Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/463 E. 2023/904 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/463 Esas
KARAR NO : 2023/904

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı arasında 14.12.2021 tarihli ticari satım kapsamında 158.400,00 TL bedel karşılığında … ve … Üürün kodları ile maske – satışının gerçekleştirildiğini, davacı tarafından satış bedelinin tamamının nakit olarak davalıya ödendiğini, davacı yanın ürünleri davalıdan teslim aldıktan sonra müşterilerden gelen geri dönüşler üzerine satışı yapılan ürünlerde kusur tespit ettiği ve bu hususu davalıya ilettiğini, şikayet talebi ile “davacıya başvuran bir müşteri” tarafından haricen yaptırılan test ve tespitler neticesinde satış konusu malların lisanssız, imitasyon ürünler olduğunun anlaşıldığını, davalıya şifahen yapılan uyarıların ertesinde “…” tarihinde … 22. Noterliği’nin … yev. nolu ihtarnamesi ile ürünlerin ayıplı olduğunun davalıya ihtar edildi davalının cevabi ihtarnamesinin mesnetsiz biçimde ürünlerin faturalı ve orijinal olduğu iddialarına dayandığını, davalının hem ticari örf ve adete hem de hukuka aykırı davranmaya devam ettiğini, arabuluculukta anlaşmaya varılamadığını, davacıya teslim edilen ayıplı malların davacının müşterisi tarafından 08.04.2022 tarihinde … markalı ürünün lisans sahibi …A.Ş.’ye gönderildiğini, inceleme sonucu dava dışı …’nın kalite müdürlüğü tarafından yapılan inceleme neticesinde maskelerdeki … yazısının farklı yazıldığıni, maske kaynak delikleri yapısının farklı olduğunu, kare baskı şekli uygulamasının farklı olduğunu, kullanılan elastik kulaklarının deseninin farklı olduğunu, yumuşak elastik kulaklarının deseninin farklı olduğu yumuşak elastik kulakları maskeye tutturan baskıların ve yumuşak elastik kulakların katlı kalması için kullanılan zımbalama deliklerinin bulunmadığını, yumuşak elastik kulak katlama pilelerinin üstte olduğu hususlarının tespit edildiğini, davacının satılan malların ayıplı olduğunu bilebilecek durumda olmasının mümkün olmadığını, dava konusu mallardaki ayıbın malin elverişliliğini ortadan kaldıran/azaltan önemli bir ayıp olduğunu, tacir sıfatını haiz davalının imitasyon olduğunu bildiği malları davacıya satarak davacıyı hataya sürüklediğini, davalının … marka maskelerin satışının ve üretiminin dava dışı … tarafından gerçekleştirildiğini bilmemesinin hayatın olağan akışında beklenemeyeceğini, davalının kötüniyetli davranışlarının davacıyı yaptırımlarla karşı karşıya bıraktığı ve marka değerini düşürdüğünü, davacının TBK m. 39/1 uyarınca sözleşme ile bağlı olmadığı; olayda aldatmanın unsurlarının gerçekleştiğini, dolayısıyla davacının bedel iadesi ve maddi manevi tazminat taleplerinin davalıdan tahsili için huzurdaki davanın açıldığını, maskelerin imitasyon olması neticesinde üretici firma olan …’nın davacıya marka hakkı ihlali nedeniyle suç duyurusunda bulunduğu, davanın …’ya ihbar edilmesi gerektiği ifade edilerek davanın kabulü ile, davacıya satılan ayıplı ürünlerin satış bedelinin, şimdilik 1.000 lira maddi tazminatın ve ticari itibar kaybı nedeniyle 25.000 TL’lik manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bir tüzel kişi tacir olduğundan taleplerini resmi kayıtlar ile muhasebecileri huzurunda hesap edebilecek konumda olduğundan belirsiz alacak davası açmakta yararının olmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz ve soyut iddialar olduğunu, davalı şirketin üretici firma değil tedarikçi/aracı bir firma olduğunu, davalının kabul etmedikleri beyanlarına konu ürünlerin “… A.