Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/156 E. 2023/485 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/156 Esas
KARAR NO : 2023/485

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirketin … adresinde … sözleşme no ile elektrik abonesi olduğunu, müvekkilin adreste Restaurant ve cafe işlettiğini, davalının sorumluluğundaki bölgede yeraltı kablo arızaları nedeni ile Müvekkil iş yerinde 24 Temmuz 2021 tarihinden itibaren sürekli faz hataları yaşandığını, Elektrik Kesintileri, faz hataları vs. gibi Hizmet kusurlarından dolayı müvekkil iş yerindeki makinelerde arzılar meydana geldiğini, arızaların tamiri için 15.576,00 TL masraf olduğunu, müvekkilin faturaları ödediğini, ayrıca bunların dışında başkaca mağduriyetlerde yaşandığını, yaşanan bu mağduriyetlerin davalı şirketin kusurundan kaynaklandığını, bu zararlar nedeni ile davalıya müracaatlar yapıldığını ancak netice alınamadığını, daha sonra dava şartı arabuluculuk müracaatının olumsuz neticelendiğini, bu nedenlerle davalının kusurlu hizmeti nedeni ile müvekkile verdiği zararların bir kısmı olan 15.576,00 TL’nin zarar tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline , masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 24/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle, öncelikle zamanaşımı, husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafın tazmin için müvekkil şirkete süresi içerisinde müracaat etmediğini, davacının taraf tazmin için müvekkil şirkete süresi içerisinde müracaat etmediğini, davacı tarafın tazmini talebinde bulunduğu zararların giderilmesi ve tazminine ilişkin olarak özel bir başvuru usulü ve süresi öngörüldüğünün ilgili Yönetmelik hükmü nazarında görüldüğünü, davacı tarafından bu süre içerisinde müvekkil şirkete başvuru yapılmadan dava açıldığını, bu nedenle bu düzenlemedeki sürelerin geçirilmesinden dolayı zararın müvekkil şirket tarafından karşılanması talebi usul ve yasayla uyarlı bir talep olmadığından reddine karar verilmesini, hasarın müvekkil şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklandığının davacı tarafından ispatı gerektiğini, yasal süresi içerisinde zarara uğrayanlar tarafından başvuru yapılmasının yeterli olmadığını, hasarın müvekkil şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklı olması şartı arandığını, hasarın müvekkil şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklanmadığını, meydana gelen hasarda müvekkil şirkete yükletilebilecek bir kusur bulunmadığını, hasarın, müvekkil şirketin dağıtım sisteminin işletilmesinden kaynaklansa idi, aynı bina ve aynı koldan enerji alan diğer binalardaki müşterilerin de hasar görmesi gerekeceğini, gerek aynı binadan gerekse aynı şebekeden enerji alan diğer müşteriler tarafından müvekkil şirkete hasar için herhangi bir başvuru yapılmadığını, somut uyuşmazlıkta her iki şartın da gerçekleşmemiş olduğu hususu nazara alındığında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin ilgili birimleri ile yazışmalar sonucu edinilen bilgilere göre; iç tesisata bağlı K.A.K.R (Kaçak akım koruma rölesi) bulunmadığı ve bu nedenle iç tesisatın uygun olmadığının tespit edildiğini, Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği gereğince binanın sayaç girişinde tesisatı besleyen hatta ve daire içine ya da sayaç girişine Kaçak Akım Rölesi (KAR) koyulması, zorunlu olduğunu, genellikle kuruluşta bulunan bu aksamın sonradan devre dışı bırakılması veya tüketici tarafından Kaçak Akım Rölesinin bakım ve onarımlarının zamanında yaptırılmadığı durumlarda arıza ve yangınla karşılaşıldığını, Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği bu sorumluluğu abonelere yüklediğinden kaçak akım rölesinin bulunmadığı veya olması gerektiği şekilde çalışmadığı durumlarda da oluşan hasardan müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, Kaçak Akım Rölesinin mevcut ve çalışır halde bulunmasından işyeri sahibi sorumlu olduğu için meydana gelen hasardan da davacı sorumlu olacağını, Elektrik İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Yönetmeliğin 4.bölümünün 13.maddesinin 1/b fıkrasına göre bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan kısımdaki tesis ve teçhizatın sorumluluğu müvekkil şirkete ait olmadığını, Yönetmeliğin 13.maddesinin 1/b fıkrasında “Dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizat (bağlantı hattı) tüketicinin mülkiyetindedir. ” denildiğini, binanın elektrik kofra ve panosu ile bina içindeki kablolar, müşteri tarafından tesis edilmiş ve müşterinin mülkiyetinde yani sorumluluğunda olan kısımlardır. Bu kısımlarda meydana gelen arıza ve yangın olaylarında müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu hususun keşfen incelenerek tespit edilmesi gerektiğini, davacının işyerinde elektrik iç tesisatının Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği hükümlerine uygun olup olmadığı hususu davacının yükümlülüğünde olmakla yönetmeliğe aykırı olarak kurulan veya yönetmeliğe uygun olarak kurulmakla zamanında bakım ve onarımı yapılmayarak olması gerektiği gibi çalışmayan tesisat sebebi ile zarar meydana gelmiş ise bu sorumluluğun müvekkil şirkete yüklenmesi hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırılık teşkil edeceğini, dava konusu olayda müvekkil şirketin sorumluluğunun doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını, Müvekkil şirketin dava konusu olayın meydana geldiği mahalinde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı hususu göz önünde bulundurulduğunda huzurdaki davanın müvekkil şirket olmayacağı ve dava konusu edilen hasar ile müvekkil şirket faaliyeti arasında bir illiyet bağı kurulamayacağı açıkça görüldüğünü, zararla eylem arasında illiyet bağının mevcut olması, zararın eylemin bir neticesi olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın meydana gelmeyeceğinin kesin olarak bilinmesidir. Hiçbir hukuk düzeni mantık yasalarına göre mevcut olmayan illiyeti yaratamayacağını, mantık bakımından bu illete sonsuz zincir halinde neticeler bağlanabileceğini, kusur sorumluluğunda 3 halde illiyet bağı kesilebileceğini, bunların mücbir neden, zarar görenin ve 3. kişinin ağır kusuru olduğunu, Öğretide illiyet bağını kesen nedenlerin bütün sorumluluk halleri için (kusursuz sorumluluk da dahil) geçerli olduğu vurgulandığını, İlliyet bağı ve illiyet bağını kesen nedenlerin dava konusu olayda var olup olmadığının tetkiki gerektiğini, Elektrik İç Tesisatı Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak zorunlu önlem ve tedbirlerin alınıp alınmadığı, Kaçak Akım Rölesinin bulunup bulunmadığı (devre dışı bırakılıp bırakılmadığı), Kaçak Akım Rölesi mevcut ise davacı tarafından bakım ve onarımının zamanında yaptırılarak çalışır halde bulunmasının sağlandığı şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiğini, yapılan inceleme neticesinde Kaçak Akım Rölesinin bulunmadığının veya bakımının yaptırılmaması sebebi ile çalışır durumda olmadığının tespit edilmesi durumunda davacının ağır kusurlu olduğunun belirlenmesi ve illiyet bağının kopması nedeniyle müvekkilin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, aksi düşünülse bile, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bu hususun davacının müterafik kusuru olarak değerlendirilmesi gerekeceğini, davacının iddia konusu ettiği hasarı ispatlar delil sunamamakla birlikte talep konusu edilen meblağın neye göre hesaplandığını gösterir açıklama da yapamadığını, dava konusu edilen hasarın varlığı hangi sebeple meydana geldiği iddiadan öteye geçemediğini, söz konusu hesaplama yapılırken hasarlandığı iddia olunan parça bedellerinin neye göre tespit edildiği, eskime ve amortisman durumlarının hesaplamada dikkate alınıp alınmadığı, hurda bedellerinin düşülüp düşülmediği gibi indirilecek bedellerin değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın talebinin fahiş olduğunu, bununla birlikte zarar tarihinden itibaren avans faizi talebi de hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın tüm taleplerinin reddine karar verilmesini, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, elektrik kesintisi ve faz hataları gibi hizmet kusurundan dolayı davacının iş yerindeki makinelerde arıza meydana geldiği iddiasıyla meydana gelen zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce …’a müzekkere yazılarak hasar tarihleri arasında davacının işletmesine ilişkin elektrik akım, tüketim ve osos kayıtlarının detaylı olarak istenilmesi ve elektrik kesintisi olup olmadığının sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmış, … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak davacı ile aralarındaki abonelik sözleşmesi istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmış olup Mahkememizin 05/01/2023 tarihli ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, bilgi ve belgeler değerlendirilip dosya incelenerek meydana gelen hasarın sebebinin tespiti, zarar bedelinin kadri maruf olup olmadığının da tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Elektrik Mühendisi …, Makine Mühendisi …’ın 30/03/2023 tarihli raporunda özetle, 21.12.2012 tarihli Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği Kullanıcı zararının tazmini başlığı altında 26.maddesi hükmü uyarınca, Davacı abone tarafından zararın meydana geldiği tarihten itibaren zararın dağıtım hattından kaynaklı olarak meydana geldiği yönündeki şikâyetini 10(on) gün içerisinde Yetkili Davacı Dağıtım şirketine bildirdiğine dair herhangi bir belgenin dosya münderecatında görülmediği, Dava konusu soğuk hava depolarının arızalanmasının, Davalı sorumluluğundaki elektrik dağıtım şebekesi hattı kalitesi yetersizliğinden kaynaklı olarak meydana geldiğini gösteren herhangi bir somut verinin dosya içeriğinde bulunmadığı, Davalı … tarafından sunulan OSOS kayıtları incelendiğinde, davacının bulunduğu adresin enerjisinin verildiği trafo merkezindeki gerilim değerlerinin ülke standartlarında olduğu ve gerilim değerlerinin yönetmelik gereği belirlenen seviyeler dışına çıkmamış olduğu davacı aboneye ait adres ve çevresini besleyen elektrik dağıtım şebekesi hattı üzerinden elektrik enerjisi kullanan diğer abone/müşteriler tarafından hasar tarihi itibariyle davalı şirkete yapılan herhangi bir arıza veya şikayet başvurusu veya davalı tarafça aynı elektrik hattında yapılmış bir çalışma(kesinti-arıza) kaydı tespit edilemediği, davacıya ait soğuk hava depoları arızalarının davalı sorumluluğundaki elektrik dağıtım hattındaki enerji kalitesizliğinden kaynaklı olup olmadığının somut verilerle tespit edilememiş olması, tüm bu hususlar dikkate alındığında dava konusu hasara ilişkin Davalı … A.Ş.” ne teknik anlamda kusur atfedilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce celp edilen deliller ışığında rapor tanzimi için dosyanın konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişilerce yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlanan raporda 21.12.2012 tarihli Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği Kullanıcı zararının tazmini başlığı altında 26.maddesi hükmü uyarınca, davacı abone tarafından zararın meydana geldiği tarihten itibaren zararın dağıtım hattından kaynaklı olarak meydana geldiği yönündeki şikâyetini 10(on) gün içerisinde Yetkili Davacı Dağıtım şirketine bildirdiğine dair herhangi bir belgenin dosya münderecatında görülmediği, dava konusu soğuk hava depolarının arızalanmasının, davalı sorumluluğundaki elektrik dağıtım şebekesi hattı kalitesi yetersizliğinden kaynaklı olarak meydana geldiğini gösteren herhangi bir somut verinin dosya içeriğinde bulunmadığı, davalı … tarafından sunulan
OSOS kayıtları incelendiğinde, davacının bulunduğu adresin enerjisinin verildiği trafo merkezindeki gerilim değerlerinin ülke standartlarında olduğu ve gerilim değerlerinin yönetmelik gereği belirlenen seviyeler dışına çıkmamış olduğu , davacı aboneye ait adres ve çevresini besleyen elektrik dağıtım şebekesi hattı üzerinden elektrik enerjisi kullanan diğer abone/müşteriler tarafından hasar tarihi itibariyle davalı şirkete yapılan herhangi bir arıza veya şikayet başvurusu veya davalı tarafça aynı elektrik hattında yapılmış bir çalışma(kesinti-arıza) kaydı tespit edilemediği, davacıya ait soğuk hava depoları arızalarının davalı sorumluluğundaki elektrik dağıtım hattındaki enerji kalitesizliğinden kaynaklı olup olmadığının somut verilerle tespit edilememiş olması dikkate alındığında dava konusu hasara ilişkin Davalı …A.Ş.’ ne teknik anlamda kusur atfedilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiş olup, anılan raporun denetime elverişli ve somut olaya uygun olduğu kanaatine varılarak meydana gelen hasarda davalıya kusur atfedilemeyeceğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın reddine,
Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90-TL’nin, peşin alınan 266,00-TL harçtan mahsubu ile 86,1‬-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri olmadığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.. 06/06/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.