Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/583 Esas
KARAR NO : 2023/555
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı sigorta şirketi nezdinde … numaralı zorunlu mali sigorta poliçesi kapsamında kayıtlı bulunan sigortalı … maliki olduğu … plakalı araç …’in sevk ve idaresinde 18.04.2019 günü saat 17:00 civarında …’ında seyir halindeyken o sırada karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkil …’a çarpmış ve aracın sol arka yan teker kısmının çarpması sonucu ağır yaralandığını, meydana gelen bu kaza sonucu Müvekkilin ağır yaralanmış ve olaydan sonra önce …’ne kaldırıldığını, Müvekkilin bu hastanede 10 gün kaldığını, 24.04.2019 tarihinde de aynı hastanede müvekkil sağ ayak bileğinden bimalleoler kırık ameliyatı olduğunu, Müvekkilin sağ ayağındaki tüm kemikler kırılmış olduğundan bu kemikleri tutturabilmek için vida ile sabitle yapıldığını, Adli Tıp Kurumunun 27.05.2019 tarihli raporunda yaralamanın kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı ve kişide saptanan kırığın yaşam fonksiyonlarını orta(3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu bildirildiğini, bu raporda da görüleceği üzere müvekkil kaza sonrası büyük bir fiziksel acı içinde kıvranmış olup yaşamını etkileyebilecek nitelikte bir kaza geçirdiğini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü …’in tam kusurlu olduğunu, sokağa aracıyla giriş yapacağı sırada gerekli kontrollerini gerçekleştirmediğini, azami hız sınırının 50 km/h olduğu yerde sürücü 2918 sayılı yasa 52/1-a kapsamında ”Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak” gerekeni yerine getirmediğini, kaza tespit tutanağında da bu durumun sabit olduğunu, kazayı gerçekleştiren …’e ait aracın sigorta şirketi davalı … Sigorta A.Ş. olup … poliçe numarası ile zorunlu mali sigortacısı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının üçüncü kişinin trafik kazası sebebiyle kapsadığı durumlardan biri de bedenen eski haline dönmesi için protez organ masrafları dâhil olmakla birlikte tüm tedavi giderleri, sağlık giderleri teminatı ile karşılanması gerektiğini, bu sebepten dolayı müvekkilin geçirdiği kaza sonrası tedavi masrafları, bakım giderleri ile oluşan maddi tazminat talepleri olduğunu, Müvekkilin kaza sırasında henüz 17 yaşında olduğunu, eğitimine devam eden bir öğrenci olduğunu, Müvekkilin babasının inşaat işçisi, annesinin ev hanımı olduğunu, kaza sonrası sadece hastane masrafları değil, hastaneden sonra da müvekkilin bakım, tedavi giderleri meydana geldiğini, ailesi tarafından müvekkilin tedavi, bakım masraflarının hepsini karşılayacak maddi durum içerisinde olmadıklarını, müvekkilin kaza neticesinde sağ ayak bileği kırılmış ve çeşitli ameliyatlara maruz kaldığını, hali hazırda ise kırık ayağı kısa kaldığını, kalıcı bir maluliyet söz konusu olduğunu, rutin hayatını sürdürmekte güçlükler yaşadığını, spor yapamadığı, uzun süre ayakta kalamadığını, anılan verilere dayanılarak, müvekkillerimizin maddi anlamdaki kayıplarının telafisini teminen, davalı sigorta şirketi ile 30.10.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, arabuluculuk anlaşmama son tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle Müvekkilin uğradığı kaza sonucu vücut fonksiyonlarında meydana gelen güç ve efor kaybı nedeniyle uğradığı ve uğrayacağı maddi zararlar için şimdilik 1.000 TL, geleceğinin sarsılması nedeniyle şimdilik 500 TL ve tedavi giderleri için şimdilik 500 TL olmak üzere şimdilik toplam 2.000 TL tazminatın (HMK:107 kapsamında) davalı sigorta şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu sigortalısı … olan …
plakalı araç için müvekkili şirketçe,17.11.2018 – 17.11.2019 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 360.000-TL olarak sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, Karayolları Zorunlu (Trafik) Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki mahiyeti incelendiğinde; Motorlu bir aracın, karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarar uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türü olduğunu, bu nedenle Karayolları Zorunlu (Trafik) Mali Sorumluluk Sigortası, kara yolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, sigortanın bir zenginleşme aracı olmadığını, davacı tarafın, 07.12.2017 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle iş bu davayı ikame ettiğini, kaza ile ilgili belge ve tutanakların taraflarına tebliğ edilmediği ve uyap sisteminde de kayıtlı olmadığı için olaydaki kusur dağılımına ilişkin bu aşamada bir bilgilerinin bulunmadığını, cevap ve itiraz haklarını saklı tuttuklarını, davacının maddi tazminat talep ettiğini, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi gerektiğini, bu sebeple kusur oranının öğrenilmesinden sonra, davacının geçici/sürekli sakatlık iddialarının da araştırılması gerektiğini, davacıda gerçekten kısmi işgücü kaybı oldu mu, davaya konu trafik kazası ile davacının işgücü kaybı arasında illiyet bağı var mı, davacının iş gücü kaybı oranı, maluliyet oranı vs. tespitlerin Adli Tıp Kurumu’nca yapılması gerektiğini, bu sebeple davacının tüm tedavi evrakının da davacının tedavi olduğu hastaneden celbi gerektiğini, kusur ve sakatlık oranının tespitinden sonra gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğu olduğunu, söz konusu hesaplamanın sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından belirlenmesi gerektiğini, ayrıca, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talepleri Genel Şartlar Hükümleri uyarınca SGK sorumluluğunda olup mezkur taleplerin reddi gerektiğini, Müvekkil şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdüdünden bahsedilemeyeceğini, öncelikle genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ile birlikte usulüne uygun hasar başvurusu yapılması gerektiğini, davacı tarafın lehine hükmolunacak tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğini, davacının bu talebinin de mesnetsiz olduğunu, faiz talebinin ön koşulunun, Müvekkilin dava konusu kazadan haberdar olmadığından ve kendisine usulüne uygun bir başvuru da yapılmadığından, Müvekkil kooperatif bakımından olay tarihinden itibaren faiz talebi yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, Sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, Tazminat hesabının sigortalımızın kusur oranınca yapılması gerektiğine, Sağlık giderleri ve dolaylı zararlar yönünden müvekkil şirketin sorumluluğu olmadığından bu husustaki davacı talebinin reddine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte usulüne uygun şekilde hasar başvurusu yapılması gerektiği, müvekkilimizin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın ( kaza sonucu vücut fonksiyonlarında meydana gelen güç ve efor kaybı, geleceğinin sarsılması nedeniyle ve tedavi giderleri için )davalılardan tahsiline ilişkindir.
Mahkememizin 01/12/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Dosyanın ATK’ya sevkine, davacının muayenesinin yapılarak davacının kaza nedeniyle maluliyete uğrayıp uğramadığının Erişkinlere İlişkin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre belirlenmesi varsa bu yönetmeliğe göre geçici iş göremezlik süresinin, sürekli iş gücü kaybının tespit edilmesi, düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu 31/03/2022 tarihli raporunda, … ve … kızı, 16/12/2001 doğumlu, …’ın 18/04/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı resmi gazetede yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi hakkında yönetmelik hükümleri kapsamında engelliliğe neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4(dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görüldü.
Mahkememiz 01/11/2022 tarihli celse ara kararı gereği, ATK raporu kapsamında davacı tarafın talep etmiş olduğu tazminat kalemleri yönünden rapor hazırlanmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …’ın 26/12/2022 tarihli raporunda, Yargıtay 17 HD’nin 17.2.2017T., 2014/17502 . , 2017/1121 K. sayılı kararı ile davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması, kaza tarihi itibarı ile davacının gelir getirici bir işte çalışmıyor olması gibi unsurlar dikkate alınarak, davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı, davacının talep edilen tedavi giderlerinin alanında uzman tıp doktaru bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden bu hususta tarafımdan değerlendirme yapılmasının mümkün olamadığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin 24/01/2023 tarihli celse ara kararı gereği, davacının talep etmiş olduğu bakıcı gideri talebi yönünden dosyadaki tedavi evrakları da incelenerek kaza sonucunda davacının ne kadar süre bakıcıya muhtaç olduğunun tespit edilerek bu süreye yönelik olarak bakıcı gideri talebi yönünden hesap yapılmasının istenilmesine karar verilmiş olup, Bilirkişi Tıp Doktoru …’ın 13/04/2023 tarihli raporunda özetle, Dosya içerisinde yer alan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesinin Başlama Tarihi: 17/11/2019, Bitiş Tarihi: 17/11/2019, Tedavi Gideri (Şah. Baş.): 360.000,00 TL, Acil Sağlık Teminatı: 1.000,00 TL, Vefat / Sakatlık Şahıs Başına: 360.000,00 TL olup, dava konusu trafik kazasının 18/04/2019 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında; tarih ve meblağ açısından poliçe kapsamına girdiği; Sağlık Uygulama Tebliği’nde tanımlanan ve SGK’nın sorumluluğunda olan Evde Sağlık Giderleri ile SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan Evde Bakıcı Giderleri kavramlarının farklı kavramlar olduğu, davacı tarafından Evde Bakıcı Giderleri için dosyaya herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı, Yargıtay Kararı gereğince belgesiz tedavi giderlerinde SGK’nın sorumluluğunun bulunmadığı; Yapılan tetkik ve tedavilerin yaşanan trafik kazasıyla illiyet bağı bulunduğu; İyileşme (İş Göremezlik) Süresi ile Başka Birisinin Bakımına Muhtaç Olunan Süre kavramlarının birbirinden farklı olduğu; dosyada mevcut tıbbi belgelerin tarafınca değerlendirildiği, muhtaç olabileceği sürenin 1 (bir) ay olarak tespit edildiği; Olay Tarihinin 18/04/2019, 2019 yılı Brüt Asgari Ücretin 2.558,00 TL olduğu, bu durumda davacı tarafın 1 (bir) aylık Evde Bakım Gideri Alacağının 2.558,00 TL olabileceği; Evde Bakım Gideri Alacağının 18/07/2019 – 13/09/2021 arası %9 yasal faizinin 497,02 TL olduğu; Evde Bakım Gideri * Yasal Faizi Toplamının 2.558,00 TL * 497,02 TL, 3.055,02 TL olduğu; ve kazazedenin başka birisinin bakımına Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’na göre sözleşme ile tespit edilmeyen hallerde kanuni faiz uygulandığı, 01/01/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve halen Kanuni Faiz oranının yıllık %9 olduğu; davacı Tarafın dava konusu ödemeleri Davalı … Sigorta A.Ş.’nden talep ettiği tarih olan 08/07/2019 tarihinin 8 işgünü sonrasının (18/07/2019 tarihinin) Temerrüd Tarihi (Faiz Başlangıç Tarihi) olarak, Dava Tarihi olan 13/09/2021 tarihinin de Faiz Bitiş Tarihi olarak kabul edilmesinin uygun olacağı görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, ATK raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin tespitler uyarınca, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın …’in sevk ve idaresinde iken 18.04.2019 günü saat 17:00 civarında …’ında karşıdan karşıya geçmekte olan davacı …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, meydana gelen olayda kaza tespit tutanağında belirtildiği şekilde araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, mahkememizce alınan ATK raporunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı, ATK raporu doğrultusunda alınan aktüerya bilirkişi raporunda ise kaza tarihinde 17 yaşında olması nedeniyle davacının gelir getirici bir işte çalışmıyor olması gibi unsurlar dikkate alınarak, davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılmasına yer olmadığının belirtildiği, tedavi ve bakıcı giderleri yönünden alınan bilirkişi raporunda ise davacının geçici bakıcıya ihtiyacı olacağı sürenin tedavi giderlerinin irdelenmesi sonucunda 1 ay olabileceği, buna göre davacı tarafın 1 (bir) aylık Evde Bakım Gideri Alacağının 2.558,00 TL olabileceği tespitine yer verildiği anlaşılmakla, davacı tarafın talep edebileceği toplam zarar bedelinin 2.558 TL olduğu, davacı tarafça tüm tazminat kalemleri yönünden toplam 3.055,02 TL talep edildiği, ancak talep etmiş olduğu bedellerden 1.500 TL’ye tekabül eden kısmın diğer alacak kalemlerine ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, 1.555,02-TL’nin 18/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın kısmen kabulüne,
1.555,02-TL’nin 18/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179.90-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 59,30-TL peşin harç + 20 TL tamamlama harcından oluşan toplam 79,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 100,60-TL harç bedelinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ile 20 TL tamamlama harcından oluşan toplam 138,60 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 179,10-TL posta masrafı ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olan toplam 3.173,10 TL ve 1.070,00 TL ATK ücreti toplamı olan tahsili ile 2.103,10 TL’nin davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4540,8-TL’den tarafların haklılık oranlarına isabet eden 2.311,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin 671,90-TL sının davalıdan, 648,10-TL sının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.555,02-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde HMK 333 Maddesi gereğince taraflara iadesine
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/07/2023
Katip
e-imzalı
Hakim
e-imzalı
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”