, kaza tarihi itibariyle araç başına maddi teminat limiti 43.000 TL olmakla poliçe teminat limitinin tükendiği anlaşıldığını, Müvekkilin, aracının serviste kaldığı 23 günlük süre zarfında araç kullanılamamış ve bu durum iş ve özel yaşantısında zorluk yarattığını, ayrıca müvekkile ait 2015 model …1840 …-marka aracında kaza geçmişininde bulunmaması nazara alındığında büyük bir değer kaybı söz konusu olduğu sabit olduğunu, Müvekkilin uğramış olduğu zarar halen daha artarak devam ettiğini, usul, yasa ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere davacı müvekkilin maruz kaldığı değer kaybı miktarını davalı sigorta şirketi ödemekle yükümlü olduğunu, yapılan tahkikat neticesinde müvekkil aracında oluşan hasarın 97.103,82 TL miktarında olduğu, bununla birlikte kaza sebebiyle yaklaşık; 3.100 TL yakıt zaiyatı, 11.600 TL 4 adet lastik zaiyatı da söz konusu olduğundan müvekkilin uğradığı hasar zararının belirlenenden çok daha fazla olduğunu, ayrıca aracın 23 günlük yatış süresi boyunca uğranılan kazanç kaybı, ve mevcut hasar sebebiyle uğradığı değer kaybı ( 2015 model … geçmişi yok) olmak üzere toplam zararın tazmin edilmesi gerektiğini, dava şartı olarak … sayılı dosya üzerinden arabuluculuğa başvurulmuş ancak 04.03.2022 tarihli tutanaktan da anlaşılacağı üzere yine herhangi bir anlaşma imkanı doğmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalmak şartıyla davanın Maddi Tazminat yönünden Belirsiz Alacak Davası olarak açıldığını, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve hesap bilirkişisinden alınacak rapora göre belirlenecek tazminat tutarlarının tespiti ve hüküm altına alınmasını, 09.01.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilin uğramış olduğu maddi zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenmek üzere şimdilik;1.000,00 – TL miktarında bakiye hasar zararının, 1.000,00 TL miktarında kazanç kaybı zararının, 1.000,00 TL miktarında değer kaybı zararının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile tazmin edilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müdürlüğü vekili 12/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, huzurdaki davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkisi dahilinde olduğunu, iş bölümü itirazlarının da bulunduğunu, huzurdaki davada davanın ticari dava sayılmasını gerektirecek yasal ve hukuki hiçbir neden bulunmadığını, davacının yönetiminde bulunan … plakalı araç ile sürücülüğünü … ‘in yaptığı müvekkil …’ye ait … plakalı otobüs arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davada davacının işbu kaza nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunduğunu, olay günü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı il … istikametinde seyrederken olimpiyat bulvarı çıkışa geldiğinde havanın yağışlı olması sebebi ile frene bastığında aracın kaydığını ve davacıya ait araçla çarpması sonucunu da beraberinde getirdiğini, olayın, yolun tehlikeli, virajlı ve meyilli olması gibi hususlar dikkate alındığında, aracını yol ve trafik durumunun gerektirdiği kurallara uygun sürmediği, arkadan gelen aracı tehlikeye atacak şekilde aniden durduğu tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olan davacının, kazanın meydana gelmesinde tam ve ağır kusurunun bulunduğunu, davayı ve davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, malumları olduğu üzere haksız fiilden sorumluluğun söz konusu olabilmesi için, hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının bir arada bulunması gerektiğini, fiili hukuka aykırı olmaktan kaldıran hallerden birinin olayda bulunması halinde haksız fiil sorumluluğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu olayda, otobüs sürücüsü yolun virajlı olması ve sağanak yağmur yağması nedeni çevredeki insanların zarar görmemesi için diğer araçlara ve en nihayetinde bir trafik yön levhası direğine çarpmak zorunda kaldığını, olayda zorunluluk hali ve mücbir sebep olduğunu, yolun yağmurlu ,tehlikeli, virajlı ve meyilli olması gibi hususlar dikkate alındığında, aracını yol ve trafik durumunun gerektirdiği kurallara uygun sürmediği, tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olan davacı araç sürücüsünün , kazanın meydana gelmesinde tam ve ağır kusurunun bulunduğunu, kusura ilişkin tüm itirazlarımızı saklı tutarak, tarafların kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunun tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, davacı aracının hasarı nedeniyle tazminat talebinde bulunduğunu, davacının kusurlu hareketleri nedeniyle asıl aracı hasara uğrayan müvekkil … olduğunu, Müvekkil kurum söz konusu kaza nedeniyle maddi zarara girmiş olduğunu, idare aracında söz konusu maddi hasarlı kaza nedeniyle oluşan hasar sonucu yapılan tamir masraflarını ve aracın çalışamadığı süreye ilişkin oluşan zarar kaybına ilişkin hasar keşif raporunu sunduklarını, davacının araç için yapıldığını belirttiği masraflar ve zarar olarak ileri sürdüğü miktarlar gerçeği yansıtmadığını, davayı ve kusuru kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için müvekkil idareye ait aracı kullanan şoförün kazanın meydana gelmesinde kusurunun olduğu kabul edilse dahi, söz konusu kaza nedeniyle davacının dava dilekçesinde iddia ettiği şekilde fahiş bir zarara neden olunması mümkün olmadığını, kaza sonrasında davacının aracında ufak tefek çizikler meydana geldiğini, bu çiziklerin kapatılması aracın günlerce serviste kamasını gerektirecek nitelikte olmadığını, dolayısıyla davacının kazanç kaybına uğramasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde aracın serviste kaç gün kaldığına ilişkin bir bilgi sunulmadığı gibi iddiaları destekler nitelikte herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığını ve tebliğ edilmediğini, davacının soyut iddiadan ibaret beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı aracının hasarı nedeniyle tazminat talebinde bulunduğunu, davacının kusurlu hareketleri nedeniyle asıl aracı hasara uğrayan müvekkil … olduğunu, davacının araç için yapıldığını belirttiği masraflar ve zarar olarak ileri sürdüğü miktarlar gerçeği yansıtmadığını, davacının dava dilekçesinde sözünü ettiği hasar tespit raporunu kabul etmediğimizi, bu hususta da denetime elverişli şekilde rapor tanzimi ile gerçek hasar durumunun ve zarar miktarının ortaya konulması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davayı ve davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilim idareye ait olup kazaya karışan … plakalı araç, … A.Ş. tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olup, limit dahilinde zarardan aracın zorunlu sigortasını üstlenen … A.Ş. sorumlu olduğunu, bu nedenle limit dahilinde zarardan sorumluluğu bulunan … AŞ.’ye davanın ihbarını, tüm bu nedenlerle Müvekkilin idare aleyhine ikame olunan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …Anonim Şirketi vekili 05/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, söz konusu başvurunun daha önce sigorta tahkim uyuşmazlık hakem heyeti tarafından incelendiğini, karara çıkmış olduğunu, reddine karar verildiğini, başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebiyle başvurunun usulden reddi gerektiğini, sigorta sözleşmesi ile böyle bir elektronik haberleşme yöntemi belirlenmediğini, söz konusu başvurunun müvekkil şirkete ulaşmadığını, müvekkil şirket ile sigortalı arasındaki poliçenin incelenmesinden görüleceği üzere poliçede hiçbir mail adresi bilgisi dahi bulunmadığını, düzenlemelere göre; zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna başvurmaksızın, sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunma hakları bulunmadığını, belirsiz alacak davası açmada başvuru sahibinin hukuki yararı bulunmadığını, alacak miktarının (başvuran bakımından) belirlenmiş olmasına rağmen başvuru sahibinin dava dilekçesinden HMK madde 107 doğrultusunda belirsiz alacak davası niteliğinde istemde bulunduğunu, başvuru sahibi tarafından dava konusu aracın anlaşmasız ve yetkisiz olan bir servise çekilerek, onarımı yaptırıldığını, Müvekkil sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz çalışması ile araç üzerinde değişmesi gereken hasarlı parçalar ve malzemeler belirlendiğini, onarım ve montaj 43.000,00 -TL olduğu tespit edildiğini, Tespit edilen bu onarım bedeli 2.000,00 -TL olarak 27.07.2021 ve 41.000,00-TL olarak 28.01.2021 tarihinde başvuran vekili …’ ün hesabına ödendiğini, trafik sigortası