Ş.”’den satın alındığını, davalının 10.12.2021 ve 13.12.2021 tarihlerinde dava dışı … A.Ş.’den aldığı ürünlerin davacı şirketin inceleme ve talepleri sonrasında davalı tarafından 14.12.2021 tarihinde davacı şirkete satıldığını, satılan tüm ürünlerin davacının incelemesi ve akabinde talepleri sonrasında davalı şirket tarafından davacı şirkete satıldığını, satış sonrasında Şubat 2022 tarihinde maske talebinin azalmasıyla birlikte maske fiyatlarının perakende satışlarda 3,00 TL adet fiyatlarından 0,50 TL fiyatına, toptan satışlarda ise 0,80 TL adet fiyatından 0,07-0,15 TL adet fiyatlarına gerildiğini. davacı şirketin de satamadığını, müşteri talebinin olmadığını, elinde kalan ve zarar etmeye başladığı ürünleri (toplam 7.400 kutudan kalan 2.450 kutuyu), önce aldığı fiyatın üstünde davalı şirkete iade edip yerine satış bedelini almak istediğini, sonra aldıkları fiyatın üstünde davalı şirkete iade edip yerine toptan fiyattan lateks ve niteril eldiven almak istediklerini, bu taleplerin kabul edilmemesi üzerine de malların imitasyon olduğu iddialarıyla davalıyı sıkıştırmaya çalıştıklarını, davacının taraflar arasındaki ticari satışın 14.12.2021 tarihinde gerçekleştiğini, aradan dört ay geçtikten sonra 07.04.2022 tarihinde davalıya ihtarname yoluyla yöneltilen taleplerin kabul edilmemesi üzerine soyut iddiaların ileri sürülerek farklı bedellerin davalıdan talep edildiğini, davacının ürünlerin imitasyon olduğuna yönelik iddialarının kabul edilemeyeceğini, zira davalının satışa sunduğu ürünlerin faturalı şekilde tedarikçilerden alınan, müşteriler tarafından da kontrol edilen ve akabinde 3.kişilere satışa arz edilen ürünler olduğunu, 4 ay sonunda davacının ayıplı mal iddiaları ile ihbarda bulunmasının dürüstlük kuralına, iyiniyete, basiretli tacir olmanın gereklerine ve TTK m. 23/1-c uyarınca belirtilen 2-8 günlük ayıp ihbar sürelerine aykırı olduğunu, satış sözleşmesinin yapıldığı 14.12.2021 tarih ile ayıp ihbarında bulunulan ihtarın gönderildiği tarih olan 07.04.2022 tarihleri arasında davacıya ait ürün/stok depolarında neler olduğunun, kimlerle ticaret yapıldığının, kayıt içi ve kayıt dışı işlemlerin olup olmadığı; kimlerden hangi ürünlerin alındığı hususlarının belirsiz ve belirlenemez olduğu ifade edilerek davanın reddini, tüm yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretlerinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ayıplı ifadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce … 2. FSHCM …Esas sayılı dosyası ve … Cumhuriyet Başsvcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu … sayılı soruşturma dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememiz 08/11/2022 tarihli duruşması 1 numaralı ara kararı gereğince davanın, dava dilekçesinde bildirilen … .. A.Ş. ve cevap dilekçesinde bildirilen …A.Ş.’ye ihbarına karar verilmiş ve dava usulüne uygun ihbar edilmiştir.
