Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/835 E. 2023/455 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/835 Esas
KARAR NO : 2023/455

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın … şubesi ile … arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçluya tahsis edilen kredi borcunu ödememesi üzerine asıl borçlu ile davalı kefile … 58. Noterliğinin … tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide edildiğini, ancak yine borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı üçüncü kişi … arasında 28/08/2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme limitinin 120.000,00 TL olduğunu, ancak bu kredi borcunun kapatıldığını, yine taraflar arasında 24/02/2016 tarihinde imzalanan 160.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine ise müvekkilinin eşinin rıza göstermemesi nedeniyle kefalet sözleşmesi kurulamadığını, bu kapsamda müvekkilinin davacı bankaya bir borcunun bulunmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı ile dava dışı borçlular hakkında kredi borcundan kaynaklanan toplam 470.757,82 TL bedelinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe, borca borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 2017/1018 Esas – 2019/480 Karar, 08/05/2019 karar sayılı kararı ile; davanın kabulü ile takibin 60.000,00 TL üzerinden devamına, 60.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren %40 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV uygulanmasına, % 20 oranındaki 12.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 24/09/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile mahkeme kararını istinaf ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/2368 Esas – 2021/1766 Karar sayılı 08/12/2021 tarihli kararı ile; “ilk derece mahkemesince aynı bilirkişiden banka şubesinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle yukarıda açıklanan hususların tespitine yönelik ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Önceki raporu sunan bankacı …’a HMK 218 Mad. Gereğince yerinde inceleme yetkisi verilerek davacı banka kayıtları üzerinde istinaf kaldırma ilamı çerçevesinde inceleye yapılarak varsa davacı banka alacağının tespit edilmesi için rapor tanzimini yönünde rapor alındığı, bilirkişinin mahkememize sunduğu 11/05/2022 tarihli raporunda; Dava ve İcra Dosyaları ile bu dosyalara ibraz edilmiş belgeler ve davacı bankanın … şubesi “Yerinde yapılan” noter tasdiklerini ihtiva eden Ticari Defterleri ve Yardımcı kayıtları incelemeye tabi tutulmuştur.
1.) Davalı Kredi Borçlusu … ile davacı banka arasında aşağıda tabloda sunulan tarih ve tutarlarda Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri imzalandığı tespit edilmiştir.
Davalı …, 28.08.2012 tarihli yazılı beyanında, …’ın doğmuş ve/veya borçlarına, …. önceki kefil olunan tutar 0 Yalnız Sıfır, arttırılan tutar 120.000,00,-TL müteselsil kefil olduğumu kabul ederim. (Yalnız 120.000,00,-TL)
Davalı kefil …’in eşi …, 28.08.2012 tarihli yazılı beyanında, …’ın kredilerden doğmuş ve/veya doğacak borçlarını eşim …’in 120.000,00,-TL ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefil olmasına RIZAM olduğunu beyan ederim. Yazılı beyanda bulunmuştur.
2.)24.06.2016 tarihinde imzalanan GKS’de, …’in, imzaya olan itirazı üzerine 12.07.2018 tarihinde Belge İnceleme (grafoloji) ve Sahtecilik Uzmanı Adalet Kom. Yeminli Bilirkişisi … ve 30.11.2018 Adli Tıp Uzmanı … tarafından düzenlenen imza tetkik incelemesinde, 24.02.2016 tarihinde düzenlenen GKS aslında “EŞ RIZASI BEYANI” bölümündeki …ismine atfen atılı imzanın …’in eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
24.06.2016 tarihli GKS’deki Eş Rızasına ilişkin atılan imzanın davalı kefil …’in eşi … eli ürünü olmamasının bilirkişi raporları ile belirlenmesi sonucu, kefalet sözleşmesi kurulamadığı kanaatine varılmıştır.
3.) Taraflar arasındaki GKS’nin 76 maddesi ihtilaf halinde davacı banka kayıtlarının delil olacağı kararlaştırılmış olduğundan, incelemede davacı banka kayıtları esas alınmıştır.
4.) Davacı bankanın, dava dışı kredi borçlusu …’dan aşağıda tabloda kredi türleri hesap numaraları belirlenen toplam 404.756,09 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
5.) Yukarıda kök bilirkişi raporunda sunulmuş olan tabloda, kullandırılmış olan kredilerin kullandırım tarihleri belirtilmiş olduğu, Kullandırılan 1,2,3 ve 4 nolu krediler, taksitli krediler olması nedeniyle, ödeme planına bağlanmış, kredi başlangıç ve vade tarihleri belirlenen krediler olduğu, KMH kredisinin ise B/C hesap şeklinde çalışan bakiyesi 0’a inip yeniden kullanıma açık bir kredi olduğu, İstinaf kaldırma kararı kapsamında; 2,3 ve 4 nolu kredilerin kullandırım tarihleri dikkate alındığında, 28.08.2012 tarihli Sözleşme sonrası kullandırılan krediler olduğu, bu durumda kefilin sadece aşağıda tabloda dökümü sunulan 2, 3 ve 4 nolu krediler toplamı 315.235,81 TL’den, 24.12.2016 tarihli 160.000,00 TL kefalet limitli sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunun oluşacağı kanaatine varılmıştır. a.) Temerrüt Tarihi ve Bu Tarih İtibarıyla Davacı Alacağının Tespiti :
1.) Davacı banka … 38. Not. … tarih ve … Yev. nolu ihtarı ile 11.09.2017 kat tarihi itibariyle yukarıda tabloda dökümü sunulan toplam 404.756,11 TL’nin 7 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiştir.
2-)Taraflar arasındaki sözleşmenin Müşterinin Kanuni İkametgahı bölüm başlıklı 84. Maddesi kapsamında dava dışı kredi borçlusuna ihtarın 14.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği. Tebliğ açıklamalı tablo aşağıda sunulmuştur.
c.) Takip Tarihi İtibarıyla Toplam Borcun Hesabı :
1.)Taraflar arasında imzalanan Genel Nakdi Ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin temerrüt faizine ilişkin 71. maddesi; Nakdi Ve Gayrinakdi Kredilerde Müşterinin Borçlar Tamamen Ödeninceye Kadar Yükümlülükleri
Müşterinin Borçlar Tamamen Ödeninceye Kadar Yükümlülükleri
MADDE: 72. “Müşteri, cari hesabın veya hesapların kesilmesi yahut Sözleşmenin feshi veya Bankanın işbu Sözleşme çerçevesinde verdiği teminat mektuplarından, kontrgarantilerden, kefa-letlerden, diğer garantilerden, kabul ve avallerden dolayı muhataplara herhangi bir ödeme yapması halinde, borç bakiyesini veya Bankaca ödenen tutan, ilk talepte derhal, herhangi bir itirazda bulunmaksızın nakden veya Banka dilerse hesaben ödemeyi kabul eder. Müşteri sözü geçen tutarları ve bu Sözleşmenin diğer Maddelerine göre ödemek zorunda olduğu tüm tutarları ödemekte ge-ciktiği takdirde, borç bakiyelerinin tamamı ödeninceye kadar faiz, komisyon, gider vergisi, masraf ve diğer hususların, kredinin kesilmesi anında geçerli olan şartlar dairesinde işlemeye devam edeceğini; ancak borcun hangi tür krediden doğdu-ğuna ve bu kredi vadesine bakılmaksızın, cari hesabın veya hesapların kesilmesi, Sözleşmenin feshi veya gayrinakdi krediden dolayı, Bankaca ödeme yapıldığı tarihte, Bankaca Borçlu Cari Hesap şeklinde çalış-tırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizini bu faizin gi-der vergisini ve fon payını ödemeyi, bunlara ek olarak Bankanın yapacağı bütün masrafları da ödemeyi aksi halde bu masraflar için de aynı şekilde temerrüt faizi ödemeye zorunlu olmayı kabul ve taahhüt eder.” hükmüne amirdir.
2.) Davacı banka sözleşmenin temerrüde ilişkin maddesinde, cari hesabın kesilmesi durumunda Bankaca Borçlu Cari Hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizini uygulanacağı hüküm altına alınmış olduğu, davacı bankanın incelemede dosyaya sunduğu Genel Müdürlük Muhasebe Müdürlüğünün … tarih ve … nolu Genel Mektup bildiriminde, (İLİŞİK:2) ticari kredilerde söz konusu oranın %27 (%27×2) =54 dikkate alınacağını şubelerine bildirdiği görülmektedir. Davacı Bankanın tespitlerimiz altında talep ettiği %40 faiz oranı ve bu oranın altında talep ettiği oranlarla bağlı olduğu görüşüne varılmıştır.
İSTİNAF kaldırma kararı kapsamında, davalı kefilin 160.000,00,-TL’lik kefalet limitinin talep edilen kredilere dağılımına ilişkin tablo aşağıda sunulmuştur.
3.A) Davacı bankanın, dava dışı Kredi borçlusu …’dan kat tarihi 11.09.2017 itibariyle … nolu kredi kartı alacağından kaynaklanan 50.540,25,-TL ‘ye, 11.09.2017 kat tarihinden 22.09.2017 Temerrüt tarihine kadar %22,08 akdi faiz, Temerrüt tarihinden Takip Tarihi 04.10.2017 tarihine kadar %28,08 Temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama tablosu aşağıda sunulmuştur.
Davacı bankanın tespitlerimiz altında talep ettiği 56.201,58,-TL’lik asıl alacak talebi ile bağlı olduğu.
Takip talebinde davalı kefil …’ten Kredi kartına ilişkin talepte bulunulmamıştır.
3.B) Davacı bankanın, dava dışı Kredi borçlusu … ve davalı Müteselsil kefil …’den, kat tarihi 11.09.2017 itibariyle 37642, 36434 Taksitli Ticari Kredi alacağından kaynaklanan 142.343,59,-TL (Talep 370.093,59,-TL) ‘ye, 11.09.2017 kat tarihinden 22.09.2017 Temerrüt tarihine kadar %14,40 akdi faiz, Temerrüt tarihinden Takip Tarihi 04.10.2017 tarihine kadar %40,00 Temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama tablosu aşağıda sunulmuştur.
Davacı Bankanın tespitlerimiz üzerinde kalan 380.361,14,-TL’lik talebinin yerinde olmadığı.
3.C) Davacı bankanın, dava dışı Kredi borçlusu … ve davalı Müteselsil kefil …’den, kat tarihi 11.09.2017 itibariyle … nolu kredili Mevduat hesabı alacağından kaynaklanan 3.373,59,-TL ‘ye, (Talep 6.635,90,-TL) 11.09.2017 kat tarihinden 22.09.2017 Temerrüt tarihine kadar %22,08 akdi faiz, Temerrüt tarihinden Takip Tarihi 04.10.2017 tarihine kadar %28,08 Temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama tablosu aşağıda sunulmuştur. Davacı Bankanın tespitlerimiz üzerinde kalan 27.434,32 TL’lik talebinin yerinde olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bankacı bilirkişiye ait 11/05/2023 tarihli ek rapor şu şekildedir;
Sayın Mahkemenizin 29.03.2023 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile: “Bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin itirazlarının kabulü ile dosyanın aynı bankacı bilirkişiye tevdi edilerek aşağıda belirtilen hususlarda ek rapor alınmasına,
A-Davalı kefilin 120.000,00,-TL limit ile kefil olduğu 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan kredilerin ödenerek kredinin tasfiye edilip edilmediğinin tespitine,
B-Takip ve dava konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılıp kullandırılmadığının tespitine,
C-Takip ve dava konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince mi 24.06.2016 tarihli GKS gereğince mi kullandırıldığının tespitine” karar verilerek dosyanın tarafıma tevdi edilmesi üzerine davacı kayıtları ve dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan tetkikat ile bunun değerlendirme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
Sayın Mahkemeniz ara kararı kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme sonuçları:
A-Davalı kefilin 120.000,00,-TL limit ile kefil olduğu 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan kredilerin ödenerek kredinin tasfiye edilip edilmediğinin tespiti;
Değerlendirme: Aşağıda tabloda dökümü sunulan kredi kullandırım tarihleri sunulmuş olup, kredi kullandırım tarihleri ve davacı kayıtları incelendiğinde, davalı kefilin 120.000,00 TL limit ile kefil olduğu 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan kredilerin ödenerek tasfiye edilmiş olduğu,
B-Takip ve dava konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti,
Değerlendirme: Üst madde de belirtildiği üzere, takip konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan krediler olmadığı belirlenmiştir.
