Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2023/788 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/253 Esas
KARAR NO : 2023/788

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil … A.Ş. ile konfeksiyon işi ile iştigal eden … (…) arasında işyeri paket sigorta sözleşmesi akdedilmiş, akdedilen bu sözleşme … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sokağa çıkma yasağının sona erdiği 27.04.2020 günü riziko mahalli olan …adresinde bulunan işyerinde; cadde üzerinden geçen …’ye ait atık su hattının tıkanması sonucu pis su baskını meydana geldiği ve riziko gerçekleştiğini, hasarın ihbarından sonra Müvekkil Şirket tarafından … sayılı hasar dosyası açılmış, yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu sigortalt işyerinde meydana gelen zararın 87.947,74 TL olduğu belirlenmiş ve sigorta tazminatı ödendiğini, haksız fiil icrai fiil ile olabileceği gibi ihmali bir hareketin sonucu olarak da ortaya çıkabileceğini, somut olayda davalı …’nin sorumluluğunda bulunan atık su borusuna gerekli bakım yapılmadığı için tıkanan su borusu sigorta işyerinde zarara sebebiyet verdiğini, meydana gelen zarardan davalı … 6098 sayılı TBK..mun 49 vd maddeleri gereğince sorumlu olduğunu, bu gerekçe ile sigorta tazminatı olarak ödenen 87.947,74 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacı … A.Ş.’ne ödenmesine, asıl alacağa ödeme tarihi olan 05.08.2020 gününden itibarer yasal faiz işletilmesine karar verilmesini, huzurdaki davadan önce … 6 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyası ile dava ikame edilmiş ise de Sayın Mahkeme, ticaret mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiğini, tüm bu nedenlerle davalı …’ye ait pis su borusunun bakımının yaprlmaması sonucunda sigortalı işyerinde meydana gelen zararın rücuen talep edildiği huzurdaki sigorta rücu davasında yukarıda izaha çalışılan gerekçeler ile ; Sigortalı işyerinde meydana gelen zarardan davalı …’nin 6098 sayılı TBK.nun 49 vd maddeleri gereğince sorumlu olduğunun tespit edilmesine, sigorta tazminatı olarak ödenen 87.947,74 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacı … A.Ş.’ne ödenmesine, asıl alacağa ödeme tarihi olan 05.08.2020 gününden itibaren ticari faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkil idare … Genel Müdürlüğü 2560 sayılı Kanun ile…. su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere, … bağlı olarak, kurulmuş, müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğunu, kamu hizmeti yürüten belediyenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya baska nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirdiğini, bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunduğunu, davacı şirketin, sigortalısının uğradığını iddia ettiği bir zararla ilgili olarak yaptığı ödemeye ilişkin olarak müvekkil idareden söz konusu bedelin rücuan tazminini talep ettiğini, davacı taraf,ın müvekkil idarenin sorumluluğunda olan atık su borularına gerekli bakımın yapılmaması nedeniyle hasarın meydana geldiğinden bahsetmekle esasen ortada müvekkil idarenin hizmet kusurundan dolayı meydana geldiğini iddia ettiğini, müvekkil idare … genel müdürlüğü 2560 sayılı kanunla kurulu bir kamu kurumu olduğunu, bütün hizmet, görev ve işlemlerini bu kanun kapsamında yerine getirdiğini, davacı tarafın, sigortalısının uğradığını iddia ettiği hasarın meydana gelmesinde müvekkil idarenin herhangi bir hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı, uyuşmazlık mahkemesinin yukarıda değinilen kararı gereğince idari yargıda görülerek çözüme bağlanması gerektiğini, davanın görülmesi usule ve uyuşmazlık mahkemesi içtihadına aykırı olacağını, Müvekkil idarenin olayda kusurlu olmadığını, gerçekleştiği iddia edilen hasar ile idarenin filleri arasında illiyet bağının kurulmasının da mümkün olmayacağını, zararın idari eylem veya işlemden değil de, zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağı kesildiğini ve zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkanı ortadan kalkacağını, kaldı ki huzurdaki davadaki hasar iddiasında müvekkil idarenin zarara