Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/476 E. 2023/397 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/476 Esas
KARAR NO : 2023/397

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine 20.09.2021 düzenleme tarihli, 20.02.2022 ödeme günü olan, 160.000,00- TL bedelli senet hakkında … 12. İcra Dairesi … E sayılı dosya ile 22.02.2022 tarihinde icra takibi başladığını, akabinde 23.02.2022 tarihinde … 21. Asliye Ticaret Mahkemesi …D. İş nolu, …Karar nolu kararı ile ihtiyati haciz konulduğunu, 04.03.2022 tarihinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının talep edilmiş olduğunu, kaldırılma talebinde ihtiyati haciz kararının müvekkil bizzat dinlenilmeden verilmiş bir karar olduğu belirtildiğini, ayrıca her ne kadar alacaklı borcun vadesinin geçmiş ve hala ödenmemiş olmasından ötürü ihtiyati haciz talep etmiş ise de önemle belirtmek isteriz ki müvekkili, söz konusu alacağı ödemek için alacaklı ile birçok kez konuştuğunu, ancak davalı taraf alacağı kabul etmekten kasıtlı olarak imtina ettiğini, özellikle ödeme gününden bir gün önce, 19.02.2022 tarihinde ödeme yapmak maksadı ile davalı taraf ile iletişime geçtiğini, whatsApp aracılığıyla yapılan bu konuşmalar tarafımızca google translate kanalı ile dilimize çevrildiğinde konuşmaların çevirisini ekte sunmuş olduklarını, müvekkili 19.02.2022 itibari ile davalı tarafa ödeme teklif ettiği vade öncesi, vade günü ve vade sonrası birkaç gün içerisinde davalı tarafça mesajlarına, aramalarına, ihtarnamesine cevap verilmediği gibi; aleyhine 22.02.2022 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve hemen ertesi gün mahkeme kanalı ile ihtiyati haciz kararı alındığını öğrendiğini, aynı günlere tekabül eden süreçte müvekkili defalarca kez ödeme yapmayı teklif ettiğini, müvekkili defalarca kez ödeme yapmak istediğini beyan etmesine rağmen davalı taraf sürekli olarak sorun çıkarttığını, müvekkilin aramalarına karşılık vermediğini, müvekkili oyalayarak ödemeyi kabul etmekten kasten imtina ettiğini, bu koşullar altında talep edilmiş olan ihtiyati haciz talebi kötü niyet barındırdığını, … 21. Asliye Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haczin kaldırılması talep edildiğini, haksız ihtiyati hacizlerden dolayı tazmin edilecek zararın kapsamı hususunda İİK m. 259/1’de bir sınır getirilmemiş, haczin haksız olması halinde alacaklının, borçlunun ve üçüncü kişinin bundan doğacak bütün zararlardan sorumlu olduğu belirtildiğini, illiyet bağının bulunması halinde tazmin edilecek bu zararın kapsamına dolaylı zararların da gireceği kabul edildiğini, zira hükümde açıkça aksi belirtilmediğini, Yargıtay da doğrudan zarar dolaylı zarar ayrımı yapmamakta, ayrıca sadece fiili zararların değil yoksun olunan kar tipindeki zararların dahi istenebileceğini kabul ettiğini, dava konusu olayda ise müvekkil vadeden bir gün önce 19.02.2022 tarihi itibari ile davalı taraf ile iletişime geçmeye başlamış ve ödemek için art arda tekliflerde bulunduğunu, ancak davalı taraf aramalara cevap vermediği gibi APS yoluyla kendisine tebliğ edilen ihtarnameye de cevap vermediğini, hatta aynı gün içerisinde ihtiyati haciz kararı alıp icra takibi başlattığını, neticede davalı tarafın kötü niyetli davranışından ötürü müvekkil 32.840,00- TL fazla ödemede bulunmak mecburiyetinde kaldığını, maddi zarara uğrayan müvekkil adına huzurdaki bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, davalı tarafın haksız ihtiyati haczinin uygulanması sebebi ile müvekkili zarara uğradığını, haksız ihtiyati haciz sebebi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu, davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 12. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosya örneği dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının iddiaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 26/01/2023 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
TEKNİK İNCELEME: Özetle dava konusu olayda davacı vadeden bir gün önce 19.02.2022 tarihi itibari ile davalı taraf ile iletişime geçmeye çalışmış (whatsapp) ve ödemek için teklifte bulunduğu belirtilmekte, Davacı tarafından ibraz edilen … IMEI nolu ve …telefon nolu cihazda inceleme tarihinde Sayın Mahkeme kaleminde davacının cep telefonu üzerinde yapılan incelemede Davcının IMEI numarası belirtilen çep telefonundan Whatsapp aracılığı ile… nolu cep telefonuna mesajlar gönderdiği tespit edilmiştir. Ekran görüntüleri aşağıdaki gibidir.
Yukarıda ayrıntılarıyla arz ettiğimiz nedenlerden dolayı, inceleme tarihinde Sayın Mahkeme kaleminde davacının cep telefonu üzerinde yapılan incelemede davacının IMEI numarası belirtilen cep telefonundan Whatsapp aracılığı ile mesajlar gönderdiği tespit edilmiştir. Whatsapp mesaj uygulamasının incelenip dökümü mesajlaşma dökümü yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; haksız haciz uygulandığı iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
Dava konu bono incelendiğinde; nakden kaydının bulunduğu, keşide tarihinin 20/09/2021, vade tarihinin 20/02/2022, 160.000 TL bedelli bono olduğu, keşidecinin davacı, lehtarının davalı olduğu, bononun düzenleme yerinin … olduğu, keşideci davacının adresinin Beşiktaş/İstanbul adresi olduğu görülmüştür.
