Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/158 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/3 Esas
KARAR NO : 2022/158

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nin yönetimindeki iş makinasının 17/12/2012 tarihinden … İli … İlçesinde müteveffa …’a çarpması neticesinde müteveffanın ağır yaralandığını ve yapılan tüm müdahalelere rağmen vefat ettiğini, kazada dava dışı …’nin kusurlu olduğunu, kazaya konu aracın iş makinası olmasından dolayı plakası vb ayırt edici bi özelliği bulunmadığından zorunlu mali mesuliyet sigortası tespit edilemediğini, mütevveffanın SGK hizmet dökümünde aylık gelir ortalamasının 1.152,20 TL olduğunu, işlemiş dönem hesabında bilinen son ücretin aynı dönem asgari ücretle oranlanması yoluyla dönemlik gerçek gelirin bulunması gerektiğini, müvekkilinin evli ve bir çocuklu olduğunu gözetilerek AGİ’ninde hesaba katılması gerektiğini beyan ederek davacı … adına destekten yoksun kalma tazminatı için şimdilik 1.500,00 TL, davacı … adına destekten yoksun kalma tazminatı için şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; plakası tespit edilemeyen araçlar açısından kusur inceleme yapılmasının usul ve yasa gereği olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu,yapılan yargılama sonucunda müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu teminat varsı tespit edilerek ödenecek tazminattan düşürülmesi gerektiğini, dava tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2016/303 esas 2019/513 karar sayılı 15/05/2019 tarihli mahkeme ilamında; davanın kabulü ile 84.280,78 TL (davacı … için 77.801,79 TL ve davacı … için 6.478,99 TL olmak üzere) destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair karar verilmiştir. Davalı vekili 09/07/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile mahkeme ilamını istinaf etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 9. Hukuk Dairesinin 2019/2626 esas 2021/2014 karar sayılı 23/11/2021 tarihli istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
İstinaf ilamı kapsamında tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla aktüer bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 25/01/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; 19.11.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Eş … bakımından;
1.Seçenekte; Davacı eşin kaza tarihindeki yaşı dikkate alınıp çocuğu dikkate alınmaması durumunda 26.11.2018 tarihli hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarından AYİM tablosuna göre %9 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılması halinde; Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 66.478,14 TL olduğu,
2.Seçenekte; Davacı eşin kaza tarihindeki yaşı ve 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunduğu dikkate alınınca 26.11.2018 tarihli hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarından AYİM tablosuna göre (%9-%5)= %4 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılması halinde; Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 72.769,06 TL olduğu,
Davacı Oğlu … bakımından; BAM kararı dışında kalarak kesinleşen 26.11.2008 tarihli raporda belirlendiği gibi Davacı Oğlu …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 6.478,99 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 17.12.2012 tarihinde …’da … ait madende çalışırken iş makinesinin çarpması neticesinde yaralanan ve bu yaralanmaya bağlı olarak tedavi sürecinde vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan davacıların açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
17/12/2012 tarihinde …. ili … ilçesinde, … ait madende çalışmakta olan davacılar murisi …’a, dava dışı … yönetimindeki iş makinasının çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacılar murisi hayatını kaybetmiştir. Olayda iş makinası operatörünün kusurlu olması ve kazaya neden olan iş makinasının geçerli trafik sigortasının bulunmaması nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/12/2015 tarih, 2014/ 5898 E. ve 2015/ 14368 K. sayılı kararı).
Somut olayda kaza şantiye sahası içeresinde meydana gelmiştir. Meydana gelen kaza nedeniyle, Mahkememizce talimatla yapılan keşif sonucu alınan kusur raporunda, olayın …Ltd. Şti. ait taş işletmesinin içerisinde meydana geldiği, ancak taş işletme ocağına bağlantısı bulunan stabilize yolun mevcut alanda taş işletmeciliği faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler tarafından kendi imkanları doğrultusunda açtıkları ve … Beldesi … Limanına giden … İl yolu olduğu, ve bu yol ile bağlantısı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (şantiye sahası) karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir. Bu nedenle meydana gelen zarar trafik kazasıdır. Bu yönden davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müteveffanın %50 kusurlu olduğu belirtilmiş, aktüer bilirkişi tarafından kusur oranlarına göre hesaplama yapıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki itirazları da yerinde değildir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmektedir.
Dosya kapsamından davacı eşin ev hanımı olduğu anlaşıldığından çocuk geçim indirimi yapılamayacaktır. Ancak sağ kalan davacı eşin yeniden evlenme ihtimali (kaza tarihinde 39 yaşında) oranında indirim yapılmadan hesaplanan tazminata göre mahkememizce karar verilmiş olduğundan ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden sağ kalan davacı eşin kaza tarihindeki yaşı ve çocuk sayısı dikkate alınarak AHİM tablosuna göre yeniden evlenme ihtimali değerlendirilmek suretiyle tazminatın belirlenmesi için ek rapor alınmasına istinaf ilamı uyarınca karar verilmiştir.
Davacı eşin çocuk sayısı dikkate alınmaması halinde yeniden evlenme şansı %9 olmasına karşın, 18 yaşından küçük çocuğu dikkate alınınca yeniden evlenme şansı %4 tür.
Davacı eşin kaza tarihindeki yaşı ve 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunduğu dikkate alınınca 26.11.2018 tarihli hesap raporunda belirlenen maddi zarar tutarından AYİM tablosuna göre (%9-%5)= %4 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılması halinde; davacı eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 72.769,06 TL olduğu, davacı oğlu … bakımından; BAM kararı dışında kalarak kesinleşen 26.11.2008 tarihli raporda belirlendiği gibi; davacı oğlu …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 6.478,99 TL olduğu hükme elverişli aktüer raporundan anlaşılmış olup mahkememizce verilen ilk kararda hüküm altına alınan maddi tazminatlar bakımından dava tarihi olan 17.03.2016 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi nedeniyle bu hususun kaldırma kararı dışında kalarak kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı eş … için 72.769,06 TL ve davacı çocuk … için 6.478,99 TL olmak üzere toplam 79.248,05 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davacı eş … için 72.769,06 TL ve Davacı çocuk … için 6.478,99 TL olmak üzere toplam 79.248,05 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.413,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,16 TL + 1.405,15 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.439,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.974,12 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 34,16 TL peşin harç ile 1.405,15 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.439,31 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 4.193,60 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 3.943,18 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
Bakiye kısmın davacıların üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 11.102,25 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılar tarafına verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.032,73 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 110,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 6,55 TL yargılama giderinin davacılardan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”