Mahkememizin 24/01/2023 tarihli celse ara kararı gereği, davacı vekili tarafından bildirilecek ayıba konu malların bulunduğu yerde marka ve patent vekili bilirkişisi … tarafından inceleme yapılmasına, davacı tarafça iddia edilen ayıba ilişkin ayıbın varlığı, var ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu konusunda rapor hazırlanması, bu bilirkişi tarafından inceleme yapıldıktan sonra da dosyanın tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılıp, ayıba ilişkin alınan ilk rapor uyarınca ayıbın varlığı halinde ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı davacı tarafın talep etmiş olduğu maddi tazminat talepleri yönünden hesap yapmaları konusunda rapor alınmasına karar verilerek dosyaya heyet olarak marka ve patent bilirkişisi …, SMM bilirkişisi … ve Hesap Uzmanı …’ın sunmuş oldukları 15/05/2023 tarihli raporlarında, Somut olayda taraflar arasında ticari bir satışın gerçekleştiği; malın ayıplı olduğunun “teslim sırasında açıkça belli olmadığı bir ayıbın” söz konusu olduğu; TTK’de yer alan 8 günlük süre içerisinde alıcının (davacının) gözden geçirme ve bildirim külfetini yerine getirmediği; ürünlerdeki ayıbın gizli ayıp mahiyeti taşımadığı; davalı satıcının ise taklit ürün satmakla ağır kusurlu olduğu ve meslekten satıcı olması dolayısıyla bu hususu bilmesinin gerekeceği; dolayısıyla her ne kadar süresi içerisinde ayıp bildiriminde bulunulmamışsa da TBK m. 225 uyarınca davalının bu savunmayı ileri süremeyeceği; davalının ayıplı ifadan dolayı sorumlu olacağı, davacı ticari kayıtlarında, davalı ile olan işlemlerini … no.lu, Senetsiz Borçlar hesabında torba hesap olarak, muavin kayıtlarında da, … nolu …TİC. hesabında takip ettiği, dava tarihi ve 31.12.2022 tarihi itibari ile davalı cari hesabında her hangi bir borç ya da alacak bakiyesi bulunmadığı, davacının, davalıya düzenlediği, daha sonra davalı tarafından kabul edilmeyip, davacıya … no.lu e fatura ile iade olunan dava konusu … no.lu KDV dahil 69.984 TL’lik fatura muhteviyatı ürünlerin, ürün bedelinin davalı tarafından, davacıya ödenmemesi sebebi ile, iade faturasının düzenlenme tarihi itibariyle davacı tarafından, davalıya sevk edilmediği, ve fatura tutarının KDV hariç 64.800.-TL lik kısmını oluşturan ürün bedelinin, Transfer hesap niteliğinde açılmış bulunan 801-Stok Alım hesabında bekletildiği, anlaşılmıştır. Davalı ticari kayıtlarının eksik ibraz edilmiş olması sebebi ile, davacı ile gerçekleşen işlemler sonucu, dava tarihi ve yıl sonu itibariyle davacı cari hesap bakiyesinin bulunup, bulunmadığı hususunun tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 18/07/2023 tarihli ara kararı gereği, davacının talep etmiş olduğu maddi tazminat konusunda ek rapor alınmasına karar verilerek, Bilirkişi …’nın sunmuş olduğu 22/09/2023 tarihli ek raporunda, davacı ticari kayıtları üzerine yapılan incelemenin, tekrar değerlendirilmesi neticesi, davacı adına, davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ettiği tazminat talebine ilişkin dava konusu etmiş olduğu, davalıdan 14.12.2021 tarihinde, … no.lu fatura ile teslim almış olduğu toplam 7.700 adet maskenin, (77 koli karşılığı) 2.920 adedinin, Takdir Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, ayıplı olarak iade edildiğinin kabulu halinde, davacının, davalıya düzenlediği … no.lu fatura dan kalan (7.700-3.080) 4.620 adet ürünün davacı tarafından, piyasadaki dava dışı kendi müşterilerine sattığının anlaşıldığı değerlendirmesi ile, davacının davalıdan satın almış olduğu maskelerden müşterisinden iade aldığı, davalı tarafından kabul edilmediğinden ticari kayıtlarında stoklarında beklettiği toplam 3.080 adet maske, ( 77 koli )ayıplı ürün bedeli olarak davacının, davalıya düzenlediği … no.lu, 64.800.