Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/238 E. 2023/375 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/238 Esas
KARAR NO : 2023/375

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2015
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete plastik hammadde satışı yapıldığını, bu kapsamda müvekkili tarafından düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … 21. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete satılan ürünlere ilişkin yapılan analizler sonucunda ayıplı ürün olduklarının tespit edildiğini, davacı tarafa yapılan ihbarlarında sonuçsuz kaldığını, bu kapsamda düzenlenen fatura bedelinden de müvekkilinin sorumlu tutulamayacağının savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 21. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında alacaklarının tahsili amacıyla 108.093,65 TL asıl alacak, 19.693,69 TL faizden oluşan toplam 127.787,34 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olduğu, davalı vekilinin borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine süresinde huzurdaki davanın açılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili 08/07/2019 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme ilamını istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/1846 esas 2022/173 karar sayılı 17/02/2022 tarihli istinaf ilamı; “Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe ilgili itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalının ticari defterlerinin incelenmesi için gerekirse talimat yazılması, ticari defterlerde farklılık bulunması halinde farklılığın sebebini gösterir ek rapor alınması ve taraflar arasında vade ve faiz oranına ilişkin bir anlaşma bulunup bulunmadığının belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken, esasa yönelik önemli delillerin toplanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.” şeklinde olup kaldırma ilamı sonrası yeni esas üzerinden istinaf ilamı ışığı altında yargılamaya devam edilmiştir.
İstinaf kaldırma ilamı sonrasında 29/11/2022 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterler ve kayıtların incelenmesi neticesinde dava konusu …sıra no’lu faturanın bedelinin yasal defterlerde … tarihinde … numaralı yevmiye kaydı ile KDV dahil toplam tutarının (93.096,96 TL) davalı şirketten alacak olarak davacı şirket kayıtlarına kaydedildiği, dava konusu… sıra no’lu faturanın bedelinin yasal defterlerde … tarihinde … numaralı yevmiye kaydı ile KDV dahil toplam tutarının (74.997,48 TL) davalı şirketten alacak olarak davacı şirket kayıtlarına kaydedildiği, davacı tarafından davalıya … tarih … sayılı ve 07.03.2014 tarih 162250 sayılı 2 adet fatura kesildiği, faturaların KDV dahil toplam tutarının 168.094,44 TL olduğu, 10.09.2014 ve 25.08.2014 tarihlerinde davacının davalıdan yaptığı iki adet çek tahsilatı da dikkate alınarak, davacının davalıdan olan alacak bakiyesi (168.094,44 – 60.000,79 =) 108.093,65 TL olduğu hükme elverişli ilk mali bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
10.09.2014 ve 25.08.2014 tarihlerinde davacının davalıdan yaptığı iki adet çek tahsilatı takip tarihi olan 18/03/2015 tarihinden önce olduğu için somut olayda TBK. m. 100 hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığından ikinci mali bilirkişi raporuna bu yüzden itibar edilmemiştir.
