Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/776 E. 2022/548 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/776 Esas
KARAR NO : 2022/548

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 01/12/2021 tarihli dava dilekçeside, Müvekkili … A.Ş.’nin 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren … Şirketler grubunun üyesi olduğunu, İlaç sektöründe faaliyet gösteren 394 çalışanı bulunan, özellikle kanser tedavisinde kullanılan ilaçların da yer aldığı 16 adet ilaç satış ruhsatı (koah-akut solunum, onkoloji, biyoteknoloji, hemotoloji) ile faaliyet gösteren, CoronaVirüs için yerli aşı üretiminde aktif rol oynamaya yönelik yatırımlar yapmış Türkiye’nin önemli ve saygın yerli ilaç şirketlerinden biri olduğunu, Müvekkili şirket … ile davalı … A.Ş.’nin daha önce … bünyesinde birlikte bulunan şirketler olduğunu, müvekkili şirket olan …’nin, davalı şirket … ve diğer grup şirketleri ile 11 adet banka arasında 12 Mart 2019 tarihli … Kredi ve Yapılandırma Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden … Grubunda yer alan şirketlerin hepsi ayrı ayrı borçlanmak ve birbirlerine garantör olmak üzere yükümlülük altına girdiklerini, Kredi Sözleşmesi, spot kredi sözleşmesi olduğunu, kredi borcunun ödeme tarihinin ise 09.03.2023 olduğunu, Kredi Sözleşmesi’nde bu tarihten önce ödeme yapılmasına ilişkin hükümlerde bulunduğunu, davalı … tarafından 20.04.2021 tarihinde bir varlık satışı yapıldığını,bu satışın yapılmasının Kredi Sözleşmesi’nde yer alan birtakım yükümlülüklerin ifa edilmesini gerektirdiğini, …’in, varlık satışı yaptığı zaman sözleşmenin anılan hükümleri doğrultusunda varlık satışından elde ettiği gelirle kredi borçlarını ödemek durumunda kaldığını, elde edilen gelirin ise tüm kredi borcunu kapatmaya yettiğinden Kredi Verenler’e karşı tüm borcun ifa edildiğini, …’in kendi borcuyla birlikte müvekkili şirketinde borcunu 29.04.2021 tarihinde ödediğini, Müvekkili adına ödendiği iddia edilen toplam borç içerisindeki 28.770.079,36 TL’lik kısmın aslında iddia edildiği üzere bir cari hesap bakiyesinden kaynaklanmadığını, yapılandırma sözleşmesi kapsamında kapatılan bir kredinin parçası olduğunu, Müvekkilinin kredilerin vade tarihinin de bu sözleşme kapsamında 09.03.2021 olduğunu, müvekkilinin kredinin vade tarihi olan 09.03.2023’de ödemesi gereken ana para miktarın ise 24.771.675,11 TL olduğunu, …’in, ödeme tarihinden sonra şifahen Kredi Veren bankalara halef olduğu iddiasıyla kredi teminatlarının kaldırılmaması yönünde talepte bulunduğunu ve müvekkili şirket …’e karşı … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasından 16.07.2021 tarihli talep ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin tebliğini takiben süresi içerisinde (19.07.2021 tarihinde) müvekkili şirketçe haksız yapılan takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali davası sürecinin işletilmeye başlanması açısından arabuluculuğa müracaat edildiği arabuluculuk süreci devam ederken davalının … 1. ATM nin … D iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, Mahkemece ihtiyati haciz talebinin 06/09/2021 tarihide kabulüne karar verildiği, ihtiyati haciz kararının 09/09/2021 tarihinde uygulandığını, karara karşı 14/09/2021 tarihinde itiraz edildiğini, itiraz sonrası 30/09/2021 tarihinde mü rafa günü verildiğini mü rafa gününe kadar beklemenin müvekkili şirketin ticari hayatının mahvına yol açabileceğinden davalı ile 24/09/2021 tarihinde borç ödeme protokolü imzalandığını kredi kullanılarak …’ e borcun ödendiğini, vadesi gelmemiş bir borç için ihtiyati