Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/711 E. 2022/641 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/711 Esas
KARAR NO : 2022/641

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 04/11/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle, Davacı … Şirketi (“Müvekkil”) uzun yıllardır faaliyet gösteren bir eğitim kurumu olduğunu, Temmuz ayında … (“…” veya “Davalı”) yetkililerince Müvekkil’in “…” adresine gelinerek kaçak su kullanımına ilişkin denetim gerçekleştirildiğini, denetim sonucunda herhangi bir kaçak kullanım tespit edilmediği Müvekkil’e bildirilmiş olduğunu, herhangi bir işlem yapılmadığını, herhangi bir ceza tebligatı yapılmaksızın davalı tarafından Müvekkil’e 50.341,28 TL ek su faturası yansıtılmış ve Müvekkil’e ait … Bankası … IBAN numaralı banka hesabından Müvekkil’in onayı olmaksızın 26.07.2021 tarihinde 5.863,84 TL çekildiğini, bahsi geçen tutarın hangi sebeple çekildiğine ve yansıtılan miktara ilişkin herhangi bir bilgi verilmemiş olması sebebiyle müvekkil tarafından davalı genel merkezi ile iletişime geçildiğini, yapılan görüşmede … yetkililerince pandemi sürecinde 79 günlük su kullanımı yapılmış olabileceği ve Müvekkil kurumuna ait havuzun doldurulmuş olma ihtimalinin gerekçe gösterildiğini, açıkça hukuka aykırı ve dayanaksız olan bu işleme ilişkin 10.08.2021 tarihinde … Genel Müdürlüğü’ne Müvekkil tarafından sunulan dilekçede Müvekkil, tüm süreci açıklayarak cezaya itiraz etmiş ve banka hesabından çekilen tutarın iadesini talep ettiğini, bahsi geçen dilekçenin sonuçsuz kalması sebebiyle Müvekkil tarafından 14.09.2021 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapılmış ancak bu başvuru da 29.09.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağı ile anlaşmama şeklinde sonuçlandığını, arabuluculuk başvurusunun ardından davalı tarafından müvekkil’e gönderilen SMS (kısa mesaj) ile itiraz başvurusunun sonuçlandığı ve 52.540 TL faturanın adresine gönderildiğinin belirtilmiş olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişki, abonelik sözleşmesinden kaynaklandığını, uyuşmazlığın konusu özel hukuk ilişkisinden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünün de adli yargıya tabi olduğunu, davalı, havuzun doldurulduğu iddiası ile davaya konu borcu tahakkuk etmişse de Müvekkil’e ait havuzun doldurulması söz konusu olmadığını, müvekkil’e ait havuz, okulun ilk açıldığı yıl tanker ile su taşıma yoluyla doldurulan ve havuz suları sürekli devridaim yöntemi ile temizlendiğini, Müvekkil’in kurumuna ait havuzda sisteme bağlı otomatik dolum gerçekleştiren şamandıranın da mevcut olduğunu, Davalı’nın bu iddiasını hangi somut dayanak ile desteklediğini anlamak mümkün olmadığını, davalı ile müvekkil arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde de davalı tarafından Müvekkil’e “Okullarda 79 gün yüz yüze eğitim yapıldığı ve bu süre içerisinde gün hesabı yapılarak belirtilen tutarda su kullanımı yapıldığı düşünülerek bu tutarın yansıtıldığının ifade edildiğini, Mart 2020 tarihinden itibaren okullarda havuz kullanımının tüm Türkiye genelinde yasaklandığı bilinen bir durum olduğunu, Müvekkil’e ait kurumların 16.03.2020 tarihinden itibaren pandemi sebebiyle uzaktan eğitime geçmiş olması sebebiyle işyeri fiziken kapalı olduğundan davalı’nın iddia ettiği gibi 79 günlük süre içerisinde havuz kullanımı yapılmış olmasının mümkün olmadığını, … numaralı ve 18.08.2021 tarihli fatura ile Müvekkil’den ödemesi talep edilen 50.341,28 TL su kullanım tutarının okulların pandemi sebebiyle kapalı olduğu bu dönemde neye istinaden düzenlendiği de anlaşılamadığını, müvekkil’e mevcut borcuna ve borcun kaynağına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, herhangi bir tebligat gönderilmediğini, Müvekkil’in işletmesinde herhangi bir şekilde kaçak su kullanımı yapılmadığını, bu duruma ilişkin davalı tarafından Müvekkil’e herhangi bir tebligat dahi yapılmadığını, müvekkile ait hesaptan haksız olarak çekilen 5.683,84 TL’nin iadesinin gerektiğini, davalı kurum tarafından tek taraflı ve haksız olarak tahakkuk ettirilen borç sebebiyle Müvekkil’e ait eğitim kurumunun suyunun kesilmesi söz konusu olabileceğini, nitekim 2021 yılı Ekim ayının son haftası davalı bünyesinde çalışan görevliler suyun kesilmesi amacıyla okula gelmiş ancak yapılan görüşmeler ile 05.11.2021 tarihine kadar süre tanıdığını, Müvekkilin, tahakkuk ettirilen haksız borç haricinde yeni kullanımdan kaynaklı borcunu ödemek istese de davalı kurum sisteminde dava konusu borç ödenmeksizin sonraki borçların ödenmesi kabul edilmediğini, bu nedenlerle İhtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile tahakkuk edilen dava konusu borcun tedbiren durdurulmasına, davanın kabulüne, davacının, davaya konu faturada belirtilen 50.341,28 TL tutarına ilişkin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve bu faturanın iptaline, davacı’nın bilgisi dışında Davalı tarafından alınan 5.863,84 TL tutarının, ödeme tarihi olan 26.07.2021’den itibaren işlemiş ticari avans faiziyle birlikte davalı taraftan davacı’ya iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 01/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle, TKHK’da, gerçek kişilere tüketici sıfatına sahip olabilme hakkı tanındığını, dolayısıyla işbu davada, davacı gerçek kişi açısından su aboneliğinin tüketici sıfatı ile yapılmış olması nedeniyle, TKHK’nın 73. Maddesinin; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü uyarınca, Ticaret Mahkemeleri görevli olmadığını, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, ancak; davacı tarafından ihtiyati tedbir talep edilirken diğer taraftan menfi tespit ve istirdat istendiğini, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, hak kaybı oluşmaması adına zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacı tarafın, müvekkil idarenin sözleşme ile abonesi konumunda olduğunu, fakat burada ana hususun kaçak su kullanıma ilişkin olduğunu, bu nedenle, davacının davasının hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın istirdat davası olduğunu, istirdat davası açabilmek kanunda öngörülen bazı şartların vuku bulması halinde mümkün olduğunu, dava ile geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması gerektiğini, borçlunun şayet menfi tespit davası açmamış borcu da cebri icra tehdidi altında ödemiş bulunmakta ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesini sağlamak üzere dava açma hakkına sahiptir.İstirdat davası bu sebeple açılmakta olduğunu, bu anlamda istirdat davası ile esasen icra takibi esnasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istendiğini, somut olayda, davalının davacıya gönderdiği borçlu olduğuna dair yazı davacıyı borçlu kılmadığını, diğer bir ifade ile bu yazı nedeniyle davacı borcu ödemek zorunda kalmayacağı gibi borcu ödemediği takdirde davalı ancak icra takibi yapabilir veya alacak davası açabileceğini, davacının da bu durumda icra takibine itiraz edebileceğini veya açılan davada borçlu olmadığını savunabileceğini, menfi tespit davası açmasında hukuki yararı olmadığını, ayrıca davacının davalı tarafından gönderilen yazının iptalini idare mahkemesinden isteyebileceğini, bu yönler gözetilerek davanın reddedilmesi gerekirken kabul edildiğini,
şeklinde hüküm verildiğini, bu nedenlerle davacının haksız ve hukuka aykırı dava ve taleplerinin usul ve esasa ilişkin itirazlara göre reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 50.341,28 TL bedelli ek su faturasından borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafından tahsil edilen 5.863,84 TL’nin istirdatına ilişkindir.
Dosyada mübrez “Kaçak Su ve Usulsüz Kullanım ile Mühür Fekki Tutanağı”nın incelenmesinde 16.04.2021 düzenleme tarihli … Numaralı, … İlçesi … Mahallesi … Sok. 40 kapı Dük:2 , Abone Bilgilerinin … olduğu, Sözleşme Numarasının: … olduğu, “Tespit edilen ve İşlem Yapılacak Bilgi Notları: … Ltd. Şti. ilgili yerde yapılan kontrolde Abone sayaçtan önce şebeke yolu borusuna düzenek yapmak suretiyle 350 m3 lük havuz dolumun da ve 100 m2 lik bahçe sulamada kaçak su kullandığı tespit edilmiştir. Mevcut Yer: … resimler ekte mevcuttur.” ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
Dosyada mübrez, “… kaçak su hesaplama ve onay formu” incelenmesinde sözleşme numarasının “ …” Adı “ … Şti.” sayaç İşaretinin Başlangıç Tarihi
“30.12.2020”Bitiş tarihinin “ 12.10.2020” su bedelinin “ 49.908,25 TL” KDV’nin “ 2.661,77 TL”
Kaçaksu Cezasının Toplam “ 52.570,02 TL” Tutanak Numarasının: “ …” Tutanak tarihinin 16.04.2021 Kaçak su süresinin: 79 İşyeri Averajının “ 87.5” olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 03/02/2022 tarihli ara kararı gereği, -Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, tüm sayaç dökümleri, tutanaklar, belgeler, faturalar ve dosya incelenerek davacının borçlu olup olmadığı, ödenen bedellerin iade edilip edilemeyeceğinin tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Makine Mühendisi …’ın 05/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davacının davaya konu ek su faturası sebebi ile davalıya borçlu olduğu ve davacının ek su faturası borcunun … Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliğine göre, 79 gün üzerinden 49.908,25 TL ( KDV hariç )toplam 52.570,02 TL ( KDV dahil) olarak hesaplanmasının uygun olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 24/05/2022 tarihli ara kararı gereği, Dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile davacının itirazlarını karşılar mahiyette ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Makine Mühendisi…’ın 19/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Dava dosyasına sunulan 04.04.2022 tarihli kök rapordan sonra, davacı ve davalı tarafından dosyaya sunulan ek bir belge bulunmadığından, kök rapordaki kanaat ve sonucumuzda bir değişiklik olmamıştır. Dosya kapsamı iddia ve savunmalar, sundukları deliller, tutanaklar üzerinden, yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, Davacının davaya konu ek su faturası sebebi ile davalıya borçlu olduğu ve davacının ek su faturası borcunun … Tarife ve Uygulama Yönetmeliğine göre, 79 gün üzerinden 49.908,25 TL ( KDV hariç )toplam 52.570,02 TL ( KDV dahil) olarak hesaplanmasının uygun olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi tarafından tanzim olunan raporlarda özet olarak, Kaçak Su ve Usulsüz Kullanım ile Mühür Fekki Tutanağında “İlgili yerde yapılan kontrolde Abone sayaçtan önce şebeke yolu borusuna düzenek yapmak suretiyle kaçak su kullandığı” ifadelerinin mevcut olduğunu, tutanağın ekinde, dava konusu su sayacından önce şebeke bağlantı yoluna yapılan düzenek fotoğraflarının mevcut olduğunu, fotoğraflardan ebeke borusu ile sayaç arasında, sayaçtan önce vana düzeneği olduğunun anlaşıldığını, bu sebeple 16.04.2021 tarihinde … numaralı kaçak su tespit tutanağı düzenlenmiş olup ilgili yönetmelik gereği kaçak su hesaplaması yapılarak tahakkuk yapıldığı, idarenin şebeke borusunda herhangi bir düzenek
marifetiyle kaçak su kullanıldığı tespit edilen abonelere tutanak tutularak İski abone hizmetleri tarife ve uygulama yönetmeliğinin 41. Maddesine göre işlem yapıldığı, işletmenin özel okul statüsünde olduğu tespit edildiğinden ilgili yönetmeliğin izinsiz su bedelinin tespitine esas cetvelindeki çaplara göre hesaplama yapılarak kaçak su cezası tahakkuk ettirildiğinin anlaşıldığı, anılan tahakkukların somut olaya uygun düştüğü, … Yönetmeliğinin 40/1 maddesinin A fıkrasına göre 365 gün kaçak su cezası kesilebileceği, ancak Covid 19 pandemi tedbirleri kapsamında, 2020-2021 eğitim öğretim dönemi 12.10.2020-30.12.2020 tarihleri arasında 79 gün için yapılan tahakkukun da bu yönü ile isabetli olduğu tespitlerine yer verilerek yönetmeliğin 41/f maddesi uyarınca yapılan hesaplama uyarınca davacıya tahakkuk edilen faturaların somut olay kapsamında kanun ve yönetmeliğe uygun olduğu kanaatine varıldığı tespitlerine yer verildiği, her ne kadar davacı tarafça alınan rapora itiraz edilmiş ise de, dosya kapsamındaki mevcut deliller ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan tespitlerin aksine bir durum söz konusu olmadığı kanaatine varılmakla kök rapordaki görüşü tekrar eden ek rapor uyarınca davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40‬ TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dava değeri üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”