Mahkememizce alınan 15/10/2018 tarihli hüküm kurmaya elverişli kimya mühendisi ve gıda mühendisi bilirkişi heyet raporuna göre, “Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Plastik Madde ve Malzemeler Tebliği”nin 11. maddesine göre, işletmeci tarafından madde ve malzemelerin üretiminin ara basamaklarındaki ürünlerden başlayarak, madde ve malzemenin üretimde kullanılacak maddeler de dahil olmak üzere, bu madde ve malzemenin bu Tebliğ hükümleri ile uyumlu olduğunu gösteren uygun belgelerin beyanı zorunludur. Davacı firma, Intertek firmasına ürünlerin teslimatından belli bir süre geçtikten ve olay meydana geldikten sonra test yaptırdığı ancak bu testin ürünün gönderilen partiye ait olduğunu kanıtlayamadığı anlaşılmış olup ürünün satışından önce gerçekleşmiş bir testin yapılmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf ise, davacıdan aldığı hammadde için karşı taraftan migrasyon testi istememiş ve ayrıca kendisi de bu testleri yaptırmamış ve bu şekilde üretime geçmiştir. Davalı firmanın Tarım ve Orman Bakanlığının geri toplattırdığı partiye ait ürün formülasyonu girdilerinin tamamı için uygunluk belgelerini ve analizlerini veyahut son ürününe ait yaptıracağı uygunluk analizini kayıtlarında tutması gerekmektedir. Bakanlık tarafından yapılan denetimlerde piyasaya sürülen ürünlerde uygunsuz bir sonuç çıktıdığından ürünler toplatılmıştır. Bakanlığın yasal olarak istediği uygunluk belgesini her iki taraf da yaptırmamış ve takip etmemiş olduğu için oluşan ayıbın hangi taraftan kaynaklandığı tespit edilememiştir. Davalı taraf bu malzemeyi gıda ile temas eden plastik madde üretiminde kullandığı için davacı taraftan bu uygunluk belgesini talep etmesi veya bu testi kendisi mutlaka yaptırması gerekirdi.
Ticari satımlarda ayıp ihbarının olay tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 25. maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir. Hükme göre açık ayıplarda 2 gün, açıkça belli olmayan ayıplarda 8 gün içinde ayıp ihbarı yapılmalıdır. Ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren kişi 6762 sayılı TTK’nun 20. maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlamalıdır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3. maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır. (Y. HGK. 25.05.2016 T. 2014/19-861 E. 2016/632 K.)
Somut olayda davalı satıcıdan satın aldığı plastik hammaddelerin ayıplı olduğuna ilişkin süresi içerisinde e-posta yoluyla davalı satıcıya bildirimde bulunduğunu iddia etmiş, davacı ise taraflarına bu yönde herhangi bir bildirim yapılmadığını savunmuştur. Davacı, TTK’nun 25. maddesinde öngörülen sürelerde, aynı Kanunun 20/3. maddesinde belirtilen şekilde ayıp ihbarının yapıldığına ilişkin e-posta kayıtları dışında başkaca delil sunmamıştır.
Mahkememizce alınan ilk mali bilirkişi raporuna göre fatura konusu malların teslim tarihlerinin 07/03/2014 ve 21/03/2014 olduğu, fiili sevk tarihlerinin de aynı tarihler olduğu görülmüştür. Davalı tarafça süresi içerisinde faturalara usulüne uygun itiraz edilmediği gibi davacı tarafa faturalar iade de edilmemiştir. Yine teknik bilirkişiler gıda ve kimya mühendisi raporuna göre davalı tarafın malzemeyi gıda ile temas eden plastik madde üretiminde kullandığından davacı taraftan uygunluk belgesini talep etmesi veya bu testi kendisinin mutlaka yaptırması zorunlu olduğundan ve ayrıca davalı tarafça TTK. m. 25’de belirtilen süreler içerisinde ve TTK. 20. maddesinde belirtildiği şekilde ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapılmadığı da görülmekle davalı tarafın ayıp iddiası yerinde bulunmamıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde her iki tarafın ticari defterlerine dayanmış olup, tacir olan tarafların ticari defterlerinin birlikte değerlendirilerek, tarafların ticari ilişkiyi hangi hesaplarla izlediği, defterler arasında fark bulunması halinde farkın sebebi, ticari defterler ve kayıtlardan belirlenerek sonuca ulaşılmalıdır.
İlk derece mahkemesi olarak mahkememizin ticari defterleri incelemeye gerek duyması halinde her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun verilen sürede ibraz edilmesi halinde birlikte incelenmesi HMK’nın 222. maddesinin gereğidir. Bu nedenle, davalının ayrıca delil olarak ticari defterlerine dayanmış olması gerekmez. Mahkemenin gerek taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden inceleme yapması halinde, her iki tarafın ticari defterlerinin birlikte incelenmesi gerekir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi, ticari defterlerde farklılık bulunması halinde farklılığın sebebini gösterir ek rapor alınması ve taraflar arasında vade ve faiz oranına ilişkin bir anlaşma bulunup bulunmadığının belirlenerek bir karar verilmesi gerekçesiyle önceki karar kaldırılmış olduğundan istinaf ilamı ışığı altında yargılamaya devam edilerek belirtilen hususlarla ilgili olarak 29/11/2022 tarihli mali bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 4 nolu celsesinde HMK 31. Maddesi gereğince davacının işlemiş faiz alacağını da talep ettiği dava dilekçesinde itirazın tamamının iptalinin istendiği, davalı tarafça da takipte borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği görülmekle davacı vekilinin dava açarken asıl alacak bedeli olan 108.093,65 TL üzerinden harcını yatırdığı, işlemiş faiz olarak talep ettiği 19.693,69 TL bedel yönünden harcın yatırılmadığı görülmekle davacı tarafça bu bedel de duruşmadaki beyanı ile talep edildiğinden bu bedel üzerinden eksik harcın HMK 150. Maddesi gereğince gelecek celseye kadar kesin süre içerisinde dosyaya yatırılmasına, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına şeklinde ara karar tesis edilmiş olup davacı tarafça eksik harç ikmal edilmiştir.
29/11/2022 tarihli mali bilirkişi raporunda, davacı kayıtlarında takip tarihi itibariyle 108.093,65 TL davalı borcunun olduğu, davalının sunulan kayıtları uyarınca davacıya 108.093,69 TL borçlu olduğu, taraf kayıtlarında davacı alacağı yönünden farklılık olmadığı, taraf kayıtları uyarınca davacının davalıdan 108.093,65 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dosya içeriğinde taraflar arasında vade ve faiz oranın belirlenmesine ilişkin sözleşme mevcut değildir. Davacının tanzim ettiği faturaların incelenmesinde faturaların Euro olarak tanzim edildiği ve faturaların altında TL tutarlarına yer verildiği, ayrıca fatura altında “Vadesinde ödenmeyen döviz faturalarına aylık %1 ,TRY faturalara aylık %2 vade farkı uygulanır” ibaresine yer verildiği, fatura ödeme vadelerinin “90 gün kur riskli” açıklamasının yer aldığı görülmüştür.
Davacı tarafından takip öncesi faize ilişkin fatura üzerindeki fatura tarihlerine 90 gün ilave edilmek suretiyle ödeme vadesinden takip tarihine kadar aylık % 2 oranda faiz işletilerek hesap ve talep edildiği, yukarıda belirtildiği şekilde TL faturalara aylık %2 vade farkı uygulanacağının kararlaştırıldığı görülmekle fatura üzerinde yer alan aylık % 2 faiz oranı mahkememizce kabul edilmiş olup davacının son mali rapora göre 19.693,84 TL işlemiş faiz talep edebileceği anlaşılmıştır.
Neticeden son alınan hükme elverişli mali rapora göre, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen gerekçelerle davacının takip tarihi itibariyle 108.093,65 TL asıl alacak ve 19.693,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 127.787,34 TL alacağının bulunduğu tespit edildiğinden davanın kabulü ile takibin 108.093,65 TL asıl alacak ve 19.693,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 127.787,34 TL üzerinden devamına, asıl alacak 108.093,65 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %24 faiz uygulanmasına, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 25.557,47 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile takibin 108.093,65 TL asıl alacak ve 19.693,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 127.787,34 TL üzerinden devamına, asıl alacak 108.093,65 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %24 faiz uygulanmasına, %20 oranındaki 25.557,47 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 8.729,15 TL karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama yolu ile alınan toplam 1.642,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.086,64 TL harç bedelinin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin ve tamamlama yolu ile alınan toplam 1.642,51 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 20.168,10 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 2.495 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.10/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır