Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/270 E. 2023/577 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/270 Esas
KARAR NO : 2023/577

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 13/04/2022 tarihli dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin, 10.12.2019 tarihinde kurulan davalı … Limited Şirketi’nin kurucu ortağı olduğunu, davalı şirketin iki ortaklı limited şirketi olduğunu, şirketin diğer ortağı … 06.10,2020 tarihinde vefat ettiğini, … Suriye Uyruklu olması sebebi ile mirasçılarına ve yasal temsilcilerine tüm çabalara rağmen ulaşılamadığını, bu nedenle haklı bir sebep olarak T.T.K. Madde 245 “Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi,” açık kanun hükmü gereği müvekkil, T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, Limited şirketin ortaklık mevcudu kalmadığını ve şirket otaklığından ayrılmak isteyen müvekkilinin diğer ortağın mirasçılarına veya temsilcisine bir türlü ulaşılamadığını, Ortaklar arasındaki güven ilişkisi sona ermiş ve sürekli güvensizlik ortamı oluştuğunu, diğer ortaktan kaynaklı olarak şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık meydana geldiğini, TTK ‘nun 638’inci maddesinin ikinci fikrasında; Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. ” şeklinde olduğunu, TTK’nın 245’inci maddesinde “Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi ” veya “Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi” ve bunlara benzer haller haklı sebep olarak nitelendirilmiş olduğunu, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, Ayrıca TTK madde 636’ya göre “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, Mahkemenin, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” hükmünün bulunduğunu, şirketin feshinin istenmesi halinde davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilebilir denilmiş ise de mahkememizce aksi kanaatte olunup taleplerin kabul edilmemesi halinde bundan sonra bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmaması nedeniyle şirketin feshini talep etme zorunluluğunun dolduğunu, öncelikle Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi, aksi halde bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığı için haklı sebeplerden dolayı …’nin feshine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından cevap sunulmamıştır.
Mahkememizce; Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davalı şirketin feshinin gerekip gerekmediği, fesih dışında başka bir uygun çözüm bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 29/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirketin 30.09.2022 t. ara bilançosuna göre ödenmiş sermayesinin 105.058,15 TL lık kısmını 11.857,97 TL fazlasıyla yitirmiş olması sebebiyle davacının TTK.m.636/1.d hükmünden hareketle TTK.m.636/5 hükmü gereği davalı şirketin feshini talep edebileceği, Davalı şirketin 30.09.2022 1. ara bilançosunun aktifinde rayiç değerle değerlenmesi gereken emtia ve duran varlık (bina, taşıt aracı, makine/teçhizat ve demirbaş v.b.) bulunmadığını,. Davalı şirketin 30.09.2022 tarihli özvarlığındaki payı, negatif (11.857,97×965-) 592,90 TL isabet ettiği için davacının TTK.m.6AL/1 hükmüne göre davalı şirketten herhangi bir ayrılma akçesi ödenmesi talebinde bulunamayacağı, 30.09.2022 t. ara bilançosunda sadece geçmiş yıllar zararı bulunduğu, geçmiş yıllar kârı bulunmadığından davacının, davalı şirketten geçmiş yıllar karlarından (dağıtılmamış karlardan) mütevellit herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, yolunda oluştuğunu, hukuki tavsif ve takdirin mahkemeye ait olduğunu, bildirmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı şirketin kuruluştan bu yana ticaret sicil özetinin gönderilmesi istenilmiş, yapılan incelemesinde; şirketin Ortaklarının …ve … olduğu, her ikisininde şirkette münferiden yetkili müdür olarak bulundukları , şirketin son tescilinin 10/12/2019 tarihinde yapıldığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 636/3. Maddesinde; “Haklı sebeplerin varlığı halinde, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Hakim şirketi feshetmek yerine fesih talebinde buluna pay sahiplerinin paylarının gerçek değerinin ödenmesine ve şirketten çıkarılmalarına karar verilebilir. Bunun yerine duruma uygun düşen ve sadece davacının değil, diğer pay sahiplerinin ve hatta işçiler gibi bu karardan etkilenebilecek üçüncü kişilerin de kabul edebileceği başka bir çözüme de karar verebilir. Şirketin sona ermesi dışında duruma uygun düşen alternatif bir çözümün bulunması gereklidir. Bu alternatif çözüm, pay sahiplerinin menfaatlerini yeterli bir şekilde koruyacak bir çözüm olmalıdır. Duruma uygun olma şartı yanısıra bu çözümün ilgili tüm taraflarca kabul edilebilir bir çözüm olması gerekir. Burada temel esas, ölçülülük (orantılılık) ilkesidir. Bu alternatif çözüm, feshi talep eden azlık pay sahiplerinin menfaatleri ile şirket tüzel kişiliği ve diğer pay sahiplerinin çıkarlarının korunması arasında bir denge kurmalıdır. Duruma uygun düşen alternatif bir çözüme karar verme konusunda takdir hakkı hakimde olduğundan bu çözüm resen uygulanır. Alternatif çözümlere; kâr dağıtma zorunluluğu, davacı azlık pay sahipleri arasından birinin yönetim kuruluna alınması, sermaye azaltma yolu ile kısmi tasfiye, şirketin işlev görmesini tekrar tesis edecekse, fesih yerine esas sözleşmede daha hafif değişiklikler yapılabilmesi ve hatta dava esnasında tespit edilen ve geçersiz kabul edilen esas sözleşmedeki bir hükmün esas sözleşmeden çıkarılması, şirketin işletmesinin ayrılarak bir yavru şirket kurulması ve bu şirketin paylarının satılmasına karar verilmesi, şirketin bölünmesi vb. Örnekler verilebilir (Prof.Dr Sami Karahan- Şirketler Hukuku, 2.Baskı, Aralık 2013, sf.759 vd).
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalı şirketin ödenmiş sermayesini fazlasıyla bitirdiğini, 2020-2021-2022 yıllarına ilişkin ortaklar kurulu toplantılarını yapmadığı, borca batık bir durumda olduğu, ortaklıktan çıkarılma durumunda davacı ortağa ödenebilecek her hangi bir mal varlığı bulunmadığı, ara bilançosunda sadece geçmiş yıl zararı olduğu geçmiş yıldan karı bulunmadığı, davacının her hangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, şirketin feshinin istenmesinde haklı sebeplerin gerçekleştiği anlaşıldığından; Davalı … nin fesih ve tasfiyesine, Tasfiye Memuru olarak …’in atanmasına, Tasfiye memuruna ücret taktirine yer olmadığına, kararın ticaret sicil memurluğunda tescil ve ilanına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalı … nin fesih ve tasfiyesine,
2-Tasfiye Memuru olarak …’in atanmasına, Tasfiye memuruna ücret taktirine yer olmadığına,
3- Kararın Ticaret Sicil Memurluğunda tescil ve ilana,
4-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90 TL’nin peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 125,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından aşağıda dökümü yapılan toplam 2.553,10 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/07/2023

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.