Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2023/168 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/16 Esas
KARAR NO : 2023/168

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davacılar … ve …’ın oğlu küçük …’ın 24/06/2021 tarihinde, davalı …’ın sevk ve idaresindeki, dava dışı … Tic Ltd Şti nin maliki olduğu, davalı …A.Ş nin uzun süreli kiralama sözleşmesi ile işleteni olduğu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş den sigortalı … plaka sayılı aracın çarpması sonucunda yaralandığını, bu yaralanmasından ötürü iki kez ameliyat olmak zorunda kaldığını, bu tedavilerinin bir kısmı SGK tarafından karşılanmış ise de, doktor kontrolüne gitmek, pansuman için tıbbi malzeme almak gibi giderlere katlanmak zorunda kaldığını beyan ile toplam 9.900 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin yaşadığı elem ve acının giderilmesi bakımından 50.000 TL manevi tazminatın ise davalı … şirketi ile …’dan tahsili ile davacı …’a velayeten davacılar … ve …’a verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile davaya bakmaya İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, öncelikle bu yönden davanın reddi gerektiğini, davacının KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, davacı çocuk yönünden usulüne uygun maluliyet rapor aldırılmasını, aktüer sıfatına sahip bilirkişi marifeti ile inceleme yapılması gerektiği, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca genel şartlar ile belirlenen TRH-2010 mortalite tablosu ve %1,8 teknik faiz oranının esas alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün ifade tutanağında kazazede küçüğün tedavi masraflarını karşıladığı beyanında bulunduğunu, mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek açısından bu hususun araştırılması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin yerinde olmadığının beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile davacıların sigorta şirketine usulüne uygun başvurularının olmadığını, davacıların küçüğün yaralanması ve gördüğü tedaviye karşılık iş görmezlik oranına ilişkin rapor almadıklarını, olay ile ilgili ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin web sitesi vasıtasıyla internet üzerinden aldığı siparişlerin dağıtımını yaparak çalıştığını, bu çalışmalarını yaparken dağıtım ve teslimat faaliyetlerini gerçek veya tüzel kişiler ile yapılan hizmet sözleşmeleri çerçevesinde, bağımsız iş ortakları tarafından gerçekleştirildiğini, anahtar teslim sözleşmeler kapsamında işlemlerin yürütüldüğünü, dolayısı ile … kullandığı araç ile davacı küçüğe çarpması sonucu davacı küçüğün yaralanmasından kaynaklı zararını müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, diğer davalı …kullandığı aracın müvekkil şirkete ait olmadığını, bu sebeple de davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, araç malikinin …Ltd. Şti olduğunu ve davanın bu şirkete ihbarını talep ettiklerini, müvekkilinin aracın kiracısı olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava dosyasında uyuşmazlık konusu kazanın vuku bulmasında diğer davalı …kusurlu olduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığını, bu sebeple, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ile davanın husumet yokluğundan, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili yasal iki haftalık cevap süresi geçtikten sonra sunduğu davaya karşı beyan dilekçesi ile kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin aşırı hız yaptığı veya başkaca bir kusurunun olduğu hususunun gerçeği yansıtmadığını, buna ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapıldığı zaman bu hususun ortaya çıkacağını, davacı tarafın maddi tazminat talebine dayanak belgeleri sunmadığından ve maluliyet olmadığından bu taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilin karşı tarafın uğradığı zararları bir nebze de olsa gidermek için kazadan sonra çalıştığı yer aracılığı ile davacının hastane ve ameliyat masrafı için 7.000 TL para gönderdiğini, müsnet davayı kabul etmemekle birlikte sayın mahkemece maddi tazminata hükmedilirse eğer en azından bu ödemenin maddi tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, şine davalının herhangi bir maluliyeti olmadığı için, talep edilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu, manevi tazminat talebini de kabul etmediklerini beyan ile davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava, davacıya davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı … A.Ş nin işleteni, davalı … Sigorta A.Ş nin ise ZMMS poliçesini düzenleyen olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu oluşan maddi ve manevi zararın davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Dava Kayadibi şirketine ihbar edilmiş, ihbar olunan vekili ihbara karşı cevaplarında, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, buna ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapıldığı zaman bu hususun ortaya çıkacağını, kazanın meydana geldiği aracın sürücüsü ile müvekkili şirket arasında hizmet sözleşmesinin mevcut olduğunu, davacı taraf her ne kadar maddi tazminat talebinde ( hastane gideri , iş göremezlik ve diğer masraflar ) bulunmuş ise de bu masraflara belgelendirilmediğinden dolayı ve maluliyet olmadığından bu taleplerin reddi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirket karşı tarafın uğradığı zararları bir nebze de olsa gidermek için kazadan sonra davacının hastane ve ameliyat masrafı için 7.000 TL para gönderildiğini, müsnet davayı kabul etmemekle birlikte sayın mahkemece maddi tazminata hükmedilirse eğer en azından bu ödemenin maddi tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının herhangi bir maluliyeti olmadığı için, talep edilen manevi tazminatın miktarı çok fazla olduğunu, müvekkili şirketin aracın maliki yada, sürücüsü olmadığından manevi tazminattan da sorumlu olmadığını, manevi tazminat talebini de kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi müdürlüğüne müzekkere yazılarak kurumlar vergisi beyannameleri, davalı şahsın ikametgahı kolluk birimine müzekkere yazılarak sosyal ve ekonomik durum raporu celp edilmiş, davacının dava konusu kaza nedeniyle gördüğü tedavilere ilişkin tüm tedavi belgeleri getirtilmiş, dava konusu olay ile ilgili soruşturma dosyasının bir örneği dosyamız içerisine alınmıştır.
Davalı … Sigorta vekilinin yetki itirazının reddine, davalı … A.Ş vekilinin husumet itirazının esas hüküm ile birlikte değerlendirilmesine, davanın Kayadibi Lojistik araç maliki şirketine ihbarına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu’na sevki ile kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre inceleme yapılarak, maluliyet raporunun düzenlenmesinin istenilmiş, ” Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, ayak bileği hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10’a göre alt ekstremite özürlülük oranı %7(yedi) olup Tablo3.2’ye göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, Söz konusu engel oranı 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğinin EK-3 kısmında bulunan …’in mevzuatla uyumu arandığında kullanılacak tablo dikkate alındığında, kişinin özel gereksinimi bulunmadığı” 27/06/2022 tarihinde mütalaa olunmuştur.
Dosyanın Kusur Bilirkişisi …, Aktüerya Bilirkişisi …, Sigorta Bilirkişisi …ve Tedavi Giderleri Uzmanı … verilerek; tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılıp, davalı … sevk ve idaresindeki, davalı … A.Ş nin işleteni, davalı … Sigortanın ZMMS poliçesini düzenleyen olduğu aracın çarpması sonucu oluşan kazadan dolayı davacının maluliyetine ilişkin zararının ve kazadan sonra yaptığı ve talep edebileceği tedavi giderlerinin ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmekle, bilirkişiler tarafından ” … plakalı aracın sürücüsü … ın kusursuz olduğu, yaya …’ın davranış faktörlerinin kaza oluşumunda tam etkili olduğu, dava konusu olay yukarıda verilen açıklamalar doğrultusunda ele alınıp değerlendirildiğinde; dava konusu olayın (trafik kazasının) 24/06/2021 tarihinde yani 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden sonra meydana gelmiş olduğu, söz konusu kanun değişikliğinin halen yürürlükte olduğu, bu nedenle söz konusu değişikliğe göre “Genel Sağlık Sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetleri “geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde , başka bir ifadeyle, eğer SGK tarafından ödeme yapılacak ise- Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri doğrultusunda tebliğe ekli listelerde belirlenmiş olan resmi fiyatlar üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerekeceği, bu meblağı aşan miktardan kusurluların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; dava dışı SGK tarafından ilgili hastaneye ödeme yapılmakla kanunun kendisine yüklediği yükümlülüğün yerine getirilmiş olduğu, diğer ödemelerden davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğu; yapılan