Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/543 E. 2023/450 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/543 Esas
KARAR NO : 2023/450

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 26/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirket alacağının tahsili amacıyla davalı şirket hakkında icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan 11.06.2018 tarihli satış sözleşmesinin 19. Maddesinde açıkça “Bu sözleşmenin uygulama ve yorumundan doğabilecek uyuşmazlıkların giderilmesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” denildiği, taraflar arasındaki bu satım sözleşmesine dayanılarak düzenlenmiş olan 29.06.2018 tarih ve … Nolu faturaya ilişkin başlatılan takip, bu nedenle sözleşmeye uygun olarak İstanbul İcra Dairesinde başlatıldığını, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” dolayısı ile taraflar arasında mevcut sözleşmeye göre taraflarca İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığını, davalı yanın yetkiye yönelik itirazlarının reddi gerektiğini, davalı … Tic. A.Ş., müvekkil … Dış Ticaret A.Ş. İle ekte sunulan 11.06.2018 tarihli satış sözleşmesini imzaladığını, takibe konu alacak taraflar arasında imzalanmış bu satış sözleşmesinden kaynaklanan mal satımına ilişkin 13.750,00 Euro luk 29.06.2018 tarih ve … nolu faturadan kaynaklanan bakiye 880,00 Euro luk alacağa ilişkindir. Söz konusu faturaya ilişkin yapılan ödemeler sözleşmenin 6. Maddesinde belirtildiği üzere 20.06.2018 tarihinde müvekkilin hesabına gönderilen 16.000 TL ve verilen 28.07.2018 tarih ve 20.906 TL lik, 25.08.2018 tarih ve 20.906 TL lik ve 29.09.2018 tarih ve 20.912 TL lik çekler ile yapılan ödemeler olduğunu, satış sözleşmesinin 7. Maddesine göre; TL olarak kabul edilen çeklerin miktarları döviz kuru aylık 5.77850 TL olarak kabul edilerek hesap edilmiş olup ödeme planında belirtilen TL tutarların, hiçbir şekilde satış bedelinin Türk Lirasına dönüştürüldüğü anlamına gelmeyeceği açıkça belirtildiğini, her bir çeke ilişkin ödemelerin sözleşmeye uygun olarak ödeme günündeki TCMB Döviz alış kuru esas alınarak, Euro cinsine çevrilerek Euro olan satış bedelinden mahsup edildiğini, bakiye alacağı sözleşme gereği 3 gün içinde ödemesi gereken davalı tarafın bu ödemeyi yapmadığını, buna ilişkin açılan icra takibine de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davaya konu alacağın Euro olarak düzenlendiği, satış sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 880,72 Euro alacak olduğunu, söz konusu alacağın, alacaklıya BK 99. Maddeye uygun olarak fiili ödeme günündeki kur üzerinden talep edilmek sureti ile takibe konulduğunu, davalı tarafın iddia ettiğinin aksine herhangi hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, davalı yanın vekalet ücreti ve takibin diğer ferilerine ilişkin itirazlarının da bir hukuki dayanağı bulunmadığını, tamamen alacağın tahsilini engellemek amacı ile kötü niyetli olarak yapıldığını, borca itiraz nedeniyle takibin durduğunu, borçlunun elde etmeyi amaçladığı geciktirmeyi sağladığını, bu gecikme nedeniyle müvekkilin zarar görmeye devam ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile birlikte likit olduğuna kuşku bulunmayan alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere borçlu/davalı aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep etmek gerektiğini, tüm defter ve kayıtlara göre likit olan alacağa ilişkin % 20 den aşağı olmamak kaydıyla borçlu/davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmışsa davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı tarafın … 3.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli tüm itirazlarının iptaline ve takibin 880,72 euro takip çıkışı ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 10/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın dava dilekçesinde takip konusu borcun satış sözleşmesinden kaynaklanması dolayısıyla özel yetki kurallarının geçerli olduğunu iddia etmiş ise de, davacı tarafın takibe konu edilen fatura haricinde takibe dayanak belge sunmadığını, icra takibine dayanak yapılmayan belgelerin itirazın iptali davasında kullanılmasına muvafakatlerinin bulunmadığı gibi davacı tarafça sonradan sunulacak delillere de muvafakat etmediklerini, davacı tarafından borcun doğumuna sebebiyet verdiği iddia edilen ve dava dilekçesinin ekinde sunulmayan belgelerin işbu dava kapsamında kullanılamayacağını, İcra takibine dayanak olarak eklenmemiş ve icra takibinde kullanılmamış belgenin, itirazın iptali davasında kullanılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın; her ne kadar satış sözlesmesinin 7.maddesine göre; tl olarak kabul edilen çeklerin miktarları döviz kuru aylık 5.77850 tl olarak kabul edilerek hesap edildiği olup ödeme planında belirtilen tl tutarların, hiçbir sekilde satış bedelinin türk lirasına dönüştürüldüğü anlamına gelmeyeceği açıkça belirtildiği, her bir çeke iliskin ödemeler sözlesmeye uygun olarak ödeme günündeki tcmb döviz alıs kuru esas alınarak, euro cinsine çevrilerek euro olan satıs bedelinden mahsup edildiğini belirtmiş ise de müvekkilden talep edilen alacağın varlığı açısından müvekkilin iddia edilen borcunun ne gerekçeyle belirlendiğini somutlaştıramadığını, icra takibine yapılan itirazın hukuka uygun olduğu, açılan işbu davanın reddi gerektiğini, söz konusu alacak talebinin mevcut kur fiyatlarında talep edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, satış sözleşmesi üzerinden 4 yıl gibi bir süre geçtiği ve döviz kurunun da yaklaşık 4 katına çıkmış olduğu bu durumda davacı taraf kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını, bu nedenlerle davacı tarafça açılan işbu davanın öncelikle usule ilişkin itirazlarımız nedeniyle aksi halde esasa ilişkin inceleme yapılarak reddine, dayanaktan yoksun ve haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle davacı taraf aleyhine %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizin 06/12/2022 tarihli celse ara kararı gereği, icra takibine konu faturaların taraf ticari defterlerinde yer alıp almadığı faturalardan kaynaklı alacağın mevcut olup olmadığı, mevcut ise miktarının takip tarihi itibari ile ne kadar olduğunun dava dilekçesine ekli sözleşme ve mahkememizce celp edilen BA-BS formları da irdelenerek dava tarihi itibari ile mevcut alacak miktarının tespit edilmesine dair rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …’in 21/03/2023 tarihli raporunda özetle, Dava konusu icra takibinin dayanağı hesap ilişkisinin 2018 yılındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu; karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğu değerlendirilen toplam 73.503,32 TL (13.765,80 EUR) tutarındaki 2 adet fatura ile tarafların kabulündeki 79.869,00 TL (12.878,49 EUR) tutarındaki davalı ödemeleri birlikte değerlendirildiğinde takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 887,31 EUR alacaklı olduğunun hesaplandığı, ancak takip talebiyle bağlı kalmak suretiyle davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 880,72 EUR alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 880,72 Euro’nun tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 08/03/2022 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE,
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Fatura konusu alacağını varlığını ispat külfeti davacıya aittir. HMK’nın 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 Esas – 2017/2738 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Davacının, yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi konusunda ticari defter ve belgelerini ibraz etmeleri konusunda meşruhatlı ihtarda bulunulduğu, mahkememizce belirlenen inceleme gününde yalnızca her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, bilirkişi tarafından incelenen defterlerde dava konusu takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 880,72 EURO alacaklı olduğunun belirtildiği, 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değişiklik yapılan 6100 sayılı HMK m. 222/3 “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir” hükmünü havi olup takibe konu faturaların tarafların BA-BS formları ve ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davacının takip talebinde belirtildiği şekilde davalıdan 880,72 EURO alacaklı olduğunun tespit edilmesi dikkate alındığında davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına , alacak likit olduğundan asıl alacağın %20 si oranınki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın kabulü ile , davalının … 3. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 927,80-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 163,95-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 763,85‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 163,95-TL peşin harç ile 80,70-TL başvurma harcı olmak üzere 244,65‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 55,50-TL posta ve tebligat gideri ile 1.500,00-TL bilirkişi gideri toplamı olan 1.555,5‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.30/05/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.