Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2022/835 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/535 Esas
KARAR NO : 2022/845

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 22/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2009 senesinden 26/10/2021 tarihinde kadar …Tic Ltd Şti’nin ortağı olduğunu, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, şirket müdür olan diğer ortakların şirketi iyi idare edemediğini, müvekkilinin ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığını ve müvekkiline kar dağıtımı yapılmadığını, şirket bilançolarının gösterilmediğini, bu nedenle müvekkilinin TTK gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, … 27 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile müvekkilinin şirketteki %20 lik hisse payına karşılık gelen ayrılma akçesi bedelinin 480.000 TL hatalı, hileli ve eksik hesaplandığını, şirketin üzerine kayıtlı taşınmazların, malların, banka hesaplarının bu hesaba dahil edilmediğini, ayrılan şirket ortağının esas sermaye payının gerçek değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen kar payının kendisine ödenmediğini bildirerek; öncelikle müvekkilinin dava süresince dava konusu olan müvekkilinin maddi haklarının korunması açısından şirkete ait resmi kayıtlarda görünen aktiflere, taşınır ve taşınmazlarına, banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkiline hatalı ve hileli eksik verilen ayrılma akçesinin tespit edilmesi için %20 lik payına karşılık gelen esas sermaye gerçek bedelinin bilirkişilerce hesaplanması sonrası muaccel hale geldiği tarihten itibaren alması gereken eksik ödenen ayrılma akçesinin ticari faizle birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen yasal olarak hesaplanması gereken kar payının hak ettiği tarihten itibaren ticari faizle müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından sunulan 07/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın davacının ayrılma akçesi ve kar payı alacağının ödenmesi talepli olarak müvekkili aleyhine açıldığını, 6102 sayılı TTK.nun 4/1-a maddesine göre ticari dava olduğunu, huzurdaki davanın 22/07/2022 tarihinde açıldığını, Mahkemece 27/07/2022 tarihli tensip tutanağının 9 ve 10 numaralı ara kararları ile davacıya dava şartı arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulması için süre verildiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağının incelenmesinde arabuluculuk sürecinin 23/07/2022 tarihinde başlaığı, son oturum tutanağının düzenlendiği tarihin 17/08/2022 olduğu, dava şartı arabuluculuğun süresi içerisinde yerine getirilmediğini, bu nedenle arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten ayrılma akçesi ve kar payı alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu bildirerek; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16/09/2022 tarihli dilekçesi ile; uyap avukat portaldan arabuluculuk başvuru tutanağında arabulucuya başvuru tarihinin 12/07/2022 tarihi olarak belirlendiğini, 22/07/2022 tarihinde hem arabulucuya müracaat ettiklerini hem de dava açtıklarını usul ekonomisi gereğince davaya devam edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk” MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davanın 22/07/2022 tarihinde açıldığı, dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağında başvuru tarihinin 23/07/2022 olarak yazıldığı, avukat portalında ise 22/07/2022 tarihi olarak yazıldığı, arabuluculuk sürecinin bittiği tarih olarak da 17/08/2022 tarihinin belirlendiği, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2.maddesi uyarınca davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, davacı tarafından dava açıldığı tarih itibariyle arabuluculuğa müracaat edilmiş ise de; anlaşamama tutanağı dava açıldıktan sonra 17/08/2022 tarihinde düzenlenmiş olduğundan Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2.maddesi de düzenlenmiş olan dava şartının yerine getirilmediği, bu zorunluğa uyulmaması nedeniyle davanın HMK 114-2 ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Harç peşin alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/12/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.