Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/619 E. 2023/260 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/619 Esas
KARAR NO : 2023/260

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı alıcı … Tic. Ltd.’nin dava dışı … firmasından aldığı robot yedek parçası cinsi emtiayı, taşıma sırasında oluşabilecek rizikolara karşı Nakliyat Emtia Sigortası Poliçesi ile teminat altına alındığını, sigortalının emtianın …’dan Türkiye’ye taşınması işi için davalı …A.Ş. İle anlaştıklarını, taşımanın tümü … sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, fiili hava yolu taşıması 2 numaralı davalı … A.Ş. Sorumluluğunda yapıldığını, davalının sorumluluğunda taşınan emtianın, sigortalı tesislerine ulaştığında emtia kolisinin ezik ve hasarlı olduğunu, kolinin içinde yer alan elektronik kartları üzerindeki devrelerde kırılma, kopmalar bulunduğunun tespit edildiğini, rapor düzenlendiğini, ekspertiz incelemesinde, taşıma esnasında parsiyel yükleme sebebiyle emtianın az yer kaplaması için paletinin çıkıldığını, ambalajının bozulduğunu, aktarmalar ve uçak içi istifi esnasında yapılan sert/kaba elleçleme sonucu emtianın hasarlandığının tespit edildiğini, 13.434,28 TL tutarındaki zararın müvekkilince karşılandığını, davalı …’nin taşımayı bizzat üstlendiğini, taşımanın davalı … tarafından gerçekleştirildiğini, meydana gelen zarardan uluslararası hava yolu taşımalarında uygulanan Montreal Konvansiyonu hükümleri uyarınca taşıyıcı sıfatıyla sorumlu olduklarını belirterek … 31. İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyasına davalılarca yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin … logosu ile yurt içi ve uluslararası paket ve hızlı kargo taşımacılığı işi ile iştigal edildiğini, göndereninin … firması olduğunu, gönderi alacısının davacı sigorta şirketinin sigortalısı … TİC. LTD. ŞTİ. olduğunu, 36 kg ağırlığındaki taşınmazın İtalya’dan Türkiye’ye taşınması için 24/08/2020 tarihindeki İtalya’daki … firmasına teslim edildiğini, gönderinin diğer davalı şirket tarafından Türkiye’ye taşındığını, … Müdürlüğünden geçirildiğini, gümrükten geçirilmesi esnasında her hangi bir hasar gördüğüne ilşikin hasar tutanağı tanzim edilmediğini, anılan servis raporunun tanzim tarihinin 21/09/2020 olduğu, teslim tarihinin 28/08/2020 olmasına rağmen sözü edilen servis raporunun, yaklaşık bir ay sonra tanzim edildiğini, servis raporunun tek taraflı olarak gönderi alıcısı tarafından tanzim edildiğini, davacı sigorta şirketinin iddiasına dayanak olarak sigorta ekspertiz raporuna dayandığını, hasar gördüğü iddia olunan elektronik kartların kullanılmaz olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmadığını, dava dışı sigortalı gönderilenin beyanı esas alınarak hasar ödemesinin yapıldığını, hasar bedeli olarak tespit edilen 12.212,98 TL’sini aşan davacı sigortacı talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek iddia olunan hasardan, taşıyıcı müvekkil şirket sorumlu olmadığından, hasarın, YETERSİZ AMBALAJDAN kaynaklanması sebebiyle Montreal sözleşmesinin 18/2-b maddesine göre hasardan taşıyıcı müvekkil şirket sorumlu olmayıp, davacı sigorta şirketinin ödemesi HATIR ÖDEMESİ olduğundan, huzurdaki davanın bu sebeple reddine karar verilmesini, hasarın varlığının ve hasardan taşıyıcı müvekkil şirketin sorumlu olduğunun kabulü halinde ise davanın konusu olan taşıma, uluslararası hava yolu taşıması olmakla, ihtilafın hallinde Türkiye’nin taraf olduğu Montreal Sözleşmesi hükümleri uygulanacağından, anılan sözleşmenin 22/3. maddesinde hüküm altına alındığı şekli ile GÖNDEREN tarafından, kargonun taşıyıcıya teslimi esnasında, kargonunu ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili olarak ÖZEL BİR FAYDA BEYANINDA BULUNULMADIĞI kesin / tartışmasız olmakla, zira bu hususa yönelik olarak bir İDDİA DAHİ bulunmadığını, taşıyıcı müvekkil şirketin AZAMI sorumluluğu, anılan maddedeki hüküm gereğince, hasar gören kargonun brüt ağırlığının her bir kg’ ı için 19 SDR olmakla, taşınan kargonun brüt ağırlığı 36 kg olup, içeriği ( 9 ) adet ürün olduğu, dolayısı ile her bir ürünün ORTALAMA ağırlığı ( 4 ) kg olmakla, hasar gördüğü iddia olunan ürün adeti de ( 3 ) adet olmakla, hasar görün ürünün brüt ağırlığı ( 12 ) kg olduğundan, müvekkil şirketin AZAMİ sorumluluğu 12 kg x 19 SDR = 228 SDR karşılığı Türk Lirası olup, icra takip tarihi olan 21.02.2021 tarihinde, SDR kuru, 10,091 TL olmakla, 228 SDR karşılığı da 228 SDR x 10,091 TL = 2.300,75 TL sı olduğundan, bu halde dahi, davacı sigorta şirketinin 2.300,75.-TL sını aşan talebinin bu sebeple REDDİNE karar verilmesi gerektiğini, taşıyıcı müvekkil şirketin sorumluluğunun GERÇEK zarar olduğunun kabulü halinde ise ( ki HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR ) sigorta ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere icra takibine konu edilen, 13.434,28.-TL sının içinde davacı ile dava dışı sigortalısı arasındaki sigorta sözleşmesi / poliçesi gereği % 10 İLAVE BEDEL olduğu tartışmasız olup, bu husus kendileri arasındaki bir husus olmakla ve GERÇEK ZARAR ile ilgisi olmamakla, huzurdaki davanın gerçek zarara aşan kısmının bu sebeple reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketine usulüne uygun tebligat yapıldığı, süresi içerisinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu edilen … 31. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 13.434,28 TL alacak için ilamsız takip başlatıldığı, davalılar ayrı ayrı dilekçe sunarak yetkiye, icra takibine, borca ve faize itiraz ettikleri ve takibin durduğu, süresinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında kök ve ek rapor ile farklı heyetten son heyet bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Nakliyat emtiya sigorta poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu bedelin rucuen davalılardan tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine davalı UPS Kargonun borca ve ferilerine, davalı … yetkiye, borca ve ferilerine itirazına üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda … uygulama alanı bulmaktadır. Konvansiyonun m.31/2 gereği 14 gün içinde hasar veya kısmi zayi konusunda yazılı bildirim şartı vardır. Ancak bu süreler ve usulüne uyulmasa da, taşıma sürecinde hasar tespit edilebiliyorsa taşıyıcı sorumlu tutulabilir. Burada belirtilen süreler hak düşürücü süreler değildir. Taşıma sonunda düzen ve ispat karineleri sağlamak için getirilmiş sürelerdir. Yoksa, taşıma sürecinde açık bir hasar varsa ve bu husus sabit ise ihbarın süresinde olup olmadığı tartışması kabul edilemeyecektir.
14 günlük bildirim süresi, hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğini ispat bakımından karine oluşturmak için öngörülmüştür. 14 gün içinde bildirim yapılmasa da zararın taşıma sürecinde meydana geldiği ispatlanabiliyorsa zamanaşımı süresi içinde dava ve talep hakkı kullanılabilir. Burada temel hususu hasarın meydana geldiği aşama taşıma süreci mi yoksa, taşımadan sonra depoda veya sair bir şekilde mi meydana geldiği noktasındadır. Esasen 21.09.2020 tarihli tutanak tespitine tek başına hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği şeklinde kabul edilemez. Ancak teknik bilirkişi ve sigorta ekspertiz raporunda hasarın istifleme-istiflerin sıkıştırılması kaynaklı olacağı tespit edilmiştir. Dolayısıyla hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği konusunda kanaate varılmakla davalıların sorumluluğuna gidilebilecektir. 14 gün içinde bildirimin yazılı ve usulüne uygun yapılmaması tek başına hasarın taşıma sürecinde meydana gelmediği şeklinde yorumlanamaz.
Davalı …’nin sadece port to port havaalanından havaalanına taşıma yapıldığı, yükleme-istifleme ve paletlemelere karışmadıklarını, konteyner ve istifli paletlerin davalı … nin sorumluluğunda olduğunu ileri sürülmüş ise de bu durum davalılar arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiğinden kendi aralarındaki rücu ve zarardan sorumluluk konusunda akdi ilişkilerine rücü sorumluluğuna dayanmaktadır. Dolayısıyla davacı karşısında davalı … fiili havayolu taşıyıcısı, davalı … akdi taşıyıcı konumunda olduğundan her iki davalının müteselsil sorumluluğu söz konusudur.
Ekspertiz raporu esas alınarak inceleme yapıldığı, yükün uçakta az yer kaplaması için istiflenmesi nedeniyle hasar oluştuğu değerlendirmesinin fahiş hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de taşınan emtia mahkemeye ve teknik bilirkişi heyeti incelemesine sunulamamıştır. Olayın oluşu ve meydana gelen hasar sigorta ekspertiz raporunda irdelenmekle, mevzuata uygun hazırlanan sigorta ekspertiz raporuna itibar edilerek değerlendirme yapılması kaçınılmazdır. Sigorta ekspertiz raporlarının, eksper görevlendirmesinin kim trafından yapıldığına bakılmaksızın tarafsız olması bekleneceğinden yanlı olduğu hususu ispatı gereken iddiadır. Dosya kapsamında da buna dair bir bilgi ve belge yoktur.
Hasarın ambalaj kaynaklı olduğu ileri sürülmektedir. Montreal Konvansiyonu m.18 gereği ambalaj yetersizliği sorumluluktan kurtulma sebebi iken; yükleme – istifleme taşıma sürecine dahil olmaktadır. Somut olayda davalı UPS açısından tüm taşıma sürecini yürüttüğü gözetildiğinde, ambalaj durumunu sürekli denetleme ve gözlemleme görevi olduğundan kargo taşıma süreci açısından sorumluluğu bulunmaktadır.
İstanbul BAM 43. HD. 23/06/2022 T. 2020/902 E. 2022/812 K. İlamı: “Davacı sigorta şirketi, poliçedeki %10 ilave bedeli de talep etme hakkı bulunduğunu ileri sürmüş ise de, poliçede belirtilen %10 ilave bedel davacı ile dava dışı sigortalı bakımından bağlayıcı olup, davacının bunu poliçenin tarafı olmayan ve poliçeye göre üçüncü kişi sayılan davalılara yansıtma olanağı bulunmadığı gibi, davalı taşıyıcı tarafın sorumluluk sınırının aşılması da mümkün değildir.” şeklindedir.
Taşıyıcılar, taşıma sürecine alınan emtia kıymeti üzerinden tazminat sorumlusudur. %10 veya benzer bir oranda fark ise sigortacı ile sigortalısı arasında sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği ödenen bir ek tazminattır. Nispi sözleşme ilişkisinden doğan sigortacı yükümlülüğünün taşıyıcının taşıma süreci ve sorumluluğu kapsamında olması beklenemez. Davacı ancak ek masraflar, başkaca zararlar varken bunlar için böyle bir oransal ödeme yaptığını ispatlarsa söz konusu zararlar da taşıyıcının sorumluluğu kapsamında olduğu ölçüde, sigortacının rücuuna konu edilebilir. Yani, oransal ödeme de olsa, aslında belli bir zarar için olduğunun ve bu zararın taşıyıcı sorumluluğunda olduğunun ispatı gerekir. Bu nedenle bu yöndeki itiraz yerinde değildir.
Gönderi içeriği emtianın 1 koli içerisinde yer alan toplamda 9 adet Elektronik Kart ve ekipmanları ile …’dan oluştuğu, zarara maruz kalan ekipmanların toplamda 3 adet Elektronik Kart ve ekipmanı olduğu, kartların toplam bedelinin 1.402,92 EURO olduğu, elektronik kart ve komponentlerin fiyatı dikkate alındığında işbu malzeme birim fiyatlarının fahiş olmadığı dikkate alındığında malzemelerin fiyatlarının kadri marufunda Olduğu, ekspertiz raporunda belirtildiği ve fotoğrafların incelenmesinde elektronik kartların balonlu naylon ile muhafaza edildiği, kolinin taşıma sırasında, sol tarafının kuvvetli bir baskı ile ezildiğinin görüldüğü, elektronik kart ve ekipmanının ince uzun bir bakır plaka üzerine kurulu elektronik
komponentlerden meydana gelmesinden ötürü, balonlu naylonun yanı sıra strafor köpük ile de muhafaza edilmesi halinde darbeyi emebileceğinden zararı nisbi derecede indirebileceği, ancak strafor köpüklerin de bir baskıya dayanma limiti
bulunduğundan dava konusu olayda ne kadar ürünleri muhafaza edip edemeyeceği hususunda öngörüde bulunulamadığından ürün hasarının fotoğraflardan gözlendiği kadarı ile ambalaj yapısındaki bozulmanın ve ürünlerdeki hasarın, ambalaj eksikliğinden kaynaklanmadığı, kuvvet etkisi-darbe-ağırlığa maruz kalması sonrasında meydana geldiği, strafor kullanılsa dahi ürün hasarının önlenemeyebileceği hükme elverişli teknik bilirkişi son heyet raporunda tespit edilmekle, taşıma sürecinin İtalya-Türkiye arasındaki Hava Kargo taşıması operasyonunu temel aldığı, davalı …’nin bu sürecin akdi taşıyıcısı, diğer davalı …’nin ise bu sürecin fiili taşıyıcı olduğunun sabit olduğu, dava konusu gönderinin AWB detayları ile sabit 1 kap 9 adet 36 kg üründen ibaret olduğu, ilgili taşıma sürecinin Montreal Kovansiyonu Hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, teknik irdeleme, eksper raporu, beyanlar, fotoğraflar doğrultusunda hasara dayalı bir zararın varlığının sabit olduğu, MK Md.18/2 içeriği uyarınca ambalaj noksanlığı temeline dayanan bir zarar olmadığı, 29.10.2021 tarihli servis raporunun açık şekilde taşıma sürecinin sona ermesinden yaklaşık 1 ay sonra sigortalı yanca organize edildiği, bu doğrultuda tek başına taşıma sürecinde ürünlerin hasarlandığını gösteremeyeceği, ancak dava dilekçesi ekleri arasında sigortalı (Moritech)-davalı … yetkilileri arasında 28.08.2020 (alıcıya teslim-varış tarihi)’de başlayan mail yazışmalarının olduğu, 28.08.2020 tarihinde yapılan yazışmada açık şekilde sigortalının hasara ilişkin …’ye beyanda bulunduğu, mail silsilesi içerisinde yer alan davalı … tarafından ilgili zarara ilişkin hasar dosyası başlatıldığının açık şekilde beyan edildiği, bu veriler doğrultusunda MK Md.31/2 uyarınca bahsi geçen 14 günlük bildirim süresinin yerine getirildiği, karine olarak aksi ispat edilene kadar taşıma süreci içerisinde meydana geldiğine kanaat getirmek gerektiği, bu doğrultuda ilgili zarardan taşıyıcıların müteselsilen sorumlu oldukları, taşıyıcıların sorumluluğunun müteselsil olduğu ve zarara karşı sınırlı sorumlu oldukları, sınırlı sorumluluk limitinin 3 adet hasarlı ürün açısından 264 SDR olarak hesap edildiği, dava itirazın iptali davası olup takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan Merkez Bankası verilerine göre takip tarihi olan 18.02.2021 tarihinde 1 SDR 10,0094 TL olduğundan 264 SDR nin 2.642,4816 TL ye isabet ettiği,
sınırlı sorumluluk üst limitinin zarar tutarının altında kaldığı, taşıyıcıların en fazla sınırlı sorumluluk üst limitinden sorumlu olabileceği dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile takibin 2.642,4816 TL üzerinden devamına, 2.642,4816 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dava, taşınan emtiada meydana gelen zarar nedeniyle ödenen tazminatın rücusuna ilişkin olup, tazminat miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 2.642,4816 TL üzerinden devamına, 2.642,4816 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 180,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 162,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,24 TL harcın davalılardan müştereken ve mütesesilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 162,26 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ücreti olmak üzere toplam 4.320,50 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 849,83 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı tarafın üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.642,48 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı … A.Ş. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT 13/3 uyarınca 2.642,48 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … A.Ş. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT 13/3 uyarınca 2.642,48 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek bu davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde arabuluculuk ücreti olan 1.092,49 TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
10-Davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde arabuluculuk ücreti olan 267,51 TL bedelin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi. 05/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır