Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2023/286 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/545 Esas
KARAR NO : 2023/286

DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 14.07.2015 tarihinde sürücü …’un idaresindeki … plakalı aracın sağ ön çamurluk kısımları ile … dönüş kavşağında yolun sağından karşıya geçmek isteyen müvekkillerinin oğlu 2004 doğumlu …’a çarpması sonucunda 30.07.2015 tarihinde hayatını kaybettiği, müvekkillerin desteğinden yoksun kaldıkları, araç sürücüsünün KTK 47/1-d, 52/a,b kurallarını ihlalden asli kusurlu olduğu, …’ın hastanelerde tedavi altına alındığı, yaralanmaları ve tahribat sonucu beyin ölümünün gerçekleştiği ve kazadan 16 gün sonra vefat ettiği, kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığı, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMS poliçesi ile sigortalı olduğu, desteğinden yoksun kalan annesi …. ve babası …’ın destekten yoksun kalma tazminatının karşılanması amacıyla … Sigorta A.Ş.’ne 11.02.2020 tarihinde başvurulduğu, 15 gün içinde cevap verilmediği, dava açılması zarureti hasıl olduğu, arabuluculuk başvurusunda davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığı diğer hususlarla birlikte belirtilerek müvekkilleri … için 3.100,00 TL, … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’nin temerrüde düştüğü 11.02.2020 başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMM poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçe nedeniyle sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve kişi başına azami 290.000,00 TL teminat limiti ile sınırlı olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun İtiraz Hakem Heyeti dosyasında kesin hüküm bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, aynı talebin dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı, müvekkil şirketin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığı, kaza tespit tutanağında sigorta araç sürücüsüne kusur izafe edilmediği, davacıların murisine asli ve tam kusur izafe edildiği, kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi tarafından tetkik ve tespit edilmesi, davacı tarafa SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının, maaş bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacılar tarafına yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2021/252 Esas – 20211023 Karar sayılı 28/12/2021 tarihli ilamı ile davanın usulden reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili 02/03/2022 tarihli dilekçesi ile mahkeme ilamını istinaf etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2022/630 Esas – 2022/1208 Karar sayılı 23/06/2022 tarihli istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmiştir.
Kaza tespit tutanağı, 06/10/2015 tarihli kusura ilişkin İstanbul ATK raporu, kusur konusunda davacı yanca dosyaya sunulan 23/03/2020 tarihli uzman mütalaası raporu dikkate alınarak raporlar arasındaki tüm çelişlerin giderilmesi için kusur yönünden ATK Genel Kurulundan rapor alınmasına karar verilerek Adli Tıp Kurumu’ndan 23/02/2023 tarihli rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.
Eldeki davada ise davacılar … ve …vekili tarafından, adları geçen davacıların 14/7/2015 günü meydana gelen trafik kazasında ölen müşterek çocukları …’ın ölümünden ötürü destekten yoksun kalma tazminatına hükmolunması için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine 22/10/2020 günü başvuruda bulunarak davacı … için 2.550,00 TL, davacı … için de 2.550,00 TL olmak üzere toplam 5.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 5/1/2021 gün ve 2020/91117 (E) – 2021/1428 (K) sayılı kararıyla davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin başvurusu üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 9/2/2021 gün ve 2021/237 – 2021/İHK-3635 sayılı kararıyla Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararına yönelik itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; İtiraz Hakem Heyeti’nin … gün ve …sayılı kararında davacılar vekilinin itirazının reddine kesin olarak (temyiz yolu kapalı) karar verildiği, ancak HMK’nin 361’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin … gün ve …(K) sayılı dava dosyası getirtilmiş olup davacıların destekten yoksun kalma talebini içeren Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinde görülen davalarının HMK’nin 107’nci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığı tespit edilmekle talep sonucu temyiz kanun yolu sınırını geçmeyecek tutarda yükseltilmemiş ise İtiraz Hakem Heyetinin 9/2/2021 gün ve 2021/237 – 2021/İHK-3635 sayılı kararının temyiz kanun yolu kapsamında incelenmesi olanağının bulunması nedeniyle kesinleşmediği istinaf ilamı ışığında yapılan değerlendirme sonucunda anlaşılmakla davalının kesin hüküm itirazının reddine karar verilerek esas yönünden yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin kaldırma sonrası ilk celsesinde, kaza tespit tutanağı, 06/10/2015 tarihli kusura ilişkin İstanbul ATK raporu, kusur konusunda davacı yanca dosyaya sunulan 23/03/2020 tarihli uzman mütalaası raporu dikkate alınarak raporlar arasındaki tüm çelişlerin giderilmesi için kusur yönünden ATK Genel Kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ara karar uyarınca istenilen hususlarda tespitleri içeren hükme elverişli ve irdeleyici 23/02/2023 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu; “Dosya içerisinde olayın oluş şeklini ve olay yeri özelliklerini anlatır trafik kazası tespit tutanağı bulunmaktadır. Olay mahalli meskun mahal içi, 2,50 metre banket, 7 metre şerit ve 23,20 metre platform genişlikli, 2 şeritli bölünmüş yol olup devlet karayolu sınıfındadır. Hava açık, zemin asfalt kaplama ve yüzeyi kuru, vakit gece ve aydınlatma bulunan, yatay güzergah düz ve düşey güzergah eğimli olan mahalde hız limitinin 70 km/h olduğu, çarpma noktasına 2,5 okunur metre mesafede anayol tali yol levhası bulunduğu belirtilmiştir.
Sürücü … 11/11/2015 tarihli ifadesinde özetle; “…Olay günü istasyon mevkiinden şehir merkezine doğru abim …’a ait … plakalı …marka kırmızı renkli araç ile seyir halindeyken … konutlarının olduğu yerde sag şeritte şehir içi dolmuş bulunmakta yolcu indirme-bindirme işlemi yapmaktaydı. Ben iki şeritli yolun sag şeridindeyken dolmuşu görünce sinyal vererek sol şeride geçtim. Ortalama hızım 80 km. civarındaydı. Hatta sollama yaparken hızımı düşürdüm. Arabada ben tek başımaydım. Yanımda kimse yoktu. Daha sonra tam servisin yanından geçerken servisin önünden arabamın önüne doğru bir çocuk atladı. Ben de şok olduğum için duramadım ve kendisine çarptım. Olay olduktan sonra yaklaşık 30 metre sonra durdum…” şeklinde belirtmiştir.
Tanık … 17/08/2015 tarihli ifadesinde özetle; “… Ben hat 2 de servis şoförlüğü yapmaktayım. Olay günü kazanın olduğu yere yakın bir yerde 2 yolcuyu indirdim. Bu sırada arkamdan hızlı bir şekilde kırmızı binek bir araç yukarıya doğru çıkıyordu. Kafamı çevirdiğimde ise yeni yapılan kavşağın ortasında bulunan toprak yoldan vefat eden çocuk yola doğru atladı. Kırmızı arabada ona ön sağ taraftan çarptı. Daha sonra kırmızı araç gözden kayboldu. Hatta ben kaçtı zannettim. Fakat daha sonra kendisi yaya olarak geldi… Olayın olduğu yerde durak olarak gözüken yer vardır fakat fiiliyatta oraya durak yapılmamıştır. Olayın olduğu yerde setler olduğunu hatırlıyorum fakat yaya geçidi olduğuna ilişkin herhangi bir görgüm yoktur. Ayrıca bahse konu araç tahminime göre en az 90 km hızla yola çıkıyordu…” şeklinde belirtmiştir.
06/10/2015 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dairemiz raporunda; “müşteki şüpheli sürücü …’un kusursuz olduğu, maktül yaya …’ın davranış faktörlerinin olay üzerinde tamamen etken olduğu” belirtilmiştir.
…’un 23/03/2020 tarihli uzman mütalaasında; “sürücü …’un %60 asli kusurlu olduğu, müteveffa yaya ve …’ın ebeveynlerinin %40 oranında kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
28/09/2021 tarihinde … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan …, …, … bilirkişi heyeti raporunda; “sürücü …’un %15 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ın kontrolsüz davranışının %85 oranında etkili olduğu” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf dilekçeleri, ceza mahkemesi iddianame içeriği, davacı, tanık ve sürücü ifadeleri, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm veriler bir bütün halinde incelendiğinde; müteveffa yayanın indiği minibüsün önünden kaplamaya girdiği akabinde koşarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı kazada; mahal şartlarının üzerinde seyrettiği yönünde tespit bulunmayan, ilk geçiş hakkına sahip dava dışı sürücünün tedbir alma imkanının da sınırlandığı değerlendirilmiş ve 28/09/2021 bilirkişi raporu ve uzman mütalaasındaki kusur dağılımlarına iştirak edilmeyerek yukarıda ”Olay” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılan kazada aşağıdaki kanaate varılmıştır. Mevcut bulgulara göre;
A) Sürücü …, sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti meskun mahaldeki devlet karayolunda seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde ön ilerisinde sağ şeritte yolcu indirme bindirme işlemi yapmakta olan minibüsün solundan geçtiği sırada; minibüsten inen ve duraklamakta olan araç önünden kaplamaya giren ve koşarak karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa yayaya çarptığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
B) Müteveffa yaya …, karşıdan karşıya geçiş yaptığı olay mahallinde taşıt yoluna girmeden önce yolu yeterince kontrol etmesi, gelen araçların seyir durumlarını dikkate alması, ilk geçiş hakkının taşıt yolu üzerinde seyir halinde olan araçlara vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde indiği minibüsün önünden kaplamaya girip koşarak geçişini sürdürdüğü sırada sol şerit üzerinden gelen ve ilk geçiş hakkına sahip dava dışı sürücü idaresindeki otomobilin kendisine çarptığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri asli derecede etkendir.” şeklindedir.
Yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan 23/02/2023 tarihli tanık beyanlarını tartışan, tüm raporları değerlendirerek çelişkileri gideren hükme elverişli ATK raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusursuz olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacılardan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 6.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.360 TL bedelin davacılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı ile davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 2/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır