Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/456 E. 2022/740 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/456 Esas
KARAR NO : 2022/740

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinden katalog tasarım çalışması için fiyat teklifi talep edildiğini, davalı firmanın bu talebi üzerine müvekkili şirket tarafından “Proje Bazlı Çalışma Teklifi” hazırlandığını, teklifin içeriği ise “Katalog Tasarımı” ve bu tasarımın altında Editoryel Metin Düzenlemesi ile Görsel Tasarımlar olacağı belirtildiğini, aynı teklif içeriğine çalışma şekli olarak projeyi markadan sorumlu proje yöneticisin yürüteceği ve gerektiği takdirde projeye ilişkin değerlendirme toplantısı yapılacağının belirtildiğini, notlar kısmında ise çalışmaya ve ürüne ilişkin tüm hususların detaylandırıldığını, taraflar arasında fiyat teklifi hususunda görüşmelerin yapıldığı 19.11.2020 tarihinde davalı şirket yetkilisi eserin teslim zamanını sormuş bunun üzerine müvekkil şirket yetkilisi” tüm içeriklerin hazır gelmesi durumunda ve süreç içerisinde değişiklikler ya da tasarımlar, gelen metinlerin düzenlenmesi gibi hususların etkili olması nedeniyle sürecin uzayabileceğini” açıkça belirtildiğini, 23.11.2020 tarihinde müvekkil davacı şirket tarafından iletilen proje bazlı çalışma teklifi davalı tarafından işin esasına ilişkin görüşmeler yapılarak onaylandığını, taraflar arası teklifin onaylanması ile kurulan sözleşmenin kapsamı, müvekkil firma tarafından davalı şirketin talep ettiği katalog tasarım çalışmasının yapılması ve karşılığında 15.000 TL ücretin davacı müvekkili şirkete ödenmesine yönelik olduğunu, müvekkili şirket sözleşme bedelinin yarısının ödenmesini iyi niyet göstergesi olarak kabul ettiğinden tasarım çalışmalarına başlandığını, davalı taraf sözleşmenin konusu olan eserin tamamlanması için üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı davranmasına rağmen, 30.06.2021 tarihinde gönderdikleri Whatsapp mesajı ile yapılan sözleşmede bir yere varamadıkları iddiası ile işlemlerin iptalini ve müvekkili şirkete sözleşme gereği yapılan 7.500 TL’lik ödemenin iadesini talep ettiğini, sözleşmeyi haksız şekilde fesheden davalı şirket ayrıca bakiye alacak iddiası ile haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi başlattığını, bu sebeple müvekkilinin huzurdaki davayı ikame ettiklerinden bahisle iş sahibi davalı eser sözleşmesini haksız şekilde feshetme yönünde irade göstermiş olsa da sözleşme kapsamında müvekkilinin hiçbir kusuru veya ayıbı bulunmadığından sözleşme bedeli olan 15.000 TL’ye hak kazandığını, sözleşmeye bağlı olarak kalan 7.500 TL’lik alacağın davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: öncelikle yetkili mahkemenin müvekkilinin adresi itibariyle Ankara Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki dava bakımından arabuluculuk dava şartı olup, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme müvekkili tarafından haklı nedenle tek taraflı feshedildiğini, davacının alacak talebi yerinde olmadığını, müvekkili tarafından ödenen 7.500,00 TL’nin iadesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; katalog tasarım proje bedeli olan bakiye 7500 TL nin sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği iddiasıyla bakiye bu bedelin davalıdan tahsiline ilişkin açılan alacak davasıdır. Davalı taraf geç ve eksik ifanın bulunduğunu iddia etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
İstanbul BAM 44. HD. 30/12/2021T. 2021/1680 E. 2021/1677 K. Sayılı ilamı; “…Karşı dava olarak asıl dosyadan tefrik edilen ve bağımsız bir dava olarak değerlendirilmesi gereken eldeki davada, davacı lisans sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebinde bulunmakta olup, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Buna göre, davacı vekili her ne kadar arabuluculuk şartının tamamlanabilir bir dava şartı olduğunu ileri sürmüş ise de; 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesinin eklendiği, kanun koyucunun bu maddede “Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde açık düzenleme yaparak dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koyduğu görülmüş, açıklanan sebeplerle Mahkeme kararında bu yönüyle bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklindedir.
İstanbul BAM 16. HD. 13/02/2020 T. 2020/221 E. 2020/335 K. Sayılı ilamı; “Somut uyuşmazlıkta; tefrik edilen maddi tazminat talepleri yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı tarafların kabulünde olmakla ve dava şartı olan arabuluculuğa başvuru şartı resen nazara alınacak bir dava şartı olup sonradan giderilme olasılığı da bulunmadığından tefrik edilen tazminat talepleri yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi ve yargılama aşamasında vekaletname ibraz eden davalı lehine AAÜT gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.” şeklindedir.
Aynı hukuki ilişki nedeniyle davalı tarafça başlatılan … 37. İcra Dairesi… Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde, davacı tarafça geç ve eksik ifada bulunulması nedeniyle ödenen 7.500 TL bedelin iadesi için takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça, takibe itiraz sonrasında itirazın iptali davalarında arabuluculuk dava şartı yerine getirilmek üzere arabuluculuğa başvurulduğu ve arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği görülmüştür.
İş bu dava davacısı tarafından, davalının başlattığı icra takibinden sonra arabuluculuğa başvurulduğu dolayısıyla bu dava için arabuluculuğa başvuru şartının aranmayacağı iddia edilmiştir.
Yukarıda belirtilen istinaf mahkemesi ilamları ışığı altında yapılan değerlendirmede, davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davası olduğu, davalı tarafça açılacak itirazın iptali davasının dava şartı yerine getirilmek üzere başvurulan ve düzenlenen arabuluculuk tutanağının o dava kapsamında başvurulması zorunlu bir dava şartı olduğu, karar duruşması tarihi itibariyle itirazın iptali davasının henüz açılmadığı, iş bu davada davacı tarafça, davalıdan belli bir miktar para alacağının tahsilinin talep edildiği görülmekle bu uyuşmazlıkla ilgili olarak arabuluculuğa başvurunun zorunlu olduğu, davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı ve bu dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte olmadığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.23/A-f.2 hükmü gereğince davanın davalı yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın arabuluculuğa başvurulmadığından usulden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 139,61 TL harçtan mahsubu ile bakiye 58,91‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT m.7/2. fıkra uyarınca 7.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”