Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2023/17 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/115 Esas
KARAR NO : 2023/17

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, 5957 sayılı yasa ile “Özel Toptancı Hali İşletmeciliği” yaptığını, davalının davacıya ait Özel toptancı hali işletmesi hal kayıt sistemini kullandığını, davalının davacıya ait “Özel Toptancı Hal İşletmesi”nde çalışmak zorunda olmadığını, dilerse İBB bağlı hallerde de çalışabileceğini, davacının da kendileri gibi tacir olması ve ticaret yapması sebebiyle,, kendilerine ait hal kayıt sistemini kullanırken bunun bedelini ödemek zorunda olduğunu, davacının ruhsatının varlığı sebebiyle hal kayıt sisteminin kullanıldığını, davalı ile birlikte bir takım kişilerin … 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında dava açtıklarını ancak mahkemenin davayı inceleyerek red ettiğini, davalının, tanzim edilen faturalara süresi içinde itiraz etmediğini, davalının “Hal Kayıt Sistemi” kullanması sebebiyle ödemediği faturalar sebebiyle … 32. İcra Müdürlüğünün … esas ve… esas sayılı dosyası ile … 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarından icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2018 yılının 6.ayından itibaren davalı ile hiçbir sözleşmesi olmamasına rağmen, davalıya “katılım payı” adı altında faturalar düzenleyerek davalıdan haksız ve hukuka aykırı şekilde aylık para ödemesini istediğini, davacı taraf, düzenlenen faturaların ödenmemesi ve/veya bu konuda itiraz edilmesi halinde, davlının kullandığı Hal Kayıt Sistemini (HKS) kapatmakla tehdit ettiğin ve buna dönük yazılı/sözlü mesajlar gönderdiğini, nitekim, ödeme yapmayan esnafların Hal Kayıt Sistemleri davacı tarafça kapatıldığını, Hal Kayıt Sistemi’nin kapatılması demek, işleri yapamaması anlamına geldiği için, davalının daha önce yapmış olduğu ödemeleri, davacı tarafın tehditleri altında yapmak zorunda kaldığıın, davalı ödeme yaparken, yapılan ödemenin haksız ödeme olduğunu banka dekontlarına şerh düştüğünü, davacının, ödeme yapmak istemeyen esnafların 11.09.2019 tarihinde de Hal Kayıt Sistemi’ni kapattığını, bunun üzerine tarafımızca, dava dışı … Ltd. Şti. adına … 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti istenmiş ve … Ticaret İl Müdürlüğüne de başvuruda bulunulduğunu ancak,…Ticaret İl Müdürlüğünün de girişimleri sonucunda, davacı tarafça kapatılan Hal Kayıt Sistemi, delil tespiti davasında bilirkişi incelemesi yapılmadan açıldığı için kendilerinin delil tespiti isteminden vazgeçildiğini, davalının da aralarında bulunduğu esnafların çabaları sonucu açılan Hal Kayıt Sistemi’nin kapatılamayacağını anlayan davacı taraf, bir daha Hal Kayıt Sistemi’ni kapatamadığını, bundan dolayı, davlının da bahsi geçen ödemeleri kestiğini ve davacı tarafa bir daha ödeme göndermediğini, davacının, davalıya gönderdiği tüm faturalara itiraz edilmiş ve/veya faturalar davacı tarafa iade edildiğini, yine kendisinin de aralarında bulunduğu esnaflar tarafından davacı tarafa … 1.Noterliğinin… tarih, … yevmiye ve … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnameleri gönderilerek; geçmiş dönemde davacı tarafça katılım payı adı altında hukuka aykırı şekilde tahsil edilen ödemelerin avans faiziyle birlikte iadesi istemiş ve katılım payı adı altında gönderilecek hiçbir faturayı kabul etmeyecekleri belirtildiğini, davacı, kendisinin de aralarında olduğu esnaflardan almış olduğu ödemeleri iade etmediğini, bunun üzerinde tarafımızca … 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin (mahkemenizin) …E. sayılı dosyası üzerinden alacak davası açıldığını, açılan alacak davası ilk derece mahkemesi tarafından “Faturaların ticari defter ve belgelere işlenmiş olduğu” gerekçesiyle reddedilmiş olup, verilen karar kendileri tarafından istinafa gönderildiğini, bahsi geçen dosyanın istinaf süreci İstanbul BAM 45. Hukuk Dairesinin 2021/1255 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, davacı tarafça gönderilen … 45.