Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/592 E. 2023/129 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/592 Esas
KARAR NO : 2023/129

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı … A. Ş.’nin banka hesabına 08.05.2017 tarihinde 90.000 TL gönderip, karşılığında 25.341,41 USD satın aldığını, döviz bedeli satın aldıktan sonra davalı şirket yetkililerinin döviz bedelini şirketleri nezdinde tutabileceklerini ve bu parayı döviz alım satım şeklinde işletebileceklerini ilettiklerini, emanete bırakılan dövizler ile alım satım işlemi yaparak 1.230,28 USD kazanç elde edildiğinin kendisi ile paylaşıldığını, kendisinin 2017 yılında bu işlemlere son verme kararı aldığını, şirket yetkililerinin, döviz bürosunda kendisine ait birikimler ile diğer müşterilerinin emanette tuttukları birikimlerini birleştirerek herhangi bir risk içermeyen uygun faizli sabit getiri menkul kıymet işlemleri yaptıklarını, istemesi durumda birikimin bu şekilde değerlendirilebileceğinin iletmesi üzerine bunu kabul ederek 2.644,31 USD faiz geliri elde ettiğini, bu işlemlere ait yine davalı şirket çalışanı tarafından excell formatında ekstre fotoğraflarının teyit amaçlı davacıya gönderildiği, bu işlemler sonrası davalı şirket nezdindeki toplam alacaklarının 29.216 USD olduğunu, 04.01.2018 tarihinde bozdurulan 2.216,00 USD karşılığı 8.310 TL havalenin davacının banka hesabına gönderildiği, bakiye 27.000,00 USD alacağın 06.01.2018 tarihinde yıllık 3.200 USD kupon ödemeli 2030 vadeli …satın alındığı bilgisi verildiği, 06.10.2020 tarihinde emanette bulunan döviz bakiyesi ve getirisinin ödenmesini talep ettiklerini, ancak şirket yöneticisi … tarafından davacıya alacaklarının ödenmeyeceğinin bildirdiğini, 14.10.2020 tarihli ihtarname ile ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak ödenmediğini, bunun üzerine icra takibine başlandığını, davalının kötü niyetle itirazda bulunduğunu, Davalı şirketin Hazine ve Maliye Bakanlığı Yetkili Müessese Bilgi Sisteminde yer verildiği üzere B grubu yetkili müessese olduğunu, tabi olduğu mevzuat gereği banka yoluyla gönderilen parayı banka yoluyla müvekkiline ödemek zorunda olduğunu, davalının sunduğu döviz satış belgesi ödeme belgesi olmadığını, belgenin döviz satışı yapıldığına ilişkin belge olduğunu, aynı zamanda ödeme belgesi niteliği taşımadığını, müşteriye ödemenin nasıl yapıldığının tebliğ ile düzenlendiğini, Türk Parası Kıymeti Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğinin 23. Maddesinde B grubu yetkili müessese olan davalı şirkete getirilen yükümlülükler uyarınca banka yoluyla yapılması gerektiğini, ancak ödemeye dair ne dekont ne de makbuz olduğunu, davalı şirket hakkında ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına şikayette bulunulduğunu, ve diğer hususları bildirerek itirazın iptalini, davalının takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının şirketten döviz aldığını ikrar ettiğini döviz alım belgesinin de bunu tevsik ettiğini, 08.05.2017 tarihinde 90.000 TL gönderildiği ve karşılığında 25.341,41 USD davacıya ödendiğini kabul ettiklerini, davacı tarafından döviz bürosuna döviz emanet edilmediğini, ödünç verilmediğini, hiçbir nam ve isim altında davacının parasının şirketlerinin nezdinde tutulmadığını, davalının yıllardan beri döviz piyasasında olduğunu, bilinen bir firma olduğunu, davacının bildirdiği tarih ve miktarda şirket adına hiçbir USD girişi bulunmadığını, bu hususun defter kayıtları ile sabit olduğunu, davacı ile yapılan tüm işlemin peşin anlık ve nakit işlem olduğunu, şirket nezdinde hiçbir kişi veya kurumun parası veya dövizinin emanete alınmadığını, kaldı ki şirketin faaliyeti gereği işlemelerin anlık gerçekleştirmesinin zorunlu olduğunu, ispat yükünün karşı tarafta olduğunu, bir kişinin 4 yıl boyunca semeresini, faizini almamasına rağmen parasını aylık faiz karşılığı ödünç bıraktığını 4 yıl sonra iddia edemeyeceğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, HMK 200. maddesine göre senetle ispat kuralına göre davacının emanet ,ödünç para verdiğini iddia ettiği tutarı belgesi ile ispat etmesi gerektiğini, davalı ile davacı arasında emanet veya ödünç ilişkisi olmadığı gibi bu hususta doğal olarak sözlü veya yazılı bir sözleşme de bulunmadığını, 04.01.2018 tarihinde 8.310 TL gönderildiği beyan edildiyse de söz konusu dekont incelendiğinde bizzat davalının bu parayı göndermediğinin görüleceğini ifade ederek, davacının tüm iddialarını tamamen reddettiklerinin bildirerek davanın reddine , %20’ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında 23.100,00 USD asıl alacak ve 6,96 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.106,96 USD toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Dosyanın mali müşavir ve finans uzmanı akademisyene tevdiine karar verildiği, bilirkişilerin 14/04/2022 tarihli heyet raporunda özetle; “Davacının davalıdarn (25.460 USD – 2.216 USD) = 23.244 USD alacaklı olduğu, tarafların diğer iddialarının ispata muhtaç olduğu” belirtilmiştir.
