Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/840 Esas
KARAR NO : 2022/317
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
Mahkememizdeki Menfi Tespit davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket; 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 74. Maddesi uyarınca, 4447 sayılı İşssizlik Sigortası Kanununa ek olarak getirilen geçici 10. Maddesi kapsamında işverenlere sağlanan istihdam teşviki ve 687 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen teşvik ile 6645, 27103, 17103, 7252, 14857, 7103 gibi sayılı kanun numaraları seçilerek faydalandırılan teşvik tutarlarının hesaplanması ve şirketlere raporlanması kapsamında danışmanlık hizmeti veren bir firma olduğunu, devlet tarafından bir takım kriterlerin sağlanması koşulu ile istihdamı arttıran şirketlerin ödemesi gereken sigorta primlerinde indirimler yapılmakta, bu tutarlar da İşsizlik Sigortası Fonundan karşılandığını, bu indirimden yararlanmak isteyen şirketlerin sağlaması gereken kriterlerin belirlenmesinin zor olması, teşvik hesaplamasının karmaşık ve özel bilgi gerektiren bir hesaplamayı gerektirmesi nedeniyle şirketler “teşviklerin belirlenmesi ve hesaplanması” işini müvekkil şirket gibi bu konuda uzman şirketlere verdiğini, müvekkil şirket de müşterisi olan bu firmaların kanun kapsamında teşviklerini hesaplamakta ve raporlamakta, yapılan hesaplama sonucunda bu firmaların elde ettikleri teşvik tutarlarının belirli bir yüzdesini de, anlaştıkları oran doğrultusunda müşterisinden fatura karşılığında tahsil ettiğini, işin mahiyeti gereği, kanun numarası belirtilen teşvikler her ay düzenli şekilde hesaplanarak firmalara raporlandığını, tüm bu teşviklere ek olarak, 7103 sayılı yasa kapsamında, 1 Haziran 2018 tarihine kadar Sosyal Güvenlik Kurumunun online e-bildirge sistemi üzerinden başvurusunu yapan şirketler için de, 2011’den bugüne kadar geçmişe dönük faydalanılmamış veya eksik faydalanılmış aylar için de, hesaplama yapılıp 30 Haziran 2020 tarihine kadar SGK’nın online sistemine yüklenmesi, Sosyal Güvenlik Kurumunun memur onayından geçmesi koşulu ile faydalanılması da yasa koyucu tarafından sağlandığını, müvekkil şirket müşterilerine bu kapsamda da hizmet verdiğini, müvekkil şirketin vermiş olduğu bu hizmet için de müvekkil şirketin geçmişe dönük faydalandırdığı teşvik kazancının müşteri ile yapılan sözleşmelerde yazan oranı kapsamında fatura mukabilinde müvekkil şirkete ödendiğini, davalı şirket ise, müvekkil şirket ile aynı alanda, müvekkil şirketin rakibi olarak hizmet veren ve bu kapsamdaki teşvik hesaplama hizmetine ilişkin yazılım sistemi geliştirmiş bir firma olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme konusu işin yerine getirilmesi esnasında davalı şirket tarafından yapılan ve yüklenen hesaplamaların hatalı olduğu müvekkil şirket tarafından tespit edilmiş, davalı şirketin hatalı hesaplamaları ve kusurlu hizmeti nedeniyle müvekkil şirket birçok müşteri kaybına uğradığını, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkil şirket tarafından 27.04.2020 tarihinde haklı nedenle feshinden kısa bir süre önce davalı şirketin sözleşme gereğince yerine getirmesi gereken hizmeti vermemesi, hatalı ve eksik hesaplama yapması nedeniyle davalı şirket müvekkil şirketin müşterilerinden olan … LTD.ŞTİ.’nin teşviklerden eksik faydalanmasına sebep olmuş ve sözleşme kapsamında bu eksikliğin de müvekkil şirket tarafından karşılanması bahsi geçen şirket tarafından müvekkil şirketten istenildiğini, söz konusu şirket dışında, müvekkil şirketin hizmet verdiği müvekkil şirketin bir çok müşterisi de bu süreçte muhatap davalı şirketin hatalı hesaplaması sebebiyle yersiz faydalandırma cezaları ile karşı karşıya kalmış ve bu nedenle de müvekkil şirket müşteri ve itibar kaybına uğradığını, davalı şirketin hatalı hesaplaması sebebiyle yersiz faydalandırma cezaları ile karşı karşıya kalan firmalar olduğunu, müvekkil şirket, davalı şirkete cari dönem hesaplamaları için sözleşmede belirtilen rakamı eksiksiz ve zamanında ödediğini, ancak davalı şirket eksik ve hatalı hesaplama yaptığı için, daha sonra davalı şirketin aynı sistemi üzerinden geçmişe dönük hesaplama yapılmış, yapılan bu hesaplamada, müvekkil şirketçe davalı şirkete cari dönem için ödeme yapılan dönemlere ilişkin yüklemeler çıktığını, müvekkil şirket de bu farklı rakamları davalı şirketin sistemi üzerinden yüklediğini, söz konusu geçmişe dönük yüklemeler bu nedenle oluştuğunu, müvekkil şirket, takip konusu faturalarda ve sözleşmede belirtilen tutarları davalı şirkete eksiksiz