teminat limiti olan 43.000,00-tl’nin tamamı hasar bedeli olarak başvuran tarafa ödenmiş olduğundan müvekkilce başkaca bir sorumluluk bulunmadığını, Uyuşmazlık konusu aracın başvuranın tercih ettiği tamir servisinde onarıldığı, bu onarım bedelinin başvurana eksiksiz şekilde ödendiği, başvuranın sözü edilen onarım bedeline dair başkaca bir ödeme yapmadığı dikkate alındığında, başvuranın uyuşmazlığa konu ettiği taleplerinin hiçbir haklı nedeni olamayacağını, başvuranın tercih ettiği bir tamir servisinde onarımın yapıldığı dikkate alındığında, artık eksik ve yetersiz onarım dahi olsa, bu husustan ileri gelebilecek taleplerinin, iş bu davaya konu edilemeyeceği ve müvekkilin de bu tür taleplerden sorumlu tutulamayacağını, somut olayda aracın onarımı layıkıyla yapılmış olduğunu, başvuranın dilekçesinde geçen aksi yöndeki iddiaların hiçbir somut dayanağı bulunmadığını, başvuranın beyanları, sadece iddia niteliğinde olduğunu, başvuran tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporu incelendiğinde hasarlandığı ve değişmesi gerektiği iddia edilen bütün parçaların orijinal parça bedellerinin hesaplandığı görüldüğünü, denilerek hasarın imkan var ise öncelikle eşdeğer parça ile onarılması gerektiği belirtildiğini, Sigortacının bilgi ve onayı olmaksızın orijinal parça ile onarım sağlanır ise, sigortacının sorumluluğu eşdeğer veya yeniden kullanılabilir parça ile sınırlı olacağını, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca, müvekkil sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerektiğini, parça müvekkil şirket tarafından tedarik edildiğinden KDV ödenmediğini, başvuran tarafından herhangi bir onarım faturası vb. evrak sunulmadığı görüldüğünü, bu nedenlerle sigorta şirketinin, hesaplanan işçilik ve hasar birlikte KDV’den sorumlu tutulmasının kabulünün mümkün olmadığını, bilindiği üzere KZMSS sigortası ile işletenin veya araç sürücüsünün kusurlu davranışı bu tür sigorta ile teminat altına alınmaktadır. Maddi giderler için geçerli olan teminat her halükarda verilecek bir teminat olmayıp KZMSS sigortası kapsamında müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alındığında başvuranın faize ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini, sigortacının tazminat sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1 maddesi yollamasıyla 85/1 maddesinde düzenlendiğini, buna göre Sigorta kuruluşu, oluşan riziko sebebiyle İşleten, zarar görenlere karşı hangi oranda temerrüt faizi ödemesi gerekiyor ise, onun hukuksal sorumluluğunu üzerine alan Sigorta Kuruluşunun da, aynı oranda temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağını, dolayısıyla işletenin sorumlu tutulamayacağı bir faiz türünden, onun sorumluluğunu üzerine alan Trafik Sigortacısının sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğu, müvekkil şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilebileceği izahtan vareste olduğunu, bu nedenle başvuranın avans faiz talebinin reddini, Usulüne uygun başvuru yapılmadığından başvurunun usulden reddini, başvuranın talepleri karşılandığı ve teminat limitinin dolması sebebiyle haksız taleplerin reddini, dava belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından başvurunun usulden reddine, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, avans faize ilişkin taleplerin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvuran tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 12/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, söz konusu başvuru sigorta tahkim uyuşmazlık hakem heyeti tarafından incelenerek karar çıktığını, davacının taleplerinin reddine karar verildiğini, somut olayda, başvuran tarafın iddialarını belirlenen süre içinde kanıtlamadığından, davanın red kararı verilmesi ve kesin hüküm doğurması bahsiyle başvurunun esastan reddini, dolayısıyla, sözü edilen düzenlemelere göre; zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna başvurmaksızın, sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunma hakları bulunmadığını, belirsiz alacak davası açmada davacı tarafın hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafından araçta oluşan hasarın tespit edildiği iddiası olduğunu, alacak miktarının (başvuran bakımından) belirlenmiş olmasına rağmen başvuru sahibinin dava dilekçesinden HMK madde 107 doğrultusunda belirsiz alacak davası niteliğinde istemde bulunduğu anlaşıldığını, HMK’nın dava şartlarına ilişkin 114-1/h maddesi kapsamında konu davada belirsiz alacak davası açmakta “hukuki yarar yokluğu” nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, Uyuşmazlık konusu araç davacının tercih ettiği tamir servisinde onarıldığı, bu onarım bedelinin başvurana eksiksiz şekilde ödendiği, başvuranın sözü edilen onarım bedeline dair başkaca bir ödeme yapmadığı dikkate alındığında, başvuranın uyuşmazlığa konu ettiği taleplerinin hiçbir haklı nedeni olamayacağını, bu nedenlerle davacının aracında meydana gelen gerçek zarar karşılanmış olmakla, müvekkilin sorumluluğu sona ermiş olduğundan haksız taleplere ilişkin başvurunun reddi gerektiğini, müvekkil trafik kazasının olduğu tarihte … Limited Şirketin de şoför olarak çalıştığını, yapılan kaza sonucunda davalı yan … müvekkilin maaşından 1.241,00 TL ”hasar kesintisi” adı altından maaşından kesinti yaptığını, müvekkilin bahse konu kazanın meydana gelmesinden sonra işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesine istinaden müvekkilin maaşından kesinti yapılarak müvekkilin herhangi bir sorumluluğu da kalmamış bulunduğunu, usulüne göre başvuru yapılmadığından davanın usulden reddine, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından başvurunun usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/10/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, Trafik kazasında müvekkilin uğradığı maddi zararların tazmini için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve 100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenmek üzere şimdilik değer kaybı için 1.000,00-TL, hasar onarım bedeli için 1.000,00 TL ve Hak mahrumiyet/Kazanç kaybı kaynaklı maddi zararın tazmini olmak üzere toplam 3.000,00 TL miktarındaki zararımızın, başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber, karşı taraftan tazmin edilmesi talebinde bulunulduğunu, 27.09.2023 tarihli duruşmada verilen ara karar ile tarafımıza ıslah dilekçesini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiğini, söz konusu karar gereği olarak bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitler ve hesaplamalar neticesinde müvekkil alacak miktarı ortaya çıktığından
1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 39.027,43 TL arttırarak, 40.027,43 TL HASAR BEDELİ Zararına karşılık maddi tazminatın davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, 1.000,00 TL olan değer kaybı talebini, 49.000,00 TL arttırarak, 50.000,00 TL DEĞER KAYBI Zararına karşılık maddi tazminatın davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, 1.000,00 TL olan değer kaybı talebini, 7.437,00 TL arttırarak, 8.437,00 TL HAK MAHRUMİYETİ Zararına karşılık maddi tazminatın davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği ve ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Mahkememizin 05/04/2023 tarihli celse ara kararı gereği, dosyanın günsüz olarak Makine kusur bilirkişisi ile aktüer bilirkişine teslimi ile, kusur oranının tespiti varsa davacı tarafın kazanç kaybı, değer kaybı ve hasar kaybı bedelinin tespitine karar verilmiş olup, Bilirkişi raporunda özetle, 09/01/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, … plaka numaralı ticari belediye otobüsünün sürücüsü davalı …’in … (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı ticari çekici sürücüsü …’a atfı kabil kusur bulunmadığı, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararların doğmasında veya artmasında başkaca etkili faktör, kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı, davacı …’ya ait … plaka ve (…) şasi numaralı çekicinin olay tarihinde özel servis ortamında, tamamı orijinal vasıfta parçalar kullanılarak gerçekleştirilmesi mümkün kadri maruf, haddi layık hasar onarım bedelinin iskontosuz KDV hariç 77.291,37 TL-KDV dahil 91.203,81 TL, iskontosuz KDV hariç 70.362,23 TL-KDV dahil 83.027,43 TL olduğu, davalı … A.Ş. tarafından yapılan ve azami poliçe teminatı olan 43.000,00 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile net bakiyenin iskontosuz KDV hariç 34.291,37 TL-KDV dahil 48.203,81 TL, iskontolu KDV hariç 27.362,23 TL-KDV dahil 40.027,43 TL olduğu, iskonto ve KDV hususunun, davacı …’ya ait … plaka ve (…) şasi numaralı çekici üzerinde meydana gelen değer kaybı zararının olay tarihinde; 01.06.2015 tarihli ZMS Genel Şartları ekine göre 0,00 TL, 01.04.2020 tarihli ZMS Genel Şartları ekine göre 7.970,72 TL, 04.12.2021 tarihli ZMS Genel Şartları ekine göre 81.908,51 TL, gerçek zarar ilkesi ve Yargıtay’ın müstakar içtihatlarına göre 50.000,00 TL mertebesinde olduğu, davacı …’ya ait … plaka ve (…) şasi numaralı çekicinin onarımı için yeterli olan 13 gün boyunca mahrumiyeti nedeniyle uğranacak zararın olay döneminde günlük 550,00 TL’den toplam KDV hariç 7.150,00 TL-KDV dahil 8.437,00 TL olduğu, davalı …’nin işleten ve asıl işveren olarak istihdam eden sıfatı ile davalı…Tic. Ltd. Şti.nin ise alt işveren ve istihdam eden sıfatı ile davalı sürücüsü …’in kusuru oranında davacıya karşı müteselsilen sorumluklarının söz konusu olacağı, Temerrüdün 09.01.2021 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, aracın kullanım şekli ruhsatında resmi/yolcu nakli olarak gözükmekte olup, ruhsatında kullanım şeklinin ticari olduğuna dair ibare bulunmadığı, her ne kadar yolcu taşıma işi ticari nitelikte ise de; somut olayda …’nin toplu taşıma işi yapması, bu işi yaparken ticari önceliklerden ziyade kamu hizmetinin ön planda olması nedeniyle somut olaya ticari/avans faiz oranlarının uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı araca 09/01/2021 tarihinde … plakalı aracın çarparak müvekkilin aracına hasar verdiğini, kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in kusurlu olduğunu belirterek hasar zararı, kazanç kaybı ve araçta oluşan değer kaybını talep etmiştir.
… plakalı aracın ZMMS poliçesi incelendiğinde aracın davalı … işletmeleri genel müdürlüğüne ait olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan kaza tespit tutanağı ve tüm belgeler ile birlikte dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetinin 16/02/2023 tarihli raporunda; … plakalı belediye otobüsü sürücüsü davalı …’in %100 kusurlu olduğu ve hadisenin meydana gelmesinde dava konusu zararların doğmasında veya artmasında başkaca etkili faktör, kusurlu kişi, kurum ve kuruluşun bulunmadığı, davacının aracın onarım bedelinin, dava dışı … a.ş. Tarafından ve azami poliçe teminatı olan 43.000,00 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile iskontolu KDV dahil, 40.0270,43 TL olduğu, davacının aracında yargıtay içtihatlarına göre 50.000,00 TL değer kaybının oluştuğu ve davacının 13 gün boyunca mahrumiyeti nedeniyle uğradığı zararın KDV dahil 8.437,00 TL olduğunu, bu zararlardan davalı … nin işleten ve asıl iş veren olarak, istihdam eden sıfatıyla davalı …Ltd.Şti’nin ise alt işveren ve istihdam eden sıfatıyla davalı sürücü …’in kusuru oranında davacıya karşı müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu ve temerrüdün 09/01/2021 olay tarihinde gerçekleştiğinin belirtilmesi karşısında davalı …’in kusurlu eylemi sebebiyle davacının aracında zarar meydana geldiği ve bu zararın bir kısmının dava dışı sigorta şirketi tarafından karşılandığı ve dava dışı sigorta şirketinin karşıladığı tutar düşüldükten sonra davacının davalılardan talep edebileceği hasar bedelinin 40.027,43 TL, aracında meydana gelen değer kaybının 50.000,00 TL, kazanç kaybının ise 8.437,00 TL olduğu anlaşılmış ve bu zararlardan diğer davalılar …Tic.Ltd.Şti’nin ‘de davalı … ile beraber müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulü ile 40.027,43 TL hasar bedeli, 50.000,00 TL değer kaybı ve 8.437,00 TL kazanç kaybı tazminatının 09/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.726,10-TL karar ve ilam harcından 80,70-TL harç ile 1.630,30 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 5.015,10-TL harcın davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı, 1.630,30 TL tamamlama harcının davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 4.550,00-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.600,00 TL’nin davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/12/2023
Katip
E-imzalıdır.
Hakim
E-imzalıdır.