Bilirkişi heyet raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, 11/05/2022 tarihli duruşma tutanağının 3 nolu ara kararı gereğince tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davalının rapora itirazlarının değerlendirilmesi, 459 sıra nolu VUK genel tebliği, 4.2 maddesi c fıkrası, döviz satış fişi ile dövizin teslim edildiği iddiası, “döviz alım bedeli” açıklamasına ilişkin itiraz, dekontlar ve resen mahkememizce ticari defter ve kayıtların incelemesi yaptırılabileceğinden davacının ticari defter ve kayıtları da incelenerek varsa davacı alacağının tespiti için ek rapor alınmasına karar verilerek dosya mali müşavir bilirkişi, finans uzmanı akademisyen bilirkişi ve vergi uzmanı bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişilerin sunduğu 05/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;”davacının halen kalan 23.244,00 USD (25.460,00 – 2.216,00) tutarında alacaklı olduğu” tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; Davacı tarafın 08.05.2017 tarihinde satın aldığını iddia ettiği döviz bakiye bedel alacağını icra takibine konu etmesi üzerine davalı borçlunun borca ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf 08.07.2017 tarihinde 90.000 TL karşılığında 25.460 USD döviz satın aldığını, davalı tarafça dövizin işletileceği ve faiz ödeneceği gerekçesiyle dövizin davalı tarafından kendisine teslim edilmediğini, 04.01.2018 tarihinde 2.2216 USD karşılığının 8.300 TL olarak kendisine ödendiğini, bakiye 27.000 USD bedelin ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı taraf ise satın alınan dövizin ödendiğini iddia etmiştir.
Somut olayda, sunulan banka dekontuna göre 04.01.2018 tarihinde 2.2216 USD karşılığı davacıya 8.300 TL olarak ödenen bedel hariç öncelikle tartışılması gereken husus davacı tarafından davalıya bakiye dövizin teslim edilip edilmediğidir. Daha sonra ise, davacı taraf teslimi ispat ederse davacının satın aldığı bakiye dövizin davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği irdelenmelidir.
Dosya kapsamında alınan ek raporda, davacı tarafından 08.07.2017 tarihinde 90.000 TL banka ödemesi karşılığında 25.460 USD dövizin satın alındığı olgusu, sunulan banka dekontu ile davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarından tespit edilmekle bu husus ispatlanmıştır. Yine ek raporda, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya bakiye döviz bedelinin teslim edildiği ve ödendiği hususu tespit edilemediğinden davalı tarafça bakiye döviz bedelinin davacıya ödenmediği ispatlanmıştır.
Neticeten, alınan hükme elverişli ek heyet raporuna göre; davalı ticari defter ve kayıtları, dekontlar ile döviz satış belgelerine istinaden 90.000,00 TL para transferi karşılığında 25.460,00 USD nin satın alındığı, 2.216,00 USD karşılığı paranın davacı hesabına yatırıldığı tespit edilmekle davacının bakiye kalan 23.244,00 USD (25.460,00 – 2.216,00) tutarında alacaklı olduğu anlaşılmış olup takip talebinde asıl alacak olarak 23.100,00 USD talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile takibin 23.100,00 USD bedel üzerinden devamına, asıl alacak 23.100,00 USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4-a maddesi gereğince davacının talebini aşmamak üzere faiz uygulanmasına, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesap edilen % 20 oranındaki 36.794,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafça 6,96 USD işlemiş faiz bedeli yönünden davadan vazgeçilmiş olup davalı tarafça da bu talep yönünden vazgeçme kabul edildiğinden 6,96 USD işlemiş faiz bedeli yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile takibin 23.100,00 USD bedel üzerinden devamına, asıl alacak 23.100,00 USD’ye takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4-a maddesi gereğince davacının talebini aşmamak üzere faiz uygulanmasına, % 20 oranındaki 36.794,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-6,96 USD işlemiş faiz bedeli yönünden davanın açılmamış sayılmasına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 16.995 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.250 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.745 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.250,00 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ücreti olmak üzere toplam 4.436,75 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 4.435,35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 37.830,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 78,46 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderinden reddedilen dava değeri itibariyle 0,22 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
8-Davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde arabuluculuk ücreti olan 679,79 TL bedelin davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
9-Davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde arabuluculuk ücreti olan 0,21 TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/02/2023
Katip …

¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır