Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/308 E. 2022/324 K. 05.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/308 Esas
KARAR NO : 2022/324

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan 27/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafların babası/eşi müteveffa …’ın 29/03/2021 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın eşinin ve çocuklarının mirasçı olduğunu, müteveffanın … bankası A.Ş’den konut kredisi kullandığını, iş bu kredi nedeniyle müteveffa … ile davalı … A.Ş tarafından sigortalandığını, sigorta poliçesinde teminat türü olarak vefat halinin belirtildiğini, murisin vefatı sonrası T.C …Bankası A.Ş Beşyüzevler şubesine gerekli evraklar ile başvuru yapıldığını ancak bu zamana kadar ödeme yapılmadığını, murisin ölümü halinde mevcut kredi borcunu ödeme yükümlülüğünün davalı sigorta şirketinde olduğunu, murisin vefatından sonraki dönemlere ilişkin ödenmesi gereken bakiye kredi tutarı için davalı tarafın sorumlu olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL taksitlerin sigorta poliçesi kapsamında davalıdan alınarak müvekkil taraflara verilmesini, bakiye kredi borcunun ilgili sigorta şirketi tarafından kapatılmasına hükmedilmesini, bu zamana kadar ödenen aylık taksitlerin müvekkil taraflara iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava tensip aşamasındayken karar verilmiş olduğundan ve davalıya tebligat çıkarılmadığından davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; hayat sigortasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev alanı TTK m.4 ve m.5 hükümlerinde tanımlanmıştır. Davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur. Ayrıca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın TTK’da düzenleme konusu yapılmış hususlardan doğan hukuk davaları ile TTK m.4/1-b,c,d,e,f bentlerinde belirtilen hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Dava, davacıların murisi ile … Bankası TA.O. arasında yapılan konut kredi sözleşmesi ile buna bağlı olarak davalı sigorta şirketi ile aktedilen hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacıların murisi tüketici sıfatını haiz olup, konut kredisi de niteliği gereği tüketici kredisidir. Davacılar, irs ilişkisine dayanarak dava açmaktadırlar. Taraflar arasındaki sözleşme, tüketici işlemi niteliğinde olup, davacıların murisi tüketici sıfatını haiz bulunduğuna göre dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın dayanağının hayat sigorta poliçesi olduğu, hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı tüketici konumunda olduğu, hayat sigorta poliçesine dayanarak dava açtığından ve davalı şirket ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu hükme bağlandığından, ayrıca görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında araştırılabileceğinden, HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/05/2022

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