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde de “Ödemelerin yapılmaması halinde Hal Kayıt Sistemi’nin sonsuza kadar kapanacağı” tehdidi açıkça yazıldığını, davacı tarafa daha önceden yapılan ödemeler, bir sözleşmenin varlığı çerçevesinde değil, davacı tarafın Hal Kayıt Sİstemini (HKS) kapatma tehditlerinden kaynaklı olarak yapıldığını, bu tehdit ortadan kalktıktan sonra da, davacı tarafça kesilen faturalara itiraz edildiğini ve/veya faturalar iade edildiğini, davacı tarafından, dava konusu icra takibi nedeniyle kesilen ve davalı tarafından itiraz ve iade edilen hiçbir faturanın defter ve belgelerinde kayıtlı olmadığıın, önemle vurgulamak gerekir ki; Hal Kayıt Sistemi davacı tarafa ait bir sistem olmayıp, 5957 Sayılı Yasa’nın 15/1,a maddesinden de açıkça anlaşılacağı üzere Hal Kayıt Sistemini kurma ve işletme yetkisi yalnızca Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ait olduğunu, bu durum gözetildiğinde davacı tarafın Hal Kayıt Sistemi’ni işletme yetkisi kendisindeymiş gibi iddialar ileri sürdüğünü, davalı hal kayıt sistemi nedeniyle rüsum ödemesi yaptığını, bu ödeme dışında davalı ile yapılmış olan bir sözleşme olmadan, davalıdan katkı payı adı altında talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın,katkı payı adı altında talepte bulunabilmesi için müvekkil ile aralarında yapılmış olan bir sözleşmenin varlığı gerektiğini, nitekim konuyla ilgili olarak … Valiliği Ticaret İl Müdürlüğünün … tarih, …-… sayılı yazısı ile davacı şirkete göndermiş olduğu evrakta “Hal işleticisi firma ile meslek mensupları arasında özel hukuk hükümlerine göre akdedilen sözleşmelerde katılım payı ödenmesi gibi edimlerin öngürülebileceği…” belirtildiğini, bahsi geçen yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere, davacı tarafın katılım payı adı altında bir talepte bulunması için müvekkille bir sözleşme yapmış olması gerektiğini, davacı taraf ile davalı arasında katılım payı ödeneceğine ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, bundan dolayı da, davacı tarafın talepte bulunamayacağını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dosyanın delili olan … 32. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, … 32. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası, … 26. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile … 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları dosyamız arasına celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Mali Müşavir ile sektör bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 01/09/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası incelendiğinde; herne kadar husumetin “Hal Kayıt Sistemi”ne dayalı olduğuna ilişkin kaanatler oluşmuş ise de Hal Kayıt Sistemi’nin Ticaret Bakanlığı’na ait olduğu, Türkiye genelinde tüm hallerde kullanıldığı, davacının “Özel Hal İşletmeciliği” yaptığı ve bünyesindeki firmalara kullandırdığı bu sisteme ilişkin herhangi bir tahsilat yapamayacağı, bu sisteme ilişkin hizmet bedeli talep edemeyeceği, sistemi kullanan kiracılarına kapatamayacağı ve davaya konu edilen davacı tarafından tanzim edilen faturaların “Hal Kayıt Sistemi”ne ilişkin olmadığı, davacının hal kayıt sistemini faturalara ilişkin tahsilatını hızlandırmak amacıyla kapattığının anlaşıldığı, davacı ve davalının incelenen 2019-2020-2021 ve 2022 Yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, ticari defter kayıtları Mahkemenizin tarafımı görevlendirilen kararında da açık bir biçimde belirtildiği üzere, dayanakları ile birlikte dikkate alınmış olup, incelememizde davacının davalıya “Katılım Bedeli” karşılığı düzenlediği faturalaraın 2019 yılına ait olanların davacı tarafından postadan teslim alınmadan geri çevrildiği, 2020 yılına ait olanların ise, 2 adedine iade faturası tanzim edilerek davacıya gönderildiği ve faturaların davacının kayıtlarına intikal ettirildiği, diğer 9 adet faturanın ise e-fatura olarak tanzim edildiği ve GİB vasıtası ile davacıya ulaştırıldığı dikkate alındığında davalının kendisine tanzim edilen faturalara TTK. 21/2 Mad. uygun itirazda bulunduğu, davacının, yukarıda izah edilen sebeplerle bir kısım faturaları davalıya teslim etmediği, teslim ettiği faturalara davalı tarafından süresi içerisinde e-fatura tanzim edildiği, faturaların davacıyıa (GİB) Portalı üzerinden teslim edildiği, taraflar arasında yazılı olarak tanzim edilmiş bir sözleşmenin olmaması da dikkate alındığında; TTK ve VUK’ye uygun alacağın varlığına ilişkin tespit yapılamadığından davacının icra takibi ile yaptığı alacak talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının … 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 2019 yılı Eylül ve Ekim ayına ilişkin fatura alacağını icra takibine konu etmesi üzerine davalı borçlunun borca ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Sebze ve meyvelerin alımı, satımı ve devri ile toptancı hallerinin kuruluş, işleyiş, yönetim ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, uygulanacak yaptırımlar ve belediyeler ile diğer idarelerin görev, yetki ve sorumlulukları 11.03.2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılarak … tarihli ve … sayılı Resmî Gazetede Yayımlanan Sebze ve Meyve Ticareti ve Toptancı Halleri Hakkında Yönetmelikle düzenlenmiştir.
5957 sayılı Kanunnu 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi özel toptancı halini, gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan toptancı halleri olarak tanımlarken, 3 üncü maddesi toptancı hallerinin kurulması ve kapatılmasına ilişkin genel ilkeleri belirleyerek, toptancı hallerinin kurulmasına ve kapatılmasına ilişkin usul ve esaslarin Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, 9 uncu maddesinin 4 üncü fıkrası ise özel toptancı hallerinin, işletmecileri tarafından yönetileceği, özel toptancı halindeki hal yöneticisi ve diğer personelin işletmecisi tarafından istihdam olunacağı, 11 inci maddesinin 2 nci fıkrası gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan toptancı hallerindeki işyerlerinin, kiralama veya satış yoluyla işletileceği ve bunlara ilişkin işlemlerin yetkili kişi veya organlarınca yürütüleceği ve 11 inci maddesinin 6 ve 9 uncu fıkraları ise özel toptancı halinde faaliyet gösterenlerin kira sözleşmeleri ve satış işlemlerinin hangi hallerde fesih veya iptal edileceği hususlarını düzenlemiştir.
Mezkür Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, hal kayıt sistemini kurmaya, işletmeye, bu sistemin kuruluş ve işletilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve gerekli görülmesi hâlinde bu sistemin diğer kurumlar nezdinde tutulan kayıt sistemleriyle bağlanmasına yönelik çalışmaları yapmaya Ticaret Bakanlığını görevli ve yetkli kılmıştır.
Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, halde veya hale bildirilerek işlem gören malların cinsine, miktarına, fiyatına, alıcı ve satıcısına ilişkin bilgilerin elektronik ortamda tutulmasından özel toptancı hali işletmecileri ile belediyelerin sorumlu olduğunu ifade ederken, dördüncü fıkrası ise bu fıkra uyarınca (üçüncü fıkra) elektronik ortamda tutulan bilgilerin izlenmesi ve duyurulması, meslek mensuplarının kayıt altına alınması, bunlara yönelik veri tabanının oluşturulması ve toptancı halleri arasında ortak bilgi paylaşımının ve iletişimin sağlanması amacıyla, Ticaret Bakanlığı bünyesinde elektronik ortamda merkezi hal kayıt sistemi kurulucağını hükme bağlamıştır.
Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (p) bendi sistemi; Ticaret Bakanlığı bünyesinde elektronik ortamda kurulan ve internet tabanlı çalışan merkezi hal kayıt sistemi ve (r) bendi ise sistem internet sayfasını; www.hal.gov.tr’yi ifade eder şeklinde tanımlamıştır.
Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, teminatlara ilişkin bilgileri sisteme kaydetmeyi ve güncellemeyi, (g) bendi işyerleri ile burada faaliyet gösteren üretici, üretici örgütü, komisyoncu ve tüccarlara ilişkin bilgileri sisteme kaydetmeyi, kayıtlı bilgileri güncellemeyi, sisteme kaydedilenlerin her biri için dosya açmayı ve ilgili evrakı bu dosyada muhafaza etmeyi ve (i) bendi ise bildirim işlemleri ile hal rüsumuna ilişkin iş ve işlemleri yürütmeyi, bildirimciler tarafından iletilen analiz sonuçlarını aynı gün içinde sisteme işlemeyi toptancı hal yönetim birimince yapılacak iş ve işlemler arasında saymıştır.
Hal Kayıt Sistemi ile halde veya hale bildirilerek işlem gören malların cinsine, miktarına, fiyatına, alıcı ve satıcısına ilişkin bilgiler ile Bakanlıkça gerekli görülecek diğer hususların elektronik ortamda tutulması ve elektronik ortamda tutulan bu bilgilerin izlenmesi ve duyurulması, meslek mensuplarının kayıt altına alınması, bunlara yönelik veri tabanının oluşturulması ve toptancı halleri arasında ortak bilgi paylaşımının ve iletişimin sağlanması amaçlanmıştır.
Bu kapsamda, ülkemizde üretilen ve ithal edilen sebze ve meyvelerden, sınai işletmeler, ithalatçılar ve ihracatçılar, üretici örgütleri, toptan alım satım yapan komisyoncu ve tüccarlar, perakende ticareti ile uğraşan market, manav, pazarcılar, malları münhasıran kendisi kullanan otel, lokanta, hastane vb. yerler tarafından alım satıma konu olanların Hal Kayıt Sistemine bildirimi 5957 saylı Kanunun Yürürlüğe girdiği 2012 yılından itibaren zorunlu hale gelmiştir.
Bu bildirimlere istinaden sebze ve meyve ticaretine ilişkin veriler elde edilebilmekte ve sebze ve meyve ticareti ile iştigal edenlerin kayıt altına alınması, toptancı halleri arasında ortak bilgi paylaşımı, sektördeki kayıt dışılığın önlenmesi, hesap verilebilirlik ile saydamlık, sebze ve meyve ticaretine yönelik olarak daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilmesi, tüketicilerin ürün künyeleri sayesinde tükettikleri ürünün nerede ve kim tarafından üretildiği gibi bilgilere ulaşabilmesi sağlanmaktadır.
Ticaret Bakanlığı Hal Kayıt Sistemi Haziran 2022 verilerine göre ülkemizde 6 sı özel toplam 176 toptancı hali faaliyet gösterdiği, hal kayıt sitemine; pazarcı, üretici, hal içi tüccar, hal dışı tüccar, komisyoncu, market, üretici örgütü, manav vb. sıfatları taşıyan toplam 62.061 gerçek ve tüzel kişinin kullanıcı olarak kayıtlı olduğu ve bu kullanıcılar tarafından 2021 yılında 193.069.354 ve 2022 yılının Haziran Ayı itibari ilede 105.434.353 bildirim işlemi yapıldığı görülmektedir.
Dolayısı ile hal kayıt sistemi her hangi bir belediye veya özel toptancı haline ait bir sistem olmayıp, Ticaret Bakanlığı tarafından elektronik ortamda kurulan ve internet tabanlı olarak çalışan merkezi hal kayıt sistemidir. 5957 Sayılı Kanun ve buna bağlı olarak çıkarılan Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuatta belirtilen şartları taşıyan tüm meslek mensupları herhangi bir kayıt veya katkı payı payı ödemeden, ilgili toptancı hali veya Ticaret İl Müdürlüklerince sisteme kullanıcı olarak kayıt edilmektedir.
Aynı zamanda, 5957 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası, toptancı halinde satılan mallardan yüzde bir, toptancı hali dışında satılan mallardan yüzde iki oranında hal rüsumu tahsil edileceği ve yedinci fıkrası ise dördüncü fıkra uyarınca özel toptancı hali işletmecisi hesabında biriken tutarların yarısı aylık olarak izleyen ayın beşinci gününe kadar ilgili belediyeye ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir.
