Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/467 E. 2023/387 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/467 Esas
KARAR NO : 2023/387

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile 08.04.2021 tarihinde, … adresinde müvekkili şirketin mevcut yer altı güzergahında bulunan kabloların davalı … A.Ş. tarafından yapılan çalışmalar sırasında haksız ve hukuka aykırı bir şekilde hasara uğratıldığını, müvekkili tarafından haksız fiili gerçekleştiren davalıya hasar bedeli ödeme yazısı gönderilmiş ve davalıdan hasar bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafından bugüne kadar müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca kusurlunun ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, beyan ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız fiil neticesinde davanın kabulüne karar verilerek, hasar tarihi olan 08.04.2021 tarihinde itibaren 14.093,83 TL müvekkili şirket alacağının T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının müvekkili şirketin yaptığı çalışma sırasında tesislerinin zarar gördüğünü iddia ettiğini, ancak bunu ispatlayacak delil sunmadığını, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde iddia konusu edilen tarih ve yerde müvekkili şirketin herhangi bir çalışmasının bulunmadığının tespit edildiğini, zarar görenin kusurunun illiyet bağını kesip sorumluluktan kurtulma sebebi olması objektif iyiniyet (doğruluk ve dürüstlük) kurallarına (MK. 2) ve dolayısıyla ahlâkî bir değer hükmüne dayandığını, buna göre, hiç kimse kendi kusuruyla kendi aleyhine meydana getirmiş olduğu bir zararı başkasına yükleyemeyeceğini, bu zararın tazminini başkasından isteyemeyeceğini, dava konusu olaya müvekkili şirketin olumlu ya da olumsuz herhangi bir fiilinin neden olmadığını, bu hususta illiyet bağının ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, itirazları saklı kalmak ve asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu olayda davacı tarafın kusurlu olup olmadığının tespitinin önem arz ettiğini, dva konusu hasarın müvekkili şirket çalışmasından kaynaklanmadığını tekraren belirtmekle birlikte davacının talep konusu ettiği zarar bedelinin de neye göre hesaplandığının belirli olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu edilen fahiş mahiyetteki hasar bedelini de kesinlikle kabul etmediklerini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, davalının yaptığı çalışma sırasında … adresinde davacıya ait yeraltı kablolarına hasar verilmesi nedeni ile hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce … Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, verilen cevap da, olay günü hiç bir şirket yada kişiye mahalde kazı yapmak üzere izin, ruhsat verilmediği bildirildiği görülmüştür.
Dosyanın Elektronik Elektrik Mühendisi Bilirkişi … e verilerek; tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılıp, davacının yeraltı kablolarına davalının yaptığı bir çalışma sonucunda hasar verilip verilmediği, verilmiş ise bu hasardan dolayı davacının talep edebileceği zararın ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından, davacı tarafın, yer altı iletişim kablolarında meydana gelen hasarın, davalı yer altı elektrik kablolarındaki bir patlama/ yürütülen bir kazı çalışması sırasında meydana geldiğini beyan etmişse de sunulan bilgi ve belgelerde davalının sorumluluğunu gösteren herhangi bir kanıta rastlanmadığı için şu aşamada davalının sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, internet üzerinde yapılan araştırmaya göre ilgili adrese yakın bir konumda ancak 8 ay sonraki başka bir tarihte yer altı elektrik kablosunda yangın ve patlama meydana gelmiş olduğunun anlaşılması sebebiyle, davacının yer altı kablolarında hasar meydana geldiğini beyan ettiği 08.04.2021 tarihinde de benzer bir olayın yaşanıp yaşanmadığının öğrenilmesi gerektiği, bunun için de yer altı elektrik kablolarında meydana gelen bir patlama sonrasında zaten onarım için kazı çalışması yapılması gerekeceğinden, takdiri sayın Mahkemede olmak üzere, … Altyapı Koordinasyon Şube Müdürlüğünden ilgili adreste … ve/veya yüklenicisi şirketler tarafından kazı çalışması yapılmak üzere ruhsat alınıp alınmadığı ile kazı izni verilip verilmediğinin ve güzergahının öğrenilmesinden sonra davalının sorumluluk durumunun değerlendirilebileceği, kazı yapılan alanda davacı tarafında kusur durumunun değerlendirilebilmesi için kazı yapıldığı ve hasarın oluştuğu anda yapılacak gözlemlerin büyük önem taşıdığı ve bu gözlemler sonucunda davacı iletişim kablolarının davalıya ait elektrik kablolarına olması gerekenden daha yakın mesafede olduğunun tespit edilmesi halinde davacının kusur durumunun değerlendirilebileceği, ancak