haciz talep edildiğini, bildirerek haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan 100.000-TL Maddi 10.000.000-TL manevi zararının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının iddiasının aksine ihtiyati hacze konu meblağın vadesinin gelmiş olduğunu, vadesi gelmemiş bir alacağın söz konusu olmadığını, müvekkili davalının davacıdan olan alacağının muaccel olduğunu, muaccel alacağını ifa etmediğini, davacı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, vadesi gelmeyen alacağın iddiasının savunulabilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili davalı arasında oluşan borç ilişkisi çerçevesinde, davacının müvekkili davalıya olan 31.12.2020 tarihi itibariyle işlemiş faizleriyle birlikte 28.770.079,36 TL tutarında olduğunun ikrar edilmiş bir alacak olduğunu, bu alacağın, 24.09.2021 tarihli Borç Ödeme Protokolü gereği bakiyesinin mevcut olup, tarafların muhasebe kayıtlarında sabit olduğunu, Kredi Sözleşmesi’nin 8.3. maddesi uyarınca, 29.04.2021 tarihinde müvekkili Davalı … tarafından, Kredi Sözleşmesinde müteselsil borçlular (Davacı da dahil) için yapılan Kredi geri ödemesinden kaynaklanan alacak olduğunu, bu tutarın, müteselsil borçlu Davacı … için yapılan ödeme olarak (ödeme tarihinde) toplam 137.104.157,62 TL olduğunu, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, … D. İş. sayılı dosyasında, alacağı ve muacceliyeti gösteren belgeleri, özellikle ikrarı da nazara alarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, Davacının borcunu, 30.09.2021 tarihli ihtiyati hacze itirazın değerlendirileceği mürafaa duruşmasından 6 gün önce, kendi rızası ile, ihtirazı kayıt koymaksızın ve sözleşme imzalayarak, ödediğinden fazla borcu olduğunu ikrar ederek ödediğini, davacı tarafın afaki şekilde uğradığını iddia ettiği manevi tazminat taleplerinin de en kesin şekilde reddini talep ettiklerini, mesnetsiz davanın esastan tümüyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 6098 sayılı TBK’nın 58.maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması gerekmektedir. (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E – 2018/6494 K. Sayılı ilamı)
…1. Asliye Ticaret Mahkemesi, … D. İş. sayılı dosyası celp edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, ihtiyati haciz isteyen tarafın … A.Ş., karşı tarafın ise… A.Ş. olduğu, talep eden tarafından alacağın sebebi olarak karşı taraf ile aralarındaki 06/04/2021 tarihinde yapılan cari hesap mutabakatından kaynaklı alacağın bildirildiği, mahkemece talebin kabulüne karar verilerek istemde bulunanın 28.770.079,36 TL alacağının %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verildiği, işbu dosyamızın davalısı olan alacaklı tarafından 09/09/2021 tarihinde 4.315.512,00 TL teminatın mahkeme veznesine yatırıldığı, işbu dosyamızın davacısı olan borçlu tarafından anılan karara 14/09/2021 tarihinde itiraz edildiği, mahkemece itiraz incelemesinin murafaalı yapılmasına karar verilerek duruşmanın 30/09/2021 tarihinde yapılmasına karar verildiği, karara istinaden borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına … 8. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına ihtiyati haciz uygulandığı, akabinde taraflarca mahkeme değişik iş sayılı dosyasına alacağın haricen tahsil edildiği ve icra dosyasının kapandığı, böylece dosyanın konusuz kaldığı bildirildiği, mahkemece 07/10/2021 tarihli ek karar ile itirazın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, yatırılan teminatın ise iadesine karar verildiği, karara taraflarca itiraz edilmediği görülmüştür.
Davacı tarafın iddiası ve iddiasına dayanak olarak sunmuş olduğu belgelerin incelenmesinden, davacı şirket ile davalı … A.Ş.’nin daha önce … bünyesinde birlikte bulunan şirketler olduğu, davacı şirket, davalı şirket ve diğer grup şirketleri ile 11 adet banka arasında 12 Mart 2019 tarihli … Grubu Kredi ve Yapılandırma Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 1.5. Maddesi uyarınca … yer alan şirketlerin hepsi ayrı ayrı borçlanmak ve birbirlerine garantör olmak üzere yükümlülük altına girdikleri, sorumluluklarının müteselsil sorumluluk olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 8.3.4 maddesinde herhangi bir yükümlünün herhangi bir gayrimenkul satışı, sanovel pay satışı, teminata konu herhangi bir malvarlığını elden çıkarması gibi durumlarda elde edilen tutarların yükümlüler tarafından derhal zorunlu erken ödemede kullanılmak üzere teminat temsilcisi hesabına intikal ettirileceği ve kredi verenlere ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kredi borcunun ödeme tarihinin 09.03.2023 olduğu, davalı … tarafından 20.04.2021 tarihinde bir varlık satışı yapıldığı, bu yönde her iki tarafın da kabulünün bulunduğu, yapılan varlık satışı sonucunda kredi sözleşmesinin 8.3.4 maddesi uyarınca kredi borcunun ifa edildiği, borcun ifa tarihinin 29.04.2021 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ile savunmasına dayanak olarak sunmuş olduğu belgelerin incelenmesinden, … Grubu bünyesindeki grup şirketlerinden … hisselerinin 9 Mart 2020 yılında 3. kişilere satışı ile grubun yapmış olduğu grup kredi sözleşmesinin 4 Mart 2020 yılında tadil edildiği, bu kapsamda …’in üzerindeki krediler sona erdirilerek, bu kredilerin diğer şirketlerin üzerine aktarıldığı, alacaklı bankalardan … T.A.Ş.’nin davacı …’den alacağı olarak taşınması gereken 24.771.625,11 TL’lik kredinin sehven davalı …’e geçirildiği, anılan kredinin tekrar …’e aktarılamaması ve davalı …’in …’a karşı borçlu kalması üzerine, davacı … ve davalı … arasında 24.771.625,11 TL’lik bu kredi tutarı ve anılan miktardaki ana para üzerinden işleyen faiz tutarlarına ilişkin faturalar davacı …’e gönderildiği, taraflar arasında, 06.04.2021 tarihinde, 31.12.2020 tarihli anapara ve işlemiş faizleri ile birlikte 28.770.079,36 TL’lik cari hesap mutabakatı yapıldığına dair mail yazışmalarının ibraz edildiği, yine davalı tarafça davacı …’in borçlu sıfatıyla, 31.12.2020 tarihli bakiye itibariyle olan 28.770.079,36 TL tutarındaki borcunu davalı şirketin bağımsız denetçisi … A.Ş.’ye de bildirdiğine dair belgelerin sunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan 24/09/2021 tarihli “Borç Ödeme Protokolü” başlıklı belgenin incelenmesinde, protokolün taraflarının işbu dosyamızın tarafları olduğu, konusunun alacaklı (davalı) tarafından borçlu (davacı) aleyhinde başlatılan … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibindeki 31.886.566,75 TL’nin ödenmesine, ödeme ile birlikte alacaklının ihtiyati haciz ve icra dosyalarını kapatmasına ilişkin koşulların belirlenmesi olduğu, anlaşma maddelerinde ise takibe konu borcun def’aten ödeneceği, akabinde alacaklı tarafça icra takibi ve ihtiyati haciz dosyalarının kapatılacağının, uygulanan hacizlerin kaldırılması için talepte bulunulacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı taraf, davalının ihtiyati haciz talebini cari hesap mutabakatına dayandırdığını, oysa alacak iddiasının davalı ile birlikte garantör olarak imzaladıkları kredi sözleşmesinde, davalının varlık satışı yapması sonucunda borcu erken ifa etmek durumunda kalması sonucunda kredi verene halef olduğu iddiasından kaynaklandığını, ancak tarafların garantör oldukları ve aralarında teselsül ilişkisinin bulunmadığını, ancak genel hükümler uyarınca talepte bulunabileceğini, bunun için de kredi sözleşmesinin vade tarihinden önce müvekkiline başvurulamayacağını iddia etmektedir. Davalı taraf ise, alacağın cari hesap mutabakatına ilişkin olduğunu ve alacağın ikrar edildiğini, ihtilafsız bir alacak için alınan ihtiyati haciz kararına istinaden uygulanan haciz kararının hukuken haksız olamayacağını, davacının iradi olarak ödemede bulunduğunu, ödediği bedelin istirdatını talep etmediği savunmalarında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi,… D. İş. sayılı dosyasında taraflar arasındaki cari mutabakata ilişkin olarak 28.770.079,36 TL alacağa yönelik olarak ihtiyati haciz talep edildiği, mahkemece istemin alacağın %15’i oranında teminat yatırılması karşılığında kabulüne karar verildiği, ihtiyati haciz kararının … 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında uygulandığı, davacının ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği, mahkemece itirazın duruşmalı incelenmesine karar verilerek duruşmanın 30/09/2021 tarihine bırakıldığı, taraflar arasında itiraz duruşmasından evvel 24/09/2021 tarihinde ihtiyati hacze konu alacağa yönelik olarak protokol düzenlendiği, davacı tarafça icra takibine konu borcun ödendiği, borcun ödendiği esnada davacı tarafça ihtirazı kayıt konulmadığı, her ne kadar davacı tarafça murafaa gününün beklenmesinin ticari hayatının mahvına yol açabileceğinden bahisle protokol düzenlemek zorunda kalındığı belirtilmiş ise de, bu durumun ihtirazi kayıt konularak borcun ödenmesine engel teşkil etmediği, ihtirazi kayıt konulmadan yapılan ödemenin de haksız yere yapıldığı iddiasının tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü gereği kabul edilemez olduğu, bunun yanı sıra ihtiyati hacze konu alacak konusunda davalı tarafça sunulan, taraflar arasında mutabakat yapıldığına dair mail yazışmaları, bu mutabakat sonucu ihtiyate hacze konu alacağın davacı tarafça davalı şirketin bağımsız denetçisi … A.Ş.’ye bildirildiğine dair belgelerin de aksinin davacı tarafça ispat edilemediği, her ne kadar ihtiyate hacze konu alacağın taraflar arasındaki cari mutabakattan kaynaklandığı mahkememizce de kabul görmüş ise de, davacı tarafın alacağın sebebi olarak göstermiş olduğu 11 adet banka arasında 12 Mart 2019 tarihli … Kredi ve Yapılandırma Sözleşmesinin davalı tarafça erken ödenmesi sonucunda bankalara halef olamayacağı, alacak iddiasının halefiyetten kaynaklandığı ve talep edilemeyeceği iddiasının da, anılan sözlemenin 1.5. Maddesi uyarınca … yer alan şirketlerin sorumluluklarının müteselsil sorumluluk olduğunun kararlaştırılmış olması karşısında itibar edilemeyeceği, yine sözleşmenin 8.3.4 maddesi uyarınca herhangi bir yükümlünün herhangi bir varlık satışı yapması durumunda elde edilen tutarların yükümlüler tarafından derhal zorunlu erken ödemede kullanılmak üzere teminat temsilcisi hesabına intikal ettirileceği ve kredi verenlere ödeneceğinin kararlaştırılmış olması nedeniyle, varlık satışı ile müteselsil sorumlu olan tüm tarafların borcu muaccel hale geleceğinden, kredi sözleşmesindeki vadenin beklenmesi gerektiği iddiasına da itibar edilmemiş olup, ihtiyati haczin haksız olduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Maddi tazminat ve manevi tazminat açısından Harçlar yasası uyarınca ayrı ayrı belirlenen karar harcı olan 80,70’er TL toplamı olan 161,40 TL’nin peşin alınan 172.482,75-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 172.371,35-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı, maddi tazminat istemi yönünden kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 16.000,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı, manevi tazminat istemi yönünden kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 9.200,00-TL Maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/09/2022

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.