Yönetmeliğin 44 üncü maddesinin yedinci fıkrası hal rüsumunun, hal kayıt sistemi üzerindeki bildirim işleminin tamamlanmasıyla tahakkuk edeceğini ifade etmiştir. Dolayısı ile toptancı hallerinde faaliyet gösterenlerin hal kayıt sistemini kullanmaları diğer bir ifade ile ticarete konu malların hal kayıt sistemine bildirilmelerinden dolayı tahakkuk eden hal rusumundan özel toptancı halleri de kendi payına düşen tutarı almaktadır.
Ticaret Bakanlığı cevabi yazısı “5957 sayılı Kanunda toptancı hal gelirleri maddeler halinde açıkça sayılmamış olup; rüsum gelirleri, iş yeri kira gelirleri olarak mevzuatın ilgili bölümlerinde hüküm altına alınmıştır. Ayrıca rüsum gelirlerinin belli bir kısmının toptancı hal faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için gerekli olan hizmetlerin devam ettirilebilmesi amacıyla kullanılması gerektiği belirtilmiştir. 5957 sayılı Kanun ve alt düzenlemelerinde toptancı hallerinin aidat, katılım payı ve benzeri adlar altında tahsilat yapabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup herhangi bir hizmet verilmeden böyle bir ücret talep edilmesinin mevzuata uygun olmayacağı, ancak hal işleticisi firma ile halde faaliyet gösteren meslek mensupları arasında özel hukuk hükümlerine göre akdedilen sözleşmelerde belirlenecek hizmetlere karşılık ve sunulan hizmet ile mütenasip olarak ücret talep edilebileceği” şeklindedir.
Özel toptancı halleri veya belediyeler tarafından işletilen toptancı hallerinin, hal kayıt sistemini kullandığı gerekçesiyle, meslek mensuplarından, 5957 sayılı Kanun ve buna bağlı çıkarılan mevzuat kapsamında katılım payı veya kayıt ücreti talep edip edemeyecekleri hususunda herhangi bir düzenleme bulunmadığından özel hukuk hükümleri kapsamında da taraflar arasında bu konuda sözleşme bulunmadığından davacının alacak talebi yerinde değildir.
Hal kayıt sisteminin kapatılması veya pasife alınması Yönetmeliğin 41 inci maddesinin on dördüncü fıkrasında; bildirim üzerine tahakkuk eden hal rüsumunun beş iş günü içinde ödenmemesi halinde, ödeme yapılana kadar yeni bir bildirimde bulunulamayacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm kapsamında, belediyelerin, hal rüsumunu süresi içinde ödemeyen bildirimcilerin hal kayıt sistemi üzerinden bildirimlerini kapatma yetkisi bulunmaktadır.
Bu kapsamda davacının, davalıların kullanmış olduğu hal kayıt sistemini Yönetmeliğin 41 inci maddesinin on dördüncü fıkrası dışındaki herhangi bir sebepten dolayı kapatma veya pasife alma gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.
Davacı ve davalının incelenen 2019-2020-2021 ve 2022 Yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının davalıya “Katılım Bedeli” karşılığı düzenlediği faturaların 2019 yılına ait olanların davacı tarafından postadan teslim alınmadan geri çevrildiği, 2020 yılına ait olanlarIN ise 2 adedine iade faturası tanzim edilerek davacıya gönderilerek faturaların davacının kayıtlarına intikal ettirildiği, diğer 9 adet faturanın ise e-fatura olarak tanzim edildiği ve GİB vasıtası ile davacıya ulaştırıldığı dikkate alındığında davalının kendisine tanzim edilen faturalara TTK. 21/2 hükmüne uygun itirazda bulunduğu, davacının bir kısım faturaları davalıya teslim etmediği, teslim ettiği faturalara davalı tarafından süresi içerisinde e-fatura tanzim edildiği, faturaların davacıya (GİB) Portalı üzerinden teslim edildiği, taraflar arasında yazılı olarak tanzim edilmiş bir sözleşmenin bulunmadığı dikkate alındığında ve yukarıda belirtilen gerekçelerle ilgili mevzuat gereğince davacının alacak talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davacının icra takibi ile yaptığı alacak talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine, alacağın var olup olmadığı yargılama neticesinde belirlendiğinden davacı haksız ve kötüniyetli olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 267,46 TL harçtan mahsubu ile bakiye 87,56‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 350,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”