yer altı elektrik kablolarında onarım yapılması için yapılacak bir kazı çalışmasının derinlik ve çapı göz önüne alınırsa kazı yapılacak alandaki yer altı tesisler hakkında bilgi sahibi olunmadan iş makinesi ile yapılacak bir kazı çalışmasında diğer yer altı kablolarının zarar görmesi kaçınılmaz olacağı için, davacıya kablolarının olması gerekenden daha yakında yer aldığı iddiası ile kusur yüklenmesinin eldeki bulgulara göre mümkün olamayacağı, dava konusu hasarın onarımında her bir kablo için iki santral arasındaki mesafe kadarki kısımlarının değiştirilmiş olmasının tamamen bu kablonun özelliğinden kaynaklandığı ve santraller arasında gerçekten de kullanılan malzeme miktarı kadar mesafe olup olmadığı konusunda davacı tarafından paylaşılan kroki dışında fikir verebilecek başka bir bilgi belge olmadığı için, mesafe konusunda doğrulamanın ancak yerinde yapılacak bir keşifle anlaşılabileceği, bu sebeple davacı tarafından paylaşılan krokideki mesafelere uyulması dışında başka çıkar yol olmadığı, 08.04.2021 tarihli hasara ilişkin olarak; davacı tarafından paylaşılan hasar onarımına ilişkin ayrıntıların bulunduğu belgelere göre, 2.037,37TL malzeme bedelinin talep edilebileceği, karşılığında ödeme yapıldığının kanıtlanması halinde ise 6.335,12.-TL işçilik bedelinin de talep edilebileceği, ancak sunulan belgeler arasında davacının söz konusu hasarın onarımı için ödeme yaptığını gösteren bir belgeye rastlanmadığı için takdiri sayın mahkemede olmak üzere bu bedelin talep edilemeyeceği kanaatine varıldığı, dava tarihi itibariyle talep edilebilir malzeme bedelinin 2.037,37.-TL Asıl Alacak 377,28.-TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 2.414,65.-TL olduğu, hali hazırda karşılığında ödeme yapıldığına dair belge sunulamadığı için talep edilebilir olmadığı kanaatine varılan işçilik bedelinin ise 6.335,12.-TL Asıl Alacak 1.173,73.-TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 7.508,25.-TL olduğunun hesaplandığı, 15.01.2023 tarihinde rapor edilmiştir.
Davacı tarafça tanık deliline dayanılmakla, davacı tanığı …huzurda dinlenilmiş, ” … A.Ş de saha biriminde çalışıyorum, 08/04/2021 tarihinde … da olan olayı ben kısmen hatırlıyorum, çünkü bu tür olaylar çok sayıda oluyor, biz sahayı sürekli dolaştığımız için bu tür ihbarlar firmamıza yapıldığında biz olay yerine gidiyoruz, biz olay yerine gittiğimizde çalışma tahminim bir veya iki gün önce yapılarak bitirilmişti, hasarın olduğu alanda bir kazı çalışması yapıldığını gördüm, üzeri kapatılmış, ancak daha asfaltı yapılmamıştı, yani daha üzerine mıcır ve asfalt dökülmemişti, ben olay yerinde çalışmayı yapan kişi veya firmaya ait herhangi bir araç, gereç ve işaret ve kişi görmedim, buna yönelik de bir tespitte bulunmadık, çünkü buna dair gördüğümüz bir durum yoktu, sadece gittiğimiz olaylarda çevredekiler daha önce kazının kimin tarafından yapıldığına dair beyanda bulunulurdu, biz de bu duyuma istinaden hareket ederdik, sadece mahalle sakinlerinden elektrikçilerin bu kazı işlemini yaptığını duydum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın hasar bedelinin tazmini istemine ilişkin olduğu, davacının davalının yaptığı çalışmalar sırasında alt yapı-kablolarına zarar verdiğini, kusuru ile meydana gelen hasardan ötürü oluşan hasar bedelinden sorumlu olduğunu iddia eder olduğu, davalının kusurlu bir davranışının bulunmadığını, davacının zararına sebep olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında, davacıya ait, hasarlanıp onarılması gereken alanda, davalı kurum tarafından kazı çalışması yapıldığına dair somut bir delil olmadığı,… Yapı Koordinasyon Müdürlüğünce olay tarihinde bildirilen mahalde kazı yapılması bakımından izin ve ruhsat verilmediğinin bildirildiği, tutanakta imzası bulunup tanık olarak dinlenen davacı şirket çalışanının beyanına göre, olay mahallinde davalı tarafça kazı ve çalışma yapıldığını gösterir tabela yada davalının çalışanı olduğu anlaşılan bir personelin bulunmadığı, davalı tarafça çalışma yapıldığına ilişkin kanaatin çevredekilerin söylemlerinden edinildiği, mahkememizce konusunda uzman bilirkişi marifeti ile yaptırılan inceleme neticesinde sunulan bilgi ve belgelerde davalının sorumluluğunu gösteren herhangi bir kanıta rastlanmadığı, davacı tarafça onarıma ilişkin faturaların da sunulmadığının tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla davacının zararının davalının kusuru ile meydana geldiğini ve davasını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 240,69 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 60,79 TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere karar verildi. 16/05/2023 11:10:41

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”