Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/649 E. 2022/274 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/649 Esas
KARAR NO : 2022/274

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 11/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerden … 11.03.2020 tarihinde … plakalı … marka 2014 model 127000 km de bulunan ticari servis aracını … 14. Noterliği nezdinde düzenlenen … yevmiye numaralı … tarihli araç satış sözleşmesi ile davalı …’den satın aldığını, müvekkil …, bu aracı ticari işleri için servis hizmeti vermek üzere satın aldığını, aracın resmi olarak ticari bir plaka alması işlemleri sürecinde, kendisi adına kayıtlı 4 adet ticari plakanın olması sebebiyle, 5. Plakayı almasının hukuken mümkün olmadığı kendisine bildirildiğinden, aracı güven ilişkisi içerisinde beraber çalışmakta olduğu diğer Müvekkil …’a … 6. Noterliği nezdinde düzenlenen … yevmiye numaralı … tarihli araç satış sözleşmesi ile devrettiğini, müvekkillerin bu aracı ticari amaçla üçüncü kişilere servis hizmeti vermek için satın aldıklarını, aracın bu amaçla kullanılması için zorunlu olan bir işlem de … kayıtlı resmi bir plaka alması olduğunu, bu amaçla gerekli belgeleri toparlayıp gerekli işlemlerin yapılmasının pandemi sürecine denk geldiğinden, bu süreçte işlemlerin tesis edilemediğini ve aracın 01.06.2020 tarihine kadar kullanılamadığını, bu süreçte aracın ticari plaka da edindiğini, yeni plakasının … olduğunu, dava konusu aracın, 01.06.2020 – 01.07.2020 tarihleri arasında çalışmaya başladığını, bu süreçte müvekkillerin hizmet vermekte olduğu şirket … Ltd. Şti. unvanlı şirket olduğunu, bu şirkete servis hizmeti verildiği esnada aracın sürekli olarak yağ eksiltmeye başladığını, ortalama 1000 km de 1 litre şeklinde çok yüksek oranda yağ eksilttiğini, bu arıza sebebiyle müvekkillerin aracın yağ bakımını yaptırıp aracı gözlem altına aldıklarını fakat gene bir sonuç alınamadığını, aracın yağ eksiltmeye devam ettiğini, bu gelişmeler üzerine müvekkillerin davalıyı arayarak durumu ilettiklerini, davalının ise araçtaki bahse konu arızayı inkar ederek hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmediğini, aracın arızasından dolayı şüphelenen müvekkillerin konuyu araştırmaya başladığını, aracın 28.02.2020 tarihinde, kendilerine satışından çok kısa bir zaman önce, … tarafından aracın motor kısmında geçici olarak bir işlem tesis edildiğinin anlaşıldığını, bu hususların bizzat … tarafından müvekkillere telefon ile bildirildiğini, aracın yağ eksilmesi şeklinde arızası sürekli olarak devam ettiğinden ve bu arıza giderilemediğinden, araçtaki asıl kaynak problemi anlamak için, aracın turbosu, turbo servisi … adresinde bulunan … unvanlı bakım servisine gönderildiğini, bu iş yerinde aracın turbo kontrol, bakım ve onarımı yapıldığını, araçta turbo montaj yapıldığını, akabinde tekrar yağ bakımı yapıldığını, fakat tüm bunlara rağmen herhangi bir sonuç alınamadığını, yağ eksiltme şeklindeki arızanın giderilemediğini, araçtaki temel arızanın tespiti için yapılan diğer bir işlemin de motor bakım işlemi olduğunu, bu minvalde aracın motoru … adresinde bulunan … unvanlı iş yerine gönderildiğini, bu iş yeri tarafından aracın silindir kapağının aşırı derecede çürüdüğü, pistonlarda aşırı aşınmalar olduğu, bu aşınmaların göz önüne alınması ile aracın km sayacının 127000 de olmasının imkansız olduğunun iletildiğini, müvekkillerin şu aşamada aracın km sayacının da gerçeği yansıtmadığını anladıklarını, aracın devam eden arızaları sebebiyle, enjektörlerin … adresinde bulunan… unvanlı iş yerine gönderildiğini, yapılan incelemeler neticesinde enjektörlerin aşırı derecede kavrulduğu ve enjektörlerin değişiminin gerektiği bilgisinin müvekkillere bildirildiğini, tüm bu arızaların sadece 1 aylık araç kullanımı sonucunda ortaya çıkan arızalar olduğunu, aracın davalıdan 11.03.2020 tarihine müvekkil … tarafından satın alındığını, pandemi sebebiyle ticari plakala alma işlemlerinin 01.06.0220 tarihine kadar durması sebebiyle aracın bu tarihe kadar zaten kullanılamadığını, akabinde ise 1 ay kullanılıp, 01.07.2020 tarihinden itibaren tamir işlemleri için araç kullanılamaz halde beklemeye başladığını, araçtaki arızaların müvekillere toplam maliyetinin 100.000,00 TL’yi geçtiğini, aracın 149.000,00 TL bedelle alındığı göz önüne alındığında, çok kısa bir kullanım sonucunda neredeyse araç bedeli kadar bir masraf ve zararın oluşması, araç satışındaki ayıbın ne denli yüksek olduğunu açıkça tevsik ettiğini, dava konusu araçtaki kusurlar ve bu kusurların müvekkillere maliyetinin ne olacağı hususunda bilirkişi incelemesi taleplerinin … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş. sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesi üzerine yapılan araştırmalar neticesinde davaya konu aracın onarılması durumunda toplam maliyetleri hesaplandığını, müvekkilin ilk aşamada 1. seçenek üzerinden aracı tamir ettiklerini, fakat aracın arıza vermeye devam etmesi üzerine 3. seçenek olan motor bloğunun değiştirilmesi işlemini yapmak zorunda kaldıklarını, halihazırda tamir işlemlerinin devam ettiğini, müvekkillerin, dava konusu aracın taraflarını ayıplı hatta ağır kusurlu olarak satılmış olması sebebiyle ticari anlamda ciddi kazanç kaybına uğradığını, aracın çalışamaz hale gelmesinden dolayı müvekkillerin, …Şti. unvanlı (Diğer Şirket Unvanı: … Şirketi) şirket ile aralarında akdettikleri sözleşme gereğince servis hizmeti veremediklerinden, ciddi bir gelir kaybına uğradıklarını, hesaplamaların yapılmasıyla oluşan maddi zararın ortaya çıkacağını, müvekkillerin, bu süreçte 45 gün boyunca dava konusu aracı kullanamadıklarını, bu süreçte asgari 13.500,00 TL maddi zarara uğradıklarını, dava konusu aracın ağır kusurlu bir halde olmasına rağmen bir takım işlemlerle kusurlarının gizlenerek dolandırmak kastıyla sergilenen davranışlar sebebiyle … 26. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde …E. sayılı dosya ile ceza yargılaması da yapıldığını, bu nedenlerle davanın kabülü ile, ayıplı malın onarımından kaynaklanan şimdilik 35.765,92 TL nin (belirsiz alacak) tazmini ile ayıplı mal satışı nedeniyle müvekkillerin uğradığı şimdilik 13.500,00 TL müspet zarar (belirsiz alacak) bedeli dava olmak üzere 49.265,92 TL ‘nin davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; Satım sözleşmesi konusu aracın ayıplı olduğu iddiasıyla onarım bedelinin ve müspet zararın tahsiline ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı …’ın … plakalı aracı … 14. Noterliği’nin … yevmiye numaralı … tarihli araç satış sözleşmesi ile davalı …’ten satın aldığı, davacı …’ın aracı … 6. Noterliği’nin … yevmiye numaralı …tarihli sözleşmesiyle diğer davacı …’a devrettiği, aracın plakasını değiştiği ve… plakasını aldığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili, davacı …’ın aracın servis olarak kullanılmak üzere davalıdan satın aldığını, ancak kendi adına kayıtlı 4 adet araç olması ve 5. plakayı almasının hukuken mümkün olmaması sebebiyle aracı beraber çalıştığı diğer davacı …’a devrettiğini, dava konusu aracın pandemi nedeniyle 01/06/2020-01/07/2020 tarihleri arasında kullanılmaya başlandığını, araçta birtakım arızalar meydana geldiğini, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunu beyan ederek ayıp nedeniyle uğradığı zararın tazminin talep etmiştir.
Borçlar Hukukunda kural olarak borç ilişkisinin nispiliği ilkesi geçerlidir. Bu ilke borç ilişkisinin sadece tarafları arasında bir bağ oluşturması ve üçüncü şahısları etkilememesi anlamına gelir. Kural olarak sadece alacaklı talep hakkına sahiptir. Borçlu, borca aykırı davranışı nedeniyle alacaklının uğradığı zararı tazmine mecburdur. Bu yüzden üçüncü bir kişi de zarara uğramış ise, borçlunun davranışı aynı zamanda üçüncü kişiye karşı haksız fiil teşkil etmedikçe, üçüncü şahsın uğradığı zararı tazminle yükümlü değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesinde düzenlenen satıcının ayıptan sorumluluğunda; taşınır satış sözleşmesinin tarafı olan alıcının satıcıya karşı ayıptan doğan haklarını kullanabileceği, yine satıcının ayıp nedeniyle sadece alıcıya karşı sorumlu olduğu düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 53. maddesine göre, davacı ve davalı olma sıfatı maddi hukuktaki talebin sonucuna ilişkin tasarruf yetkisine ve bu hakka katlanma yükümlülüğüne göre belirlenir. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-e hükmüne göre dava takip yetkisi dava şartıdır. Dava takip yetkisinin davacıya yansıması aktif husumet ehliyeti, davalıya yansıması pasif husumet ehliyeti şeklindedir. Husumet ehliyeti, maddi hukuka göre talebin tarafı olabilme ehliyetidir.
Tüm bu yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı … açısından yapılan değerlendirmede; davacının davalıdan satın aldığı aracı diğer davacıya devrettiği, davacı …’ın aracın mevcut maliki olmadığı, davacının satın aldığı aracı devretmek suretiyle alıcı sıfatını yitirdiğinden davalıya karşı talep hakkı bulunmadığı, dava konusu aracın mevcut maliki olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacı … açısından davanın aktif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı … açısından yapılan değerlendirmede; davalı ile arasında bir satım sözleşmesi bulunmadığı, davacının taraf olduğu satım sözleşmesinin satıcısının davalı olmadığı, sözleşmenin nispiliği ilkesine göre davacının davalıya karşı talep hakkı bulunmadığı, davacının ancak aracı devraldığı diğer davacıya karşı talep hakkı bulunduğu, davalının davacı …’a karşı ayıp nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı, maddi hukuka ve sözleşmenin nispiliği ilkesine göre davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacı … açısından davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı … açısından davanın aktif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı … açısından davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 59,30 TL + tamamlama harcı olan 782,00 TL olmak üzere toplam 841,3‬0 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 760,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacılar ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacılar vekili ve davalı asil’in yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 12/04/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.