C-Takip ve dava konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince mi 24.06.2016 tarihli GKS gereğince mi kullandırıldığının tespiti;
Değerlendirme: Takip konusu kredilerin 24.06.2016 tarihli GKS gereğince kullandırılan krediler olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç :
Davalı kefilin, 120.000 TL limit ile kefil olduğu 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan kredilerden borcunun bulunmadığı,
Takip konusu kredilerin 24.06.2016 tarihli GKS gereğince kullandırılan krediler olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde: Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı, sadece bila tarihli sözleşmede 28/08/2012 tarihli kefaletinin bulunduğunu ve bu sözleşmeye konu borcun ödenerek kapatıldığını, dava konusu kredilerin kullandırıldığı 24/02/2016 tarihli sözleşmeye ise eşinin rıza göstermemesi nedeniyle kefil olamadığını, bu sözleşmedeki eşine atfen atılan imzanın ona ait olmadığını savunmuştur.
Dosya kapsamında mevcut delillerden, davacı banka ile dava dışı … arasında bila tarihli 6.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, 28/08/2012 tarihinde bu sözleşmeye konu kredi limitinin 120.000,00 TL artırıldığı ve davalının 120.000,00 TL kefalet limiti ile bu sözleşmeye kefil olduğu, akabinde 24/02/2016 tarihli 160.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, davalının da aynı tarihte aynı tutarla kefil olduğu, ancak eş rızası bölümünde eşine atfen atılan imzanın eşi eli ürünü olmadığının tespit edildiği, sözleşme/sözleşmeler uyarınca asıl borçluya kullandırılan kredilere ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesabın 11/09/2017 tarihi itibariyle kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiği, 03/10/2017 tarihi itibariyle icra takibi başlatıldığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça 24/02/2016 tarihli sözleşmede eş rızasının bulunduğunun ispat edilememiş olması nedeniyle TBK 584. Madde uyarınca davalının bu sözleşmeye kefaletinin geçersiz olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup mahkememizin bu tespiti davacı tarafça istinaf konusu da edilmediğinden bu husus kesinleşmiştir.
Genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan bir krediye ilişkin borcun bir tarihte sıfırlanmış olması o sözleşmeye konu borca ilişkin kefaleti sona erdirmez ise de, bu sözleşmeden sonra yeni kredi sözleşmelerinin akdedilmiş olması ve bu yeni sözleşmeler uyarınca yeni kredilerin kullandırılması halinde yeni sözleşmelerde imzası bulunmayan kefillerin bu kredilere ilişkin bir sorumluluklarının olmayacağı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları ile kabul edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, dava konusu kredilerin hangi kredi sözleşmesi/sözleşmeleri uyarınca kullandırıldığı, buna bağlı olarak davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için kaldırma ilamı öncesi alınan bilirkişi raporunda dava konusu taksitli ticari kredinin ve ticari kredili mevduat kredisinin hangi sözleşme/sözleşmeler uyarınca kullandırıldığı yönünde net bir tespitin olmadığı ve banka şubesinde yerinde inceleme yapılmadığı gerekçeleriyle kök rapor istinaf ilamıyla denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte görülmemiştir.
Mahkememizce istinaf ilamı gereğince aynı bilirkişiden banka şubesinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle yukarıda açıklanan hususların tespitine yönelik ek rapor alınmasına karar verilmiş olup alınan son bankacı bilirkişi raporunda, kredi kullandırım tarihleri ve davacı kayıtları incelendiğinde, davalı kefilin 120.000,00 TL limit ile kefil olduğu 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan kredilerin ödenerek tasfiye edilmiş olduğu, takip konusu kredilerin 28.02.2012 tarihli GKS gereğince kullandırılan krediler olmadığı, takip konusu kredilerin 24.06.2016 tarihli GKS gereğince kullandırılan krediler olduğu tespit edilmekle bu kredilerden de davacının eşinin rızası olmadığından davacının sorumlu olmadığı hususunun istinaf incelemesi neticesinde kesinleşmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı bankanın davalıdan kullandırılan krediler kapsamında alacaklı olup olmadığı yargılama neticesinde belirlendiğinden davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşılmakla davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,5 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır