Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/303 E. 2022/418 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/303 Esas
KARAR NO : 2022/418

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/01/2011
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememiz dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının borçlu … Tic A.Ş aleyhinde … 6 İcra Müdürlüğü …nolu dosyasından icra takibi yaptığını takibin kesinleştiğini,borçlu şirketin sicil adresi … olmasına rağmen,borçlu şirket adresi olarak … adresi gösterilerek şirketin yerine … yani gerçek kişinin ikametgah adresinde haciz uygulaması yapıldığını bu haciz sırasında davacının evde olduğunu davacının turanın eşi olduğunu ancak haciz sırasında mal kaldırılacağı tehdidi altında davacı iradesinin fesada uğratıldığını,davacının borçlanmayı gerektirecek hiçbir ticari münasebeti olmadığını eşinin ortağı olduğu şirketin borcundan dolayı evinde haczi yapıldığını haciz sırsında … adlı kişinin davacıdan 74.000 TL lik bir senedi tehdit ve baskı adı altında aldığını 5 gün içinde ev eşyalarının kaldıracağı yolunda tehdit ettiği ve bu nedenle bu senette imzanın davacıya ait olduğunu ancak bunun dışındaki hiçbir yazı ve rakamın davacı eli olmadığı,… tarafından durdurulduğu … adlı kişinin stajer avukat konumunda olduğu bu nedenle davacının mal haczedileceği korkusu ile elinden bu senedin alındığı bu senedin geçersiz olduğu ve bu nedenle bu senedin iptaline karar verilmesini ve bu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini ve ayrıca tedbir kararı verilmesini davalıların da %40 tazminata mahkumiyetini talep ve dava ettiği görüldü.
Mahkememiz dosyası davalılarına usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ olduğu görülmekle, davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Davanın reddi gerektiği,müvekkillerinden olan şirketin alacağının tahsilinin icra yoluyla yapıldığını takibin kesinleştiğini menkul haciz işleminin yapıldığının haciz yapma yetkisinin icra memurunda olduğunun,haciz işlemleri sırasında hukuk bürolarındaki stajer avukat …’in haciz sırasında hazır bulunduğu ve haciz sırasında icra işlemlerinin infazında hiçbir hukuka aykırılığın bulunmadığı bu nedenle davalı … yönünden bu davalıya husumetin düşmeyeceği ve yine davalı şirket yönünden de haciz tutanağı incelendiğinden görüleceği üzere yapılan hacizde ve işlemlerde hiçbir hukuksuzluğun bulunmadığı davacının kocasının borcunu haciz sırasında üstlendiği ve dava konusu senedi haciz sırasında imzalayarak kendilerine verdiğini ve borca mahsuben verilen bonunun BK 62 maddeye göre geri istenmesinin mümkün olmadığının davacının kötü niyetli olduğunu hiçbir imza itirazı bulunmadığını,senedi haciz sırasında borca mahsuben verdiğini ve bu işlemler sırasında avukatlık bürosunun bir stajerinin bulunmasından bir mahsur olmadığını kambiyo senetlerinde ki mücerretlik ilkesi gereğince senede karşı ancak davacının senetler ispat kurallarına dayanacağını tanık deliline rıza göstermediklerini,kaldık ki davacının haciz sırasında davaya dayanak yaptığı eşyaların kaldırılması ile ilgili istihkak davası bulunmadığını bu nedenle davanın reddini savunduğu görülmüş.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; senet lehtarı olan … Tarafından … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini, icranın kesinleşmesiyle birlikte …’nun evinde haciz uygulanmasına geçildiğini, borçlu yerine gerçek kişinin ikametinde borçlu şirket yerine haciz uygulandığını, …’in müvekkiline 74.000,00 TL’lik senedi zorlama ve tehdit yoluyla imzalattığını, söz konusu senette müvekkilinin imzasının olmadığını, bu durumla senedin iptalini istediklerini, kararın kesinleşinceye kadar İhtiyati tedbir kararı verilmesini,%40’dan aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile süregelen cari hesap ilişkilerinin mevcut olduğunu, bu hususun müvekkilininde kaydında mevcut bulunduğunu, senedi borcuna karşılık ciro yolu ile devreden firmanın bu senedi ne şekilde elde ettiği, senedin geçerli olup olmadığının müvekkilinin bilgisi dahilinde olmayacağını bildirerek davanın reddine, %40’dan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 2013/292 esas 2019/840 karar sayılı 20/09/2019 tarihli mahkeme ilamında; asıl davanın davalılar yönünden ayrı ayrı reddine, birleşen dava yönünden davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 08/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/6436 esas 2021/351 karar sayılı 25/01/2021 tarihli bozma ilamı ve karar düzeltme talebinin reddine dair ilam dosya arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Ana davada; davacının davalılara borcunun bulunmadığı halde 75.000 TL bedelli senedin iradesinin fesada uğratılarak zorla imzalatıldığı iddiasıyla bu senetten borçlu olmadıklarının tespiti ile bu senedin iptal edilmesi talepli menfi tespit davasıdır.
Birleşen dosyada; ana dava davalısı şirket ile birleşen dava davalısı …Ltd. Şti’nin organik bağ içerisinde olduğu iddiasıyla aynı bonodan dolayı bu davalıya karşı borçlu olmadıklarına dair açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 2013/292 Esas 2019/840 Karar sayılı ilamı, Yargıtay bozma ilamıyla birleşen dava olan … 4. ATM …Esas sayılı dosyasında birleşen davada ihtiyati tedbir dolayısıyla zararların tahsili yönünden resen karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş karar düzeltme talebinin de reddine karar verildiğinden Mahkememizin 2013/292 Esas 2019/840 Karar sayılı ilamı asıl dava yönünden 10/03/2022 tarihinde kesinleşmiş olduğundan kısmi kesinleşme işlemi yapılmış olup asıl dava yönünden asıl dava kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden tensip zaptı düzenlenerek duruşma gün ve saati birleşen dava taraflarına tebliğ edilmiş olup bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Birleşen dava, İİK 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Yargılama sırasında mahkememizce İİK. 72. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verildiğinden aynı yasanın 4. fıkrası uyarınca ihtiyati tedbir dolayısıyla zararların tahsili yönünde mahkememizce birleşen dava davalısı … Ltd. Şti lehine resen karar verilmesi gerekeceğinden takip tarihi itibariyle yürürlükte olan İKK 72/4 hükmü gereğince bu zarar herhalde yüzde 40 oranından aşağı olamayacağından birleşen davanın reddine, %40 oranındaki ihtiyati tedbir dolayısıyla uğranılan 29.600 TL zararın davacıdan alınarak davalı …Ltd. Şti’ne verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen davanın REDDİNE, %40 oranındaki ihtiyati tedbir dolayısıyla uğranılan 29.600 TL zararın davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti tarafına verilmesine,
-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.098,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.018,2‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 10.420,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Ltd. Şti tarafına verilmesine,
-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Asıl dava kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”