-TL+ KDV dahil toplam 69.984.-TL’lik iade faturası tutarının , davacının maddi zararı olacağı kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalı ile yapılan ticari anlaşma sonucunda 14.12.2021 tarihinde 158.400,00-TL bedel karşılığında … ve … ürün kodları ile maske satın alındığı, söz konusu malların alınma nedeni olarak … markası taşıması ve piyasa koşullarında kaliteli olduğu bilinen markalardan olması olduğunun belirtildiği, ancak ürünlerin taklit ürünler olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulununduğu, teknik bilirkişi tarafından ürünler üzerinden yapılan inceleme sonucunda sunulan raporda, orijinal ürünler (a ve b no.lu görseller) ile taklit ürünler (c ve d no.lu görseller) incelendiğinde: Taklit ürünlerdeki yazı karakterinin (c.3, c.7, d.3, d.4, d.5 no.lu görseller) orijinal ürünlerdeki yazı karakterinden (a.2, a.3, b.3, b.4 no.lu görseller) farklı olduğu; Maskelerin ortasında yer alan üç katın başlangıcının orijinal ürünlerde maskenin tam ortasına denk geldiği (a.2, a.3, b.3, b.4 no.lu görseller), taklit üründe ise “…” amblemine daha yakın olacak şekilde aşağıda kaldığı (c.6, c.8, d.3, d.4, d.5 no.lu görseller); Orijinal ürünlerde maske üzerindeki baskıların kare deseninde olduğu (a.2, a.3 ve b.3, b.4 no.lu görseller), buna karşılık taklit üründeki baskıların yatay dikdörtgenler şeklinde oluşturulduğu (c.3, c.5, c.6 ve d.3, d.5 no.lu görseller); Orijinal ürünlerdeki kulakların oldukça yumuşak bir kumaştan yapılmış olmasına karşın taklit ürünlerdeki kulakların daha farklı bir yapıda olduğu , Orijinal ürünlerdeki kulaklar içe doğru orta yönde ve doğru her iki yöne kıvrık şekilde katlanmış olup, kulaklar yandan açıldığında birbirine eşit görünen toplam 4 uç oluşmakta olduğu, buna karşılık taklit maskelerin orta yönde
dışa doğru katlandığı, bu kulakların ilk katı açıldığında iki kısa kat ile bir uzun kulak kısmı göründüğü (c.3 ve c.4 no.lu görseller), Orijinal ürünlerde her kulakta belirgin şekilde iki üçgen oluşturur şekilde 6 yuvarlak baskı göze çarparken (a.5 ve a7 ile b.4 ve b.6 no.lu görseller), taklit maskelerdeki kulaklar üzerinde (c.3, c.5 ve d.4, d.5 no.lu görseller) farklı bir baskı söz konusu olduğu, tespitlerine yer verilerek, somut olayda olağan bir inceleme ile ortaya çıkmayan, kullanıma bağlı olarak zaman içerisinde zamanla üründe meydana gelen bozulma, değişme, yıpranma şeklinde ortaya çıkan (kendisini sonradan belli eden) bir gizli ayıbın söz konusu olmadığı; satışı yapılan maskelerin taklit olduğunun üzerindeki yazı karakteri, baskı biçimi, şekli ve daha diğer pek çok konu bakımından uzman olmayan bir göz tarafından dahi kolaylıkla anlaşılabileceği; davacının basiretli bir tacir olarak maskelerdeki ayıbı olağan bir incelemeye tabi tutarak tespit etmesinin / ettirmesinin gerektiği, davacı yanın maskelerdeki ayıbı, bir müşterilerinin maskelerin orijinal olmadığını anlayıp kendilerine ve dava dışı …’ya olan başvuruları ertesinde öğrendiklerini ifade ettiği, dolayısıyla uzman olmayan bir müşterinin dahi kolaylıkla fark edeceği, raporumuzda yer alan incelemelerimizin de açıkça ortaya koyduğu üzere, maskelerin taklit ürün olduğunun bu denli bariz olduğu bir durumda, davacı yanın ürünlerdeki ayıbı olağan bir inceleme ile fark etmemesinin mümkün olmadığı kanaatinde olduklarını, malların 14.12.2021 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacının ayıp ihbarında bulunduğunu gösteren en eski tarihli belgenin 04.04.2022 tarihli ürün iade