neden olacak herhangi bir eylem veya işlemi olmadığını, Müvekkil idare … Genel Müdürlüğü …’nın … Tarih ve…sayılı yazısında; “Dava konusu ile ilgilşi yapmış olduğumuz inceleme neticesinde;1-Bahsi geçen adresten, su baskınıyla alakalı olarak ;… Şube Müdürlüğümüze … tarih ve saat 16:20’de arıza bildiriminde bulunulduğu ve arıza kaydı oluşturulduğu, 2-Arıza bildirimi doğrultusunda … Şube Müdürlüğümüz kanal açma ekipleri tarafından ilgili adreste … no’lu iş emri ile 27.04.2020 tarih ve saat 17:39’da gerekli müdahale yapılarak arızalı kanalın açıldığı, meydana gelen arızanın ilgili adresteki bina sakinlerinin kötü kullanımı sonucu oluştuğu tespit edildiğini, … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği 49/ğ maddesine göre ‘Binaların atık suları doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. Takım ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur’ denildiğini, meydana gelen olayda idaremizin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.” denildiğini, Müvekkil idarenin işbu yazısından da anlaşılacağı üzere, davacı sigorta şirketinin sigortalısının işyerinde meydana gelmiş olan hasara sebebiyet veren su baskının, kullanımdan kaynaklı bir tıkanıklık nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle müvekkil idareye sorumluluk izafe edilmesi mümkün olmadığını, müvekkil idarenin, kendisine bildirilen su baskınına derhal müdahale ederek, buna sebebiyet veren tıkanıklığı giderdiğini, bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu tam anlamıyla yerine getirdiğini, bina sakinlerinin kusuruyla meydana geldiği açıkça belli olan bir hasar nedeniyle müvekkil idareye sorumluluk izafe edilerek husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacı vekili müvekkil idarenin atık su hattına ait boruların bakımını yapmaması nedeniyle hasarın meydana geldiğini müvekkil idarenin meydana gelen hasar nedeniyle kusursuz olarak da sorumlu olduğunu iddia ettiğini, söz konusu iddia hiçbir somut delile dayanmamakta olduğunu, davacı vekili, müvekkil idareye ait tesislerin kullanıma uygun bulundurma, bakım ve onarımlarını yapma, üçüncü şahıslara zarar verilmemesi için her türlü önlemi alma konusunda sorumluluğunu yerine getirmediğini iddia etmekte ise de bu iddiasını hangi somut vakıa ya da delile dayandırdığının belirsiz olduğunu, davacı sigorta şirketinin tek taraflı olarak hazırlattığı ve sıhhati şüpheli olan bu nedenle de huzurdaki yargılamaya esas alınamayacak ekspertiz raporunda, “meydana gelen hasarın yağmur yağmaksızın kaldırım üzerinde yer alan …’ye ait rögarın tıkanması nedeniyle geri tepen sular sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı ve geçmişte de benzer hasarların yaşandığı yönünde tespitler bulunsa da müvekkil idareye ait kanalizasyon hattında yaşanan tıkanıklığın müvekkil idarenin kusuru nedeniyle tıkandığına, bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediğine ilişkin bir tespit bulunmadığını, hasara uğrayan taşınmazın bulunduğu ana taşınmazın onaylı projesine aykırı olarak su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. takım ile önlem almamış olmasının sebebiyet verdiği, sigortalı taşınmazın bodrum katta bulunduğu ve daha önce de benzer hasarın meydana geldiğine dair ekspertiz raporundaki açık tespit göz önünde bulundurulduğunda hasarın ana taşınmazın mevzuata aykırılık nedeniyle meydana geldiği anlaşıldığını, davacı vekili müvekkil idarenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49’uncu maddesinde düzenlenen genel sorumluluk hükümleri uyarınca kusurlu eylemi ile dava konusu hasara sebebiyet verdiğini iddia etmekte ise de müvekkil idarenin hasar ana taşınmazın sakinlerinin atık su hattını kötü kullanmalarından ileri geldiğini, meydana geldiği tarihte müvekkil idareye yapılan başvuru üzerine yapılan kanal tıkanıklığının açılması çalışması esnasında çekilen fotoğraflarla da sabit olduğunu, müvekkil idarenin meydana gelen hasara sebebiyet verecek hiçbir eylem ya da işleminin söz konusu olmadığını, ortada bir illiyet bağının varlığından da söz edilemeyeceği, bu nedenle de müvekkil idareye husumet