Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/116 E. 2022/311 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/116 Esas
KARAR NO : 2022/311

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 15/02/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 15/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulduğunu, geçerli bir şekilde varlığını sürdüren, … Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı, … vergi numarası ile kayıtlı, … MERSİS numaralı ve … adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirketi olduğunu, şirket’in tek pay sahibinin Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulduğunu, geçerli bir şekilde varlığını sürdüren, … Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı, … Vergi Dairesi’ne … vergi numarası ile kayıtlı, … MERSİS numaralı ve … adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olduğunu, 1 Temmuz 2016 tarihinde hissedar’ın toplam hisselerinin %51’i, dönemin tek hissedarı olan … T.C. Kimlik Numaralı, …, Türkiye adresinde mukim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı … tarafından, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş ve geçerli bir şekilde varlığını sürdüren, … Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı, … Vergi Dairesi’ne … vergi numarası ile kayıtlı, … MERSİS numaralı ve … adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olan … A.Ş.’ye devredildiğini, şirket’in 9 Ağustos 2018 tarihli ve 1 Temmuz 2016 tarihli genel kurul toplantıları neticesinde Şirket yönetim kurulunda yapılan değişiklikler sonucunda Şirket’in yönetim kurulu aşağıdaki üyelerden oluştuğunu, … T.C. kimlik numaralı ve …, … adresinde mukim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı …, yönetim kurulu başkanı; … pasaport numaralı ve …, …, … adresinde mukim Birleşik Krallık vatandaşı …, yönetim kurulu başkan yardımcısı: … T.C. kimlik numaralı ve …, Türkiye adresinde mukim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı …, yönetim kurulu üyesi olduğunu, bahsi geçen genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu belirlenirken, genel kurul toplantı ve müzakere defteri ve yönetim kurulu karar defteri (birlikte “Karar Defterleri”), avukatı … Barosu’na … numarası ile kayıtlı, …, …, Türkiye adresinde mukim avukat … ve… , …, Türkiye adresinde mukim … Şti. aracılığıyla …’nın zilyetliğinde bulunduğunu, Kabine Hukuk Bürosu tarafından, müvekkili …’nın talimatı doğrultusunda yönetim kurulu değişikliklerinin tescil işlemi tamamlandıktan sonra, Karar Defterleri … ve Kabine Hukuk Bürosu’nda, yani Şirket’in o dönemki yönetim kurulu başkanı sıfatıyla …’nın kontrolünde kaldığını, hissedar’ın pay sahipleri, … ile …A.Ş. arasında 6 Nisan 2016 tarihinde akdedilen hissedarlar sözleşmesi (“…’) kapsamında …’nın yükümlülüklerini yerine getirmemesinin bir sonucu olarak bir uyuşmazlığa taraf olduklarını, … hukukuna tabi olan …, …’den kaynaklanan veya … ile bağlantılı olarak ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümü için…’de tahkim öngörmektedir. … A.Ş. tahkim yargılamasında başarılı olmuş ve …’nın Hissedar’da sahip olduğu hamiline yazılı tüm hisselerini … A.Ş.’ye devretmesine karar verildiğini, sonuçta … A.Ş. 3 Kasım 2020 tarihinde Hissedar’ın tek hissedarı olduğunu, hissedarın, şirket’in esas sözleşmesini tadil etmek, yeni yönetim kurulu üyeleri atamak ve şirket kayıtlarını güncellemek istemiş olmasına karşın, şirket’in Karar Defterleri ile Şirket’in pay defterini (Karar Defterleri ile birlikte “Şirket Defterleri”) zilyetliğinde bulunmadığını, hissedar’ın şirket’in tek hissedarı olduğu tarihte Şirket, Şirket Defterleri’ne ilaveten, yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve bu defterlerde yer alan kayıtlara dayanak teşkil eden fatura, sözleşme ve benzeri her türlü belge ve dokümanlar ile söz konusu defterlerin oluşturulması için kullanılan tüm bilgisayar kayıtlarının kayıp olduğunun farkına vardığını, şirketin, yönetim kurulu üyelerini değiştirmek, genel kurul toplantısı yaparak idari kararlar almak dahil, ancak bunlarla sınırlı olmaksızın, gerekli işlemlerini yerine getirebilmek adına Defterler’e ihtiyaç duyduğunu, TTK Madde 64 uyarınca, her tacir, bu durumda Şirket, sadece mali ve muhasebe defterleri niteliğindeki defterleri değil, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu defteri, pay defteri gibi diğer şirket defterlerini de usulüne uygun tutmak zorunda olduğunu, ilaveten, TTK Madde 375/1 uyarınca şirketin defterlerini güvenli ve usulüne uygun olarak tutmak şirket yönetim kurulunun devredilemez görevlerinden biri olduğunu, bu nedenle, defterler’in yerinin tespit edilebilmesi ve güncellenebilmesi, şirket yönetim kurulunun yasal gerekliliklerine uyulması ve şirket’in devam eden faaliyetlerinin yerine getirilebilmesi amacıyla Şirket, yönetim kurulu üyelerine ihtarnameler gönderildiğini, şirket yönetim kurulu üyelerinden alınan yanıtlardan hareketle Defterler’in yeri tespit edilemediğinden, şirket’in bilgisi dahilinde defterler’i elinde bulundurma ihtimali olan ilgili bazı üçüncü kişilere ihtarnameler gönderildiğini, muhataplardan bazılarından belirli yanıtlar alındıktan sonra, bu yanıtlarda bahsi geçen defterler’i elinde bulundurma ihtimali olan kişi ve şirketlere ayrıca ihtarnameler gönderildiğini, şirket’in yönetim kurulu üyelerinden …’in, Türkiye dışında ikamet ettiği de göz önünde bulundurularak, defterler’i hiçbir zaman zilyetliğinde bulundurmadığı ve defterler’in nerede olduğu konusunda herhangi bir bilgisi olmadığı; diğer bir yönetim kurulu üyesi olan …’ın, Defterler’in nerede olduğunu bilmediği belirttiği; …’ın, Defterler’i hiçbir zaman zilyetliğinde bulundurmadığını veya defterler’in şu an nerede olduğunu bilmediğini belirttiği; … ve … Şirketi’nin, Defterler’in 30 Ocak 2019 tarihinde …’a teslim edildiğini belirttiği; …’ın, bir telefon görüşmesinde, Defterler’in Şirket’in önceki avukatı olan …’nın elinde olabileceğini belirttiği; “…’un, 30 Ocak 2019 tarihinde …’a Defterler’in … Hukuk Bürosu’ndan alınması talimatını vermiş olmasına karşın, defterler’in nerede olduğu hakkında hiçbir fikrinin olmadığını belirttiği, …’in, Defterler’in nerede olduğu hakkında bilgisi olmadığını, fakat Şirket’te çalıştığı sırada …A.Ş. ve … A.Ş. Adına hareket eden …’nin Defterler’i zilyetliğinde bulundurduğunu ve … istifa ettiğinde muhasebe hizmetlerinin … tarafından sağlandığını belirttiğini, müvekkil şirketçe defterler’in yerini tespit etmeye yönelik kapsamlı girişimlerin olumsuz sonuçlandığını, şirket tarafından şirket’in eski avukatı Sayın …’ya gönderilen ihtarnameye gelen cevabi ihtarname de 31 Ocak 2022 tarihinde teslim alındığını, en son gelen işbu cevabi ihtarname tarihi itibariyle defterler’in zayi olduğunun anlaşıldığını, bu nedenlerle şirket’e ait genel kurul toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri, pay defteri, yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin şirket tarafından en son görülmüş 2018 ara tasdikli hallerinin her birinin ayrı ayrı zayi olduğunun tespitini ve zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz tensip ara kararı gereğince; … Vergi Dairesi Müdürlüğüne davacı (VN:…)…’nin vergi incelemesi geçirip geçirmediği, hakkında bir soruşturma olup olmadığı hususunda müzekkereye yanıtı mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgeler, TTK’nın 82. maddesinin 1.fıkrasında;
Her tacir;
a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,
b) Alınan ticari mektupları,
c) Gönderilen ticari mektupların suretlerini,
d) 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri,
sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemeyle hüküm altına alınmıştır. TTK’nın 82. maddesinde neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir. Yine TTK’nın 82. Maddesinin (7) numaralı fıkrasında, “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir,” hükmü düzenlenmiştir. TTK’nın 82/7.maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.
Davacı taraf, şirket defter ve belgelerinin kaybolduğunu, şirket yönetim kurulu üyelerine ve üçüncü kişilere ihtarnameler gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını beyan etmiştir.
Somut olayda; talep konusu defterlerin kayıp nedeniyle zayi olduğunun belirtildiği, belgelerin zayi olmasında davacının kusur ve sorumluluğunun bulunduğu, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmedikleri anlaşıldığından ve TTK m.82/7’de belirtilen şartlar oluşmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden tahsiline yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.