faturaları olduğu, bununla beraber, ayıp ihbarının en erken Şubat ayında yapıldığının kabulü halinde dahi, davacının TTK’de öngörülen 8 günlük süreyi aştığı, 14.12.2021 tarihinde aldığı ürünlere ilişkin süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, dolayısıyla süresinde ayıp ihbarında bulunmayan davacının, ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanamayacağı , buna rağmen somut olayda davalı yanın davacıya taklit ürünler satmasının TBK m. 225’te yer alan satıcının ağır kusuruna yolan açan bir davranış olduğu; aynı zamanda tüzel kişi tacir geldiğinden, davalı yanın, davacının süresinde ayıp bildiriminde bulunmadığı savunmasına dayanamayacağı, davalının ayıplı ifadan sorumlu olacağının düşünüldüğü bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından netice olarak, davaya konu ürünlerin açık ayıplı oldukları, ancak TTK 23 maddesi gereğince 8 günlük sürede ayıp ihbarında bulunulmasa da, TBK 225 maddesi gereğince davalı ağır kusurlu bulunduğundan bu savunmaya dayanılamayacağı tespitlerine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. TBK’nın 225. maddesine göre de, satıcının ağır kusurlu olması halinde, ayıbın kendisine süresinde bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulması mümkün değildir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 12. Hukuk Dairesinin 2020/188 Esas ve 2022/1470 Karar sayılı ilamında “Aracın motor arızaları nedeniyle, araçtaki ayıbın gizli ayıp, yani kullanımla ortaya çıkan ve basit bir gözden geçirmeyle tespit edilemeyecek nitelikte bir ayıp söz konusu olduğundan, ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nın 23. maddesi hükmü değil, TBK’nın 223. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği, davacı tarafça da bir çok kez bu nedenle davalının yetkili servisine başvuru yapıldığı, ayrıca pert hale gelmiş aracın hasarsız kaydıyla satışının yapıldığı, bu durumda TBK’nın 225. maddesi hükmüne göre tacir olan ve bu işi profesyonel olarak yapan davalının ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği anlaşılmasına göre, davacının ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmelidir. Bu nedenle davalı vekilinin, ayıp ihbarının süresinde olmadığına dair istinaf nedeni yerinde değildir.
Aracın gizli ayıplı ve ayıp ihbarının da süresinde olduğu tespit edildiğine göre, davacı TBK’nın 227. maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik haklarını kullanabilecektir” tespitlerine yer verilmiştir. Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere satıcının ağır kusurlu olması halinde, ayıbın kendisine süresinde bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmayacağına dair
TBK’nın 225. Maddesinin uygulanabilmesi için, ayıbın niteliğinin gizli ayıp olması gerekmektedir. Açık ayıp olağan muayene ile tespit edilebilecek olup, bilirkişi tarafından da satışa konu ürünlerdeki ayıpların uzman olmayan bir göz tarafından dahi kolaylıkla anlaşılabileceği tespitine yer verildiği, buna göre davalının ağır kusurlu olmasının bir önemi olmadığı, davacı tarafça ayıp ihbarının süresi içinde yapılmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.149,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye ‬‬‬2.879,25‬-TL harç bedelinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat talebi açısından AAÜT uyarınca takdiren 25.504,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat talebi açısından AAÜT uyarınca takdiren 17.900,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00-TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/11/2023

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”