Davacı borçlu tarafından davalıya çekilen ihtarnamenin tebliğ tarihinin 24/02/2022 tarihi olduğu, değişik dosyasında ihtiyati haciz başvuru tarihinin 22/02/2022 tarihi olduğu, karar tarihinin 23/02/2022 tarihi olduğu ve takip tarihinin 23/02/2022 tarihi olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça 24/03/2022 tarihinde davalıya 192.840 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı alacaklı tarafından değişik iş dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararının alındığı, davacı borçlu tarafından bu karara itiraz edildiği, ek kararla itirazın reddine karar verilerek ek kararın 15/02/2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İcra dosyası müzekkere cevabına göre, icra dosyasına yatırılan bir ödemenin bulunmadığı, dosya borcunun 24/03/2022 tarihinde yapılan ödeme ile haricen tahsil edildiği bildirilmiştir.
Davacının cep telefonu üzerinde yapılan incelemede davacının IMEI numarası belirtilen cep telefonundan Whatsapp aracılığı ile…nolu cep telefonuna mesajlar gönderdiği, GSM şirketi yazı cevabına göre bu telefon numarasının davalıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından mesajlaşmaların Türkçe tercümeli onayları dosyaya 23/11/2022 tarihinde sunulmuştur. Bu mesajlar incelendiğinde, davacı borçlunun 19/02/2022 tarihinden 21/02/2022 tarihine kadar davalı lehtara bono bedelini ödeneceğini beyan ederek bononun kendisine verilmesini talep eden mesajlar attığı, davalı alacaklı ise bonoyu Ünal isimli birine ciro ettiğini belirtilerek Ünal isimli kişinin adres ve telefonunu davacı borçlu ile paylaştığı görülmüştür.
2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir. (Y. 4. HD. 2016/14413 E. 2019/483 K.)
Y. 11. HD. 19/03/2018 T. 2016/9215 E. 2018/2077 K. sayılı ilamı; “Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, bonoların vade günü gelmeden ihtiyati hacze konu edildiği, ihtiyati haciz kararı verildiği, davacı tarafça itiraz edildiği, mahkemece süresinde olmayan itirazın reddine karar verilip Yargıtayca onandığı, alacaklının, borçlunun mal kaçırdığını ileri sürerek iki adet takip dosyasının delil olarak gösterildiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğu, davacı tarafından dava konusu senetleri banka havalesi ile ödediği, davalı alacağının mevcut olduğu, ihtiyati haciz kararının haksız olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece, verilen ihtiyati haciz kararının haksız olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nin 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haczin haksız olması takipte yada açılacak bir dava sonucunda anlaşılacak olup, ihtiyati hacze ilişkin icra takibinin davalı tafaından haksız yapıldığına ilişkin koşulların oluşmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece sonucu itibariyle doğru olan davanın reddine ilişkin kararın HUMK 436. maddesi uyarınca açıklanan gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindedir.
Y. 11. HD. 18.06.2009 T. 2009/6148 E. 2009/7513 K. Sayılı ilamı; “Somut olayda, ihtiyati haciz konusu alacak kambiyo senedine dayalıdır. Kambiyo senedine dayalı borçlar götürülecek borçlardan olmayıp, aranacak borçlardandır. Bu nedenle senet üzerinde karşılığının nakden alınmış olduğu yazılı olsa bile borcun ifa yeri alacaklının ikametgahı olmadığından” şeklindedir.
Y. 11. HD. 10.11.2008 T. 2007/9317 E. 2008/12528 K. sayılı ilamı; “TTK’nun 730/20 nci madde hükmü, bonolar bakımından ise 690 ncı madde hükmü yollamasıyla, 669 ncu madde hükmüne göre, bu tür davalarda ödeme yeri yetkilidir. Çekte ödeme yeri öncelikle muhatap bankanın bulunduğu yer olup, böyle bir açıklık yoksa, aynı kanunun 693/3 nci maddesi uyarınca, muhatabın adı yanında gösterilen yer ödeme yeridir. Bonolar ise kambiyo senedi olup, bu senede dayalı borç aranacak borç niteliğinde olduğundan borçlunun adresinin bulunduğu yer ödeme yeridir. Açıklık yoksa aynı Kanun’un 689’ncu madde hükmü uyarınca tanzim yeri ödeme yeri sayılır, bu yer de belli değilse, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı yer ödeme yeri sayılır. Götürülecek para borçları için geçerli olan HUMK’nun 10 (BK.73) maddesi uyarınca alacaklının bulunduğu yer mahkemesi, bu tür davalarda yetkili değildir. Çekişmesiz yargı bakımından, bu tür dosyaların özelliği gereğince anılan yetki düzenlemesinin kamu düzenine ve kesin yetkiye ilişkin olduğu ve bu nedenlede mahkemece re’sen gözetileceği doktrin ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. “
Yukarıda yer Yargıtay ilamları ışığı altında yapılan değerlendirmede bono kambiyo senedi olduğundan bu senede dayalı borç aranacak borç niteliğinde olduğundan borçlunun adresinin bulunduğu yer ödeme yeridir. Davacı tarafça bononun vade tarihinden önce ibraz edilmesi kaydıyla ödeme yapılması davalı tarafa bildirildiği halde davalı tarafça borçlunun adresinde bono ibraz edilmeden ihtiyati haciz kararı alınarak takibe geçildiği anlaşılmakla davacının bono bedelinden 32.840 TL fazla ödemesine davalı sebep olduğundan davanın kabulü ile 32.840 TL bedelin 24/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile 32.840 TL bedelin 24/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.243,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 560,83 TL harcın mahsup edilerek bakiye 1.682,47 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 560,83 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.610,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır