Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/431 E. 2023/533 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/431 Esas
KARAR NO : 2023/533

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 1618 sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu uyarınca acentelik belgesi almak, yurt içinde ve yurt dışında turizm ve seyahat acenteliği kurmak, yerli ve yabancı turistleri konaklatmak, gezi turları, turlar ve seyahatler, off road amaçlı turlar düzenlemek. Ana Sözleşmesinde Yazılı Konular iştigal konularında Meslek Grubu olarak Seyahat acentesi, tur operatörü ve diğer rezervasyon hizmetleri sektöründe faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında Hizmet Anlaşması Ve Tedarikçi Anlaşması Sözleşmelerinin imzalandığını ve sözleşmelere istinaden şirketten bir takım rezervasyonlar satın alındığını, bunlardan … ve … nolu rezervasyonlar için toplam 2080 Euro ‘luk ödemenin iadesinin davalı tarafça müvekkiline yapılmadığını, karşılıklı imzalanan sözleşmelere göre yapılan ticari ilişki sonucu yapılan anlaşma ve rezervasyonlar uyarınca rezervasyonların bedeli ile ilgili olarak taraflar arasında varılan mutabakat sonucu karşılıklı tebliğ edilen faturalar ile ticari ilişki sonucu işlemler gerçekleştiğini, davalı tarafın yapılan sözleşme, faturalar, cari hesaptan kaynaklı edimlerini yerine getirmeyerek bakiye ödemesini haksız ve kötüniyetli olarak yapmamıştır. Müvekkilin ticari ilişki sonucu yapılan anlaşma ve rezervasyonlara istinaden bakiye 2.080,00-Euro alacağı kaldığını, davalı tarafça işbu konuda ödeme yapılmadığını, müvekkilinin işbu ticari ilişki ve sözleşme gereği edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, karşı tarafın sözleşme ve yapılan hizmetlere göre düzenlenen faturalar ve cari hesap gereği ödemelerini yapmadığını, anlaşma gereği müvekkili üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş olup bu husus sözleşme, faturalar, cari hesap ekstresi, ticari defter ve belgeler, mail yazışmaları, teslim evrakları, tanık dahil tüm delillerle sabit olduğunu, davalının yükümlüklerini yerine getirmediği gibi sunulan faturalar, cari hesap belgesi gereği ödemesi gereken miktarları ödemediğini, anlaşmaya aykırı durumun düzeltilmesi ve bakiye borcun ödenmesi için yapılan görüşmelerde davalı tarafın devamlı olarak sorunlar çıkardığını ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, davalının icra takibine itirazının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davalı-borçlu takip konusu faturalara ve içeriğine itiraz ve de sözleşmelerde ki imzalarının kendilerince imzalanmadığı yönün itiraz ve iddiada da bulunmadığı gibi ticari ilişkiyi de inkar etmemiş borcun varlığını kabul etmiş olduğunu beyan ile itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini ve öncelikle İİK.257.maddesi gereğince davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile taraflar arasında tatil tur paketlerine ilişkin acentelik sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin müşterilerinin …otelinde konaklaması amacıyla davalı şirketten 22.03.2021-26.03.2021 ve 23.03.2021-27.03.2021 tarihleri için toplam 2.080 EURO rezervasyon satın aldığını, davacı şirket rezervasyonların aktif olduğunu belirterek misafirlerinin geleceğini teyit ettiğini, ancak rezervasyon tarihleri geçtikten yaklaşık 1 ay sonra haksız ve hukuka aykırı olarak misafirlerinin otelde konaklama yapmadığından bahisle ödemenin iadesini istediğini, davalı firma bu teklifi kabul etmesinin mümkün olmadığını ifade etmesine rağmen davacı tarafından dosya içerisinde yer alan 30.04.2021 tarihli 2 adet iade faturası kestiğini, kabul edilmeyen iade faturaları tarihleri (30.04.2021) ile rezervasyon tarihleri (22.03.2021) dikkate alındığında tek başına bu durum bile davacının haksız ve kötü niyetini açıkça gösterdiğini, ayrıca davacının rezervasyona rağmen davalı şirkete bu durumu teyit ettiği halde 1 ay sonra konaklama yapılmadığından bahisle iade faturası kesmesi haksız olduğu gibi aslında misafirlerinin kendilerine ayrılan rezervasyon tarihlerinde konaklama yapıp yapmamasının da hiçbir önemi olmadığını, buna rağmen davalı müvekkili firmanın acentesi olan davacı firmaya iyi niyetli olarak başka ileri bir tarihte yeni rezervasyon hakkı tanımış ve yeni rezervasyon yapılmasına rağmen davacı tarafından buda kullanılmayarak tekrar iade talep ettiğini, davacının kestiği iade faturalarını iade faturalarıyla iade ettiklerini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuş ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve tedarikçi sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan satın aldığı rezarvasyon hizmeti nedeni ile yaptığı ödemenin, hizmeti almamış olduğundan dolayı ödediği bedelin tahsilini icra takibi yolu ile takip ettiği, davalının cevabında, davacının yaptırdığı rezarvasyonun geçerli olduğunu, bunu teyit ettiğini, kullanılmayan rezarvasyon için ileri tarihli rezervasyon hakkı verildiğini, davacının bunu kullanmadığını, kesilen iade faturasını iade ettiklerini savunmuştur.
Mahkememizce davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhinde 2.080,00 Euro su asıl alacak olmak üzere toplam 8.112,14 Euronun tahsili bakımından icra takibine geçtiği, itirazın 12.08.2021 tarihli olduğu, takibin durduğu görülmüştür.
Dosyanın bilirkişi …’a verilerek; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının rezervasyon nedeniyle yaptığı ödemeyi isteyip isteyemeyeceği, ödemenin yapıldığının tarafların kabulünde olması nedeniyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğuna dair inceleme yaparak rapor düzenlemesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından; Davacı tarafın kesin rezervasyon talebi olmadan, davalının rezervasyonu kesinleştirdiği, kusurlu hizmet sunduğu, davacı tarafından ödenen 2.080 Euro’nun davalı tarafından, davacı tarafa iade edilmesi gerektiği kanaati 14/03/2023 tarihinde bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Davanın, icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacı ile davalı arasında konaklama rezervasyonuna aracılık etme konusunda hizmet sözleşmesi akdedildiği, davacının takip ile bu ticari ilişki kapsamında davalıya ödediği rezervasyon ücretinin, konaklamanın yapılmadığı ve hizmetin alınmadığı gerekçesi ile iadesini talep ettiği, davalının davacının rezervasyona rağmen hizmet almamasının kendi kusurundan kaynaklandığı, ödenen bedeli iade ve tahsil isteminin haksız ve kötü niyetli olduğunu savunduğu görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının davalıya ödediği ücretin iadesini talep edip edemeyeceğinden kaynaklanmaktadır ve husumete konu rezervasyonların … isimli Otelde, 22.03.2021-26.03.2021 tarih 1.040,00 Euro bedelli ve 23.03.202-27.03.2021 tarih 1.040,00 EUR bedelli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce turizm ve otel işletmeciliği konusunda uzman bilirkişi marifeti ile yaptırılan inceleme neticesinde; “Satın alımı gerçekleşen rezervasyonlara dair davalı tarafından 19.03.2021 tarihli mail ile “otelin müsaitlik nedeniyle onay vermediği, alternatif seçenekler sunulduğuna dair davacı tarafı bilgilendirdiği, davacı tarafından 19.03.2021 tarihli mail ile müşterinin bilgilendirildiği, en kısa zamanda dönüş yapılacağına dair davalıyı bilgilendirdiği, ancak kesin rezervasyon talebinin bulunmadığı, davalının rezervasyon yapıldığını, rezervasyonun kullanılmaması nedeniyle no-show uygulandığı gerekçesi ile fatura düzenlendiğini beyan ettiği, rezervasyonun kesinleşmesi için davacı tarafın konfirme onayı vermesi gerektiği, ancak davalının konfirme onayını beklemeden, hangi otele rezervasyon yapılacağını bilmeden, kesin rezervasyon yaptığı, kusurlu hizmet sunduğu, tedarikçi anlaşmasının 9. Maddesi Hizmetlerin İptali ve Değiştirilmesi başlıklı 9.1’de PTS rezervasyonlarının iptali hakkında Almanya’daki yasalar uyarınca varış tarihinden 2 gün önce iptal hakkında tedarikçi bilgilendirilmesi gerektiği, rezervasyonun iptal edilmesi durumunda, No-Show ücreti PTS’den %100 tahsil edilecektir denildiği, Hizmet Düzeyi Sözleşmesinin 2. maddesi Fazla Rezervasyon başlıklı “e”‘de iptal politikasına bakılmaksızın, fazla rezervasyon yapılması nedeniyle, son kullanıcının otelin değiştirmesini reddetmesi ve/veya asıl rezervasyonun son kullanıcı tarafından iptal edilmesi durumunda, tedarikçi iptal için müşteriye herhangi bir ücret fatura edemez denildiği, No-Show kavramının müşterinin kesin rezervasyon yaptırdığı veya satın almış olduğu hizmetleri belirlenen süreden sonra iptal etmesi veya haber vermeksizin rezervasyon yaptırdığı veya satın almış olduğu hizmetlerden yararlanmamasından dolayı ödemesi geren tutar olduğu, kesin rezervasyonlarda opsiyon tarihi geçtikten sonra rezervasyon işleminin iptali durumunda oda ücreti ödenmek zorunda olduğunu, işletmeler arasında yapılan sözleşmeye göre no-show ücretinin değişken olduğu, check-in tarihinden bir gün önceki iptal ile beş gün önceki iptale farklı no-show oranları uygulanabileceği, genellikle uygulamada rezervasyon iptalleri için tanınan ihbar süresi taraflar arasında yapılan anlaşmalar ile tespit edildiği, karşılıklı anlaşmalar ya da yapılan sözleşmeler gereği belirlenen sürelerden sonra yapılan rezervasyon iptalleri nedeniyle, günlük olarak belirlenen tutarlar üzerinden tahsil edilen bedeller cezai şart olarak değil, odanın bir başkasına verilmeyerek boş tutulması karşılığında tahsil edildiği, no-show faturasının kesin rezervasyon talebinden sonra, rezervasyonun iptal edilmesi ya da herhangi bir bildirimde bulunmaksızın konaklama işletmesine gidilmemesi durumunda düzenlenildiği, davalı tarafça kesin rezervasyon talebi alınmadan rezervasyon yapıldığı ve bu rezervasyona istinaden no-show faturası düzenlediği, davacı tarafın kesin rezervasyon talebi olmadan, davalının rezervasyonu kesinleştirdiği, hizmet kusurlu olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı tarafın davalıya ödeme yaptığı, ödenen bedelin davalı tarafça davacıya iade edilmediği tarafların kabulünde olduğundan, ayrıca tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
Bilirkişi raporunun tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli olduğu, davacı tarafından kesin rezervasyon talebi olmadan davalı tarafça rezervasyonun kesinleştirdiği anlaşıldığından, davalı tarafın, davacının rezervasyon tarihleri geçtikten sonra, misafirlerinin otelde konaklama yapmadığından bahisle ödemenin iadesini talep edemeyeceğine yönelik savunmasının yerinde olmadığı, davacının, karşılığında hizmet almadığından, ödenen bedelin davalıdan iadesini isteyebileceği kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, … 12 İcra mdürülüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazın iptaline, takibin 2.080,00 Euro alacak üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesine göre faiz uygulanmasına,
Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.420,93 TL karar ve ilam harcından peşin harç olan 355,24 TL nın mahsubu ile bakiye 1.065,69 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 355,24 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın ilgilisine iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi.22/06/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”