ve zamanında ödediği halde, davalı şirketin eksik ve hatalı hesap yapması ve ayıplı hizmeti nedeniyle, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra tehdidi altında bıraktığını, bütün banka hesaplarına ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının davalı şirketin uhdesine geçmesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, bu kapsamda davamızın kabulü ile birlikte müvekkil şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyası ile tüm fer’ileri bakımından ve takibe konu tüm hususlar yönünden davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, müvekkil şirketin daha fazla mağduriyetine sebep olunmaması ve telafisi imkansız zararlar doğmaması açısından takibin öncelikle teminatsız olarak durdurulmasını, aksi halde belirlenecek teminat mukabilinde durdurulmasını, bu talebimizin kabul görmemesi halinde ise İcra ve İflas Kanunu 72. maddesine göre teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı taraf haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesince cari dönem hesaplamaları için sözleşmede belirtilen bedelleri eksiksiz ve zamanında ödediğini iddia etmiş ise de davacı bu iddiasına rağmen yaptığını iddia ettiği ödemelere ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, icra takibine konu faturalar davacıya tebliğ edildiğini ancak davacı tarafça bu faturalara itiraz da edilmediğini, bu beyanlarının devamında ise çelişki oluşturacak şekilde davalı müvekkil şirketin eksik ve kusurlu hizmetlerinden dolayı zarara uğradıklarını, bu nedenle ödeme yapmak istemediklerini beyan ettiğini, taraflar arasında İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından açılan davada davacı şirket yine benzer iddia ve taleplerde bulunulduğunu, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde de yargılama devam ettiğini, davacı tarafça şimdiye kadar müvekkil şirkete hatalı ve kusurlu hizmet iddiası ile açtığı bir tazminat ya da alacak davası bulunmadığını, davacının iddiaları borçtan kurtulmaya, süreci uzatmaya yönelik iddialar olduğunu savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasındaki danışmanlık hizmet sözleşmesi nedeniyle davalı tarafından fatura alacağının takibe konulması nedeniyle icra dosyasındaki takip talebinde belirtilen faturalardan dolayı davacının borçlu olmadığına dair açtığı menfi tespit davasıdır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki dava, davacı şirketin danışmalık hizmeti nedeniyle yerine getirdiğini iddia ettiği hizmet nedeniyle hakettiğini iddia ettiği alacağının davalı tarafça sistemin kapatılarak sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacı tarafça alacak miktarının tespit edilememesi nedeniyle alacaklarının tespiti ile davalıdan tahsiline dair açılan alacak davasıdır.
HMK.nın 166. maddesi hükmü gereğince; aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. 14.02.1992 gün, 1999/3 Esas ve 992/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince; bir yargı çevresinde kurulmuş aynı düzeyde, birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi açısından “aynı mahkeme” sayılır. Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında “bağlantı” olduğu varsayılır. (HMK. 166)
Mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde celp edilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile mevcut dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her iki davanın taraflarının aynı olduğu, uyuşmazlığın aynı danışmanlık hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, her iki dosyada da eksik ve hatalı hesaplama yapıldığı, ayıplı hizmet verildiği iddialarının bulunduğu, bu nedenlerle haklı fesih olup olmadığı iddiasının tartışılması gerektiği, her iki şirket açısından SGK kayıtları incelenerek tarafların ticari ilişkisi kapsamında alacak-borç durumunun tespiti gerekeceğinden davalar arasında hukuki ve fiili bağlantının bulunduğu anlaşılmakla HMK. 166. maddesi gereğince mahkememizin … esas sayılı dosyasının İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin…esas sayılı dosyası üzerinden birleştirilmesine, yargılamaya daha ileri aşamada bulunan İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/466 esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına, mahkememiz esasının birleştirme sebebiyle bu şekilde kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, yargılamaya daha ileri aşamada bulunan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hüküm ile birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2022
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”