yöneltilemeyeceğini, Müvekkil idare … Genel Müdürlüğü…’nın işbu dilekçemiz ekinde sunulu … Tarih ve … sayılı yazısında da belirtildiği üzere … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği 49/ğ maddesi gereğince bina sahiplerinin bina içinden ve dışından gelen su arızalarına karşı gerekli önlemleri alması, özellikle kot altındaki bodrum katlarda çekvalf, pompaj ve sair geri tepmeyi önleyici tedbirleri alması, yine bine içinde ve dışında gereken yalıtım/izolasyonu yapmış olmaları gerektiğini, ayrıca idarenin onaylı projesi açıkça çek valf ile geri tepme önlemi alınması şartlı olarak verildiği halde bu önlem alınmadan tesisat yapılması, bina sahiplerinin kusurlu olduğunu, … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği’nin 49/1 (f) maddesine göre gereken önlemi almayan sigortalının hasar iddiası kabul edilemeyeceğini, yine iskan izni olmayan yerlerde yapılan bodrum katlar hakkında sigorta şirketinin gerekli araştırmayı yapmaksızın sigorta poliçesi düzenlemesi de kendi kusuru olduğunu, zira iskanı olmayan yerlerde sigorta poliçesi düzenlenemeyeceğini, hasara uğrayan taşınmazın bağlı olduğu ana taşınmazın iskan izninin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, Müvekkil idare … Genel Müdürlüğü …’nın işbu dilekçemiz ekinde sunulu … Tarih ve … sayılı yazısında da belirtildiği üzere davacı sigorta şirketinin sigortalısının işyerinde meydana gelmiş olan hasara sebebiyet veren su baskının, kullanımdan kaynaklı bir tıkanıklık nedeniyle meydana geldiğini, bu nedenle müvekkil idareye sorumluluk izafe edilmesi mümkün olmadığını, davacı vekili müvekkil idarenin atık su hattına ait boruların bakımını yapmaması nedeniyle hasarın meydana geldiğini müvekkil idarenin meydana gelen hasar nedeniyle kusursuz olarak da sorumlu olduğunu iddia ettiğini, davacı vekili, müvekkil idareye ait tesislerin kullanıma uygun bulundurma, bakım ve onarımlarını yapma, üçüncü şahıslara zarar verilmemesi için her türlü önlemi alma konusunda sorumluluğunu yerine getirmediğini iddia etmekte ise de bu iddiasını hangi somut vakıa ya da delile dayandırdığı belirsiz olduğunu, davacı sigorta şirketinin tek taraflı olarak hazırlattığı ve sıhhati şüpheli olan bu nedenle de huzurdaki yargılamaya esas alınamayacak ekspertiz raporunda, “meydana gelen hasarın yağmur yağmaksızın kaldırım üzerinde yer alan …’ye ait rögarın tıkanması nedeniyle geri tepen sular sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı ve geçmişte de benzer hasarların yaşandığı yönünde tespitler bulunsa da müvekkil idareye ait kanalizasyon hattında yaşanan tıkanıklığın müvekkil idarenin kusuru nedeniyle tıkandığına, bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediğine ilişkin bir tespit bulunmadığını, müvekkil idare yazışmaları ise tıkanıklığa hasara uğrayan taşınmazın bulunduğu ana taşınmazın onaylı projesine aykırı olarak su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. takım ile önlem almamış olmasının sebebiyet verdiği açıktır. sigortalı taşınmazın bodrum katta bulunduğu ve daha önce de benzer hasarın meydana geldiğine dair ekspertiz raporundaki açık tespit göz önünde bulundurulduğunda hasarın ana taşınmazın mevzuata aykırılık nedeniyle meydana geldiği anlaşıldığını, zararın meydana geldiği yerde imar yönetmeliği madde 6.09.11’de belirtilen “toprağa dayalı tüm bodrum katlarda, dış etkilere karşı ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur.” hükmüne aykırı hareket edilmesi, herhangi bir sebeple bodrum katta birikebilecek suyun dışarı atılması için rögar, pompa çekvalf vb. bir sistemin kurulu olmamamasının hasara neden olduğu ve hasarın bina sahiplerinin ihmalinden kaynaklandığı anlaşıldığını, sigorta şirketinin iskan izni olmayan taşınmazı sigorta teminatı altına alması mümkün olmadığını, kendi kusuru nedeniyle yapmış olduğu ödemeyi sigorta şirketi idaremizden talep edemeyeceğini, bu nedenlerle Öncelikle görev itirazımızın kabulü ile, görevsizlik kararı verilmesine, dava dosyasının İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın öncelikle usule ayıkırılık itirazlarımız, husumet yokluğu, nedeniyle reddine; davacının davasının esastan ve tümüyle reddine, davacının faiz isteminin tümüyle reddine, davacının yargılama masrafı ve avukatlık ücreti isteminin reddine, yargılama masraflarının davacı/karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 07/09/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek sigortalının ortak kusurunun olup olmadığı ile kusur oranlarının tespiti ile varsa davacının hasar bedeli alacağının tespiti hususunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi raporunda özetle,… adresinde bulunan … mağazası bodrum katını 27/04/2020 Pazartesi Günü saat 14:30 sularında kanalizasyon sularının basmış olduğunu, olayın meydana gelmesinde davalı …’nin kusurunun bulunmadığını, binanın mülk sahiplerinin kusurlu ve sorumlu bulunduğu, tespit ve kanaatine varıldığı, su hasarı nedeniyle oluşan zarar miktarının 87.947,74 TL.sı olabileceğini, davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş bulunduğu 87.947,74 TL.sı tutarındaki hasar bedelini; olayın meydana gelmesinde davalı …’nin kusurunun bulunmaması nedeniyle davalıdan talep edemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 15/02/2023 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek 2560 sayılı … Kanunu madde 2-17-18-25, … atık suların kanalizasyon şebekesine dejarz yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak …’nin yağmur sularının toplanmasına ilişkin yapım,bakım, onarım görevleri ile denetim yükümlülüğünün olup olmadığının, TBK 69 gereğince atık su hattından doğan zarardan yapı sahibi olarak …’NİN sorumluluğunun bulunup bulunmadığının, hasar gören binada … mevzuatı gereğince su basmalarına karşı alınması gerekli tüm tedbirlerin alınıp alınmadığının dosyadaki tüm bilgi ve belgeler raporda tartışılarak bina maliklerinin alması zorunlu olan önlemleri alıp almadıkları, bu önlemlerin zararın oluşmasında ve artmasında etken olup olmadığının tespit edilerek varsa ortak kusurun tespiti ile ve tarafların kusur durumu tespit edilerek varsa davacı alacağının kadri marufunda ve sigorta teminatında kalıp kalmadığının tespiti için rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosya üzerinde yeniden yapılan incleme ve değerlendirmeler sonucunda:… adresinde bulunan …mağazası bodrum katını 27/04/2020 Pazartesi Günü saat 14:30 sularında kanalizasyon sularının basmış olduğunu, olayın meydana gelmesinde davalı …’nin kusurunun bulunmadığını, binanın mülk sahiplerinin kusurlu ve sorumlu bulunduğu, tespit ve kanaatine yeniden varıldığını, su hasarı nedeniyle oluşan zarar miktarının 87.947,74 TL.sı olabileceğini, davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş bulunduğu 87.947,74 TL.sı tutarındaki hasar bedelini; olayın meydana gelmesinde davalı …’nin kusurunun bulunmaması nedeniyle davalıdan talep edemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, davacı taraf davada , dava dışı …’a aralarında ki sigorta sözleşmesine istinaden ödemiş olduğu tutarı davalıdan rücuen istemekte olup, dava dışı …’ın iş yerinde 27/04/2021 tarihinde meydana gelen su baskını sebebiyle rizikonun gerçekleştiğinden bahisle, dava dışı …’a ödeme yapıldığını, …’ın iş yerindeki su baskınının davalı …’nin atık su hattının tıkanmasından meydana geldiğini belirterek ödediği bedeli davalı …’den rücuen talep etmektedir. Davalı taraf ise , ödenecek bir hususun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dosya kapsamında gelen evraklar ile bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, raporda, olayın meydana gelmesinde davalı …’nin bir kusurunun bulunmadığı, hasarın binanın bodrum katına kanalizasyon sularının sızmasından kaynaklandığı ve olayın meydana gelmesinde gerekli önlem ve tedbirler almayan mülk sahiplerinin kusurlu ve sorumlu oldukları belirtildiğinden davalı tarafın dava konusu yapılan hasardan kaynaklı bir sorumluluğunun olmaması sebebiyle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.501,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.232,08‬‬-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kadyına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.