Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/827 E. 2022/134 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/827 Esas
KARAR NO : 2022/134

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine 24.01.2019 tanzim 24.02.2019 vade tarihli 107.250,00 TL bedelli senet ile … 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo yoluyla icra takibi başlattığını, takip talebinin asıl alacağı 60.000 TL ve geçmiş gün faizinin ise 36.891,67 TL olarak hesaplandığını, toplamda 96.891,67 TL bedel üzerinden müvekkiline ödeme emri gönderdiğini, müvekkili tarafından takibe itiraz edildiğini ancak yasal süre kaçırıldığından itirazın kabul edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe konu edilen senetteki senet bilgisi ile takibe konu edilen asıl alacak birbirini tutmadığını, senet üzerindeki imza müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin … 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından asıl alacak ve faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, takip bedelinin % 20’si oranında kötü niyet tazminatının müvekkiline ödenmesine, haksız icra takibi nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da davalı tarafından gelen olmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; takibe konu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla takibe konu bono nedeniyle icra takibine konu borçlardan sorumlu olunmadığına dair açılan menfi tespit davasıdır.
Dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı ise lehtar olarak bulunmaktadır. Bonoda nakden kaydı bulunmaktadır. Keşide tarihi 24.01.2019 tarihidir.
Mahkememizce imza incelmesine esas belge asılları olarak Araç Satış Sözleşmesi, Doğalgaz Sözleşmesi ve …’a ait ihtiyaç kredisi sözleşmesine ait belge asılları celp edilmiştir. … kurumuna yazılan müzekkereye yanıt verilmemiştir. Davacı tarafça bononun tanzim tarihi sonrasına ait bir adet ve öncesine ait bir adet kira sözleşmesi örneği dosyaya sunulmuştur. …’a ait ihtiyaç kredisi sözleşmesi tarihi de bononun tanzim tarihi sonrasına aittir.
İmza incelemesine esas, bononun tanzim tarihi öncesine ait yeterli sayıda evrak aslının bu aşamada dosyada bulunmadığı görülmüştür.
Tüketici mahkemelerinin görevleri, Kanun’da; “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” denilmek suretiyle belirlenmiştir (4077 sayılı Kanun m. 23/1). Maddede açıkça “bu Kanun…” tabiri kullanıldığına göre, 4077 sayılı Kanun’un kapsamının ne olduğunu belirlemek gerekir.
Tüketici; “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişileri” (m. 3/e); sağlayıcı ise; “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri” (m. 3/g) ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Öte yandan, 4077 sayılı Kanun’un kapsamı belirlenirken “her türlü tüketici işleminden” bahsedilmiş olup, “tüketici işlemi”nin ne olduğu da “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlemi ifade etmektedir (m. 3/h).
Bir hukukî işlemin, 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.2020 tarihli ve 2017/19-1637 E., 2020/13 K. sayılı kararında da yer verilmiştir.
Davacı tarafın tacir olduğuna dair dosyada bir belge bulunmamaktadır. Kaldı ki bu durum dava dilekçesinde de davacı vekili tarafından kabul edilmiştir. Dava ve takip konusu bonoda nakden kaydının bulunması nedeniyle taraflar arasında bono verilmesine dayanak temel bir ilişki olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın UYAP tan GİB sorgusu yapıldığında taksi ile yolcu taşımacılığı yaptığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 6762 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, bonoda nakden kaydının bulunduğu görülmekle taraflar arasında bir temel ilişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının, ticari ve mesleki amaçlarla hareket ettiği dosya kapsamında sabit olmadığından tüketicidir. Davalı ise yolcu taşımacılığı yapan, mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek kişidir.
Dava konusu alacağın dayanağı temel işlem 4077 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan tüketici işlemlerine yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleri görevli olacağından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Karar aleni olan duruşmada davacı adına yetki belgesi ile duruşmaya giren vekile, salonda hazır bulunanlara tefhim edildikten ve duruşma tutanağı davacı vekiline verildikten sonra, davacı tarafın asıl vekili tarafından, diğer duruşmalar icra edilirken tutanağın onaylanmadığından bahisle kararın değiştirilmesi talep edilmiş ise de bu durumun resmi evrakta sahtecilik suçuna sebebiyet verebileceği gözetilerek tefhim edilen duruşma tutanağı değiştirilemeyeceğinden bu talep kabul edilmemiştir. Daha sonra diğer duruşmaların icra edileceği davacı vekiline izah edilerek diğer duruşma dosyalarının yargılamalarına devam edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”