Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/614 E. 2023/642 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/614 Esas
KARAR NO : 2023/642

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 10/07/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalıların içerik sağlayıcı oldukları … internet sitesinde ilk olarak 01.07.2019 günü …/ … … internet sitesinde; https://… edilen gerçek dışı ve iftira niteliği taşıyan açıklamalar ile müvekkili Şirketlerin ticari itibarı zedelendiği ve kişilik hakları ağır bir surette ihlal edildiğinden, Türk Medeni Kanunu’nun 25. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddeleri gereğince Müvekkil … A.Ş. lehine 500.000-TL, Müvekkil … A.Ş. lehine 500.000-TL olmak üzere toplam 1.000.000-TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalılar …, …, … A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’nun … internet sitesinin sorumlu müdürü, …’nun ise sitenin genel yayın yönetmeni olduğunu,her iki müvekkilinin de yayınlanan haberden ötürü herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle her iki müvekkili hakkında husumet itirazlarının bulunduğunu, haberin kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından yapılan açıklamanın internet sitesinde yayınlandığını, içeriğin alenileşmiş haber niteliğinde olduğunu, haber verme hakkının unsurlarının gerçekleşmiş olduğunu, haberin basın özgürlüğü kapsamında olduğunu, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin içerik sağlayıcı sıfatına haiz olmadıklarından bu davanın müvekkiline yöneltilmesinin mümkün olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, aktif husumet yokluğu nedeniyle davacı … A.Ş açısından davanın reddi gerektiğini, diğer davalılar açısından da davanın tefriki gerektiğini, yayınlanan haberin usul ve yasaya uygun olup basın özgürlüğü kapsamında korunması gerektiğini, haberin görünen gerçeğe uygun olduğunu, haberde kişilik haklarına saldırı bulunmadığını, haberin yapılmasında kamu yararı bulunduğunu, pay değeri ve işlem hacmindeki değişiklikler ile haber arasında illiyet bağı olmadığını bildirerek; aktif ve pasif husumet yönünden davanın reddine, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve … cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkememizce Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu Başkanlığına, … Rektörlüğüne ve Erişim Sağlayıcıları Birliği Başkanlığına yazılan yazılar ile “…”, “…”, “…” internet sitelerine ait içerik ve yer sağlayıcıları sorumluları hakkında bilgi talep edilmiş, müzekkerelerimize “… isimli alan adı sahibinin …, …’nin alan adının …’a ait olduğu, … için internetten araştırma yapılmasının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu edilen internet sitelerinin içerik sağlayıcılarının ve sahiplerinin kim olduğunun tespiti açısından bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 03/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…” internet sitesinin genel yayın yönetmenin …, alan adı kayıt bilgilerinde … ve …kayıtlı olduğu, “…” internet adresinin genel yayın yönetmeninin …, sorumlu müdürünün …, yayıncının … A.Ş, kayıtlı olduğu, “…” internet sitesinin alan adı kayıt bilgilerinde …’ın kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. Maddesinde basılmış eserler yoluyla işlenen fiilerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı hukuki sorumluluğu bulunan kişi ve kuruluşlar belirtilmiştir. Ancak 23/05/2007 Tarihinde Resmi Gazetede Yayınlanarak Yürürlüğe Giren 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde bu Kanunun amaç ve kapsamının; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usûllerin düzenlenmesi olduğu belirtilmiş, aynı Kanun’un 3, 4, 5 ve 6. maddelerinde ise içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcının sorumlu olduğu durumlar ve sorumluluk esasları gösterilmiştir. Mevcut düzenlemeler gereğince internet ortamında yapılan yayınlara ilişkin genel yayın yönetmeni ve sorumlu müdür olarak görev yapan kişilere sorumluluk yüklenmediği, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı olmayan davalılar …, …, …, …’in sorumluluğuna ilişkin mevcut bir düzenleme bulunmaması sebebiyle bu davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alınmıştır. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum, halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu sebeple ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok kararında; “…Sözleşme’nin 10/1. fıkrasında güvence altına alınan ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun ana temellerinden birini ve yine bu toplumun gelişmesi ve her bireyin kendini geliştirmesi için esaslı şartlarından birini oluşturduğunu hatırlatarak ifade özgürlüğünün, Sözleşme’nin 10/2. fıkrasının sınırları içinde, sadece lehte olan veya muhalif sayılmayan veya ilgilenmeye değmez görülen “haber” veya “fikirler” için değil, ama aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler veya fikirler için de uygulandığını, bunun, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olduğunu, bunlar olmaksızın “demokratik toplum” olamayacağını …” belirtmiştir. İfade özgürlüğü ve bu bağlamda basın özgürlüğünün asıl, sınırlamanın ise istisna olduğu,. Sınırlamanın kanuni olması, meşru amaca dayanması ve demokratik toplumda gerekli ve orantılı olması da gözetilmelidir.
Davalılar tarafından ” … tarihinin en büyük satışı yakın..”, “…”, “…” gibi haberlerin Anayasa’nın 26. Ve 27.maddelerinde yer alan ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yapılan haberlerin kamuoyunu ilgilendirecek nitelikte bulunduğu, hukuka uygunluk içerisinde her zaman haber konusu yapılacak düzeyde gerçeğe uygun ve eleştirisel boyutta olduğu, davacıların onur ve saygınlığını ve ticari itibarlarını zedeleyecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından …, … a.Ş … hakkında davanın Esastan Reddine, …, …, …, … hakkındaki davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, … a.Ş … hakkında davanın Esastan Reddine,
2-…, …, …, … hakkındaki davanın husumetten Reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 269,85 TL’nin, peşin alınan 17.077,50 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 16.807,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar …, … A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Davalılar …, … kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2023
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
K.H: 269,85 TL
P.H: 17.077,50 TL
İ.H: 16.807,65 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.