tetkik ve tedavilerin yaşanan trafik kazasıyla illiyet bağı bulunduğu; Evde Bakım Hizmetleri Hesaplaması yapılmasına gerek olmadığı; davacının ulaşım giderleri toplamının % 9 yasal faizi hariç 595,00 TL olduğu; davacının tedavi giderleri toplamının %9 yasal faizi hariç 758,00 TL olduğu; tazminat hesaplamalarının ana çarpanlarından birinin davalı tarafın kusur oranı olduğu, yapılan değerlendirmede davalı tarafın kusursuz, davacı …’ın tam kusurlu olduğu, yapılacak aktüeryal hesaplamanın sonucunun 0,00 TL (SıfırTürkLirası) olacağı anlaşıldığından aktüeryal hesaplama yapılamadığı, davalı sürücünün kusuru olmadığından davalı sigorta firmasının sorumluluğu bulunmadığı, davalı … Sigorta A.Ş. açısından faiz başlangıç tarihinin 25/08/2021, faiz bitiş tarihinin 06/01/2022 (dava tarihi) olabileceği; diğer davalılar …A.Ş. ve … için faiz başlangıç tarihinin olay tarihi (24/06/2021), faiz bitiş tarihinin 06/01/2022 (dava tarihi) olabileceği; Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’na göre sözleşme ile tespit edilmeyen hallerde kanuni faiz uygulandığı, 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve halen Kanuni Faiz oranının yıllık %9 olduğu kanaatine varıldığı” 03 /02 / 2023 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın trafik kazasında yaralanma nedeniyle uğranılan maluliyet zararının, tedavi nedeniyle katlanılan tıbbi destek ve ulaşım giderlerinin ve ayrıca uğranılan manevi zarara istinaden manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının 24/06/2021 tarihinde … plakalı aracın yaya …’a çarpması şeklinde meydana geldiği anlaşılmıştır. Davacılar … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu olduğunu, dolayısı ile maluliyet zararının oluşmasında kusurunun bulunduğunu, sürücü yanında araç sigortacısı … Sigortanın da maddi zararlardan sorumlu olduğunu, ayrıca diğer davalı … A.Ş nin aracın işleteni olduğunu, maddi ve manevi zararlardan araç sürücüsü ile birlikte sorumlu olduğunu iddia etmişler, davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Dosya kapsamındaki kaza ile ilgili kolluk ifadelerinin incelenmesinden; davalı sürücünün, 24/06/2021 günü saat 19:00 sıralarında … şirketine kayıtlı … plakalı aracı sürdüğünü, …önünden yavaş şekilde geçerken park halindeki araçların arasından ismini olay sebebiyle öğrendiği …’ın aracın önüne atladığını, manevra yaparak çocuktan kaçtığını, ancak çocuğun dikiz aynasına çarptığını ve yere düştüğünü, olay sonrası çocuk ve ailesi ile birlikte … gittiğini, tüm tedavi masraflarını karşıladığını beyan ettiği, davacı …’ın 25/06/2021 tarihli ifadesinde. 24/06/2021 günü saat 18:30 sırasında ikameti olan … önünde kapı eşiğinde oturduğunu, oğlunun sokakta oyun oynadığını, oğlunun çığlık sesi ile yola koştuğunu, arabanın altında yattığını, sese eşinin de geldiğini, çocuğunu çarpan araç şoförü ile beraber hastaneye getirdiklerini, ayağındaki kırık sebebi ile ameliyata alındığını, konu ile ilgili olarak oğluna çarpan kişiden davacı ve şikayetçi olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu tarafından yapılan inceleme neticesinde; Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, ayak bileği hareket kısıtlılığı, Tablo 3.10’a göre alt ekstremite özürlülük oranı %7 olup Tablo3.2’ye göre; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 olduğu, İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, söz konusu engel oranı 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğinin EK-3 kısmında bulunan …’in mevzuatla uyumu arandığında kullanılacak tablo dikkate alındığında, kişinin özel gereksinimi bulunmadığı mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce davalı … sevk ve idaresindeki, davalı … A.Ş nin işleteni, davalı … Sigortanın ZMMS poliçesini düzenleyen olduğu aracın çarpması sonucu oluşan kazadan dolayı davacının maluliyetine ilişkin zararının ve kazadan sonra yaptığı ve talep edebileceği tedavi giderlerinin ne kadar olduğuna dair konusunda uzman makine mühendisi-kusur uzmanı, tazminat hesabı uzmanı, tıp doktoru-sağlık giderleri uzmanı ve sigorta uzmanı bilirkişiler marifeti ile inceleme yaptırılmış; dava konusu kazadaki kusur durumuna ilişkin “2918 sayılı KTK nun; Yayaların Uyacakları Kurallar başlığı altında verilen 68. Maddesinin “b” fıkrasında, taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmelerinin yasak olduğu, yayaların bu yerlerden geçerken ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorunda oldukları, ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayaların, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebileceklerinin belirtildiği, Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunun Sağlamak başlığı altında verilen 52. maddesinin “b” fıkrasının, sürücülere, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunluluğunun getirildiğini, taşıtlarır frenleme esnasında mutlak bir mesafe kat etmek zorunda olup görece olarak daha yavaş seyir halinde olmaları, frenlemenin karakteristik süreçleri ve süreçlerde kat edilen mesafeler de göz önüne alındığında, çarpışmanın her zaman önlenebileceği anlamına gelmediği, Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün web sitesinde yer alan Durma ve İntikal Süreleri Tablosunda 30 km/h hızla seyir halinde olan bir aracın durma süresinin 1,2 saniye durma mesafesi 12,1 metre olarak verildiği, bu bağlamda, yayanın, yaklaşan araç ile aralarında aracın güvenli durabileceği mesafesinden daha kısa mesafe kala yola girmesi durumunda sürücünün fren tedbiri ile yayaya çarpmadan aracını durdurmasının mümkün olmadığı, davalı sürücünün yayanın park etmiş araçlar arasından yola girdiğini ve aracın sol yan aynasının yayaya çarptığını beyan ettiğini, söz konusu beyan dışında kaza şartına ilişkin beyan bulunmadığı, yolda park halinde olan araçların sürücünün görüşüne engel cisim niteliğinde olduğunu, araç boyutuna ve yayanın boyuna göre sürücünün yayayı araçlar arasından yola girene kadar görmemiş olmasının mümkün olduğunu, dosya kapsamına kaza anında …plakalı aracın mahal şartlarına göre yüksek hızla seyir halinde olduğuna dair bir beyan bulunmadığı, trafik kuralları gereği, araç güvenli geçişini tamamladıktan sonra yola girmesi gereken yayanın, araç ile aralarında güvenli duruş için yetersiz mesafe kala yola girmesi uyuşmazlık konusu trafik kazanın nedeni olarak ortaya çıktığı, yolda akan aklaşan aracı görmesine rağmen araçla arasında kısa mesafe kala aniden yola giren yaya karşısında etkili tedbir alması mümkün olmayan sürücünün trafik kuralı ihlali olmaması yanı sıra dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının da söylenemeyeceği, yaya …’ın kaza tarihi itibariyle yaklaşık 11 yaşında olduğunu, yaşı itibariyle trafik ve trafik kurallarının bilincinde olmasının gerekeceği, yaklaşan aracın geçmesini beklemeden park etmiş araçların arasından aralarında aracın güvenli duruş yapmasına yeterli olmayacak mesafe kala yola giren yaya …’ın davranış faktörlerinin olayın meydana gelmesinde tam etkili olduğu” tespit edilmiş, park etmiş araçlar arasından ani olarak yoluna giren yaya karşısında etkili tedbir alması mümkün olmayan, … plakalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğu rapor edilmiştir. Tespitin dosya kapsamı ve olayın meydana geliş şekli ile uyumlu olduğu, bilirkişi raporunun tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Davanın trafik kazasında yaralanma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların kazaya, dolayısı ile zarara kusuru ile sebebiyet verdiği iddia olunan araç sürücüsü ve onunla birlikte sorumlu olduğu iddia olunan araç işleteni ve sigortacısından tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmış; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kazaya karışan … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş olmakla, davacının maluliyet, tedavi gideri ve manevi zararlarından sorumlu tutulamayacağı, ancak sürücünün kusuru oranında ve kusuru kadar sorumluluk yüklenebilecek olan araç işleteni ve sigortacısına da sorumluluk yüklenemeyeceği anlaşılmış, davacıların maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacıların maddi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 204,59 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 24,69 TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen maddi tazminat talebi itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
5-Davalılar taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat talebi itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalılara verilmesine,
5-Davalı … Şirketi’nce yapılan 31,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
dair davacı ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda maddi tazminat yönünden KESİN, manevi tazminat yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 07/03/2023

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”